-
Hatýralarda Nizip
Bu gün sizlerle beraber bir geçmiþe yol alalým, anýlarýmýzý taze tutalým diyerek yaþamýþ olduðum hatýralarýmdan bir demet sunuyorum. Taaa bundan 35 sene öncesine 1972 yýllarýna doðru, zamanda yolculuða çýkalým. O yýllarda elektroniðin ne olduðunu bilmediðimiz, her þey mekanik aletler üzerine kurulu bir dünyada yaþadým. Hesap makinalarýnýn FACIT dediðmiz tuþlu makinalarýn kullanýldýðý, televizyonlarýn tek kanallý olduðu, siyah beyaz izlediðimiz Nordmende, Telefunken, TT Sharp lorenz, Natýonal marka tv'lerin sürgülü vitrinde saklandýðý, dijital otomatik telefonlarýn olmadýðý, Manyetolu telefonlarýn kullanýldýðý þimdiki gibi 7 rakamlý olmayýp 3 rakamlý olan ve bir yeri ararken gramafon kolu gibi durmadan çevirip santraldaki bayan memura kibarca þu numaramý baðlarmýsýn deyipte karþýlýðýnda azarlanarak numaranýn baðlandýðý, günlük iki saat elektriklerin kesildiði,(o yýllarda günlük iki saatzorunlu elektrik kesintisi vardý) prinç, þeker, margarin, siðaralarýn iki paketle sýnýrlý olduðu, belediyenin tanzim maðazalarý olan TARKO'dan uzun kuyruklarda eline þeker, prinç torbasý izdihamdan yýrtýlmadan, mutlulukla eve getirilmiþ olan o gýda maddelerinden Gaz ocaklarýndan yemeklerin piþtiði, ayaðýmýzda naylon yandan ilikli beyaz çarýkla en fazla bir hafta yýrtýlmadan giydiðimiz sonrada kaynakçý YAÞAR Ustanýn yanýnda yýrtýlan çarýklarý kaynak ettirdiðimiz bir dünyamýz vardý. Þimdikilerin oynadýðý Plastik futbol topu, Oyuncak tabanca, Tetris, Atari, uzaktan arabalar, aðlayan bebekler, sanal bebekler yoktu. Bizler imkansýzlarýn içinde yaratýcý beyinler olarak büyüdük. Oyuncak silahýn yoksa, iki parça kaðýdý kývýrýp tabanca yaptýðýmýz, içinede gerçekçi olsun diye çatapatlarý koyup köþe sokaklarda vestern Kowboyculuk oynadýðýmýz, bazýlarýmýz koyun çene kemiðini, þanslý olanlarýmýzýnda taramalý tüfek niyetine kullandýðýmýz öküz çene kemiðini silah niyetine kullandýðýmýz, uzaktan kumanda araba yerine telden arabalar yapýp arabaya yön vermek içinde telden uzunca bir kol yapýp sokak sokak o araba ile gezdiðimiz hava attýðýmýz, biraz basit olsun diyorsanýzda üç adet makarayý U þeklinde teli kývýrýp akþam ezanlarýna kadar sokaklarý turlayýp ööööönnnn ýýýýýnnnn (araba efekt sesi) diyerek asfaltsýz topraklý sokaklarda tur attýðýmýz bir dünyamýz vardý. Okullarda matematik defterini KARELÝ deðil DUT aðacýndan yapýlma sarý Matematik defterini kullandýðýmýz, okulda ikinci teneffüste Yaðlý ekmekle süt veya yoðurdun daðýtýldýðý, kantinde bir þiþe gazoza paran yetmeyince yarým þiþe gazozu, yarým simitle içtiðimiz Þehir gazozun ( coca cola lüks içecekti. o kadar parayla 3 þiþe þehir gazozu içersin) tadýna doyum olmazdý. Sokak köþelerinde KENT sakýzlarýý ile iki al bir ver, bir al iki ver dediðimiz içindeki bayan sanatçýlarýn numarasýna göre uttuðumuz kimisinin numarasý denk gelirse aha bu bunla pat (berabere) aha bu bundan 20 sayý fazla dediðimiz, utuzmayý göze alamayanlarlada birbirimizi taþladýðýmýz bir Nizip vardý. Ortaklaþa bir adet Plastik futbol topunu alýp, evdekilerden gizleyip sýra ile birimizde saklandýðý, (sýra ile derken birazda birbirimize de itimatsýzlýkta vardý ) sokakta top oynarken komþulardan azar iþitip, ikinci tekrarýnda bir daha düþerse deyip elindeki býçakla topý gösterip patlatýrým deyip tehditler savuran ninelerimizin, teyzelerimizin, komþularýmýzýn ellerinde büyüdük. Pazar günü YILDIZ sinema ve ÖZALKAN sinemasýnýn önünde uzun kuyruklarýn olduðu Zaloðlu Rüstemlerin, Tarkan, Kara Muratlarýn Wang Yu, Bruce Lee'nin filimlerinin olduðu, ayakkabýcý Tilki Ahmet'in mahalle mahalle, sokak sokak sýrtýnda sinema afiþi ile bayanlarýn izleyebileceði Tahir il Zühre, Ferhat ile Þirinin filimlerini izlemeye, eðer filim acýklý ise yanýnda mendil ile gelinmesini sýký sýký tembihlerlerdi. Bizimde cep harçlýðýmýz yetmeyincede aradan bizi geçir koltukta bakmayýz ayakta bakarýz diye sinemacý Kamil ustaya ve Yaþar ustaya azmý yalvarýrdýk.....Neyse þimdilik bu kadar iþe gitmem gerekiyor eðer istek olursa kaldýðýmýz yerden sohbete devam ederim.....
-
Teþekkürler.Çelik çomak ile gülle lýðlamayýda unutma.Selamlar
-
terþekürler bir an o yýllara dalýp gittik
ne güzel günlerdi o gunler
-
Nizip te akþamlarý bu sesi tanýmayan yoktur sanýrým. ( Kavurgaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa) 'diye
Okul yýllarýnda iken Büyük Kýrtasiyeler yoktu ama, Kör Ahmet'tin küçücük dükkanýn dan her þeyi karþýlardýk.
Unutmadan, Yukarý Oba da oturanlar bilirler, Sefer Emminin Meyan þerbetine diyecek yoktu.
Bir de neyi severdim bilirmisiniz? çocukluðumuzda Danone vb. yoktu ama (Eskimo)' muz vardý.
Þimdi her ne kadar nizip ten uzak isem de anamýn yaptýðý Ramazan kahðesinin yerini buradaki Lüks pastanelerde o damak tadýnýn yerini hiç biri tutmuyor.
M.CANKESEN
-
yaw Abdurrahman bende bu anýlarý ne zaman birisi kaleme alacak diye düþünüyordum,eline saðlýk çok güzel olmuþ,ancak daha unutulan,yazýlmayan ne kadar anýlarýmýz var,sen biraz bize göre uzaktaydýn,bizim evler bahçelere yakýndý,oralara erik,miþmiþ yemeye az gitmedik,tabi bahçe sahibine yakalanmamak kaydýyla......:)
-
Sonunda Abdullaya iki hanek yazdýrabildik.
-
dilinesaglik abdulah yasar ustanin özel bir turkusu vardi --gel gel kecma sevmisim sana gönul vermisim --kac kez ayakkabilari göturduysem hep o turkuyu söylerdi
-
Biz büyüklerimizden daha eski zamanlarla ilgili hatýralarýný dinlerken (bir ayakkabýnýn köyden gelenler tarafýndan sýrayla kime lazýmsa onun kullandýðý, çarþýlýk elbiselerin þehrin yakýnýna gelince deðiþtirildiðini v.b) bize ne kadar garip ve ilginç gelirdi...
Þimdi ise bizim çocukluk dönemlerimizdeki yaþadýklarýmýz þimdiki gençlere öyle ilginç geliyor "aaa gerçekten mi?" falan diyorlar halbuki bu yaþananlar bize çok uzak deðil sanki dün gibi...
Þimdi her þey sözde modern oldu,
Ýnsanoðlu nasýl da yeniliklere alýþýyor ve bir çok alýþtýðý þey bu gün elinden alýnsa yaþayamayacýðýný düþünüyor..!
-
Anýlarýmda Nizip, yazýmý okuyan ve teþekkürlerini esirgemiyen, fsoyarik, yalnýzkurt,MurCan, kasapoðlu, admin, 1dost ve Kasým Böler hepinize ayrý ayrý teþekkürlerimi sunuyorum. Burada yazmýþ olduðum anýlarý benim emsallerim olan siz kardeþlerim ve bacýlarým bire bir bizzat yaþamýþsýnýzdýr. Benim gayem bizler Nizipliler nereden nereye gelmiþiz zaman nasýlda su gibi aktýðýný anlatmaya çalýþtým. Dediðim gibi gerçektende istek olursa anýlarýma kaldýðým yerden devam ederim. Hani güzel bir söz vardýr " Bir insan hayallerini anlatmayýpta, anýlarýný anlatarak avunuyorsa o kiþi yaþlanmaya baþlýyor demektir" demektir. Görüþmek üzere...Yaradana emanetsiniz....
-
ricaederim kardesim ben tesekur ederim cok güzel gercekten devamini gendi sahsima beklerim zevkle okurum hele gurbette onlari okumak insani buruklastiriyor duyguyla özlem karisinca farkli bir duygu sariyor gözlerim doldu inan
sevgiyle kal
-
Neyse anýlara yolculuða kaldýðýmýz yerden devam edelim...Sabah saat 7,30 da tren sesini bir yandanda serçelerin sesini dinleyerek kahvaltý yapmanýn tadýna varmanýn ötesinde saat 8 oldumu Ülfet ve Güvenal yað fabrikasýnýn siren sesini duyduðumuz anda okula ok gibi fýrlardýk. Þimdiki gibi kapýdan alan servis ne gezerdi dabana kuvvet, Üzerimizde siyah önlük, boynumuzda beyaz yaka lastikli pantorla okula gelirsin. Teneffüslerde kapýda bakarsýnki satýcýlar gelmiþ, cebinde 25 kuruþa ne alabilirsinki? elmalý þeker 50 kuruþa, cicili bicili tabaðý 50-100 kuruþa yiyemezsin. Ara sýra okulun kapýsýna Kör Ahmet gelirdi. Rahmetli Zonguldaklý Uzun Mehmet gibi boyu vardý sýrtýndada þellek yükü ekmek kýrýntýsý bulgur simit toplamýþ, koynundaki son sakýzlarýda bize 25 kuruþa satardý. Okul dönüþü Çello dayý karþýmýza çýkardý atýn üstünde heybetli bir süvari gibi duruþu vardý, aðzýndada huni biçiminde bir aðýzlýk , "bir keçi bir koyun yitmiþ bulan yada gören varsa versin" diyerek sokak sokak dellalýk yapardý. Çantalarý eve atýp sokaða çýkardýk, tov tov sokaklarda bir cümbüþ ki hiç sorma. Komþunun biri halle kazanýný sokaðýn orta yerine kurmuþ buðday kaynatýr, her çocuðun elinde sahenler, hedik beklerdi. Daha ne zaman biþecek derdi uyanýk olanlarda tabaðý kazana daldýrýr kaçardý. Aþaðý taraftada üzüm pekmezi kaynatýlýr bir tabakta hapse alýrdýk. Yaþlý yada yatalak komþular varsa evlere tabak tabak daðýtýlýrdý. Akþam bakarsýnki davul sesi gelir, komþunun birisi oðlan everiy. Kapýnýn önünde yýðýnak var erkekler dilans sekiy, baþ çekiy, halaylar yah yahlar maþallahlar akþamýn karanlýðýnda yankýlanýrdý. Köyden gelen misafir olursa komþulardan yatak yorgan alýnýr misafir aðýrlanýrdý. Cumartesi günü okullarda 2 ders yapýlýr, kalanýnýda akþama kadar oyunlar oynanýrdý. Top alacak para olmayýnca buradada bizlerin yaratýcýlýðý ortaya çýkardý. Ýki adet sopadan ibaret olan çelik çomak oyunu, cücüköl oyunu, oynanýrdý. Hele taþýn kubura girerse vay haline ki vay. Gülle oynayanlarda vardý. Gülle yasaklý oyunlar listesinde baþý çekerdi nerede gülle oynasak bir büyüðümüz görse, bizi haþlarlardý döverlerdi. Havalar çok sýcak olduðundan pazar yerinde, kalýp kalýp buzlar gelir, hýzar bukçularýnýn ölçüsü 50 kuruþa buz alýnýrdý. O buzlarý ipe geçirirlerdi sokaktan geçerken göðsünü gere gere eve getirirsin. Bazende komþuda olmaz bir parça ister veririn yada, baþýmý yisin kalmadý eridi bitti derler vermezlerdi. Buzdolabýný kim yitirmiþde herkesin evinde bulunsun. Buz dolabý almak araba almaktan farksýzdý. Þimdikiler bu günün kýymetini iyi bilsinler. Akþam yemeklerindede analarýmýzýn önceden ellerinde döktükleri ÞEHRÝYE pilavý ile çoban salatasýný yedikten sonra, lambalý radyolardan þimdiki pembe diziler yerine, arkasý yarýnlar heyecanla dinlenirdi. Keloðlanlarý dinleyerek uyurduk. Akþamlarý mahalle bekçileri ile çarþý bekçileri sabaha kadar düdük çalarak asayiþin berkemal olduðunu huzur içinde uyuyacaðýmýzýn habercisi olan o güzel düdük seslerini çok ama çok özledim. Ne ilginçtirki o yýllarda hýrsýzlýk olayý çok ama çok enderdir. Allah muhafaza yanýlýp yazýlýp karakola düþmeye görün. Bir Rahmetli Oðuz polisimiz vardý hýrsýzlarýn, serserilerin, ne kadar zibidi varsa bunlarýn gözünü ele bir korkutmuþtu ki, biz çocuk olduðumuz halde onun heybetli görünümüden it kimin korkardýk. Rahmetlide babayiðit bir heybet, pala býyýk kalýn kaþ yeþil göz vardý. Biz anamýzdan babamýzdan korkmazdýk bu adamdan korktuðumuz kadar. Memleketi dize getirmiþti namýný Antep bölgesinde duymayan kalmamýþtýr. Ayda yýlda bir Nizibimize destancýlar gelirdi bir menfur töre *******ini 40-50 kýta halinde destan yazýlmýþ, boynunda teyp içinde okumuþ olduðu destaný aðýt biçiminde okur, dinleyenlerin içleri burkulur gözleri dolar aðlayanlarýmýz olurdu. Bu destan evlerde gelen komþulara okutulur dinlenirdi. Hele birde ay tutulma olayýmýz vardý vay babam vay , herkes sokaklara dökülür kiminin elinde teneke, mavzeri, çeker kuru gürültü yaparak ay'ý canavarýn elinden kurtarma giriþimlerimizi hiç unutmam. (Efsaneye göre ay meleði gölgede canavarý temsil edildiðine bunlarýn bir birleri ile cenk ettiðine inanýlýrdý) Kalkýn rahmetli ninelerim ve dedelerim sizin o canavar dediðiniz olayý 7 yaþýndaki çocuklar bile, bilimsel olarak öðrendiler. Þimdi sizlere anlatsalar yalan TEVATÜR þeyleri okuldan öðreniysiniz diye bizleri azarlar fýrçalarsýnýz. Derken1974'de Kýbrýs savaþý çýktý.....
Kalaný sonraya býrakalým fazla usandýrmayayým. Ýstekler doðrultusunda dilimin döndüðünce yazýp anlatacaðým. esenkalýn....
-
-
BÝZDE NÝZÝPTE DOÐDUK BÜYÜDÜK 23 YIL ÖNCE NÝZÝPTEN AYRILDIK... ÇOK YAKINLARIMIZ OLMADIÐI ÝÇÝN UZAK KALDIK.AMA NÝZÝPÝ HÝÇ UNUTMADIK. ÝNTERNET SAYESÝNDE HERÞEYDEN HABERDARIZ. [27700 NÝZÝP] E YAZILARINDAN DOLYI TEÞEKKÜR EDÝYORUZ.BÝZÝ ÇOCUKLUÐUMUZA GÖTÜRDÜ.YAZILARININ DEVAMINI ÝSTÝYORUZ
-
diline saglýk kardaþ sagolasýn var olasýn
-
Arkadaþlar ben ilkokul 5. sýnýf mezunuyum. Yazýlarýmý düz yazýyorum, yani konuþma çizgilerini, ünlemleri, soru iþaretlerini, vs. satýr baþlarýnýn nerede bitip nerede baþladýðýný bilmiyorum. O yüzden yazýlarým düz yazý gibi oluyor . Bende belgesel tadýnda yazmaya gayret ediyorum umarým sizleri sýkmýyorum. Her neyse Anýlarýmýza kaldýðýmýz yerden devam edelim.
1974 Temmuzunda Kýbrýs Barýþ Harekatý baþladý, Nizipte olaðanüstü sessizlik, kaygý ve endiþe vardý. Ýnþaallah Mehmetçiklerimiz zararsýz ziyansýz dönerler diye hekes dua eder dururdu. Zaten onlar cephede, sivillerde evlerinde dua etmekten baþka ne yapabilirlerdi ki. O yýllarda anarþinin hortladýðý, sað-sol çatýþmasýnýn bile savaþ yüzünden durulduðu bir dönemde, her iki tarafýn yaðýz gençleri askerlik þubesinin önünde, yan yana omuz omuza gönüllü olarak Kýbrýs'a cepheye gitmek için izdihamlar olurdu. Sokaklar tenha, iþ yerleri ve kahvelerde saat baþý herkesin kulaðý lambalý radyolarda ajans (haber) dinlerlerdi. Herkesin dilinde Türk askerinin baþarýlarý, beþ parmak daðlarýnda destan yazan Mehmetçiklerin yiðitliði, Baþpiskopos Makariosun haince sincice Rum tarafýný kýþkýrtmalarýnýda beddualarla anlatýrlardý.
Biz ise çocuktuk savaþtan ne anlardýýýk, seferberlikten ne anlardýk varsa yoksa bizlerde oyun oynamak vardý. Bedestende Lastikçi bir dayýmýz vardý aslýnda dayýmýz falan deðil iþte yaðcýlk yapardýk sýrf bize çember versin diye. O dönemlerde kabak araba lastikleri iþlenir zembil yapýlýrdý. Geriye çemberi kalýr bizde o çemberleri alýr içinede gazoz kapaklarýný deler lastiðe çivilerdik. Sonrada elimizdede bir tane sopa çevir babam çevir. Sinemalarda yine izdihamlar var, çünkü yýldýz sinemasý o günün gündemi olan Kýbrýs Savaþýnýn belgesel görüntülerini filim gibi yayýnlardýý. Aileler aðlayarak izlerken, gençlerde alkýþlarla filmi izlerdi. Akþam saatlerinde evlerde, Mehmetçiklerin Kýbrýsýn yarýsýný aldýðýný, Baþ piskopos Makariosun Kýbrýstan kaçtýðýný, Mehmetçik az kayýpla savaþý bitirdiðini radyolardan iþitiðimizde memlekette bir sevinç bir coþku, bir bayram havasý baþladý.
Ve çok geçmeden ülkede karanlýk güçlerin, kardeþi kardeþe kýrdýrdýðý sað- sol çatýþmalarý tekrar baþladý. terör ve anarþi öyle bir hal aldý ki Tüm ülkede Ünivesiteden, Liseye oradanda Ortaokula kadar inen, bir iç savaþý andýran kavgalar baþladý. Gençler yalnýz baþýna sokaklarda gezemeyip 3-5 kiþilik gruplar halinde gezmeye baþladýlar. Maksat birbirlerini korumak tek yakalanmamaktý. Bu dönemde maalesef her iki görüþlerdende Nizip kayýplar verdi. Ýsimlerini vermiyorum Allah o gençlerin aðabeylerimizin mekanýný cennet etsin, taze fidanlar bir hiç uðruna boþu boþuna birbirlerini vurdular. Sinemalarda Yýlmaz Güneyin filmi olduðu gün mutlaka kavgalar çýkardý, yada bombalamalar olurdu. Battal gazi filimlerinde, yada Kara Murat filimlerinde, mehter marþý söylenirken Yeniçeriler ellerinde üç hilalli bayrak var diyerek alkýþlar kopardý, ardýndada karþýt görüþlülerin laf atýþmasý hadiii yine kavga yine þiddet baþlardý.
Sokaklarda duvarlara slogan yazýlarý yüzünden kimse duvarýný boyayamaz olmuþlardý. Bu gün birinin yazdýðýný yarýn akþam karþýt görüþlü gelir üzerine ya kendi afiþini yapýþtýrýr yada kendilerinin sloganýný yazardý. Hatta duvar yazýlarýnýn kültürü öyle bir hal aldý ki M H P yazýsýný karþýt görüþlü M A R T I vada Ç O M A R yazýsýna, C H P yazýsýnýda C A R D I N yazýsýna çevirirlerdi, yani gençler okumayý býrakmýþ sadece ve sadece fikir uðruna akrabasýna bile kurþun sýkmayý göze alýyorlardý .....
Neyse sohbetimize ara verelim istek olursa kaldýðýmýz yerden devam diyelim....
-
Nizip 27700 kardeþ,bizi çocukluðumuza götürdünüz,yazýlarýnýzý merakla okuyoruz.Ülfetin siren sesi ve tren sesini hatýrladým,okula koþa koþa gitmem tenefüste parama kýyabilirsem aldýðým þekerli kahke ve þehir gazozu bir an gözümün önüne geldi,bayramlarda babamýn bizi toplayýp bayram yerine götürmesi ne günlerdi...Tekrar çocuk olmak isterdim...
Elinize,yüreðinize saðlýk teþekkür ediyoruz... yazýlarýnýzý merakla bekliyoruz...
-
agzýna diline saglýk çok güzel konulara deginmiþsin anlattýklarýnýn hepsi gözümde tek tek çanlandý teþekkürler.nizip 27700 istanbuldan selamlar.
-
Elinize dilinize yüreðinize hatta herþeyinize saðlýk. Roman okur gibi okudum. Helal olsun size kardeþ. Ayrýca sizinle tanýþmak isterdim.
-
Abdurrahman abi, zamanýmýzda hep duyduðumuz fakat yaþayamadýðýmýz olaylar, bir cümlendeki gibi, günümüzün kýymetini iyi bilelim.
tþkler abi, devamýný bekliyoruz
-
Abdurrahman kardeþ çok teþekkürler.Sýcak havalarda ellerinde uzun ince testereler ile belediyenin buz ganasýndan alýnan ve kalýp buzlarý keserken bagýran TEMÝZ BUZ ÇOK ÇOK diye keserek satan buz satanlarý unutamam.
Bahçalardan kesilerek teze teze getirilip satýlan,yerken ellerinizi dahi yaglandýran gas leri yani marullarý unutmak ne mümkün.
Dedigin gibi þehre yeni bir filim gelir kimisi terlikler ile ayagýnda uzun kara bir tuman,üstünde kötü bir fanila,siyah lastik ayakkabýlý dizinde ve kalçasýnda en az 4 yamalýk pantor giyen ve dahasý bagçaya giderken eþekten gelip sinama afiþlerini seyreden insanlar, teyyyyyy paramý bulacaksýnki sinamaya gidesin.
Tesbihli þekerler vardý.En çokda yumurta kaynatýrlardý kaynarken içine sogan kabugu korlardý kabugunun rengi kahveren olsun diye kardaþým o yumurtayý dýrnaklý ekmegin arasýna koyup içinede bir yeþil sogan aman yarabi,Kýrnatacý sabri aminin dedigi gibi Allah canýmý alsýnda kurtulim hesabý bir tatlý ve lezettli yemesi olurdu sorma gitsin.
sade gazozlar,miþmiþlerin can eriklerinin tadýna doyulmazdý.Hele geceleri sokak baþlarýnda ramazanda yapýlan ciger kebabý ne günlerdi onlar gözümüz yaþardý.
Sevgili abdurahman karadaþýmm bizi kanemet ettin çok çok teþekkürler.Selamlar
-
Sevgili dostlarým, okyanus_27, müslüm arýkan, Orhan Çelik, Ýbrahim, fsoyarik, hepinize sonsuz teþekkürleri
mi iletiyorum. Sizlerin bana yazmýþ olduðunuz mesajlar, anýlarýmýza kaldýðýmýz yerden yazmaya cesaret veriyor. Her akþam Gaziantepten saat 8,30-9,00 civarý eve dönüyorum. Yorgunluktun fýrsat yaratýp ancak yazýlan baþlýklarý okuyorum. Anýlarýmý yazmak içinde, daha önce hazýrlanmýþ bir yazý yada belge yok, sadece duygu yoðunluðu çok fazla olduðu, sabah namazý sonrasý yada gecenin ilerleyen saatleri 24,00-01,00 civarýnda oturup yazýyorum. Ýnþaallah anýlarýmýza kaldýðýmýz yerden yine devam edeceðiz. Bende çok merak ediyorum neler yazacaðýmý :):D:p;) Yaradana emanetsiniz....
-
Her evin damýnda, kimi salçasýný, kimi buðdayýný kaynatmýþ dama sermiþ arada bir karýþtýrýyor. Bazý damlarda ve balkonlarda dolmalýk patlýcanlar, kabaklar, biberler ipe dizilmiþ kurumayý beklerken o kurutmalýklarýn sesini dinleyerek damda uyumanýn hali bir baþka oluyor.
O yýllarda balkonlarda halý ve kilim yerine bastýk astarlarý serilirdi. Balkondan yada damdan aþaðýya çarþaf gibi bastýk astarlarý sallanýr, kurutmaya býrakýlýrdý. Sokaktan gelip geçenlere nispet yaparcasýna dalgalanýr dururdu. Þimdi millet bastýðý nereye serip nerede kuruturlar merak ediyorum :D
Kurumuþ hedik buðdaylarýn birazý Tahtani mahallesinde Zabit amcalarýn evinde devlübde iþlenir döðme olurdu. Kalanýda bulgur ve simit yapmak için cercer motor beklenirdi. Cercer motorlarý, benzinle çalýþtýrýlýr yanýnda ipi vardýr týpký jenaratör gibi çalýþtýrýlýrdý. Cercer motorunun tekerleri, eski uçak tekerlerinden imal olup, aracý çekmek içinde bir tanede eþek baðlanýr, hangi adrese gidilecekse o kapýnýn önünde motor çalýþtýrýlýr buðdaylar çekilir.
Çekilen bulgur ve simitler evslenir (kepekle bulgurun ayrýþtýrma iþlemi). Kepekler ayrýlýr, kepekler atýlmaz genellikle yastýk yapýlýrdý. Kepekli yastýkta yatanlar bilir. Bu iþi yapan son temsilcimiz rahmetli Hacý Bilal Özkarcý amcadan itibaren bitmiþtir. Günümüzün teknolojisi olan elektrikli deðirmen vede hazýr bulgur simitler bu iþide maalesef bitirdi.
Elektrik kesintileri sýk sýk tekrarladýðýndan, her evde aydýnlatma olarak gaz lambalarý revaçtaydý.Tüple aydýnlanmak ne mümkün. Tüpü kim yitirmiþte lüks lambasý olarak kullansýn. Tuvaletler içinde idareler vardý. Gaz yaðý ile gaz lambalar doldurulur heran için akþam tetikte olmak gerekti. Ama gel gör ki o yýllarda gaz yaðýda kýtlýðý vardý. Her kesin evinde 1000 cc dediðimiz þarap þiþelerinin aðzýna ip geçirilir, uzýn çarþýda rahmetli Þekerci Ali amcadan gaz yaðý alýnýrdý. Gaz lambalarý akþam yakýlmýþsa sabah ilk iþ, lamba kannesinin içi hohlanarak iyice temizlenirdi.
Atatürk bulvarýndaki aðaçlarýn dili olsunda konuþsun. O bulvar þimdiki gibi sakin deðildi . Her çam aðacýnýn etrafý betonla çevrili olup, her çam aðacýn altýnda birer çekirdek arabalarý bulunurdu. Sýrasýyla, Çekirdekçi Mamet, Fadil amca ve Acir Mamet amcalar gece 12’lere kadar o bulvarda beklerlerdi. Arabalarýnda aydýnlatma olarakta ispirto ile çalýþan lüks lambalarý vardý. Iþýk zayýfladýkça yanýndaki pompa ile pompalanýrdý.
Nizibimizin iki unutulmaz kýrtasiyecilerinden Mazlum kýrtasiye (Mazlum Kurt) ve Topal Mehmet Gezer vardý. Bunlardan okul sezonu kitap, defter ve kalem almak, taþbaþtan su taþýmaktan daha zordu. Hele birde Pazar yerimiz vardý çarþý camii’nin karþý boþ meydanda, Marul zamaný marul gelirdi mahralara yüklenmiþ eþeklerin iki yanýna yüklenir, o meydanda ikindi serinliðinde satýlýrdý. Bir rekabet bir laf atýþmasý olurdu görmeye deðerdi. “ marul marul kara marul yaðlý marul” diðeri altta kalýrmý “ Aha gelin yorum benim elimdeki mosturalýk zembil kimin, ondan alma onun has’leri pespente (kötü iþe yaramaz) almayýn diye tatlý tatlý atýþýrlardý. Birde orada Jip’ler vardý köylere ve karkamýþa Jiplerle gidilirdi. Bir tane jip vardý ARKADAÞ yazýsý öntarafta yazardý. Bu jip rahmetli Kominist Ahmet amcanýn jipiydi nerde görseniz onun jipini bu isimden tanýrdýnýz. Bir kasaphanemiz vardý hatýrlayanlar bilir. Cumhuriyet ilkokulunun karþýsýnda belediye lojmanýn olduðu yer kasaphaneydi. Kasaphanede kimler yoktu. Dürümcü EMMini kardeþleri Rahmetli Hüseyin ve Ahmet Cankesen kardeþler, Kasap Ahraz ve Salih abinin babalarý Salih göktaþ, Þalvarlý etin babalarý Kasap Abuzer amca, Kasap Nedim Bulut, Kasap Hakim, Kasap Lokman ve isimlerini hatýrlayamadýðým diðerleri, ölenlere allah rahmet eylesin sað olanlarada allah uzun ömürler versin. Bütün kasap esnafý burada toplanmýþ hizmet verirlerdi. Kasaphanenin 3 giriþ kapýsý vardý. Birincisi saðlýk eczanesi tarafýnda diðeri okul tarafýnda, diðer giriþi ise doðu istikametindeydi. doðu istikametinde çýkarken karþýnda rahmetli Kebapçu Uður Cankesen usta vardý. Kebapçý Salih usta ile beraberHalil Cankesen Uður usta ve diðer kardeþi Tahir abi beraber bu küçük iþletmeyi çalýþtýrýrlardý. O zamanki dükkanlarý þimdiki gibi büyük vede ferah deðildi içeride tabureye ancak 10 kiþi zor sýðar, çoðu dürüm ellerinde dýþarýda yerlerdi. Saat 10'da kavurma biter saat 14,00'de ise ciðer biterdi. Dükkaný saat 3'te kapatýrlardý.
Kasaphanenin köþe baþýnda ise Kebapçý Uður usta ile karþý karþýya olan Bobey Hamza Dörtbudak amca vardý. (Derviþ, Hamza Dörtbudaðýn dedeleri olur) Babam Rahmetli Bobey Hamzanýn yanýnda uzun yýllar çalýþmýþtýr. Hatta herkes babamý Hamza amcanýn oðlu zannederlerdi. Öyleki iþçi patrondan çok baba oðul gibiydiler. O köþe baþýnda manav dükkanýnda sebzelerin ve meyvelerin en iyisi gelirdi. Þimdiki gibi sera mallarý ne gezer. Hep yerli mallarý satýlýrdý. Fiyatlarý diðer esnafa göre biraz pahalý olsada, vatandaþ yinede tercihini Bobey Hamza amcadan yana kullanýrdý. Dediðim gibi sebze halinde pahalý olan,her malýn en iyisini kendisi alýrdý, fiyatýda yüksek olan kaliteli malý getirir ona görede fiyatlý satardý. Kendisinin prensiplerinden biride "al malýn iyisini çekme kaygýsýný" prensibini en iyi uygulayanlardan biridir. Bobey Hamza amcanýn karþýsýnda Kör Veysel amca vardý, babamlarla rekabet edemezdi. Ancak Bobey Hamza amcanýn malý biterse vatandaþ ondan alýrdý. O da iþin bilincinde olduðundan ek iþ olarak Fýrattan yakalanmýþ olan dev balýklar getirtir balýðý parçalar kilo ile satardý. Allah hepsinden razý olsun nur içinde yatsýnlar orada bulunan tüm esnaflar birer altýn deðerindeydi. Orada isimlerini hatýrladýðým Çaycý Behçet amca , Yoðurtçu Þerif Amca ve diðerler orada tornadan çýkmýþ birer deðerli esnaflarýmýzdýr. Neyse anýlarýmý burada nolktalýyorum ileride istek olursa yine kaldýðým yerden devam edeceðim.....
-
Sayýkn Nizip 27770 Anýlarýnýzdan Dolayý Tsk Ederim.belki O Dönemlerde Yaþamadýk,size Göre Biz Biraz Daha Sanþlýydýk Galiba.ama Inanýn Sizin Yazýnýzý Okurken O Günlere Gitmiþ Kadar Oldum.ellerinize Yüreðinize Saðlýk.saðolun Eksik Olmayýn.ve Diðer Saygý Deðer Büyüklerime Tsk Ederim Ellerinden öperim.herkese Saygý Sevgilerimi þükranlarýmý Sunarým. Nizip'i Yaþatalým Hem Gerçek Olarak Hemde Sanal Olarak.lütfen Tarihimize Ve örf Adetlerimize Sahip çýkalým
-
Ellerinize Ve Yüreginize Saglýk Hoþ Güzel Bir Yazý Olmuþ Bir Solukta Okudum Vallahi
Bende Kendi çocukluk Dönemime Döndüm, Aslýnda Ne Kadar Mutlu Bir çocukluk Yaþadýgýmý Düþündüm, Herþey Kýsýtlý Ama çok Tatlýydý.gerçek Oyuncak Bebekleri Pek Görmedim Desem Yalan Olmaz. Marangozlardan çýta Parçasý Isteyip Onlarý Artý Iþarti þeklinde Baglardýk Suratýnýda Kalemlerle Kaþ Göz çizerdik ,evden Aldýgýmýz Parça Kumaþlarla Ve Annem Görmeden çaldýgýmýz Dikiþ Ignesi Ve Makas Ile (igneyi Ve Makasý Yakaladýgýndada Dayak Yedigimde :)...)o Kumaþ Parçalarýnda Oturup Akþama Kadar Elbise Dikerdik Ne Kadar Kýymetliydi, O Tahta Bebekler Bile .......birde þimdi Aklýma Gelen Yanýlmýyorsam Nohuttu, Dallarýyla Beraber Yaþ Nohut Satýlýrdý. Onlarý Alýp üstünden Tek Tek Koparýp Yemek Ne Hoþtu Ne Severdik,birde Mahelledeki çocuklara Hava Atarak Yerdik :)ne Kadar önemli Biþeymiþ Gibi,yada Okula Giderken Evden Nane,limontuzu,pulbiber çalardým Anneme Yakalanmadan Nasýl Alýcam Diye Kedi Gibi Mutfakta Dolanýrdým Aldýktan Sonrada Okulda Ekþi Yapýp Avuçlarýmýza Koyup Yerdik.....ne Kadar Korkardým Annem Aldýklarýmý Görüp Dayak Yiyecegim Diye Alt Tarafý Baharat Iþte, Ama çok Güzeldi þimdi Düþündügümde Hatýralarý Bile Yüzümde Tatlý Bir Tebessüm Býrakýyor.iyiki O Dönemde çocuk Olmuþum,
-
Teþekkürler nizip27700 aðzýna,diline,parmaklarýna saðlýk ne güzel anlatmýþsýn biz o günlerde deðildik ama keþek o günlerde olsadýk sað-sol davasý vardý belki ama hiç olmasa bu kadar ********lýk riyakarlýk yoktu ve insanlarýn birbirine güveni vardý.Herþey saðlamdý insanlar þimdiki gibi belki herþeyi menfaat çýkar iliþkisine dayandýrmýyordu belki.O günlþeri yaþamadým ama anlattýklarýnýzdan o kadar duygulandýmki ve o günlerde keþke bende olsaydým diye içerledim.Çok teþþekür ederiz Allah razý olsun sizden.
-
çullugun pýnarý ve delikli kaya vardý.çullugun pýnarýn dutlarý meþhurdu.orada bol bol dut yenirdi.nizip çayý þarýl þarýl akardý.bir keresinde boguluyordum.adýný bahçeçi habeþ bildiðim mekaný cennet olsun beni þimdiki köprüden atlayýp beni kurtarmýþtý.nerede o eski güzel komþu iliþkileri arkadaþlýklar ah.ah.eskiye dönebilsek.çok anlýtýlacaklacak henek varda ...gücümüz kalmadý.
-
Yazýsýný tekrar bulamadým ama brdaki bir arkadaþ Antep canavarý Abdullah palazýn akrabasý olduðunu yazmýþ.Onunla görüþmek istiyorum.cvb verirse sevinirim.