Ramazan Ayinda Cocuk olmak
files/pictures/5/4/20060907192544_2018_1_sm.JPG[/img] Daha cocuktum… Annem usulca yanima yanasir ve “Oglum kalk sahura da birseyler ye ic”derdi.
Bunu, benim ertesi gun oruc tutmam icin degil de, kahvalti niyetine soyluyordu. Bu sebeple evde oruc tutan buyukler ve tutmayan cocuklarin hepsi sahura kalkardi. Cunku sahurdan sonra annemin kahvalti hazirlamasi oldukca zor olurdu.
Ben ise sahura sahur icin kalkar, ertesi gun oruc tutmayi hedeflerdim. Hedeflerdim cunku annem ve babam bana oruc yasagi koymuslardi. Daha 10 yasinda olmayan bir cocugun oruc tutmasi onu saglik acisindan zorlayabilirdi. Ama ben ilk birkac gunden sonra gayet rahatca oruc tutuyordum. Zaten okulda ders gormemiz oruc tutmami da daha kolaylastiriyordu. Ama bir sorun vardi. Ne olursa olsun annemler bana oruc tuttumayacaklardi. O zamanki tabirimle “bana oruc tutturmucaklar”di… .<div "postbody" </div <div align="center" "postbody"
Buna karsi cikan cocuk yani ben, annemlere karsi oruc savasina girmistim. Karsilikli muzakereler ve anlasmalar sonucu su hususta mutabakata varildi:
Sahura kalkacagim ama aksama kadar oruc yerine oglene kadar oruc tutacagim...Bu orucun ismi de “cocuk orucu” koymustuk.
Her iki taraf da anlasmadan memnun ayrildi. Ben tabi isin cakalligini bulup aksama kadar oruc tutmak istiyordum. Bir sekilde eve tam iftar vakti gelmeliydim. Bu sekilde benim ac oldugumu anlayamazlardi. Rol kesme kabiliyetim fazla oldugundan iftar vakti sofraya oturdugumda "color: blue" “ben ac degilim, oglen o kadar yedim ki” deyip sofradan erken kalkip gizlice mutfakta tikinabilirdim. Kimse de anlamazdi. Ama bir sorun vardi. Okuldan donus saatim belliydi ve bu iftardan tam 15 dakika onceye geliyordu…
Cocuk akli iste. Simdi olsa bircok cozum bulurum ama o zaman belki de korkudan 15 dakika once eve gidiyordum ve annemin bana "color: red" “oruc testi” yapmasina sebep oluyordu. Bu test oldukca basit oluyordu.Annem bana yemeklerin tadlarina baktiriyordu. Tabi buradaki niyeti benim oruc tutup tutmadigimi anlayip, eger oruc tututyorsam aninda babama ispiyonlamakti. http://www.teknikforum.com/images/smiles/icon_smile[/IMG] Ben ise caktirmadan yemeklerin tadlarina bakarmis gibi yapip "color: blue" “evet anne cok guzel olmus” diyordum. Hatta cakmasin diye bazen "color: blue" “buna biraz daha tuz katsan iyi olur” diye ahkam bile kesiyordum. Cocuga bak! http://www.teknikforum.com/images/smiles/icon_eek[/IMG]
Sabahci oldugumda okul donusunde mahallede mac ederdik hem de oruclu olmamiza ragmen. Tam macin en kritik pozisyonudur ve bir penalti kazanilmistir. Takimin penalticisi olarak tam topun arkasina gecip iyice gerildikten sonra var gucumle abanip gol atmak isterken o ses yukselir:
"font-weight: bold" "color: red" Cemaaaalll! 6 pide alip hemen gel. Ezana az kaldi.
Bu ses macin bitis dudugudur. Ama penaltiyi atarim tabi ki. Sonra mac biter ve top sahibi olarak topu alirim ve evin onune gecerek annemin para atmasini beklerim. Annem kagit paralari olabildigince katlar oyle atardi. Ruzgardan ucup gitmesin baska yerlere diye. Bazen de mandallardi.Bozuk paralarda ise boyle bir durum yoktu, sangi sangir bozuk para yagardi.Hemen firina kosuverir ve siraya girerdim.O saatlerde cok sira oldugundan dolayi ufak cusseli olmamin verdigi bir avantajla on siraya kadar kaynardim ve firincinin kucaklarimiza attigi pideleri kapardim.Bu pideler o kadar tatli gelirdi ki, ergenlige girmedigimden dolayi oruc bozabilme hakkina sahip oldugumu dusunur ve sicacik pideleri caktirmadan koparip agzima atmaya baslardim.
Tabi biraz daha buyunce isler degisti ve oruc tutmam resmiyet ve mukellefiyet kazandi. Ama bu sefer savas durumu degisti. Anne-babayla olan savas cok daha kolaydi. Bu sefer olan savas nefse karsi yapilan savasti.Biliyordum ki, nefsim de benim kadar akilli ve onun seytan gibi bir yardimcisi da var. Ama benim de aklim ve nefs-i terbiyem vardi. http://www.teknikforum.com/images/smiles/icon_cool[/IMG]
Eve bazen iftar vaktinde bazen de iftardan 10 dakika sonra gelirdim.Gec gelince annemin "color: blue" “nerdeydin” sorusunun cevabi bellidir zaten. Biraz once pide almaya gonderdigini ve o saatte dogal olarak firinda sira oldugunu herkes tahmin edebeilir tabii ki http://www.teknikforum.com/images/smiles/icon_lol[/IMG]
Eger iftardan once eve gelmissem herkesin sofrada oldugu vakit babam bana isaret ederek pencerenin onune gonderirdi. Camilerin minarelerine bakip kandillerin yandigini haber vermem icin bana emir veriyordu. O sirada televizyon da aciktir ve her sehir icin iftar vakitleri duyurulmaktadir. Ama ailemizin "font-weight: bold" “garanti” ci bir yapisi oldugundan dolayi bana bu gorevi vererek camileri gozetlemem istenmisti. O zaman sanki kendimi devlet namina sinirda nobet tutan bir asker gibi dusunur ve gozlerimi minarelerden ayirmazdim. Cocuk fantezisi iste… http://www.teknikforum.com/images/smiles/icon_razz[/IMG] Bir kandil yandiginda hemen haber vermez, gozumun kapsama alani icindeki tum minarelerin yanmasini beklerdim. Hepsi yaninca sanki milli macta Hakan Sukur’un gol attigini duyuran spiker gibi herkesi heyecanlandirir ve yuksek sesle "font-weight: bold" “kandiller yandi” diyerek sofraya atlardim.
Sofrada acliktan kavrulmus midemi once hurma veya zeytin sonra azcik su sonra da corba ve diger Ramazan ayina ozel yemeklerle her Turk insaninin yaptigi gibi bombardimana tutardim. Yemekten sonra yemek duasini annem yaptirirdi. Tabi bu kadar yemenin verdigi rahatsizlik bende hemen etkisini gosterir ve midem agrimaya baslardi. Babam da benim ayaga kalkmami ve salonda 4-5 tur atmami soylerdi. Her iftar sonrasi bu antrenmani yapmak zorunda kalirdim maalesef http://www.teknikforum.com/images/smiles/icon_confused[/IMG]
O zamanlar Flash TV cok populerdi ve iftar vakti Engin Noyan dinlerdik. Bir de hergun Cagri (The Message) filmini 2 dakikalik bolumler halinde yayinlayip, tumunu Kadir Gecesi veren televizyonlara da arada bir bakardik.
Az da olsa gittigim teravihlerden sonra herkes imamin "font-weight: bold" “namaz kildirma hizi” ni konusur ve bunun hakkinda dedikodular olusurdu. Ramazan ayi "font-weight: bold" “jet imamlar” in meshur olma ayidir. Cocukken bile farkinda oldugum sey, namaz gibi Allah’in huzuruna ciktigimiz buyuk kursunun bu derece hizli, jet gibi kavramarla yozlastirilmasiydi.
Teravih sonrasi gunun yorgunlugu ve iftar yemeklerinin verdigi agirlikla hafifce uyku bastirir ve bir yerlerde sizarak uykuya dalardim, ta ki annem sahura kaldirana kadar…
</div