Cocuklugumdaki bayramlar..
Bayramın son günü sabah 09:00 ile 11:00 arası Osmanlı parkı cafesinde buluşalım arkadaşlar
Uzun zamandir yurtdısında oldugumdan dolayımıdır, cocukluğumdaki bayramlari cok özlüyorum. İnanin bazen burada birileri ile bayramlasmak istegimde "aaaaaaaaaa bugün bayram, dogru ya" diyorlar. Burada bayramlar illada yakinlariniz yoksa yaninizda cok zor geciyor. Oysaki bayram telasi 1 hafta önceden baslardi nizipte annemlerde. Bayram kahkeleri yapilirdi. Bayramdan bir önceki gece annem ellerimize kinalar yakardi, bayramliklarimiz basuclarimizda olurdu sabahi zor ederdik.Sabah ilk isimiz ellerimizi yikamak kimin elinin kinasi daha iyi olmus acaba diye ellerimizi karsilastiridik. Sonra bayramliklarimizi giyerdik, rahmetli babam bayram namazindan gelir gelmez bayramalasir bayram harcligimizi alirdik. Ey gidi günler... Ama bu bayram 11 seneden sonra ilk defa nizipte ailem ile gecirecegim bayram olacak. Cok mutluyum, heyecanliyim..:)
Bu Defa BayraM Hasretine Son
Bayramın son günü sabah 09:00 ile 11:00 arası Osmanlı parkı cafesinde buluşalım arkadaşlar
Tamtamına 5 yıl sonra memlekette bayram hasretine son ne demek bunu bilen bilir
sabah kalkacam 30 gün orucu tutmanın mükafatı ile bayramı karşılayacam çarşı cami ine gidecem sesini sitenizde duydugum hasan hocanın esliginde bayram namazımı kılacam sonra
caminin önündeki cemaatla bayramlasacam el öpecem bi daha öpecem bi daha hep baba dostu bunlar kara toprak olsalarda birer birer kalanlardan alalım bari hayır duamızı eve gelacam daha sonra yeni olmasa da temiz giyinmişim abimler gelmiştir zaten o sırada elini öpecem doya doya bi daha bi daha anamın elini öpecem doya doya anam diyecem saonra hep beraber mezarlıga rahmetli babam halam aamcan dedem ben geldim murat geldi diyecem duamı edecem yolda yolakta karsılastıgım tanıdıkların bayramını kutluyacam eve gelecem büyük eviyiz artık millet ufaktan ufaga gelmeye baslar eller gözler öpülür sarılmalar içine çekercesine sarılmak hasretle sarılmak ha yemek unutbeni çatlıyana kadar yiyecem arkadaş ilk gün bele geçer ikinci gün ablalarım gelir elleri öpülür
ve şuna inanın oğlum SETTAR 4 yaşında daha görmemiştir böyle bayramı ikinci gün kahveler açılır öğleden sonra bi tüyerim kahveye milleti görmeye geçi habesin oğlu apo (orucu tutmaz ama bayramı benden eyi kutlar) halil turanın ın oğlu kemal tekke serifin oğlu yavuz sendemi burdasın sarıl ulan sarıl bidaha ya görürsün ya görmessin baslıyacagız dalgaya anlatacagız eskileri geçi diyecek şadan amminin oğlu yahya yı nasıl işletmiştik ne çay paraları ödetmiştik kemal diyecek datlıcı cimeyin oğlu reşit diyecek ve anlatmaya baslıyacak gülmeden altınıza edeceğik sonra aksam üzeri eve gelecem abimin arabasıyla çocukları bayram yerine götürecem it naresine bindirecem dönme dolaba bindirecem ata bindirecem o ucuz liman ata içirip kavurma dürümü ismarlıyacam sonra aksam olacak 3 gün allah nasip ederse şu an sayfasını yazdıgım sitenim ADMİNİ ni görmeye bayramlaşmaya gidecem eger diyer site sakınlerini de görebilirsem ne mutlu sonra orhan la 12 yıldan ilk defa görüsecem bassaglıgı diliyecem derken aksamı edecem ayın 15 i ule 15i nasıl oldu ulen nasıl geçti akşama binecem otöbüse söye söye saya saya gidecem istanbula siz gençler nizipli gençler istanbul sevdadır hepinizin içine bilirim bunu bendede eledi ama istanbulun tapusunu verseler cullugun pınarına delikli kayaya kayakı göle ülen bırak bınları hayvan pazarına deyişmem
KUSURA BAKMAYIN BAŞINIZI AĞRITTIM
SAYGILAR
Allah bizi affetmek suretiyle bayramımızı bayram etsin
mevla bizi affede bayram o bayram olur
cürm ü hatalar gide bayram o bayram olur
Gör ne güzel id(bayram) olur
Bayram ramazanın gidişinin verdiği hüznü bir tatlı neşeye dönüştürür. O mübarek ay bizi öksüz ve yetim bırakıp giderken biz Allah rızası için 1 ay yemekten içmekten cinsel ve bedensel hazlardan cismaniyetten hayvaniyetten uzak durmanın üzerine Allah bizi verdiği nimetlerle ziyafet sofrasına davet eder
sanal ortamda(nizip.com)BAYRAMLAŞMA
Nizip ilçesi bayram namazı vakti :07.13
Tüm nizip.com üyelerinin bayramı şimdiden mübarek olsun.
erken oldu ama şimdiden tüm üyeler bayramlaşsın...
Bayram Neşesi, Bayram Hüznü...
Bayram Nesesi, Bayram Huznu...
Nedense uzunca bir suredir bayramlar beni huzunlendiriyor. Bir tatil firsatini degerlendirip kent disina kacan Istanbullu'larin terk ettigi o bos caddeler, sokaklar mi bunun nedeni; yoksa asindirdigimiz takvimlerden cok daha hizli bir degisimin geride, oksuz biraktigi anilar mi ? Bilemiyorum...
Ama artik bayram sabahlari cosku ve sevincle yatagimdan firlamadigim kesin.
Oysa ne guzeldi o nese, o mutluluk...Annemizin kendi elleriyle bize diktigi yeni elbiselerimizi ve piril piril rugan ayakkabilarimizi bir an once giyebilmek icin erkenden uyanirdik kiz kardesimle. Hem de "durun, kahvaltidan sonra giyersiniz, ustunuzu kirleteceksiniz" itirazlarina hic kulak asmadan.
Sonra gecer otururduk onune, o da cekistire cekistire saclarimizi tarar, minik birer topuz oturturdu tepemize, birer de kocaman saten, beyaz kurdele...
Ve toren baslardi, bize komik gelse de, garip bir heyecanla babamizin elini operdik, o da bizi "karabiberlerim, top top sekerlerim" diye kucaklardi. Aldigimiz iltifatlar ve bayram harcliklari mutlu olmamiza yeter de artardi bile...
Babaanemize gitmek uzere onlar hazirlanirken biz kapi onune inerdik. Aslinda acelemiz bayram ziyaretine bir an once gitmek icin degil, bizim gibi sokaga inmis diger cocuklara yeni giysilerimizi gosterip, biraz hava atmak, biraz da poz yapmak arzusundan kaynaklanirdi. Butun cocuklar, kizli erkekli kendilerince ozenle giyinmis olurlardi. Kizlar ellerine aycicek paketlerini alip, buyumus de kuculmus kadinciklar gibi duvar tepesine dizilirler; oglanlar da o gunlerde moda olan catapatlariyla, mantar tabancalariyla oynamaya baslarlardi. Arada kizlardan yalanci korku cigliklari yukselir, oglanlar da keyifli kahkahalar atarlardi.
Sonra birer birer aile buyuklerini ziyaret icin yola koyulurduk; pek azimiz ozel arabalariyla, kimimiz yuruyerek, kimimiz at arabalariyla. Evet cabuk unutuldular ama kisa bir sure oncesine kadar Caddebostan, Erenkoy, Goztepe'de yasayanlar yakin mesafelere bunlarla giderlerdi. Cok da hos olurdu.
Biz annemizle babamizin yanina, iceriye gecer kurulurduk, elimizde tatli, cukulata paketleri. Kucuk erkek kardesimiz tuttururdu, "ben Ahmet Aga'nin yanina oturacagim". O gunlerdeki en buyuk istegi, bir an once buyuyup, arabaci olmakti.
Ve tikir tikir nal sesleriyle, parke tasli yollardan gecip ulasirdik o iki katli, bahcesi bol cicekli ve kedili eve. Bayram sofrasi bizi beklerdi; bembeyaz bir ortunun ustunde porselen tabaklar, kocaman catallar, kasiklar, dumani tuten bir corba, istah acici nefis yemekler ve ortada mevsimin en guzel cicekleri...
Yemek bitip, harcliklarimizi da aldiktan sonra bir sikinti cokerdi icimize, baslardik annemizin etegini cekmeye "hadi gidelim, hadi gidelim.."
O gun eve dondukten sonra birkac komsu ziyaret edilir, birkac komsu da bize gelirdi. Herkese cukulata, minik kadehlerle kokulu likorler, likor icmeyenlere de bol kopuklu kahveler ikram edilirdi. Cocuklara da suslu mendiller icinde bayram harcliklari verilirdi. Biz de annelerimizin siki siki tembih ettigi gibi kibarca tesekkur ederdik. Cocuklarin en hoslarina giden sey oturup bir kosede bu paralari ustuste koyup saymakti, tabii eve geri gelince...
Bayramin ikinci ve ucuncu gunleri biz cocuklar icin harika gecerdi. Galiba kosedeki bakkal icin de...Gerekli gereksiz, ikide bir gidip gazoz, gofret, kremali biskuvi, artist resimli sakiz, leblebi sekeri alirdik. Duvar ustu muhabbetlerinin "olmazsa olmaz"iydi bu ivir zivirlar...
Biraz daha buyuyunce Lunapark'a, hatta 12 matinesine sinemaya gitmemize de izin verildi arkadaslarimizla. Aman ne guzel anlardi onlar da...Donme dolaplar, carpisan otolar, insani ecis bucus gosteren aynalar, korku tunelleri, ne oldugunu bilmedigim ama aklimda kalan o curcunali muzik. Hele de filmler... Bayram icin daha ozel filmler oynatirdi sinemalar, cocuklara yonelik komediler, macera filmleri filan...Sinemanin hemen kapisindaki bufeden alinan sosisli sandvicin tadini ise bir daha hic bir seyde bulamadim. Aslinda cocuklugun o saf ve onyargisiz gunlerinin tadini demek belki de daha dogru olocak.
Sonra buyuyoruz, degisiyoruz. Biz de, yasadigimiz kent de, yasam bicimlerimiz de...Sevdiklerimiz kayboluyor, dolastigimiz sokaklar kayboluyor, bayramlar kayboluyor...Geriye sisli anilar kaliyor; zaman zaman hatirladigimiz, bizi gulumsetirken icimizi de burkan... her ne kadar eski bayramlar kalmadiysa da, tatilleri hala var. Herkese mutlu, ileriye guzel anilar birakacak bayram gunleri dilerim...
28 Ocak 1998
Solmaz Kamuran
Herşeyin Hayirlara Vesile Olmasi Dileği Ile Hayirli Bayramlar
TÜM www.nizip.com ÜYELERİNİN RAMAZAN BAYRAMI MÜBAREK OLSUN