ATV'de yeni bir dizi başlıyor. Adı "KARAYILAN". Tahmin edeceğiniz üzere Gaziantep'in kurtuluş mücadelesi kahramanlarından Karayılan'ı anlatıyor. İnşallah dizinin ilerleyen bölümlerinde Nizip'imizin kahramanları da ön plana çıkarlar...
![]()
Yazdırılabilir Görünüm
Dizinin fragmanı...
[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=EaSw0eT2sfg&eurl=http%3A%2F%2Fdizi%2Dkarayilan%2Eblogspot%2Ecom%2F[/youtube]
Dizinin kamera arkası görüntüleri...
[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=dXnXmg_Wbs0&mode=related&search=[/youtube]
KARAYILAN
“Senin adın artık Karayılan!” Memed dağlarda dolaşmak, silah tutmak yerine, okumak isteyen bir çocuktur. Ama babası Mamo Ağa, onu zorla alıp dağlara götürerek, gece dağ başında sürünün yanında yalnız bırakarak, korktuğu şeylerle inadına yüzleştirerek bir savaşçı gibi yetiştirmeye çalışır. Bir sabah Memed’i dağda, sürüsünün başında, gece vurduğu kurdun yanında bulur. Memed şimdi de kara bir yılanla karşı karşıyadır. Yılanla karşılıklı uzun uzun bakışırlar ve sonunda çekilen kara yılan olur. Mamo, oğlunun artık bir yiğit olduğuna inanmıştır. Hemen orada gururla ona yeni adını verir: “Senin adın artık Karayılan !”
“Ben artık savaşçı Karayılan değil, çoban Memed’im.”Karayılan babasından öğrendiği yiğitliği, gençliğinde yanında bulunduğu Dergahbaşı İsmail Efendi’den edindiği ilimle ve felsefeyle tamamlar. Birinci Dünya Savaşı öncesinde askere giden Karayılan; yedi yıl süren askerliğinden yorgun ve mağlup bir şekilde Antep’teki köyüne döner. Antep, İngilizlerin işgali altındadır. Durumdan faydalanan çeteler ortalıkta kol gezmektedir. Mamo, oğlunun hemen aşiretin başına geçmesini ve gençleri silahlandırıp savaşmasını ister. Karayılan ise babasını şaşkınlığa düşürerek; artık savaşamayacağını söyler: O artık “Kahraman Karayılan” değil, “Çoban Memed” olmak istemektedir.
Çobanlığa niyet eden Karayılan için bu kararı uygulamak hiç de kolay olmayacaktır. Karayılan sürekli seçimler yapmak zorunda kalır: askerlik ve çobanlık… Babası ve eski dostları… Yeni tanıştığı Elvan ve gençliğinden tanıdığı Sona… Aşkta ve savaşta Karayılan zaman zaman yanılgılara da düşerek ilerlemeye devam eder.
Eline silah almamaya, savaşmamaya, sadece çobanlık yapmaya karar vermiş Memed’in, haksızlığa ve zulme dayanamayarak yeniden eline silahını almasının, Karayılan adının kahramanlaşmasının hikayesi…
www.atv.com.tr
atv Nazım Hikmet'in yazdığı Kara Yılan efsanesini şimdi dönem şartlarına uygun olarak dizi film yapıyor. Antep'in Kurtuluş Savaşı'nda ilgalci Fransızlar'a karşı verdiği mücadelenin kahramanı; 'Kara Yılan'ın efsanesi, o yıllarda dilden dile yayılmış ve Nazım Hikmet'e de ilham olmuştu.
PLATO KURULUYOR
'Kara Yılan' efsanesine, Nazım Hikmet'in yazdığı Kuvayi Milliye Destanı'nın birinci bölümünde yer veriliyor. Destanda Kara Yılan'ın dışında Kambur Kerim, Arhavili İsmail gibi Kurtuluş Savaşı'nın diğer kahramanlarının hikayeleri de bulunuyor. Son yılların en büyük bütçeli dizisi olarak çekilecek 'Kara Yılan' için İstanbul'da 2500 metrekarelik alanda tarihi Antep ve İstanbul sokakları inşa ediliyor. Dizinin çekimleri İstanbul, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa'da yapılacak. Proje tasarımını Tomris Giritlioğlu'nun üstlendiği dizinin yönetmenleri Taylan Biraderler... Kara Yılan'ı Kurşun Yarası'ndaki kaymakam rolüyle izlediğimiz Bülent İnal canlandırıyor. Dizide Begüm Birgören, Polat Bilgin, Ezgi Çelik ve Serap Aksoy da var.
http://kara-yilan-dizisi-fans.blogsp...haberleri.html
kanal 7'de böyle bir reklam var ama bilmiyorum...
Yok kardeş bu Kanal 7'dekinden farklı olsa gerek.
sabırsızlıkla bekliyoruz bence büyük bir patlama yapacak
Dizi dün akşam 20.00'da yayınlandı. Hemen hemen hepsini izledim. Bence güzel bir yapım olmuş. Ayrıca "Halim" adında Nizipli bir karakterin oynaması da hoş bir ayrıntı. Karakteri, Yabancı Damat dizisinden "Kadir" tiplemesiyle hatırlayacağınız Engin Akyürek canlandırıyor. Biz, dizide Nizipli bir karakterin oynamasını daha önce gündeme getirmiştik.
Karayılan efsanesi mükemmel ama ne yazıkki bu dizinin Gaziantepte çekimleri yapılmıyor.Dizi için İstanbul'a Gaziantep seti kurulmuş:)
kanal 7 de olan anteplı KARAYILAN ŞEHİT KAMİL ŞAHİNBEY le ilgili
Duyduğum ve bildiğim kadarıyla dizi gerçeği pek yansıtmıyor. KARAYILAN'da Ezo Gelin dizisinde olduğu gibi gerçek efsaneden uzak ve bilgi eksikliğiyle gündeme gelecektir.
Yapımcıların amacı diziyi Antep'in bir köyünde çekmekmiş. Ama köylü, yapımcılardan 30 bin YTL (30 milyar TL) istemiş. Bunun üzerine yapımcılar, Antep'teki devlet yetkilileri ile irtibata geçmişler. Sorun hallolmuş. Bir süre çekim yapılmış köyde. Ama köylü yine para isteyince tası tarağı toplayıp seti İstanbul'a taşımışlar...
ya tam ızlemedım ama begenmedım dogrusu
İlgimi çekmedi bile..Acıkcası antep de çekilip,konusmalarıda anteplice olsa iyi olur du..Anteple özdesleştiremedim ben...Adam korkimisiiizz diyor...Korkmiyik:d
ATV de yeni başlayan Karayılan dizisinin de olayların Antep de geçtiği anlatılsada ben pek de yakın tarihimizdeki Antepli Karayılanla bağdaştıramadım bakalım Antepliler bu işe ne diyecekler. Dizide Milli Mücadeleye yanaşmayan bir Karayılan görüyoruz. Dizide başı açık kadınlar ve düşman askerleriyle iç içe bir Antep topluluğu görüyoruz . Ne kadar doğru olabilir.
Bence dizi hiç de gerçeği yansıtmayan tarihimizle alakalı olmayan uydurma bir dizi
Ne dersinizzzz?????????
Dizi yapımcılarını bu konuda kınıyorum gerçek KARAYILAN ı araştırsın öğrensinler.....
Bu koınuda söz sahibi biride bence Yaşar Büyükoğlu Hocamız ondan faydalanmak gerekir diye düşünüyorum....
Benim tespitlerim biraz daha farklı örneğin;
Ermenileri masum göstermeye özen gösterilmiş (Karayılanı vurulmaktan kurtaran yöre de istenmeyen bir Ermeni üstelik Karayılanı kurtarırken kendisi vuruluyor... yetmedi; yaralanan Ermeni ve Karayılanı Fransızlardan gizleyen de bir Ermeni kadın) ayrıca Rasim'in tespitinde olduğu gibi Fransız sempatizanlarının çoğunluğunu ermenilerden ziyade Antepliler şeklinde gösterilmiş...
Yani Antepli zabit basit sebeblerden dolayı mücadele kahramanlarını tutukluyor, dayak atıyor ama Ermeniler mücadele kahramanlarına destek çıkıyor, kargalar bile bu işe gülümser :(
Biz Yüzyıllar boyu ermenisiyle çerkeziyle iç içe yaşadık ve hiç sorun çıkmadı.
Dizi de anlatıldığı gibi o zamanlar ermeniler Antepte yaşıyordu ve artık kardeş gibiydik bazılarıyla çünkü şuan da olduğu gibi bir ırk ayrımı olayı yoktu. Ve aynı sokakta ve aynı oyunları oynayan kişilerin biranda birbiriyle düşman olması saççma!
Elveda rumelide de aynı mesaj veriliyor. Yani halk içiçe ve iyi bir şekilde yaşıyor ancak bu durumdan rahatsız olan kişiler var ve bunların hamleleri ile bazı sapkın ermeniler yoldan çıkıyor . Bu demek değildir ki tüm ermeniler bize düşmanlık yaptı!!!
benim lisede ermeni soyundan gelen bir arkadaşım vardı onun anlattığına göre onun ailesi bu topraklarda büyütüğü ve yaşadığı için ve halkla bir bütün oldukları için kurtuluş savaşı yıllarında Türk milletinin yanında savaşarak büyük babasını şehit verrmiş.
Bu da demek oluyor ki dizideki olay gerçek olabilir! bir yerde de bizim soy kırım yapmadığımızı bilakis dostane ilişkide olduğumuzu gösterir...
Şunu da demeden geçemiyeceğim. Genellemeler Hep bizi yanlışa götürür. Bir ırka eğer kötü dersek içindeki iyilere haksızlık yapmış oluruz...
Bu noktada Gökhan'a katılıyorum. Her toplulukta iyiler ve kötüler vardır. Bazılarında bu oran artı ve eksi yönünde değişimler gösterir. Biraz daha açayım; Ermeniler başkaldırdılar, astılar kestiler, ikili oynadılar, içten vurdular vs... Bu noktada bile içlerinde türklerin yanında yer alan olmadı diyemeyiz. Bu bir kişi bile olsa olmuştur.
Bunu bir ermeni savunuculuğu oılarak görmeyin lütfen, toplulukları kucaklama düşüncemin bir ürünü olarak düşünün. toplumları kucaklamak, geçmişi unutmak anlamınada gelmesin ! İstediğim sadece ihanetleri ve düşmanlığı unutmadan, geleceğimizin istikrarı için mesafeli de olsa ilişkileri geliştirme arzumdur.
Mümkün olsa da tarihimizi kazananlar veya taraflı davrananlar değilde tarafsız olan ve etki altında kalmayan tarihciler anlatsalar, ispatlasalar. Hatta mümkün olsaydı da büyüklerimizden daha derinlemesine dinleyebilseydik bu konuları. Fakat maalesef geçmiş zamanlar için konuşanlar çok oluyor ve taraflı yazanlar oluyor. Bu noktada bize yazılanlara inanmak istiyoruz ve muhtemeldirki doğrusu budur. İşte bu noktada kafama bazı sorular takılmıyor değil !
Bize anlatılanlar ya aşırıya kaçmışsa veya ozamanlardan aramızda derin uçurumlar açılması için baskı altında tutulmuşlarsa ? Olmaz olmaz demeyin !
Ben düşüncelerimi ve kafama takılan soruları izah etmeye çalıştım. Burada maksadım Ermeni sempatizanlığı değildir. Tabiki geçmişi unutmayacak fakat kindarlık da duymayacağız.
Geleceğimizin daha istikrarlı şekillenmesi için geçmişimizi unutmadan mesafeli yaklaşmayı bilmek ümidiyle.
kesinlikle ikinizin dediginede katılıyorum
ayrıca bu dizi iki haftadır televizyonda yer alıyor.ben diziyi begendim dogrusu
Amacımız Ermenile temize çıkarmak yada kulp takmak değil. Dizinin empoze etmeye çalıştığı kendi doğruları ve verdiği mesajlar...
Osmanlıdan İstiklal savaşına kadar can ciğer yaşadığımız azınlıklardan sadece Rum ve Ermeni olanları ellerindeki bir atımlık barut için daima fırsat kollamışlardır ve Antep için İstiklal savaşında bu zamanın geldiğini düşünerek harekete geçmişlerdir. Yani şunu söylemek istiyorum...
Yüzyıllarca sesleri çıkmadan birlikte yaşamışlar ama ilk ciddi fırsatta Türk milletine ihanet ederek kurttan kuzu doğmayacağını bir kez daha tescil etmişlerdir.
Dizide verilmek istenen mesajın bu alana taşınmasından şahsen rahatsız oldum, Ermeni meselesi böyle dar alanda tartışılacak bir konu olmadığı gibi tarihteki gerçeklere soru işaretleri yükleyerek Ermenileri masum..! göstermeye çalışanların senaryolarına alet olmamak lazım.
Atalarımız ne güzel demiş "Domuz derisinden post moskofdan dost olmaz" .
Onlar bu işin farkında imişlerde bu gün çıktı bu humanizm. demokrasi , vs. vs. vs........
Yoksa atalarımız bu azınlığı hep yöneten yönlendiren olmuş. Asla baş kaldırmalarına müsade etmemiş. Asla onlara muhtaç olacak şekilde kalmamış onlardan devlet adına bi şey istememiş ......
Bakınız. Dünya üzerinde hiçbir zaman halkların düşmanlığı söz konusu olmamıştır. Düşmanlığı çıkaran siyasetçilerdir. Savaşı çıkaran da barışları yapan da siyasetçilerdir. Bu hiçbir zaman halklar birbirine düşmez anlamına da gelmez. Bir savaşta tabi ki her iki tarafta da fanatikleri olacaktır. Söz konusu dizide bir Ermeni'nin bir Türk'e yardım ediyor. Çünkü yıllardan gelen bir dostlukları var. Ben şu an Nizip'te bile Ermeni asıllı insanlar tanıyorum. Tehcir zamanında burada kalmayı tercih etmişler. Ama asıl kimliklerini asla söylemiyorlar-baskılardan çekiniyorlar.
Diziye gelince. Bence prodüksiyon kalitesi oldukça iyi. Hakeza oyuncu kadrosu da zengin. Ben en çok deli dolu bir karakter olan Nizipli Halim'i beğeniyorum. Behram Çavuş'la baya bir maceraları olacağı kesin.
Dizinin Sitesi olan http://karayilandizisi.com/forum adresine bir öneri de bulundum.
Sizlerinde destekini bekliyorum Aşağıdaki adrese tıklayıp okuyabilirsiniz...
http://karayilandizisi.com/forum/viewtopic.php?p=40#40
Gayet hoş olmuş Gökhan, birkaç gün sonra bende ekleme yapayım.
Ah be orti, keşke bu öneriyi yazmadan önce bu konuyu baştan aşağı oksaydın. Bizim Antepliler adamlara etmediğini bırakmamış...:(
arkadaşlar ben tarihte vatan için Türklerle bir olup mücadele eden hiç bir azınlık görmedim, duymadım ve okumadım. Bunun son zamanlarda filmlerde savunuculuğunu yapmaya başladılar aksine ülkemiz nezaman zora düşmüşse baş kaldırıp Türkleri katletmeye çalışmışlar bana Türklerle vatan için birleşim savunduklarını yazan bir tarih kitabı bulursanız ismini yazın bende okuyayım. ermeni ve rumların, Türkiye işgal kuvvetlerince işgal edildiğinde karadeniz, doğu ve güneydoğu anadolu- ege ve marmara bölgelerindeki faaliyetleri ve ayaklanmaları birer örnektir. insanın canını acıtır ama gerçek budur.
yabancı aktörlere milyarlarca para veren film şirketleri kendi insanına 30 bin ytl yi çok görmüşler ha yazıklar olsun
subutay kardeş senin dediğin filmlerde oluyor ancak tarihten haberin yok herhalde
gökhan dokuyucu kardeşim ben bol bol tarih ve milli mücadele kitapları okuyorum hiç türklerle birleşerek vatanı savunan azınlık görmedim. Doğru söylüyorsun yıllarca gül gibi geçindik çünkü güçlü ve kuvvetiydik, zayıfladığımız ve dara düşüp işgal edildiğimizde hep gerçek yüzlerini göstermişlerdir.tarihe , tarih kitaplarına ve atalarınızın anlattıklarına bir bakın. Eğer bana Türklerle birlikte olup vatan için çarpıştıklarını canlarını ve mallarını verdiklerini gösteren bir belge sunun bende öğreneyim.
ermeni arkadaşım şöyle dediydiyle yorum yapılmaz. Belgeli, şahitli, örnekler verin tarih azınlıkların ermeni, rum yunan her milletin ihanetiyle dolup taşıyor. Aksini ispatlayan bana bir olay belge gösterin. Ben onları dışlayalım, haklarını korumayalım, onlara kötü davranalım demiyorum ancak gerçekleride görmezlikten gelmeyelim ve gelecekte bunlardan ders alarak tedbirli olalım. Memleketin şehit kanıyla sulanmamış bir karışı bile yoktur, Lütfen atalarınızı incitmeyin atalarımızı unutup onların hiç uğruna kanlarını döken insanlarla bir anda dostluk muhabbetlerine girmeyelim.
Sayın admin bir tane iyi kişi içinde herkese dostumuz gözüylede bakamayız. tarihten ders almayanlar her zaman o akıbete uğramaya mahkumdur.
yerli yabancı bütün tarihçiler tarihimizi anlatmışlar ve yazmışlar bize düşman olan tarihçiler bile aksini iddia eden kitaplar veya yazılar yazamamışlar varsa söyletin okuyalım.
Sevgili arkadaşım;
Sen bir belge gösterebilir misin bizim savaşlarımızda azınlıkların bizlerle beraber düşmana karşı savaşmadığını...
Osmanlı zamanında bizlerle birlik olup ruscar imparatorluğuna kafa tutan senin tabirinle azınlık benimde tabirimlede kardeşlerimizi biliyor musun?
Atalaramızı incitmemiz için bu ayrı gayrı ve Kürt, ermeni, laz vatandaşlarımıza Azınlık Demeyin. Onlarda bizim kadar bu ülkede yaşamayı haketiyor.
Bir belgeniz varsa sunun.
gökhan kardeşim yapılmayan şeyin belgesi olmaz yapılanların belgesi olur. Adamlar bizimle beraber birlik olup mücadele etmemişlerki belgesi olsun ama ihanetlerinin belgesini tarih sığmıyor. Ben gerçekleri konuşuyorum ayırımcılık yapmam, benim baba tarafım kürt asıllı anne tarafım türkmen asıllıdır, ayırımcılık yapmam da söz konusu olamaz. Dışarıda senin insanlarına kendilerinden biri olarak mı bakıyorlar sanıyorsun biz hep böyle iyi niyetimizden kaybediyoruz zaten. Türk milleti olarak bize kötülük yapanların kötülüklerini hemen unutuyoruz. Tarihten ders almamışız anlaşılan, inşallah bir daha düşmeyizde o durumlara, onların o gizli yüzlerini görmeyiz. Osmanlıların rus çarıyla savaşlarında bizlerle mücadele eden ermenileri anlatan kitabın ismini de yazda hem diğer okurlar hemde ben okuyayım. "DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLARMIŞ" OLSUN ONUNCU KÖYE GİDERİZ. Ama olmayan şeyinde savunuculuğunu yapmayız.
Karayılan Hikayesi (Antep Destanı)
BİRİNCİ BAP
YIL 1918-1919
Ateşi ve ihaneti gördük
ve yanan gözlerimizle durduk
bu dünyanın üzerinde.
İstanbul 918 Teşrinlerinde,
İzmir 919 Mayısında
ve Manisa, Menemen, Aydın, Akhisar;
Mayıs ortalarından
Haziran ortalarına kadar
yani tütün kırma mevsimi,
yani, arpalar biçilip
buğdaya başlanırken
yuvarlandılar.
Adana,
Antep,
Urfa,
Maraş:
düşmüş dövüşüyordu...
Ateşi ve ihaneti gördük,
Ve kanlı bankerler pazarında
Memleketi Alman’a satanlar,
Yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
düştüler can kaygusuna
ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
karanlığa karışarak basıp gittiler.
Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet,
en azılı düvellerle dövüşüyordu fakat,
dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat,
iki kat soyulmamak için.
Ateşi ve ihaneti gördük,
Murat nehri, Canik dağları ve Fırat,
Yeşilırmak, Kızılırmak,
Gültepe, Tilbeşar ovası,
gördü uzun dişli İngiliz’i.
Ve Aksu’yla Köpsu,
Karagöl’le Söğüt gölü
ve gümüş basamaklı türbesinde yatan
büyük, aşık ölü,
şapkası horoz tüylü İtalyan’ı gördü.
Ve Çukurova,
kıyasıya düzlük,
uçurumlar, yamaçlar, dağlar kıyasıya
ve Seyhan ve Ceyhan
ve kara gözlü Yürük kızı,
gördü mavi üniformalı Fransız’ı.
Ve devam ettik ateşi ve ihaneti görmekte.
Eşraf ve ayan ve mütehayyizanın çoğu
ve ağalar:
Bağdasar ağadan
Kellesi Büyük Mehmet Ağaya kadar,
düşmanla birlik oldular.
Ve inekleri, koyunları, keçileri sürüp, götürüp,
gelinlerin ırzına geçip,
çocukları öldürüp
ve istiklali yakıp yıktıkça düşman,
dağa çıktı mavzerini, nacağını, çiftesini kapan
ve çığ gibi çoğaldı çeteler
ve köylülerden paşalar görüldü,
kara donlu köylülerden.
Ve bizim tarafa geçenler oldu
Tunuslu ve Hindli kölelerden.
Ve Türkistanlı Hacı Ahmet,
Kısık gözleri,
seyrek sakalı,
hafif makineli tüfeğiyle
dağlarda bir başına dolaştı.
Ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşam üstü
Ve ayışığında ve yıldız alacasında geceleyin,
ne zaman sıkışsa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o
ve ateş etti
ve düşmanı dağıttı
ve kayboldu dağlarda yine.
Ateşi ve ihaneti gördük,
Dayandık,
dayandık her yanda,
dayandık İzmir’de Aydın’da,
Adana’da dayandık,
dayandık Urfa’da, Maraş’ta, Antep’te.
Antep’liler silahşor olur,
uçan turnayı gözünden
kaçan tavşanı art ayağından vururlar
ve Arap kısrağının üstünde
taze yeşil selvi gibi ince uzun dururlar.
Antep sıcak,
Antep çetin yerdir.
Antep’liler silahşor olur,
Antep’liler yiğit kişilerdir.
Karayılan
Karayılan olmazdan önce
Antep köylüklerinde ırgattı,
Belki rahatsızdı, belki rahattı,
bunu düşünmeye vakit bırakmıyordular,
yaşıyordu bir tarla sıçanı gibi
ve korkaktı bir tarla sıçanı kadar.
Yiğitlik atla, silahla olur,
Onun atı, silahı, toprağı yoktu.
Boynu yine böyle çöp gibi ince
Ve böyle kocaman kafalıydı
Karayılan
Karayılan olmazdan önce.
Düşman Antep’e girince
Antepliler onu
Korkusunu saklayan
Bir fıstık ağacından
alıp indirdiler.
Altına bir at çekip
eline bir mavzer
verdiler.
Antep çetin yerdir.
Kırmızı kayalarda
Yeşil kertenkeleler.
Sıcak bulutlar dolaşır havada
İleri geri.
Düşman tutmuştu tepeleri,
düşmanın topu vardı.
Antepliler düz ovada
Sıkışmışlardı
Düşman şarapnel döküyordu,
toprağı kökünden söküyordu.
Düşman tutmuştu tepeleri.
Akan: Antep’in kanıydı.
Düz ovada bir gül fidanıydı
Karayılan’ın
Karayılan olmazdan önceki siperi..
Bu fidan öyle küçük,
Korkusu ve kafası öyle büyüktü ki onun,
namluya tek fişek sürmeden
yatıyordu yüzükoyun.
Antep sıcak,
Antep çetin yerdir.
Antep’liler silahşor olur.
Antepliler yiğit kişilerdir.
Fakat düşmanın topu vardı.
Ve ne çare, kader
düz ovayı Antepliler
düşmana bırakacaklardı.
“Karayılan” olmazdan önce
umrunda değildi Karayılan’ın
kıyamete dek düşmana verseler Antep’i
Çünkü onu düşünmeğe alıştırmadılar.
Yaşadı toprakta bir tarla sıçanı gibi,
korkaktı da bir tarla sıçanı kadar.
Siperi bir gül fidanıydı onun,
gül fidanı dibinde yatıyordu ki yüzü koyun
ak bir taşın ardından
kara bir yılan
çıkardı kafasını.
Derisi ışıl ışıl,
gözleri ateşten al,
dili çataldı.
Birden bir kurşun gelip
kafasını aldı.
Hayvan devrildi kaldı.
Karayılan
Karayılan olmazdan önce
kara yılanın encamını görünce
haykırdı avaz avaz
ömrünün ilk düşüncesini:
“İbret al deli gönlüm,
demir sandıkta saklansan bulur seni,
ak taş ardında kara yılanı bulan ölüm.”
Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
Bir tarla sıçanı kadar korkak olan,
fırlayıp atlayınca ileri
bir dehşet aldı Anteplileri,
seğirttiler peşince,
Düşmanı tepelerde yediler.
Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
Bir tarla sıçanı kadar korkak olana:
KARAYILAN dediler.
“Karayılan der ki: Harbe oturak,
Kilis yollarından kelle getirek,
nerde düşman varsa orda bitirek,
vurun ha yiğitler namus günüdür...”
Ve biz bunu böylece duyduk
ve çetesinin başında yıllarca namı yürüyen
Karayılan’ı
ve Anteplileri
ve Antep’i
aynen duyup işittiğimiz gibi
destanımızın birinci babına koyduk.
.
Nazım Hikmet Ran
Abi teşekkürler jet gibi bir dönüş yaptın...