-
BELKIS’A AĞIT
http://www.resimekle.com/yukle/image/48659.jpeg
<table border="0" <tbody <tr <td pic_pop.asp?mode=12&cid=113 </td <td Fırat Nehri kıyısında
Beş tepe üzerinde kurulu Zeugma kenti varmış
Bu kentin bütün kızlarına Balkız adı verilmiş
Casusu Lawrens’den beri
Gözleri dönmüş kaçakçılar Balkızların peşine düşmüşler
Onları nereye saklanmışlarsa saçlarından çekip çıkarmışlar
Kimini ta Amerika’ya kimini bilmem nereye satmışlar
Fırat ağlamış peşlerinden
Belkızlarına ağlamış
Zeugma yanmış kavrulmuş
Rengarenk mozaiktiler
Kimi birkaç tabaka tütün fiyatına
Kimi bir gecelik pavyon fiyatına
Kimi avuç avuç kara parayla
Yaban ellere satıldılar
O yüzden Fırat Nehri’nin ağıtı
O yüzden Zeugma’nın terk edilmişliği
O yüzdendi
Belkıs’ın sadece bir Roma Villası içinde kendini sergileyişi
Ama oda kirli yüzü kirli elli kaçakçılarca kesildi
Şimdi Roma Villasının zemini anakaya üstü murç izli.
Kenthaur ile Deineria duydukki Newyork’da
Paketlenmiş diğerleri gidiyormuş yarı yolda.
Kaçakçıların uçkurları ellerinde Balkız’ın peşinde
Şehvet dolu nefesleri tünellerin içinde .
Vurulur kazmalar açılır tüneller , Zeugma’nın üzerinde
Geceler sağır .</td </tr <tr <td </td <td </td </tr </tbody </table
-
-
Yukarıdaki harabe görüntüyü görüpte ağlamamak içten bile değil..:(((
-
gökhancığım neden kafan,karışık,yardımcı olalım.?
-
kafam şu yüzden karışık böyle bir tarihi olan bir Nizip hala niye bunu kullanamıyor ve bu forma niye yazıyorsunuz benimle ilgili kişisel fikrinizi tlf var sizde arayın sorun..
orhan abim yazınızın devamını bekliyorum..
-
biz bilmiyormuyuz o senin dediklerini;?
gayemiz derdini bilmekten başka bir şey değil ki;
-
Orhan abim resimde nasılda mahsun bakıyon.... İçim parçalandı abicim... :))
-
T.R.T nin muhabirleri ile konuşuyorduk,onlara bakarken arkadaş çekmiş, mahsun duruş falan söz konusu değil.
Ayrıca T.R.T O gün çok güzel bir tanıtım programı yapmıştı..
Edited by - Orhan. on 9/10/2006 3:51:11 PM
-
abi gerçekten çok güzel olmuş...o resimler ve duruşun birbirini tamamlamış...gözlerinde ki bakış tarihin dile gelipte insanlara sitemini haykırıyor gibi...tarih düşmanlarına göstermek lazım bunları...
-
orhanın o mahsun duruşunda ki neden o muhteşem tarih nasıl yeniden canlanır projesini düşünürken çekilmiş hali.........
-
ORHAN ABİ İLK RESİMDE KAFAN TAM OLARAK ÇIKMAMIŞ
-
abi helal olsun sana walla yaa tşkler abiii fotolar için...
-
Fotoğrafçılık çok ince birsanattır yapabilene helala olsun tabi gerektiği Orhan abide güzel yapıyor hani
-
Teşekkürler savcı kardeş..
-
değerli hemşerim bu şiirler sizinmi sizinse tebrikler
saygılar
-
ben bu konuda resim falan görmüyorum
-
''ZEUGMA İÇİN GEÇ KALINDI''
Özgür Politika, 20.8.2000
Antep'in Nizip ilçesinde, Fırat Nehri kıyısında bulunan ve Birecik Barajı göl sularından etkilenen Belkıs Zeugma antik kentini kurtarma çalışmaları sürüyor. Zeugma antik kentinin 4 Ekim 2000'den itibaren su altında kalacak olan (B) bölgesinde yapılması gereken çalışmalara destek veren Zeugma Girişim Grubu'nca görevlendirilen, başkanlığını Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu'nun yaptığı arkeoloji heyeti kazı çalışmasına başladı.
Kendilerine kazı için tahsis edilen alana ilk kazığı çakan Prof. Dr. Serdaroğlu, "Zeugma'yı kurtarmak için belki geç kalındı ama dövünmenin de bir faydası yok, işi bir ucundan tutmak lazım" dedi. Zeugma'da 10 uzmanın katılımıyla başlattıkları çalışmanın, önümüzdeki günlerde 10-11 ekip ve yaklaşık 90 uzmanla sürdürüleceğini kaydeden Prof. Dr. Serdaroğlu, şöyle devam etti:
"Yapacağımız çalışmada yurt içindeki çeşitli üniversitelerden uzmanlar görev alacak. Zaman kazanmak için iki vardiya halinde ve uzun süreli çalışacağız. Kazı çalışması yapmak için antik kentin sahile göre doğu ve batı yönlerindeki uç bölgelerindeki alanları tercih ettik. Kazıda şunu ya da bunu bulacağız diye bir değerlendirme yapmamız olanaksız, kazdıkça göreceğiz."
Prof. Dr. Serdaroğlu, Zeugma'daki kazıların "mozaik kurtarma yarışına dönüşeceğine" ilişkin olumsuz değerlendirmeler yapıldığının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Kimsenin bir kuşkusu olmasın buraya kaçak kazı yapmak için gelmedik. Ne yaptığımızı, nasıl çalıştığımızı görmeden böyle bir değerlendirme yapmak doğru olmaz. Buraya yalnızca mozaikleri değil bilgiyi kurtarmaya geldik. Bizim için mozaikler kadar bilgi de önemlidir.
Buradaki yaşam tarzı nasıldı? Buradakiler nasıl yaşıyorlardı? Ne üretiyorlardı? Nasıl besleniyorlardı?"
-
ZEUGMA'DA KALAN GÜZELLİK
Büyük bir bölümü sular altında kalan ve bu yıl gündemden düşmeyen Zeugma antik kentinin güzelliği hâlâ büyülüyor
ANTEP-Antep'in Nizip İlçesi'nde, Fırat Nehri kıyısında bulunan Zeugma antik kentindeki yapı kalıntıları, 2000 yıl önceki yapılaşmanın güzelliğini ortaya koyuyor.
Antep Arkeoloji Müzesi Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, Zeugma antik kentinde 1992 yılında ilk kez sistemli kazıları başlatan ve halen Antep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı olan Yrd. Doç. Dr. Rifat Ergeç, Zeugma evlerinin, kullanım kolaylığı ve oluşturduğu sağlıklı ortam ile bölgede bugünkü yapılaşmayla kıyaslanamayacak kadar üstünlüklere sahip olduğunu söyledi.
Zeugma evlerinin o dönem koşullarına göre, gerçekten bir sanat eseri olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Ergeç, "Evlerin çatı örtüleri ve mimari yapısı, bölgede bugün yapılan evlerde dahi yok. Evler kullanıcının kapalı mekanda barınmasını sağlamanın ötesinde, rahatı düşünülerek inşa edilmiş" dedi. Yrd. Doç. Dr. Ergeç, "Bugün dünyayı ayağa kaldıran, görenleri büyüleyen mozaiklerin, o dönemde taban döşemesi olduğunu düşünmek dahi, Zeugma sakinlerinin zenginliğini ve yaşantılarında rahatlığa, güzelliğe verdikleri önemin bir göstergesidir. Zeugma evleri gerçekten birer şaheser ve etkileyici özelliktedir" dedi.
Zeugma'yı unutmayın!
Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Nejat Koçer, GAP kapsamında inşa edilen Birecik Barajı gölü altında kalacak Zeugma Antik Kenti için yürütülen acil kurtarma kazıları sırasında kamuoyunda yaşanan heyecanın kaybolmaya başladığını belirtti. Koçer, yaptığı açıklamada, bir dönem bütün kamuoyunun üzerinde titrediği Zeugma'nın, yine unutulmaya yüz tuttuğunu ifade ederek, "Kamuoyu bilincini sürekli uyanık tutmamız gerekiyor" dedi. Zeugma Antik Kenti'nin açık hava müzesi haline dönüştürülmesi için projeler ortaya konulması ve planlama yapılması gerektiğini kaydeden Koçer, ancak bu şekilde kamuoyundaki heyecanın yaşatılabileceğine dikkati çekti.
-
Birecik Barajı'nın suları yükseldikçe arkeologların sesi kısılıyor:
BELKIS'I BOĞUYORLAR
Sular altında kalacak benzersiz Belkıs Harabeleri için umut kesildi. Son ana sıkıştırılan "kurtarma kazıları" yürek parçalıyor; arkeologlar ise suskun. "İkinci Pompei" denen Zeugma antik kenti artık kayıp vaka: Fırat'ın sularından önce, hantal devletin altında kaldı çünkü...
"Eldeki yara, duvardaki delik..." Sizin için ne ifade ediyor bilinmez ama haziranın sekizinde sular altında kalacak Belkıs'ı bir türlü terkedip gidemeyen köyün son sakini Nusret Özdemir'in sözleri bunlar; yüreğindeki yaranın kimsenin göremeyeceği kadar derin, hissedemeyeceği kadar acıtıcı olduğunu böyle ifade ediyor. Tüm dünyayı ayağa kaldıran, haritalarda ufacık bir noktanın gösterdiği Belkıs köyüne medya ordularının akın etmesine yol açan şey, sulara gömülüp gidecek bir insanlık tarihi. Türkiye'nin doğusunda, Fırat'ın kıyısında, geçmişi 2000 yıl öncesine dayanan 70 bin nüfuslu Zeugma Antik Kenti'nin zenginliği çok yakın zamanda insanlık için sır olacak. Gaziantep il sınırları içinde, üzerini fıstık ağaçlarının kapladığı toprağın altında uzanmakta olan kentin üçte biri Birecik Barajı'nın sularına teslim. 1999 Kasımı'ndan bu yana gece gündüz demeden çalışan arkeologlar, üstlerinde karşı koyamadıkları sonun yarattığı rehavet, kazıyı kapatmaya hazırlanıyor. Günışığına çıkartılanlar uzmanlar tarafından "dünyanın en zengin mozaik koleksiyonu" olarak adlandırılsa da, derinlerde yatanlar ne olduğu bilinmeden ellerinden kayıp gidiyor. "Yangından mal kaçırır gibi" telaş içinde gerçekleştirilen kurtarma kazıları yerini üzüntüye bırakıyor Belkıs'ta. İlk günlerin heyecanının ardından kenti kurtarmaktan umudu kesen bilimadamlarının kaderlerine boyun eğişi ise can acıtıcı.
Tarih sular altında
"Dört ay çalışma imkanımız olsaydı Antakya müzesini, iki yılımız olsaydı Tunus müzesini geçip mozaik konusunda dünya birinciliğine sahip olabilirdik" diyor Belkıs Harabeleri kurtarma kazılarını yürüten arkeolog Mehmet Önal. Ama bir mayıs günü itibariyle su tutulmaya başlanan barajın su seviyesinin yükseltilmesini geciktirme çabaları sonuçsuz kalınca, bu sözler de anlamını yitiriyor. İlk 1987 yılında Gaziantep Müze Müdürlüğü tarafından bölgede başlatılan kazı çalışmalarında çıkan kalıntılar, Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırındaki son kenti, bir dönemin ticaret merkezi Zeugma'nın "ikinci Pompei" olduğu iddialarını kanıtlıyor. Tıpkı yanardağ külleriyle kaplanarak günümüze sapasağlam gelen İtalya'daki Pompei gibi Zeugma da önce deprem, sonra yangın, ardından da erozyon yüzünden terk edilen bir kent. Üstüne başka bir kent kurulmamış. "Yani insan tahribatına uğramamış, bakir bir bölge" diyor Mehmet Önal. Arkeologları heyecanlandıran da bu.
Üç arkeologun 38 kişilik bir ekiple yürüttüğü kurtarma çalışmalarında iki Roma villasının büyük bölümü ortaya çıkarılmış. Tüm dünyanın dikkatlerini Belkıs'a yöneltmesinin sebebi de bu villaların hemen her odasında neredeyse hiç zarar görmemiş durumda sekiz mozaik tabana ulaşılması. Mozaikler, zenginliğin de kanıtları. İpek Yolu'nun üzerinde yer alan kentin konumunu da adı belirliyor zaten: Zeugma, "geçit, köprü." IV. Lejyon kampının burada kurulmuş olmasından dolayı askeri açıdan da önemli bir kentin varlığına ışık tutuyor kalıntılar. Erzak küpleri arasına düşmüş halde bulunan bronz Mars heykeli bunun somut işareti.
Sanko Holding sponsorluğunda yürütülen kurtarma kazısı zorunlu olarak tamamlanmak üzere. Fransız araştırma merkezi CNRS'den gelen restoratör ve konservatörler ile ortaklaşa proje yürüten Ankara Üniversitesi Başkent Restorasyon ve Konservasyon Meslek Yüksekokulu öğrenci ve arkeologları duvar resimlerini, arkeologlar, işçiler mozaikleri kaldırma telaşında. Geçen sene meclisten geçen yasaya göre yeni yapılacak barajların altında kalacak kültür varlıklarının kurtarılmasında, taşınmasında baraj yetkililerinin destek olması gerekiyor ama, Birecik Barajı 1994'te gündeme geldiği için bu yasadan faydalanamadıklarını belirtiyor arkeolog Mehmet Önal.
Arkeologlar "anlayışlı"
Madem ki barajın yapımı altı yıldır gündemdeydi, neden daha önce harekete geçilmedi, neden ancak son birkaç ayda "kurtarma kazısı" adı altında alelacele bir çalışmaya girişildi pekiyi?
"Alanın üzeri fıstık bahçesi, yani insanların tapulu arazisiydi. Her fıstık ağacı için de 200 milyon lira istiyorlar. Tüm kazı için harcanacak para o arsaya verilse, kazı yapılamazdı. Ne zaman ki istimlaklar yapıldı, para ödendi, bu alana o zaman girildi" diye açıklıyor Gaziantep Müzesi'nden arkeolog Kemal Sertok.
Basında yer alan yardım haykırışları, televizyon kanallarında yetkililerden suyun tutulması için süre isteme dönemi bitmiş, arkeologlar seslerini alçaltmış görünüyor. İstekler kabul edildiğinde tazminat dahil ayda 30 milyon dolarlık zarar doğacağını öne süren yetkilileri şimdi "anlayışla" karşılıyorlar. "Devletin taviz vermemesini bir bakıma doğru buluyorum" diyor Mehmet Önal ve ekliyor; "Yabancı ortaklı bir şirketle yapılan sözleşme uyarınca hareket ediyorlar. Dengeler korunmalı. Bu çok önemli."
Son yedi ay içinde gösterdikleri insanüstü çabayla inanılmazı gerçekleştirdiklerini söylüyorlar ki, yanılmadıkları ortada. Ama "Nasıl olsa bölgeyi belgeledik. Kazı olmasaydı Belkıs hiç bilinmeyecekti" görüşüne sığınan arkeologlar, aslında neler kaybedileceğini hâlâ kendileri de kestiremiyor. "Zeugma'da gördüğümüz, büyük olasılıkla konut alanı. Tiyatro, mabet türü anıtsal yapılar daha yukarılarda. Ama hâlâ toprağın altında mı, erozyona mı uğradı bilinmiyor" diyor arkeolog Kemal Sertok.
Duyarlılık mı, nerede?
Yürek parçalayıcı görüntülere sahne oluyor bu tarihi alan şimdi. Özenle çıkarılıp kesiliyor mozaikler ama, kamyonlara üst üste yığılıyor, işçilerin ayaklarının altında ezilen parçalar arkeologların yabancı ve yerli televizyon kameraları önünde tartışmasına yol açıyor.En çarpıcısı, müze yetkililerinin kazıların en kritik "son" günlerde yardıma gelmek isteyen arkeologları reddetmesi: "Kazı kapanıyor. Artık yardıma ihtiyacımız yok!"
Sanki tüm o zorluklar içinde tırnaklarıyla kazıp çalışan onlar değil. 8 haziranda sulara teslim edecekleri kentle vedalaşmaya hazırlanır, o topraklar üzerinde son kez tarihe dokunurken, bir müjdeyle avunuyorlar. Mehmet Önal anlatıyor: "Kültür bakanımız müjde verdi. Kentin yukarıda kalan bölümü açıkhava müzesi olacak." O bölümün kazı çalışmaları henüz tamamlanmamış oysa; müjdenin ne zaman gerçeğe dönüşeceği belli değil. Gaziantep Müzesi ek bina inşaatının bitmesini bekleyen mozaikler bile müzenin bahçesinde naylon altındayken...
Köylüler de mağdur
Birecik Barajı ile yirminin üstünde köy sular altında kalıyor, köylüler doğup büyüdükleri toprağı terkedip gidiyor. Harabelerin hemen yanı başındaki 120 hanelik Belkıs köyü bunlardan biri. Köy yavaş yavaş suya teslim oluyor. Son ana kadar direnen Özdemir ailesi öyle, suların yükselişini izliyor. Kıymetli taş işlemeciliği ile uğraşan, tıpkı ataları gibi Fırat kıyısından topladığı taşlarla mozaik yapan Nusret Özdemir öfkeli. Belkıs köyü ise şaşkın; savaştan döndüğünde köyünü yerinde bulamayan Roma askerleri gibi...
________________________
Sadece Belkıs mı?
Yapımı biten ve halen sürmekte olan toplam 298 baraj, on bin arkeolojik alanı sulara gömecek. Bunlardan sadece 25'i arkeolojik yönden araştırıldı. Zaten kurtarma kazıları da ancak sular yükselmeye başlarken yapılıyor. Keban, Karakaya ve Atatürk barajlarının ardından, Fırat üzerindeki dördüncü baraj olan 62.5 metre yüksekliğindeki Birecik, Zeugma dışında Apameia ve Gavurkale gibi antik yerleşmeleri de sulara gömecek.
Ah Zeugma...
M.Ö. 300'de Büyük İskender'in generallerinden Selevkos Nikator I Zeugma'nın ilk yerleşimi olan Selevkeya Euphrates kentini kurar.
M.Ö. I. yüzyılda kentin adı korunarak Kommagene Krallığı'nın dört büyük kentinden biri olur.
M.S. I. yüzyılın ilk çeyreğinde Roma İmparatorluğu'nun topraklarına katılarak ismi "geçit, köprü" anlamına gelen Zeugma olarak değiştirilir.
M.S. 252'de Sasani Kralı Şapur I, Zeugma'yı ele geçirerek yakıp yıkar.
M.S. 4. yüzyılda Geç Roma hakimiyetine girer.
M.S. 5. ve 6. yüzyıllarda ise Erken Bizans hakimiyetindedir.
M.S. 7. yüzyılda İslam akınları neticesinde Zeugma terkedilir.
M.S. 10. - 12. yüzyılları arasında küçük bir İslam yerleşimi yer alır.
M.S. 16. yüzyılda torunun torunlarıyla günümüze ulaşan Belkıs Köyü kurulur.
-
Oxford'dan Zeugma değerlendirmesi
Oxford Arkeoloji Grubu 1973 yılından beri, Roma dönemine ait yerleşim yerlerini inceleme çerçevesinde Zeugma'ya yaptıkları geziyi değerlendirdi.
ANTEP
Nizip İlçesi'nde, Fırat Nehri kıyısında bulunan Zeugma antik kentindeki kurtarma kazılarında görev alan çok uluslu kurtarma misyonunun eşgüdümünü sağlamakla görevlendirilen Oxford Arkeoloji Grubu'nun üst düzey proje yöneticisi Rob Early, İngiltere'de Zeugma kadar zengin bir antik yerleşim yeri bulundumadığını bildirdi.
Early, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın yayın organı GAP Dergisi'nin son sayısında yer alan açıklamasında, GAP İdaresi ile ABD'de yerleşik yardım vakfı olan Packard Humanities Institute arasında, haziran ayında protokol imzalanması sonrasında, Oxford Arkeoloji Grubu'nun protokol gereğince genel proje yönetimini üstlenmek üzere devreye girdiğini ve kendisinin de bu çerçevede Zeugma'ya geldiğini anlattı.
Oxford Arkeoloji Grubu'nda çalışanların, geniş ölçekli altyapı projelerinin arkeolojik açıdan yönetimi, arkeolojik değerlendirme, çevresel etki değerlendirmesi ve kurtarma amaçlı arkeolojik çalışmalarda deneyimli kişiler olduğunu belirten Early, şu bilgiyi verdi:
"1973 yılında kurulan Oxford Arkeoloji Grubu, çalışmasının büyük bölümünü Demirçağı ve İngiltere'nin çeşitli yerlerindeki Roma döneminden kalma yerleşimlerin araştırmasına ayırdı. Ayrıca, Ukrayna, Yunanistan, Libya, İspanya ve Umman'da çalışıldı. Bugün İrlanda, Rusya, İtalya ve Fransa'da çeşitli projelerde yer alıyoruz."
Zeugma'ya bakış
İngiltere'de Zeugma kadar zengin bir antik yerleşim yeri olmadığını kaydeden Early, Zeugma'da Türkiye, İngiltere, Fransa ve İtalya'dan, aralarında kazı asistanı, konservatör, fotoğrafçı, koruma ve bulgu uzmanlarının yer aldığı 200 kişinin çalıştığını bildirdi.
Zeugma'da bulunan mozaiklerin kalitesinin hem şaşırtıcı, hem de ünlü Tunus mozaiklerini bile geride bırakacak kadar yüksek olduğuna dikkati çeken Early, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Ayrıca, Zeugma Fırat üzerindeki Roma sınır kenti olduğundan, burada gümrük vergileri de alınıyordu. 90 bini aşkın gümrük damgası (mühür-bulla) bulundu. Hemen hemen her gün şaşırtıcı ve güzel şeyler keşfetmek çok heyecan vericiydi."