-
<p class="fon" Akrepler Feri.
<p class="fon" Kavli,
Gitmek kaldığında
Gözlerinin umursamazlığında
Bir tek anlamın avuçlarında
Büyüyen...
Karlı dağlar ardına
Nice savruluşlar yaşadım
Kravatsız çingene bahtı
Alnımdaki ak, parkamdaki kir
Destanım dillenirken
İmlanın iman yitimlerinde
Gayya ızdıraplar yaşadım
Cadde... bulvar, şiir... şehir
Biraz protest, biraz arabesk
Marşlar yankı bulurken
Yüreğimin dehlizlerinde
Bilsen... ne çok şehirli
Olmuşum hissetmeden
Buralara hiç yakışmayan yüzümse
Yanlış adreslerde unutulan
Bir mektup,
Yada boyundan büyük takı
Hiç tanımadığım gerdanında...
Kavli,
gitmek kaldığında
bir tek yolun yolcusu
antibiyotik kokulu zamanda
gül sanmak... gül olmak
akşam üstü,
çıkardım parkamı
duygusuzluk giyindim
güvercinlerin gözünde...
beyaz atkımıda çöpe attım
bunca yenilmişken şehirlere
çokça yarım kaldım..
-
<h4 align="center" "Title" istasyonda saltanat
Sivas ın dorugunda ikindi vakti;
Gün batımı yalnızlığı, hüzün sarnıcı
Filistin askısında bir militanın.
Anason kokusu dört yanım.
Babasını hiç tanımamış çocuklar,
Şeker parası topluyor Sarhoş artığı şişelerde.
Bilmem belki de bu yüzden Ayyaşıyım sensizliğin.
Ah diyorum;
Şu ak güvercin benim olsaydı.
Umudu tükenmiş,
Şiirler yollasaydım sana Yitirilmiş hayat gölgelerinden.
İstasyon caddesinde ikindi vakti;
Arabalı adamlar,
Bir öpücük telaşında Saflığı! S
es düşmesine uğramış, aşk cümlelerinin.
Belki de bu yüzden diyorum;
Sana, Görmediğin gülüşlerimi yollasaydım
Uykusuz gecelerdeki düşlerimden.
Bir şafak vakti Asılacağımı bile bile
Gözbebeklerinde!!!!!!!!
</h4
<div align="center" "Code" style="WIDTH: 15.8%; HEIGHT: 20px" Murat ..... </div
Edited by - yagız on 09/05/2006 22:51:28
-
"quote" Sen sağol kardeş. Bu aralar pek katkı yapamıyorum, çünkü ben bittim ama bu sınavlar bitmiyor. Ancak böyle ara kaçamaklarla cevap yazabiliyorum. Dualarınızı bekliyorum, Allah hepimize iş ve sınavlarımızda kolaylıklar ihsan eyler inşallah.Selamlar...
cengizkrbck demişki:
Nizipli kurt, gökhan hocam,ardacan, sair,yagız hepinize teşekkürler.....
yazılarınızın hepsi birbirinden güzel bize de sadece okumak kalıyor...
-
öt bülbül,sen dertli ben dertli bu alemde,
Sen altın kafeslerde ,bense orta yerlerde.
f.s selamlar
-
<table cellspacing="0" cellpadding="0" width="100%" border="0"
<tbody
<tr
<td width="100%" "postdetails" ADI HÜZÜN OLSUN </td
<td valign="top" nowrap="nowrap" </td
</tr
<tr
<td colspan="2" </td
</tr
<tr
<td colspan="2" "postbody" Adı hüzün olsun bu gerçeğin.
Ayrılığın tekil sızısını hissetmenin
Ve senden sonraki yaşantımın,
Adı hüzün olsun!
Öteki renklerini aldığın,
Tek mevsimlik dünyamın,
Ve senden bana kalanların,
Rotasız başlayan yolculuğumun,
Her limanda yüzleştiğim sensizliğin,
Adı hüzün olsun!
Bir türlü gelmeyen geleceklerin,
Bir yarısı sende kalan geçmişin,
Ve her gün biraz daha kaybolan iyimserliğimin,
Adı hüzün olsun!
Gittikçe tuhaflaşan tavırlarımın,
Azalan ideallerimin,
Alışkanlık haline gelen sıradanlıkların
Birbirine benzeyen her günün
Adı hüzün olsun!
Aklımda kalan şarkı sözlerinin,
Anılarını sakladığım kirli odamın,
Yağan yağmurun,
Cama dayanmış soluk yüzümün,
İçimde ağlayan çocuğun,
Adı hüzün olsun!
Artık gelmeyeceğine olan inancımın,
Eksik yüreğimin, göremediğim renklerin,
Sensizliğin, yarım kalmışlığın,
Adı hüzün olsun!
Değişmeyen şeylerin,
Aynı filmin tekrarına benzeyen rüyaların,
Sadakatini elden bırakmayan gönlümün,
İçimdeki yalnız şairin, bu yaşantının,
Ve bu şiirin adı hüzün olsun........
</td
</tr
</tbody
</table
-
ihanet be usta
zamansız mevsim ruzgarıdır
hasta edip oldurmesede adamı
usta eder usta!!!
-
<h4 align="center"
<h3 "Title" FİRARİ SEVDAM </h3
şahidimdi gamzelerinden
kanatlanan melekler
gül pembe açtığında dikenler
şahidimdi...
aşk iman,aşk ızdırap
ölmekti belki bin kere/dirilmek
şahidimdi aynaya düşen ışık
sen ben o
hiç kimseyken
bildiğim
ak zambaklar, nergisler, sardunyalar
mavi renkli peygamber çiçeği şahidimdi
??????
"Code" style="WIDTH: 24.67%; HEIGHT: 18px" MURAT Ç..
</h4
-
<div align="center" sensizliğin saltanatı
</div
<div align="left"
<table style="BORDER-COLLAPSE: collapse" bordercolor="#ff0000" cellpadding="0" width="95%" border="0"
<tbody
<tr
<td valign="top"
<table style="BORDER-COLLAPSE: collapse" bordercolor="#111111" cellspacing="0" cellpadding="0" width="100%" border="0"
<tbody
<tr
<td align="left" width="100%"
<div align="center"
<pre
Burada kalmak, orada olmak
hep aynı uzaklık aramızdaki.
Seni gördüm bugün, ayaz bir yangının
orta yerinde vuruldu beyaz atlar
gülüşlerim... eğreti bir karanlık
"Title" "Title" murat alınmamış hayatların
göç günlerinde acemileşmiş,
çokça ustanın yaşlandığı
burada kalmak... neyseki kalmak
hep aynı uzaklık aramızdaki.
her kuşluk vakti
güvercinlere masal, gözlerimizle konuşmak adına
kendi yüzümüzü unutmuşluğumuz
tüm kaldırım taşları bir ümit
o sokakta... seni görmek uğruna
denize attım kirpiklerimi, martılar ağladı
sevdama,
turuncu hüzünler kapladı boğazı.
git dedi şehir, benki o sivas senin cennetin,
o olmadan haramdır sana
yolumda yürümek...
git dedi şehir, kendimden kovuldum.
amcalar delisin dedi, teyzeler değmez
burada kalmak, orada olmak, seni görmek
neyseki görmek...
hep aynı uzaklık aramızdaki.
dinle hey yar;
bedenim,vazgeçişin yorgun portresi
gelmek için herşey, görmek için
umursamazlığını,
eflatun gülüşlerinde boğulmak,
kanar yüreğim... renkler solar
ey yar!
gözlerinin sürgün ülkesinde
bir günlük saltanat ömür dediğin.
sonra ölmek,
yokluğunu giyinmişken mevsimler
hep zemheri güller yanar...
"Code" style="WIDTH: 19.43%; HEIGHT: 15px" MURAT Ç.. </pre
</div
</td
</tr
</tbody
</table
</td
</tr
</tbody
</table
</div
-
SEN BENİ terk edip giderdin
Sirenler çalardı kentin uğultularında
Kalabalığa karışırdı endişelerimin kokusu
AY terk etmezdi GECEYİ
Vefalı seveniydi sonsuz değin,
Her gün dur demeden, sevgisini yitirmeden
Bırakırdı kendini çırılçıplak gecenin koynuna
Güzel, çekici, şehvetli
Buz gibi bir şarap tadındaydı ay…
SON TREN terk edip giderdi İSTASYONU
Düdük sesi duyulmaz olurdu
Ben seni şiirlerdim yine, yeniden
AY terk etmezdi GECEYİ
Vurgunuydu gördüğü ilk günden beri
İmrenirdim tutkularına, içim ürperirdi
Gece dördü vururdu saatler
Bense kimliğimi kaybederdim…
KUŞLAR terk ederdi ŞEHİRLERİ
Kelepçeler takılırdı şiir yazan ellere
Bir külhanbeyi narası olurdu aşk şarkıları
AY terk etmezdi GECEYİ
Hep aynı tutkuyla sarmaş dolaş olurlardı, kıskanırdım…
Ben seni yanımda isterken,
Rüzgar yaslardı başını omzuma,
Geri çekerdim bedenimi
Önce bir motor sesi, saat sabah yakın…
VAPURLAR terk ederdi İSKELEYİ,
Martılar yarı uyanık sabah uykusunda,
Geceyi bölerdi bir başınalıklar,
AY terk etmezdi GECEYİ
Seviyordu doğuşundan bugüne dek
Ben nasıl seviyorsam seni,
Nasıl saklıyorsam, yazıyorsam sevgimi kalbime
Geceyi dinleyen de yalnız bendim belki
Oysa o da AYA aşıktı…
SEN BENİ,
TREN İSTASYONU,
KUŞLAR ŞEHİRLERİ,
VAPURLAR İSKELEYİ terk ederdi belki,
Hiçbiri bir tek AY olamazdı,
Mühürlenmiş bir isim yazıyordu dumandan
Terk ederdin sen bile beni de,
AY terk etmezdi GECEYİ…
-
Bir kalemde silinir bazen En acı hayat öyküleri.
Siliniverir gözyaşlarının izleri.
Düşüverir önüne, Geçmişin ölüsü.
Kanayan yaralar Yosun tutar.
İçin yaşama sevinciyle dolar.
Dolar, taşar.
Bir kalemde silinir bazen, Düşmanların isimleri.
Ne giden kalır, Ne de gelen...
Ne acın kalır, Ne de günahın...
Bedellerin Gelecek zamanları, Ödenmiştir geçmişten...
Senin yaran ağırdır.
Hayat seni Geç de olsa Anlamıştır...
Edited by - Yankee SAT on 22/05/2006 23:16:15
-
http://www.izedebiyat.com/ikon/12[/IMG] Sızdın kalbime
Zemheri gözlerinle.
Öyle bir illete tutuldum ki,
Öyle bir çaresizliğe battım ki;
Meçhulüm şimdi
Kendi dünyamda.
Düşün ki,
Ardından gelen iki gölge,
Biri bilinmezlik
Diğeri bir ucube.
Kal diyor bilinmezlik,
Kal ve bekle.
Nasıl inanırım?
Nasıl kalırım?
Zaten kaybolmuşum,
Mahvolmuşum.
Beni unut.
Ben unutamam kolay.
Ardımda gölgeler,
Dönerim kendime.
Dönerim özüme...
-
Aşk denen gönül tahtına
Kimler çıkıp inmedi kimler.
Kaderin cefa bahtına
Kimler ağlayıp, gülmedi kimler.
Biçare suçsuzlar kafesine,
Kimler düşüp, girmedi kimler.
Onun zehirli nefesine
Kimler hasret çekip, ölmedi kimler.
Dünyanın onca çilesini,
Kimler yaşayıp, göçmedi kimler.
Yakıcı meşhur busesini,
Kimler alıp, vermedi kimler.
Çok uzaklardan vuslat zamanına
Kimler kul gelip, köle gitmedi kimler.
Gidip de dönmemek vardı ya,
Kimler gitti de dönmedi kimler…
Edited by - Yankee SAT on 22/05/2006 23:22:21
-
YANKEE SAT kardeş şiirlerini soluksuz okudum şiirlere yorumlarını da bekliyorum hangisinde kendi buldun
bu şiirlerden ben hep şiirlerde kendimi ararım çünkü hayatı kafiye tadında yaşamayı seviyorum.
sağol şiirler için.
-
sayın gökhandokuyucu bey,
teşekkür ederim yinede sizin kadar olamayız, imkan ve zaman buldukça yazmayaçalışmaktayım sizde
sağolun herşey gönlünüzce olsun saygılarımla,
-
yav arkadaşlar böyle yorum yazmayınca okumadığımızızannetmeyin ha... maşallah hepsi birbirinden güzelben dearda denk geldikçe bir iki mısra aktarim ama tabi sizinki kadar olamaz....
Şİirleri uzunu kısası hepsini sonuna kadarokuyorum... nede olsa dışarıda(bahçenin dışında)okuyacak pek bir şey yok...
-
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 14pt; FONT-FAMILY: "Monotype Corsiva"" Haykırdım,<o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 14pt; FONT-FAMILY: "Monotype Corsiva"" Gürleyen gökler gibi…<o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 14pt; FONT-FAMILY: "Monotype Corsiva"" Ağladım,<o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 14pt; FONT-FAMILY: "Monotype Corsiva"" Gözyaşım yağmur gibi…<o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 14pt; FONT-FAMILY: "Monotype Corsiva"" Şimdi kalbim parçalı bulutlu,<o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 14pt; FONT-FAMILY: "Monotype Corsiva"" Güneşli günler bekliyor beni…<o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-FAMILY: "Monotype Corsiva"" <o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-FAMILY: "Monotype Corsiva"" "mso-spacerun: yes" Nizipli_kurt<o:p </o:p .
.
-
Ve en sonunda Nizipli_kurt kardeş karamsar şiirler yazmıyor yeni bir aşk mı
doğdu ney .
-
Ben her zaman aşığım dostum, aşktan ne kastettiğine bağlı...
Bu arada unutmadan, bugün "Şair-ül Şuara"nın yani Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in ölüm yıl dönümü, Allah mekanını cennet etsin. Amin...
Edited by - Nizipli_kurt on 25/05/2006 20:28:29
-
http://www.akradyo.net/yonetim/akra2/pictures/NCK.jpg[/IMG] http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/6/64/Nfazil2.jpg[/IMG]
KALDIRIMLAR
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar *****lı bir kuyuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi
Hayatı ile ilgili bilgiler için aşağıdaki linke tıklmak yeterli..
http://images.google.com/imgres?imgurl=http://www.necipfazil.com/images/mektuplar03[/IMG]&imgrefurl=http://www.necipfazil.com/mektuplarb.htm&h=300&w=231&sz=48&tbnid=2xYfA-H0LA0K7M:&tbnh=111&tbnw=85&hl=tr&start=25&prev=/images%3Fq%3Dnecip%2Bfaz%25C4%25B1l%2B%26start%3D20%26svnum%3D10%26hl%3Dtr%26lr%3D%26rls%3DAMSA,AMSA:2006-18,AMSA:en%26sa%3DN
Edited by - gokhandokuyucu on 26/05/2006 00:32:18
-
Gecelerin düşürdüğü ağrıları severim,
rüyaların korkusundan kurtulup,
beyazlaşan şafaklara sitemle
albümdeki resimlere küserim.
Benim olan bana başka görünür.
Bir tokat gibi iner yüreğime,
Gecelerin ağrısını severim.
İrinli rüyaların kurtuluşu bendedir,
Dudaklarıma değen kan benim kanım,
Bir çocuk buse vurur yanaklarıma,
Küçük bir serçe gelir pencereme görünmeden
Ötüşünde kar soğuğu estirir.
Salyasını yüreğime döker bir köpek,
Kudurmuşçasına kemirir varlığımı.
Hikayelerimi söylerim rüyalarımda,
Beni dinler bir küçük çocuk,
Gözlerime indirir bedbin bakışlarını.
Ürkek kelimelerle bir şair destanımı yazar.
Şehrin bir köşesinde inileyen bir kuzu,
Melemeden sarılmış anasına.
Gecelerin ağrısına aşığım,
Ruhumun derdini ifade eder,
Yaşlarına merhametle o yanar, o ağlar.
Şeytanların tuzağındaki ruhum,
Gecelerin ağrısıyla kurtulur.
Bulanık suların durulduğu an o andır,
Bu yüzden aşkımı ilan ederim ağrılara.
Beni o ağrılar susturur.
-
Hani, Demiştimki sana!
Asla paylaşamam seni.
Başka gözlerde diye...
İzleri,kurşun olurda!
Yabancı bakışların,
Defalarca vurulur...
Binlerce kez ölürüm demiştim, Hatırla...
Hani, Demiştimki sana!
Dudaklarında bir başka ismi, Duyarsam,dayanamam diye...
Her bir harf,her bir hece, Kör bir hançer olurda!
Yaralanırım...
kanarım...
Delik deşik olurum demiştim, Hatırla...
Hani, Demiştimki sana!
Değerse bedenine,bir başka ten, Çıldırırım diye...
Acılarım zevke dönüşürse sende,
Kesilir nefesim bir bıçak gibi.
Damla damla tükenirde, Canımdan can gider demiştim;
Hatırla...
Edited by - Yankee SAT on 27/05/2006 00:38:54
-
asıldı ise yüzüm gözlerin önünde sorma sebebini sorma Anne...!
hiç insafı yok sevdanın hiç vicdanı yok gidenlerin ötesini bilme, bilme Anne..!
benim suçum herkesi sen gibi sever sanmak Anne..!
uçtu kuşum yine kafesinden geri dönmez istesem de döndüremem
nedenini ben bile bilmem neden diye Sorma Anne...!
yaslanmak isterim göğsüne, upuzun saçlarımı upuzun okşa Anne...!
ateşlenmişim gibi ellerini başımdan seni benden ayırma ayırma Anne...!
ceylanın sonbahar yapraklarının çıtırtılardan ürperdi
sen bu acıma gül geç sen her şeyi bilme bilme Anne..!
aynada ağladığımı gördüğünde çirkinliğime san çirkin ördek yavrusunu anlat
yine umutsuzluğumda umuda ihtiyacım var umuda Anne...!
biri bahçeme girdi kır çiçeklerimi çiğnedi çiğ damlası gibi
saf sevdim o beni nasıl sevdi sorma sorma Anne...!
ne zaman acıtmaz sevda ne zaman sen kadar
inanırım sevgisine bir yüreğin ne zaman Anne...!
derdimi ellere sorma tanıma beni üvey sevenleri bilirim
çok kızarsın ölsem bile sorma kim diye sorma, sorma Anne...!
Edited by - Yankee SAT on 27/05/2006 00:42:37
-
Nasıl unuttu kendini yaşayan,
Ben geldim,
Suskunsa gözlerin..
Bak, bir ucunda yanıyor halen feneri,
Umudun,
İçinde bir söz, ağlarken..
Adam olana bitmez geceler,
Yama tutmazsa yokluğun..
Yazdım ben bunu çok kere,
Anlaşılmaz,
Ne bulmuş yerini aşk,
Ne özlemek,
Cümleler sallanıyor boşlukta,
Cümleler ölüme dek..
Nasıl unuttu kendini yaşayan,
Bunca zaman sonra,
Anlatsana,
Ben yokken,
Yaşamak ne demek..
-
Yoksun sen, yoksun hiç gelmiyorsun,
Sensiz gelmediğin bir akşam yine bu akşam.
Başka bir şehrin akşamı
Şehir farklı yalnızlığın hangi şehre gitsem aynı.
Hasretin nereye gitsem yüreğimde.
Deniz kenarı soğuk,
Sanki kar havası var.
Ama buralara kar yağmaz ki yar
Denize baktım, Ellerim cebimde,
Nizip caddelerinde de seni düşündüm.
Hayalin zembereği kuruldu.
Ah şimdi olsan burada diye, diye yürüdüm
Hava yine bu kadar soğuk olsa Vapurlara özenmesem.
Kendi denizime baksam,
Bütün şehri yürüyerek gezebilirim yanımda sen olsan.
Ama yokluğun, öyle yorgunum.
Yanımdan bir çift geçiyor.
Allah tan hava karardı,gözlerimi kimse görmüyor.
Her kes bana mı bakıyor.
Bana mı öyle geliyor.
Ah şimdi burada olsan.
Mırıldandığım türkü senin,
Sen bilmiyorsun.
Şimdi yanımdan geçen kız çocuğu bana güldü.
Bilmiyor oda kimseler gibi seni,
Sensizliğimi, Seni yaşamak bu kadar zor olmamalı,
Düşlerken gülen gözlerimi görmeli.
O an öl desen ölecek kadar
senin olan bir canın sahibi olduğumu bilmeli,
Bunu bilmeli, hissetmelisin.
Gözlerinde yıldızlar olmalı,
Gülüşün Nizip’i, gülüşün bizi aydınlatmalı.
Bir volkan patlamalı,
İçten, sıcak, Bu soğuk gecede yanmalı,
sönen ışığım. Ben yine sana aşığım.
Edited by - Yankee SAT on 27/05/2006 00:50:36
-
Ben bu gece öldüm
Nizip''e götürün
Çardaklı Hafize Teyze
Tuzlu sularla yıka beni
Derin kaz mezarımıboyacı Ahmet Abi
Kunduramı parlatır gibi
Parlat mezar taşımı geceleri
Tez ver sala''mı Cemil Hoca
Fazla içli okuma ama
Beni sevenlerağlamasın
Nizip asrimezarlığı
Örümcekler bağlamasın
Deli Erdal'averin paltomu
Soğuklarda donmasın
Ali Usta''ya verin gözlerimi
Kır eşeğimi nallarken
Canını acıtmasın
TopalHaci'ye verin bacaklarımı
İçli içli aksamasın
Ben bu gece öldüm
Avuçlarımda bir parça hüzün
-Üzerinize iyilik sağlık-
Üşütmüşüm
Siz aklınıza mukayyet olun!
-
Bir beyaz dosya kağıdıyım aslında,
Kimi üzüntülerini yazar,
Kimi ümitlerini
Kimi skıntıdan karalar beni,
Kimiyse yazdığını beğenmez buruşturur atar beni,
Kimi uçak yapar uçurur beni
Kimiyse katlayıp oyun yapar beni
Kimi zamam sitemkâr dolu bir mektubumdur yare yazılan,
Kimi zaman da gurbetten gelen gelen sevinçli bir haber,
İşte böyleyim ben Herşeyden bir parça...
Edited by - Yankee SAT on 27/05/2006 00:57:45
-
Hatırlarım seni.
Sessiz akşam üzerleri.
Saksısı olan ahşap evde.
Bazende çeşme kenarında.
Ağzında sigaran,siyah saçlarınla.
Bir sakanın ıslığında,
dalarım ufuklara.
Hatırlarım seni.
Sessiz akşam üzerleri.
Tozduman olan
bahçede,
fesliyenleri sularken.
Gönül,
yavaş yavaş yolcudur artık.
Sen gitsen bile,
fesliyenlerin,
kokusu kalır.......
SENİ UNUTMADIK BABA.....
-
İkiye bölünmeyi bekleyen
Çiçeklerin sonbaharı zaman
Zaman ; içimizde kalan
Gül bahçeleri : anılar.
Varlığınızla çoğalan bedenime sırlar yüklemiş cümleleriniz.
Yürüyüşün aynılaştığı yere vurmuşum sesimi.
Ne olur
Ara sıra birlikte yürüyelim yine
Köşeye bekleyen ağaç resmi çiziyorum
Köşemizde ağaçlar bekler hep
Hayal bu ya
Hayaller var ya
Sizi bekler köşelerde
Gitmeyin de
Gitseniz de
Gözünüz açık olsun belki gül görürsünüz....
-
Seninle kanatlarım ne kadar hızlı çarpıyor?
ne kadar tazeleniyor bakışlarım?
Biliyor musun?
Dudaklarındaki pembenin bende ki anlamı ne?
Saçlarındaki kıvırcık bende kaç derin dalga?
Sesinde kaç Mozart, kaç Vivaldi var?
Biliyor musun?
Uykunun sende ki melek hali bende ne kadar cennet?
Uyyurken ki kucaklaşma bende kaç ömürlük hasret bitimi?
Biliyor musun?
Canım oğlum, varlığının varlığımdaki hal tercümesi tarifsiz..
Seninle nice nice nice yıllara biz de büyüyoruz...
Seni çok seviyoruz....
Edited by - Yankee SAT on 27/05/2006 01:02:41
-
Sen kırmızıyı severdin
Kırmızı en çok sen kokardı,
Sen ve kırmızı
Ne kadar da yakışırsınız...
Sen gittin
Göklerimizde yağmur kalmadı,
Firakının tufanına yakalandık,
Kırmızılar da talan edildi ardından
Turfandaya yakalandı güllerin zemheride..
Kırmızı sen kokmadı gidişinle,
Oysa sen kırmızıyı severdin elvan elvan
Kırmızı sen olur ve sen kokardı,
Şimdi sensizlik çöker omuzlarımıza
Kırmızının dikenleri gelip çarpar suratımıza..
Sen yoksun
Kırmızı yok,
Sen kırmızıyı severdin illa
Kırmızı sen kokardı,
Sen ve kırmızı
Ne kadar da yakışırsınız..
-
Çığlık çığlığa!!
Arkamda bütün hayvanlarım.
Alkışlar içinde uğurlamaya dizilmişler…
İnsan olmadığınız için üzülmeyin dostlarım.
Hepinizi kucaklıyorum.
Ben mutluyum insanı geride bırakırken..
Kuşlarım götürün beni;
zaman doldu, son sınırınızda yükselin!!
En uzun ağaca bırakın;
biraz daha bekleyeceğim uzamasını ağacın.
Koruyun ağacı insandan;
Vasiyetimdir………
Edited by - Yankee SAT on 27/05/2006 01:08:34
-
<div align="justify" Çoğaldıkça sırtını çevirdin rüzgarlara
Savrulmaların duruldu git gide
Rüzgarları sen sandığın günler de geride kaldı
Geride kaldı dalgalı denizler
Ay ışığında yakamozlar
Parlayan yıldızlar
Yakan güneş ve
Sen
Şimdi sen;
Uzansan da yıldızlara dokunamazsın
Göğü ikiye bölüp yağmurlar yağdıramazsın
Cıvıltılarla baharlar getirip
Gökkuşağını çimenlere indiremezsin
Deli taydın
Dört mevsimi de bahar yapardın
Rüzgarlara kafa tutardın
Şimdi dağlar viran, sesiz
Baharlar kimsesiz
Neylersin..?
Çoğaldın ,
Çoğaldın epeyce.
</div
-
beni kucakla Nizip
bugün çocukluğum balonlar kadar renkli
değil kurşunu olmayan silahlarla,
intihar provaları yapıyorum ve sancılarını çekiyorum,
ertelenen sevgilerin..
bir babanın kızım tadında kokan,
iyi geceler öpücüğü düşüyor fotoğraflardan
saçlarımın dağınıklığını rüzgardan biliyorum,
inkar ediyor sebebi olmadığım acıların,
katili de değilim boşuna arıyorsunuz
hüznümün sahibini kendimden başka kimseye,
borçlu değilim..
beni kucakla Nizip
bugün ellerim beş yaş yumukluğunda değil
türkülerin saflığından utanıyor gözlerim t
ürküler susturuyor beni bugün
küçük bir çocuğun yardım çığlıklarını işitiyorum
dua eden ellerine hüzünden başka bir şey bırakamamak,
acıtıyor içimi hüzün bir çocuğun acısını dindirebilir mi..?
beni kucakla Nizip
bugün kahkahalarım bildiğin yerde değil
gitmez dediğin kaptan da terk etti gemiyi
korunaklı seyir defterleri
sular altında kızlığından sıyrılmış bir kadının,
gölgesi vuruyor sulara
kadının gözleri su yeşili
kadının gözleri ıslak
kadının gözleri uzaklarda..
beni kucakla Nizip
bugün sabır taşım iyi yontulmuş değil
ağızdan çıkan her söz yaralıyor
küçüklüğümü buruk gülümsemelere
ev sahipliği uzun sürdü
hasretle çalan telefonun sesi
bir anlık sevdam,
kilometrelere zincirlenmiş bir isyan kalbim,
bu isyanda sıkışan küçük bir kuş
nerdesin diyebilmek bile zorlaşıyor
gecelerde seni seviyorum’lu
bütün şarkılar eksik yazılmış
eksik yazılmış özlemin adresi
rehberlerde yolunu kaybeden yolcular,
kuytu köşelerde sızma endişesinde
sarhoşluğu hiç bu kadar sevmemiştim
hiç bu kadar korkmamıştım yalnız uyumaktan..
beni kucakla Nizip
bugün gitmeler bana göre değil
bu gitmeler kadınlığımın harcı değil ellerimde küçülüyor
kavuşmalar kavgaların en kanlısı
gözlerde yaşanıyor intihar mektuplarına rastlıyorum
karanlık sokaklarda en berbat ayrılıklar
gece en berbat yalanlar geceleri söyleniyor
seviştiğim ve sevdiğim adam,
geceleri bensiz uyuyor..
beni kucaklaNizip
bugün sarhoşluğum çekilir gibi değil
dibini gördüğüm şişelerde
başlıyor yalnızlığım yirmi dört ayar değerinde değil
sevinçlerim kime satsan almaz zenginliğim yüreğimden öte değil..
beni kucakla Nizip
bugün düşlerim ulaşılır cinsten değil
bozukluk sevişmelerimin hepsini,
tek kollu dilenciye verdim dilenci şaşkın ben şaşkıngece şaşkın
nasıl oluyor da anlatamıyorum garipliğimi kustuğum şiirlerde,
konuştuğum ama duyamadığım
bütün insanlarda aynı nakarat aynı melodi
tekrarlanan şarkılarımın öksüzlüğüne isim koyamıyorum..
beni kucakla Nizip
bugün şiirlerim sahibine yakın değil
özlediğim adam, gecenin öteki yüzünde özlediğim adam,
yatağında uykusuz özlediğim adam,
ne çok sevildiğinden habersiz
beni kucaklaNizip
beni kucaklaNizip..!
bugün özlemim
bugün suskunluğum
bugün çaresizliğim
bildiğin gibi değil...
Edited by - Yankee SAT on 27/05/2006 01:24:58
-
vakti bir zamandı
senin bir parçan değildim ama beni aldın
yorgundum../..yorulmuştum,
omzunu yasladın
aradığım ama bulamadığım bir sevdaydın
şehvetle değil../..şefkatle yaklaştın
o günden beri ayrılamadım senden
değil sadece senden../..her şeyinden
Nizip!../..sen benimkadınım gibisin
ne olursa olsun beni sevecek gibisin
terkedilmişliğin loş ışıklı sahnelerinde isyan ettim aşk’a
trajik komik ayrılıklar en çok alkışı aldı
suskunluğuyla vuranlar görünmez katil oldu
yaralarımı bir sen gördün
bir sen sardın
bir sen bastırdın
Nizip!../..sen benim kadınım gibisin
ne olursa olsun bana sarılacak gibisin
meteliksiz dolaştığım oldu sokaklarında
elimde bira şişesi ayaklarımıdereye uzattığım oldu
çok isyan ettim
ağladım
akıttım göz yaşlarımı sularına
küfürler yağdırdım dili bozuk geçmişin,
yalnızlığımın en karanlık yerlerinde karşıma çıkmasına
senden çıkardım hıncımı
seni terk etmekle tehdit ettim
saçlarım uzundu../..kısaydı../..uzundu
saçlarıma geçirip ellerini beni kendine çektin
Nizip!./..sen benim kadınım gibisin
ne olursa olsun beni bırakmayacak gibisin
başka şehirlerle aldattım seni
başka şehirlerindamadı olmayı düşledim,
yüreğimin sevgiye acıktığı ihtiras kokan kollarda
başka şehirlere koştum,
arkamda senin gözlerini bırakarak
ama biliyordun
sevilmeyi seviyordu yüreğim
ondandı her sıcak öpüşte mum gibi eriyişim
eridim../..gittim../..gönderildim../..geri geldim
senin kadar kimse okuyamadı beni
kimse senin gibi yüreği bilmedi
Nizip!../..sen benim kadınım gibisin
ne olursa olsun bensiz olmaz gibisin
gündüzünü de sevdim elbet
ama gecelerin başka
gecelerin bedenimle şehvet yarışında
ah! sevişmek diyorum../..sevişmek değil sadece bedenle
yürekle../..gözle../..elle../..ve ruhla
gecelerin sevişmeme mani../..özlemle sarılanım yoksa
görmüyor musun,
intihara meyilli sevgilerim
kanayan ve ağrıyan bir bedenin arzularına tutunuyorum
ilk ismim erkek../..sonrasındadelikanlıyım
sevişme sonrası içilen sigaralar gibi yorgun ve uykuludur yüreğim
ama sen,
Nizip!./..sen benimkadınım gibisin
ne olursa olsun benianlayacak gibisin
bir vapur telaşında kaybettim belki beklemeyi
yakışmadı üstüme kararsız bakışlar../..unutulmak ağır geldi
sabahın en kör saatlerine kadar sana kustum şarkılarımı
ne istediğimi kimse sormadı
kimse bilmedi aslında ne çok ağladığımı
sen biliyorsun her şeyi../..evin yolunu bile neden şaşırdığımı
kollarına alıp yatağıma yatırıyorsun savunmasızlığımı
tatlı melteminle örtüyorsun üstümü../..hatta çıplaklığımı
bir iyi geceler öpücüğü dudaklarıma
bir sarılış çocukluğuma
her şey iyi olacak diyen sesin kulaklarımda
kahretmesin../..inanıyorum sana
Nizip!../..sen benimkadınım gibisin
ne olursa olsun beni hep sevecek gibisin
-
sessiz bir gecenin
ve sönmek üzere olan bir ateşin,
küllerinin içinden sesleniyorum sana
sonbahar’ın esintisini omuzuma aldım
dudaklarımda eski bir şarkı,
sen bilirsin..
ne hala var olan bir aşktır anımsatan gidişini
ne de yılların verdiği bir suskunluk
bu gece özlemlerim had safhada
bir saat için bile olsa gel,
yeter bana
düşünüyorum da
hala kırgınım,
beni öksüz bir sevdalı gibi ortada bırakışına
söz vermiştin
yüreğim yüreğindir demiştin
gitmemeliydin
hayatımın en deli zamanlarıydı
gülüşlerin bedenimden akardı
17 yaşım çıldırmıştı..
kelimeler kısalırdı gözlerinde,
sen virgüllerle uzatırdın
nasıl bir mucizeydi seni karşıma çıkaran
hangi akla hizmet gitmiştim istanbul’a
ve nerdeyse eziyordun beni,
taksim’in tam ortasında
fırlatılan kızgın bir bakıştı
özürlerin ağzında tıkandı
17 yaşım çıldırmıştı..
o gün anlamalıydım oysa
öldürmek için değil,
diriltmek için çıkmıştın karşıma
çocuktum
kızdım
kadın oldum kollarında
utandım
utandırmamıştın oysa
bir nehir gibi akmıştım yüreğine
yüreğini teslim eder gibi,
bırakmıştın beni şehrime
hiç ayrılamayacağımızı o gün anlamıştık
o gün bilmiyorduk ayrılacağımızı
sarılmıştım
sarılmıştık
bu sarılmalar hani hep kalacaktı
şimdi en çok kollarına ihtiyacım var
bir haber gönder ne olur,
bir ışık yak
mekanın hala yıldızlar mı..?
buruk
ve yarım kalmış bir gülümseyiş oturuyor şimdi dudaklarıma
ikimiz için ne güzel bir andı
gecelerin en güzeliydi hatta
çıka gelmiştin istanbul’dan,
ellerinde en sevdiğim papatyalar
gelmiştin işte
sarılmıştın kocaman
sevinmiştim derinden
kollarımdan tutup götürmüştün,
ben, nereye bile diyemeden
ellerin direksiyondaydı
başım omuzunda
yüreğim sanki çıkacaktı
seninle olmak hayattı
17 yaşım çıldırmıştı..
seni her şeyinle seviyorum dedin
sahip olduğun her şeyle
kelimeler hep kaleminin ucunda olmalı
şarkılar dans etmeli dudaklarında
çılgınlığın
asiliğin
inadına yürekli
inadına umutlu gülüşlerin sende kalmalı dedin
seni her şeyinle seviyorum dedin
sahip olduğun her şeyle
ne değiştirmek istiyorum
ne eksiltmek
ne de yitirmek
sen hep böyle kal
ama yanımda kal dedin
beni benden alan bir filmi izler gibiydim yüzünde
kelimelerin yüreğimde atıyordu
inanılmaz bir akşamdı
bütün yıldızlar tanıktı
17 yaşım çıldırmıştı..
usulca yerleştirdin parmağıma tek taşı
istanbul artık senin
ben seninim
artık hep benimle kal
kalksın aramızdaki kilometreler,
benimle evlenir misin, dedin
gözlerime yağmur yağdı
yan masadaki kadın duygulandı
ilk imzayı dudaklarına attım,
garson çocuk baka kaldı
sanki bir rüyaydı
saat 12’yi geçmişti ama
kül kedisi balodaydı
17 yaşım çıldırmıştı..
nasıl da kızgınım sana
dönmeyecektin o gece,
lanet olası istanbul’a
işler kimin umrundaydı
işleri kim takardı
.........
......
.....
sabahın en kör saatiydi
bir telefonla geldi varış haberin
geleceğimiz ve sevdamız,
bir kamyonun altında yatıyordu
sen,
bir kamyonun altında yatıyordun
telefon elimden düştü
dizlerim yere çöktü
kaç saat tutarında öyle kaldım da,
bana bir asır gibi geldi
hangi keşke’yi söylersem,
uyanırdım rüyadan
hangi dualar geri getirirdi seni
daha parmağımdaki alyans,
suya değmemişti
hani yok edecektik kilometreleri
kilometreler kaldı,
biz yok olduk
gözyaşlarım ağzımdaydı
her yer karanlıktı
17 yaşım çıldırmıştı..
ne cenazene gidebildim
ne de öğrendim nerede yattığını
çok uzun süre nişanlı kaldık seninle,
alyans parmağımda kaldı
çok kereler gelmek istedim yanına
bir şeyler dürttü sanki
izin vermedin,
hayatta kaldım
şimdi ne vakit bir kamyon görsem,
buğulu camlarında bıraktığım 17 yaşımı arıyorum
şimdi ne vakit bir kamyon görsem,
17 yaşım geri geliyor,
sana susuyorum
değişen ne dersen
hiçbir şey bebeğim
belki biraz ben
yıllar su gibi akıp geçti
ama korkmadım sevdadan
hala çılgınım
hala inatçı
hala yazıyorum
ama mısralarım kanlı
saçlarımı sıkıştırmıyorum bir lastiğin içine
insanları güldürebiliyorum
şarkılar ise hep dudaklarımda
sevdiğimi söylerken utanmıyorum
yürekli kadını oynuyorum yani
seni bazen
bazen çok fazla arıyorum
kimse senin kadar cesur değil sevdasında
artık seni seviyorum diyenlere,
inanmıyorum..!
biraz kırgınım hayata karşı
ama inatla direniyorum
bu gece gözüm yıldızlarda
hangisindesin el salla,
seninle sabahlıyorum
sana söylemek istediğim çok şey vardı,
belki de bu gece bunları kusuyorum
artık söylemek istediklerimi ertelemiyorum..
sessiz bir gecenin
ve sönmek üzere olan bir ateşin,
küllerinin içinden sesleniyorum sana
anılarımın fesleğen kokulu fısıltısını,
içime çektim
dudaklarımda eski bir şarkı,
sen bilirsin..
ama yine de merakımı bağışla
ben değil,
17 yaşım soruyor sana
daha mı rahat geldi,
yıldızlar yeryüzünde...?
-
Bir varmış, bir yokmuş,
Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Bir ülkede,
Kendilerini
Güçlü ve mutlu
Bilen
Iki kişi yaşarmış.
Biri erkek biri dişi
Bu iki kişi
Tesadüfün iğne deliği
Misali
Bir araya gelmişler.
Önceleri,
Karakter tahlilleri
Fiziki incelemeler,
Ince dokunduruşlar
Uzun sohbetler
Yapmış.
Velhasıl,
Konuşmuş da konuşmuşlar
Aslında konuştukları
Ne incir çekirdeğini doldurur,
Ne evrene sığarmış.
Saatler yetmez
Günler yetmez
Yine de bıkmazlarmış
Derken,
Günler böyle geçerken,
Birdenbire, aniden
Neden nasıl bilmeden
Bahar değil yaz değil
Bayram seyran hiç değil
Birbirilerine,
Aşık oluvermişler
Bir şaşkınlık bir telaş,
Bir coşku bir melankoli
Yemeden içmeden kesilip
İğne ipliğe dönmüşler
Bir sevgi denizinde,
Aşktan sarhoş dolaşıp
Sarmaş dolaş
Olmuşlar.
Hatıralar saçmışlar
Dört bir köşeye
Göl buzları üzerinde dansedip
Ay ışığı altında
Yakamozlarında
Yürümüşler denizin.
Vitrin camlarında
Kendilerini seyretmişler.
Ne de güzel yakışmışlar.
Bir elmanın iki yarısı gibi
Toprak ile su gibi
Kediyle yavrusu gibi
Birbirilerine uygunmuşlar.
Velhasıl pek hoşmuşlar
Masal bu ya
Ne kavuşmuşlar
Ne ayrılmışlar
Ne onlar ermiş muradına
Ne biz çıkmışız kerevetine
Bu masalın sonu yokmuş
Şiirler ve şarkılar
Hep
Onları anlatırmış
Hala mutlu görünürmüş
Bu iki kişi
Biri erkek, biri dişi
Az gitmişler,
Uz gitmişler
Bir de arkalarını dönüp
Bakmışlar ki
Bir arpa boyu yol gitmişler.
-
<div align="justify" Elleri üşümüştü,
Gözleri yaş dolu
Islanmıştı zavallı
Çaresizlikle bağlıydı eli kolu
Ağlıyordu iç çekerek
Ayağında çıplaklığı
Başında şapkası vardı
Avuçlarında sıkı sıkı sardığı bir avuç anı
Ezilmiş belli
Hor görülmüş bir hayli
Elimi uzatıyorum korkup saklıyor kafasını
Dudaklarını bükmüş
Hala ağlamaklı gözleri
Ufacık bir yürek karşımda süzülen
Kirden görünmez olmuş parmakları
Saatlerce dolaşmış sokakları
Ve nihayet barınak edinmiş kendine bir saçak altını
Uzandıkça kaçıyor benden
Yaklaştıkça daha bir kayıp
Evini soruyorum
Yurtsuzum diyor çok zamandır
Kovulmuş zavallıcık
Hangi yürek dayanır diyorum
Bu kalpsizlik hangi zalimin işi
Susuyor durmadan
Konuş dedikçe daha bir büzülüyor dudakları
Olmaz diyor
Ben konuşmak için değilim
Yaşanmalıydı mutluluğum
Ben nasıl mutlu ettiysem onları
Onlarda sevgiye dönüştürmeliydi diyor varlığımı
Gel gidelim diyorum sıcak biryerlere
Evim var diyorum yatağım sıcacık
Kaçıyor benden
Diretiyorum
Ağlamaya başlıyor yine
Kovulduğum yere gelmem diyor
Gelmem diyor kovulduğum yere!
Şaşkınım
Evim diyorum
Yüreğin diye sözümü kesiyor
Yatağım diyorum
Yüreği diyor
!...
Adın diyorum?
Aşk diyor...
Ardına bakmadan kaçıyor
Anlıyorum kovalamanın anlamı olmadığını
Yüreklerden atılan aşklar hep azaplara tutsak kalıyor
Ve asla geri dönmüyor
</div
Edited by - Yankee SAT on 27/05/2006 01:59:13
-
Bekleyişim ve Gelmeyişin
Saatim saatlerdir aynı saatte.
Kulağım telefon zilinde.
Ellerim bırakmadığı sigaranın esiri.
Gözlerim karanlıkta beli olmayan yolun bitiminde.
Her gölgede ayaklanan ayaklarım beni yönetmekte.
Su sesi, rüzgarın ıslığı beni ürkütmekte
Yalnızlığın resmi hep beynimde.
Ya gelmezsen diye süre gelen umutsuzluğumu,
Gelirsen umudu yenmekte.
Sevdiğim yağmur yağmasın diye dualar dilimde
Sebep olursa gelmemene sevmem desem de.
Ne senden ne yağmurdan vazgeçerim.
Bir seni bir de yağmuru bilirsin çok severim.
Ha geldi gelecek zaman hiç gelmedi.
Yolun sonundaki karanlık, sabaha yenildi.
En sonunda sigaramda bitti.
Su sesini bastıran serçe sesleri uyandırdı beni,
Rüzgarın savurduğu dallar teslim artık çiğlere,
Yalnızlığın resminide astım arık baş köşeme,
Girme istemem artık düşüme,
Gelme artık beklemem seni yıkılan ümidim ile
Sebep oldu bu gelmeyisin.
Dünüme bugünüme sana son verişime.
Gelme istemem, senden sonra inan bana kimseyi bir daha böyle beklemem
-
Birşey oldu
Uzak bir yerde bir ışık çaktı
Kıvılcımları göğü yardı
Titretti kalbimi, içime girdi
Kendime geldiğimde aynaya baktım,
Bir anda şaşa kaldım
Göz kırptı bana
Gülümsedi!
Ardından kaybolup gitti
Derinden sesi geliyordu...
Keskin, ince ve sakin.
"kalk hadi, kalk hadi, kalk hadi..."
Biryerden tanıdıktı sanki
Bir şarkı mırıldandı...
Sanki oda aydınlandı
Üfledim muma yattım ama
Bütün gece uykumda çaldı
Sabah oldu uyandım,
Düştüm, kalkarken başımı çarptım.
Öyle acıdı ki çok ağladım
Birden şarkıyı hatırladım!
Kalktım hemen yüzümü yıkamaya.
Şaşa kaldım bir anda...
Göz kırptı bana
Gülümsedi!
Ardından kaybolup gitti...
Hatırlayınca sevindim.
Onu öpmek istedim.
Bekledim aynanın karşısında
Çıkmadı ama bir daha...
Uzaktan sesi geldi...
"gel hadi, gel hadi, gel hadi..."
Bahçeye çıktı kayboldu
Koştum peşinden dışarı
Daldım ormana kayboldum
Yürüdüm yürüdüm mahvoldum
Buldum küçük güzel bir dere
Kenarında oturdum.
Ne güzel dedim, eğildim.
Bir anda şaşa kaldım
Göz kırptı bana
Gülümsedi!
Ardından kaybolup gitti!...
Edited by - Yankee SAT on 27/05/2006 02:02:28
-
Adı yoktu
Çöl vardı
Kan
Ter
Gözyaşı
Kızgın taşlara yapıştı
Bir köle ölürken
Dudaklarından döküldü ilk kez
Sıcak kumlara karıştı
Bir şarkı oldu nice sonra
Hep vardı ak güvercinler oysa
Hep vardı
Daha kaç köle
Yüreğinde aynı hasretle öldü bilinmez
Çölün kumları
Kaç güneş yüzü gördü
Kaç fırtınaya karıştı
Nil’ in suyu kaç kez değişti bilinmez
Zulmün yalanları bilinir
Bin yıllar sonrası
Kölenin torunları
Denizler ötesinde
O’ nun için savaştı
Kan
Ter
Gözyaşı
Kızgın çeliğe yapıştı
Ve...
Deniz rüzgarlarıyla
Eskil bir çöl şarkısı
Uzak sahillere taşındı
Hep vardı ak güvercinler oysa
Hep vardı