-
Sevgili dostlar size kıbrıstan (halkıdan) örnek vermek istiyorum daha sonra bizim doğu insanımıza değineceğim.
Ben söylüyorum biz barış isteyen insanlarız, savaşa hayır diyoruz suçsuz insanların ölmesini istemiyoruz. Suçsuz insanlar bugün Irakta ölmektedir. Hemde hiçbir iz bırakmadan herkes suçlu amerikalı ,Irakta çarpışan guruplar, ve Saddam. Ben bu gruplara amerikadan daha çok kızıyorum. Eğer bu insanlar Saddam zulmune bu kadar direnseleridi bugün Amerika orda olmayacaktı ve Afganistan hiç barış yapmadılar biz devlet başkanı dahi seçemediler. Hep gruplar birbirleriyle savaştı.
Kıbrıs olayı; Kıbrıs 74'te Türk çıkarması yaşamasaydı oradaki Türkler bugün yoktu. Herkes bunu unuttu aradan ne kadar zaman geçti 30 yıl. Bu kadar kısa zamanda fikirler Türklerde komple değişti. Ne oldu artık Türkiyeyi istemiyorlar ya Yunanistanı istiyorlar.
Neden bizi biz yapan özelliğimiz olan Din ve millet anlayışımız.... Bunu kaybetti oradaki halk .Ne oldu dağ para için devletini satıyorlar. Hiç devletini satan halk gördünüz mü? Kıbrıstaki halk devletini para için sattı....
Neden o insanlar bu hale düştü tek sebebi millet olma özelliklerini kaybetmeleri. Türklük onların karnını doyurmuyor. Lükse de erdirmiyor, Soğan ekmeğe de muhtaç ediyor. Şimdi bir insan ne zaman kendi kendini kaybeder hiçbir benliği olmadan yaşarsa.... Oradaki devletin ileri gelenleri ve Sn. Ecevit kıbrısta dini bilgi vermeyeceğiz dediler ve vermediler. Türkiyede aynı sorun vardır. Halkımız dini bilgisini almazsa ne olur size söyleyeyim. O türkiyeyi istediği gibi yönetenler var ya onlar artık bu ülkeyi yönetemeyecek birileri gelip türkiyeyi işgal edecek işgalin adı belkide ab olacak. Ab içinde olmak veya olmamak bu o kadar önemli değil önemli olan kendi insanlarının menfaatini sağlayan devlet olmaktır. Bu da ne zaman olur biliyormusunuz halkınızı her zaman devletinizin yanında olacağını bildiğiniz zaman. Maalesef (Kanuni Sultan Süleymandan buyana belli kesitler hariç)Türk yöneticilerinin yıllardır yaptıkları politikalar yüzünden Türk milleti devletinin yanında değil
Saygılar
Osman Demir
Istanbul
-
Sayın admin Fenerbahçe gibi(Darısı Gaziantep Sporun başına) bende yüzbaşı oldum sayende. Teşekkürler. O kadar çok yazı yazdım mı yav. Hep Ahmet Kardağ ve Muharrem Bilgehan yüzünden birşey diyorlar bende yazıyorum ikisini de çok özledim. Gözümde tütüyorlar.
Diğer arkadaşlarımı da Bu DR.İdris varya İstanbula geldi yanıma gelmedi. Eğer hasta olursam bana Dr.iDris bakmasın. Ölürsem öleyim. Ve Aleykum Selam Sevgili Ömer K. Babam gelmedi ise sen onu bir telefonla ararmısın. Bu iş kafamı karıştırıyor. bana iyi birşeyler söylersen sevinirim.
Selamlar
Osman Demir
Istanbul
-
Dostlar,
bana göre uzun süren biraradan sonra hepinize selamlar,saygılar...
Nazım HİKMET’ in en sevdiğim dizelerinden biridir bu, sanki yaşadığımız şu günleri anlatıyor . Belki Nazım başka bir anlamda söyledi ama bana şunları düşündürüyor: Kendi kendimizle yarışı Aleviliğin bugün ki durumu gibi görüyorum; karşımızdaki en büyük engel yine biziz. “Bize bizden başka dost yok bize bizden başka düşman.” Ölü yıldızlara hayatı götürmek; yolumuzu gerektiği gibi sürebilmek, betonlaşan yüreklerde fidanlar yeşertmek, diğer inanç sahipleri ile aynı hakları kazanmak. Bunları yapabilmek bizim birliğimizden geçer. Dünyamıza inecek ölüm bunları yapamazsak eğer.
İçime kara bulutları yaklaştıran bizlerin bu bölünmüşlüğüdür. Belki de çok sesliliği çok başlılık olarak algılıyoruz. Birimizin ak dediğine diğerimiz kara diyor.
Yolumuzun önderleri Dedelerimiz; bize bu yolu öğreten,gönlümüzde ışıklar yakan, insan sevgisi, hoşgörüsü en bol olması gereken Dedelerimiz… onlar dahi kendi aralarında bir birlik kuramıyorlar.
Nice zorlukları aştıktan sonra kurulan kurumlarımızın hepsi bir çatı altında toplanamıyor Aleviliği temsil ettiğini söyleyip “Aleviliği İslam saymayan” kurumlar var. İnancımızdan yana olanlar bir araya gelerek Aleviliğin gerçek temsil hakkını alamıyor. Bizim adımıza konuşan insanlar bunları söyledikçe bizler kendimizi başkalarına nasıl anlatabiliriz.?
Hacı Bektaş Veli “Aslanlarla ceylanlar dosttur kucağımızda” demişti. Şimdi bizim ceylanlar bile düşman olmuş birbirine. Bir düşünün bizler kendi arkadaş guruplarımız içinde bile bir birlik kuramıyoruz yani bölünmüşlük yediden yetmişe hepimizde var.
“Ağaç demiş ki baltaya sen beni kesemezdin ama neyleyeyim sapın benden.” Bizler kendi yolumuzu, özümüzü baltalamaktan vazgeçmediğimiz sürece bugünkü yerimizden ileri gitmek bir yana daha da geri gideriz.
Ama yinede ne olursa olsun umutsuz değilim...
Elbet birgün gülüm elbet birgün...
Selamlar,Saygılar...
-
Aziz dostlar yine Ahmet kardeşimiz vurdu bizi her yerimizden. yani azıcık yaralı olmayan yerimiz kalsaydı ne olurdu be.
Yok umut yok çıkış yok gülmek yok heves bile yok.
Neden ben bu başörtüsü ve imam hatip davasını anlayamıyorum. Neden bizim kafamız bunları kaldırmıyor.
İmam hatip davası için zannediyorum ki Bakırköy veya zeytinburnu imam hatip öğrencileri zuhurat babaya gittiler. Gitmelerine sözüm yok oradaki duaları beni iyice umutsuzluğa düşürdü. Adamlar beddua ediyorlar. Hz. Ebubekirden ders almamışlar arkadaşlarımız veya haber yanlıştı (ama kanal7 de yayınlandı) Ben hiç beddua eden müslüman aklıma gelmemişti.
Aziz Dostlar her nekadar da eziyet ve haksızlık görürsek görelim bizden dua ve bağışlamak olmalı
Zaten müslümanlara karşı güç birliğine girmiş insanların amacı müslümanları şiddete çekmek. hayır şiddet bizi hiç cezbetmiyor. Silah tüccarları silah satmak için hep zayıfları görür. zayıf olmayacağız biz tebliğ dışında bir silaha sahip olmak istemiyoruz. Af etmek dışında başka bir şeyde istemiyoruz. Genç imam hatip lisesi kardeşlerim Allah bize nasıl insanları islama davet edeceğimiz konusunda bol örnek aktarmıştır. Amacımız erk sahibi olmak değil sevap sahibi olmaktır. Bırakın erk isteyenlerin olsun.
Ahmedim senin yazıların çok dokunaklı ve anlamlı her gün yazarsan hepimiz sevineceğiz.
Selamlar
Osman Demir
Istanbul
-
Aziz Dostlar
Ben yine size içimdekileri aktaracağım.
Arkalarında hiç kimsenin olmadığı üniversiteler görevlileri imam hatipler bizim okullarımıza gelmesin diye yürüyorlar muhalefet lideri de din bilgisi olanın hiç bir göreve gelmesin diye söylüyor. Bu hayır diyenlerin oranı %15 hepsi bu. Eğer demokrasi varsa halkın % 85' evet diyor. Laiklik kavramı da bizde yanlış kullanılır tıpkı medeniyet ve gelişme kavramının yanlış kullanıldığı gibi. İlim teknik'tir demiş bir büyüğümüz. Oysa ilim teknik değildir. Bu bizim kavramlar konusunda hiçbir şey bilmediğimiz anlamına gelir.
Veya ard niyetli olduğumuzu ispatlar.
Bir fahişe namusumla para kazanıyorum hırsızlık yapmıyorum ya der. Burada bir ard niyet vardır namuslu olmadığı için hırsızlık örneğini vererek namus kavramını yok eder ve anlamsızlaştırır. Onun gibi düşünürseniz fahişeliğin namussuzluk olmadığı anlamına varırsınız. Oysa gerçek öyle değil fahişeliğin de en az hırsızlık kadar kötü bir eylem olduğunu hepimiz biliyoruz. Burda kafamızı karıştırmadan kavramları bilirsek yolumuzu şaşırmamış oluruz. Ard niyetli insanlar her zaman olacaktır. Laiklik kavramı aynı şekilde fahişenin ben namusumla para kazanıyorum demesi gibi dinin yok edilmesi dinini bilgilerin yasaklanması her türlü dini ayinin yapılmaması olarak kullanılmıştır. Türkiyede de böyle uygulanmıştır. ben imam hatip mezunu insanların Laiklik konusunda Bediüzzaman gibi düşündüğünü biliyorum. Ama mübarek her zaman Türkiye de laiklik konusunda cezalandırılmıştır. Oysa Bediüzzaman'ın laiklik konusundaki düşünceleri Laikliğin avrupada kullanıldığı gibi uygulanmasından yanaydı.
selamlar
Osman Demir
Istanbul
-
Merhaba arkadaşlar,nasılsınız?
Anlaşılan yine birileri,birilerinin düşmesine bastı.Ama unuttukları birşey var; o düşme artık ellerinde patlayacak.O günler de yakındır inşaallah.!
Laiklik.Yahu sizden çok bize gerekli,çünkü bizler dini inanca sahibiz.Sizler için buna ne gerek var? Ama sizin derdiniz dinle,imanla...O kadar önyargılıki adamlar,imam-hatiplerde felsefe dersi okutulmuyormuş!Adamın cahilliğine ve önyargılı fikrine bak! İşin kötü tarafı bu adam,adalet mekanizmasında görev yapıyor.Ya bu adam anayasa mahkemesi üyeliğine seçilseydi?Gözünü sevdiğimin memleketi,neler yetiştirmiısinı!!!!!
Merak ettiğim bir şey daha var:
Acaba bilimsel bir çalışma yapılmış mı da bizler için bu kadar iftiralar atılıyor? Eğer bizler bu ülkenin kanunlarına karşı suç işliyorsak neden içerilere atılmıyoruz? İnsan haklarına ve ülkemin kanunlarına göre ben, inancımda serbestim, inancımdan dolayı asla kınanamam! Belki inanmayacaklar ama benim inanç sistemim 1400 yıl önce bunu belirtmiş ve herkesi inancında serbest bırakmış. Ben gerçekten gerici miyim?
Üniversitelerden yürüyenlere bakın, adamlar kimin insanı? Benim ülkemin insanı olması biraz zor. Eğer benim ülkemin insanı olsalar benim insanımın değerlerine karşı yürümezler.Ama yürüsünler,sağlıkları ve hazımları için gereklidir bence.
Kardeşim valla bizde seni özledik. Düşün seninle kaç yılımız beraber geçti? Valla öksedim!
Ahmet,hele şükür sesini duyduk.Sık sık yaz,yoksa.....
Ömerciğim ben A.Yusuf a bir şey yapmadım ama ille de bir şey yaptın diyorsan eyvallah! O A.Yusuf Yusuf kardeşim sana ne anlattı bilmiyorum ama yazdığı mesajları sana da yollayacağım.
Dert çok ama derman...
CELLATLARIMIZ ŞUNU UNUTMASINLAR, BİZ ONLARDAN DAHA ÇOK YAŞAYACAĞIZ! HEM DE İNATLA!
Selamlar,sevgiler.
Arkadaşlar, içimizde rütbesi yüksek olan OSMAN. Ben diyorum ki artık ona komutanım diyelim.Kabul edenler ellerini kaldırsınlar!
muharrem
-
Sevgili Arkadaşlar Muharrem beni duygulandırdı ancak bu formun kurucusu Ahmet Karadağ kardeşimizdir eğer bir unvan gerekiyorsa bu onun hakkıdır. Ben işim daha müsait olduğu için yazabiliyorum sadece. Oysa Ahmet araştırıp inceleyip sonra yazıyor. Bilimsel araştırma olarak yazıyor kendisi. Hep biliyorsun ben Sokratesim insanların doğru bilgiye ulaşması için metodlar veririm. Oysa Ahmet doğru bilginin kendisini veriyor. Sonra Muharrem Hoca o da var. Metodlarımızı iyi bilelim arkadaşlar dilini kullanmasını bilmeyen hem doğru düşünemez hem de düşündüğünü aktaramaz. İnsanlar onu anlayamaz. insanların hafızası zayıftır ve unuturlar. George Orwell'in 1984 adlı bir kitabı var okumayan varsa bu kitabı okusun. (rica ederim) Düşünce üzerine dünyadaki yazılmış üçüncü büyük romandır. 1. Kitap Hay bin Yakzan 2. Kitap Reis Bey'dir.
Selamlar
Osman Demir
Istanbul
-
Aziz Dostlar kıymetli Nihal Hocamızın bir derlemesini size sunuyorum.
Ahlak; ilkesinin uygarlığın -ilimlerin, sanatların, şehir hayatının, zenginliğin, konforun, ince alışkanlıkların- gelişmesine paralel olarak bozulup bozulmadığı tarih boyunca tartışma konusu olmuştur. Eski Atina'dan başlayarak Rönesans'a kadar pek çok düşünür, ahlaki yozlaşmanın bir devletin çöküşünde önemli bir etken olduğunu savunur. Berkeley; "Büyük Britanya'nın çöküşünü önlemek üzerine yazdığı düşüncelerinde, İngiliz halkının madddi heveslerinin artışından ve ahlaki niteliklerini kaybedişinden önemle bahseder. Kurtulmak için Hristiyan ahlakının ilkelerinin yeniden saygınlığa kavuşturulması gerektiğini belirtir." Aynı şekilde Fransa'da J.J. Rousseau; "Uygarlığın gelişmesinin ahlakın bozulmasına yol açtığını" savunur. Spengler; "Batının çöküşünü konu ettiği eserinde gelişmeyle birlikte ahlaki değer ve kurumların yozlaşmasından" söz eder. Örneğin; Yürek dili yerine, ilmi dinsizlik; Saygı ve gelenek yerine, soğuk olgusallık; Halk yerine, kitlesellik; Gerçek ve canlı değerler yerine, para ve soyut değerler; Devlet ve Toplum yerine, milletlerarası toplum değerleri hakim olur. İnsanlar; kanaatkar, dayanıklı, kendine güvenen, cesur, yardımserver, namuslu, dindar olmak yerine, haris, mağrur, korkak, tembel, bencil, müsrif, rahatına düşkün, dini değerlere lakayt hale gelirler. Doymak bilmeyen ihtiyaçlarını meşru yollardan tatmin edemeyenler, gayrı meşru yolları zorlar ve ahlaki değerleri yıkarlar.
Çözülme sürecinde Devlet bütün vatandaşlarına karşı adil değildir. Halk bireyselleşmiş, gayrı meşru ilişkiler yaygınlaşmış, din ve ahlak duyguları zayıflamıştır
Saygılar
Osman Demir
Istanbul
-
Komutanım merhaba,(ben sana artık böyle sesleneceğim OSMAN.)
Bahsettiğin kitabı bulmaya çalışacağım. Ama son yazının son bölümünü çerçeveletip her tarafa asmak lazım. Ama görmek istemiyen yine de görmez.
Selamlar,sevgiler
muharrem
-
Osmancığım,
kusuruma bakma ama "nihal hocamızın bir derlemesi" derken kasdedilen nihal hoca kimdir?
Yazıda belirtilen savlar ve fikirleryanlış anımsamıyorsam ibni haldun'a aittir.
Selamlar saygılar
-
Osmancığım,
muharremin sana komutanım diye hitap etmesi üzerine yazdığın bu rütbenin bana ait olduğu düşüncesine katılmıyorum.
Kim kime nasıl hitap etmek istiyorsa serbesttir.
Ama nazik düşüncen için teşekkür ederim.
Selamlar,saygılar
-
Dostlar,
Kısa boylu ve zayıf bir genç yanında duran uzun boylu ve iri yapılı kuzenine dönerek 'ben senin yerinde olsam, dünya ağır siklet boks şampiyonu olurdum' dedi.
Bunu duyan kuzeni dönerek şu cevabı verdi: 'Seni dünya hafif siklet boks şampiyonu olmaktan alıkoyan ne?'
Hepimizin, fıkradaki genç gibi, kendi şartlarımızda elimizden gelenin en iyisini yapmak yerine, 'başkalarının yerinde olsaydık' neler yapacağımıza odaklandığımız zamanlar olmuştur. Bizi böyle düşünmeye yönlendiren nedir?
selamlar saygılar
-
Dostlar,
yukarıdaki söylemimi farklı bir örnekle desteklemek istiyorum.
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün
haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün
miskinlik yapıp evde oturacağını düsündü. Tam bunları düşünürken oğlu
koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz
vermişti bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak
istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu.
Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne
ilişti.
Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna eğer bu haritayı
düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim dedi. Sonra düsündü; oh be
kurtuldum en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama
kadar
düzeltemez.
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve
baba
haritayı düzelttim, artık sinemaya gidebiliriz dedi. Adam önce
inanamadı ve
görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içinde kaldı ve bunu nasıl
yaptığını
sordu.
Çocuk şöyle cevap verdi :
- Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı.
İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELMİŞTİ
selamlar saygılar.
-
Dostlar,
Muharrem Osman'a komutanım diyecekmiş ama Osman bu rütbenin bana verilmesini söylemiş sağolsunlar. Var olsunlar.(Muharrem eskiden beri zaten askeriye ye meraklıydı."küllü şey'in ila aslihi")
Komutan deyince şu meseleyi aktarmak istiyorum.
Bir savaş gemisi denizde giderken karşısında bir ışık görmüş ve ona şöyle bir talimat göndermiş. Ben savaş gemisiyim derhal Rotanızı 20 derece sağa doğru değiştirin.
Karşıdaki ışıklı yerden şöyle bir mesaj gelmiş:Siz Rotanızı 90 derece sağa doğru değiştirin.
Savaş gemisinin kaptanı bu geminin Amiraliyim derhal Rotanızı 20 derece sağa doğru değiştirin. Karşıdan mesaj gelmiş .Ben de deniz onbaşısıyım siz Rotanızı 90 derece sağa doğru değiştirin. Bunun üzerine amiral çok sinirlenmiş ve şöyle bir mesaj göndermiş. Eğer Rotanızı 20 derece sağa doğru değiştiremezsiniz. Sizi bombalama emrini vereceğim. Bunun üzerine karşıdaki deniz onbaşısından şu mesaj gelmiş. Eğer Rotanızı 90 derece sağa doğru değiştirmezseniz. Az sonra kayalara çarpacaksınız. Çünkü burası Deniz Feneri demiş.
Durum ne olursa olsun bazı Gerçekler karşısında değişmesi gereken biziz. Bazı Gerçekler bizim istek ve arzularımıza bizim rütbemize göre değişmez.
Bu yüzden hayat yolunda her şeyin Gerçekliğini sorgulamanızı ve ona göre davranış içerisinde olmamız gerekmektedir.
selamlar,saygılar...
-
Sevgili Arkadaşlar yazılarımız bize inşaallah bir yön veriyordur herhalde bir ses duyamadığımız için nasıl bir etki yaptığını bilemiyoruz. Muharrem, Ahmet ve Ben bir şeyler yazıyoruz sonuç için. En iyi cevaplar ve istatistikler Ahmet Karadağ'da malum o SAP kullanıyor. (Buradaki SAP bir bilgisayar programıdır, başka bir mana aranmasın lütfen) SAP'a yükleyince bir sonuç, çıkacaktır umarım.
Yazı Sayın Nihal Manaz ve Dr. Abdullah Manaz'ın derlemeleridir. İbni Haldun'un bazı görüşleri için. Bende zaten dikkatleri İbni Haldun'a çekmek için yazmıştım.
Bizde bir çok bilim adamı var ama kimse onların görüşleri ile ilgilenmediği için öylece duruyorlar.
Birde bu İmam Hatip meselesi eskiden 163. madde vardı kalktı da kurtulduk. Bu maddeyi savunanlar Türkiye Cumhuriyetinin eğer bu madde kalkarsa birkaç yıla kalmaz yıkılacağını savunuyorlardı. Ama 163. maddenin kalkalı yıllar oldu hiçbir şey olmadı olmayacakta. Bu yalan onların yalanı idi tıpkı İmam Hatip ve başörtüsü'de aynı tip aldatmacadır. Bir İmam Hatipli için devletimiz elbette çok önemlidir. Biz devlet konusunda yasakçılardan daha duyarılıyız. sünni olmayan kardeşlerimiz en çok imam hatip davasında hayır diyor ama biz onların kendi mezheplerine göre dinimizi öğrenmesi için ne gerekiyorsa yardıma hazırız. Ben Alevilerin İslamı öğrenmeyip böyle hurafeler içinde kalmasında tek suçlu Osmanlıyı görürüm. Eğer Alevilik mezhebi üzerine medresler eğitim verseydi bugün aleviler böyle zor durumda olmazlardı. o yüzden sünnilerin dinlerini öğrenmelerini zorlaştırmak alevi kardeşlerimize bir şey kazandırmaz. Yasakçılarada sözüm 163. madde de Türkiyede ne olduysa İmam Hatip ve başörtüsünde de aynısı olacaktır. Yani devletimiz kıyamete kadar baki kalacaktır. Bunun koruyucusu da tüm imam hatip ve başörtülülerdir. (Bu arada da bir komutan varsa o da Ahmet Karadağ'dır.)
Selamlar ve saygılar
Osman Demir
Istanbul
-
Merhaba arkadaşlar, nasılsınız?
Tayinim İzmir'e çıktı. Artık İzmir'de de bir eviniz var, unutmayın. Ama İzmirin neresine çıktığını yakında öğreneceıim.
Ben Osman ı taltif etmek istemiştim ama neyse...
Valla ben bu halimden memnunum, iyi ki öğretmen olmuşum. Dolayısı ile Ahmet in tezleri çürüyor.
Osmancığım demek Ahmet SAP kullanıyor (!!!!!ıııııı) Neyse...
Ahmet çiğim,a bi sen tam alleme-i cihan olmuşsun.Vallahi tebrikler.Sen neymişsin be abi!
Yoksa seni bu SAP mı bu hale getirdi?:D:D:D:D:D (lütfen gülünüz)
Kucaklar dolusu selamlar,sevgiler...
Alınan ................. olsun! (istediğiniz kelimeyi yazabilirsiniz)
muharrem
-
Kıymetli Arkadaşlar herıey istediğiniz gibi olur inşaallah
Muharrem kardeşim İzmir'e sonunda tayinini çıkarttı. Sevindim. Hayırlı olur inşaallah. Bu arada 17. sayfayı aştık 17 kimin numarasıydı? Ben bu sayfayı numaranın sahibinin tamamlamasını isterdim sevgili Ahmet Kardeşim senin numara yada ulaşacağız hep beraber ama daha sık yazarsan seviniriz. Biliyorum bu at arabacılar konusunda biz seni üzdük ama çok kızıyorsan gidip bütün atları kesebiliriz Nizipte. Malum sen Kayseridesin sucukçulara satabiliriz değil mi? At sucuğu nasıl yapılıyormuş öğrendin mi?
Memlekette oturanlara şu anda hava nasıl diye sormak istiyorum çok mu sıcak? Artık meyan şerbeti satılıyordur haslar çıktı değil mi? benim yerime onlardan yeyin olurmuş Bu meyan şerbeti çok güzeldi biz Nizipteki yiyeceklerin tadını burada alamıyoruz. Burada hiçbir şeyin tadı yok. Yediklerimizin hepsi saman tadı veriyor. Geçen gün amcamlarda nohut dürümü hazırlayıp yedik ama nohut belki aynı nohut ama ekmek aynı ekmek değil ve diğer malzemeler... bu yüzden bir tat alamadık. Resaercher bu meyan şerbeti için araştırma yapamaz mısın o da bozulmadan 1 yıl kalsa ne güzel olurdu? Doğal yiyecekler azalıyor dünya her geçen gün teknolojinin verdiği tahribat yüzünden kendini kaybediyor. Nizip'te de aynı sıkıntı olmalı. Teknolojinin verdiği zararlar yıllar sonra çıkıyor Çernobil vakasında olduğu gibi. Irak ve diğer savaşılan ülkelerde de aynı şeyler söz konusu savaşta kullanılan tüm silahlar doğayı da değiştiriyor aynı zamanda bu yüzden oralarda yarınlar savaş bitse bile daha kötü olacak.
Bu yüzden akıl sahibi herkesin teknoloji konusunda artık aklını başına alması gerekiyor. Einstein atom bombasını yaptıktan sonra nasıl pişman olmuşsa tüm silah teknolojisi konusunda çalışmalar yapan bilim düşmanlarına (pardon adamları) sözümüz Silaha Hayır'dır. Sizler aynı silahla yarın kendinizin veya çocuğunuzun öldürülmeyeceğinizi nereden biliyorsunuz.
Selamlar ve saygılar
Osman Demir
Istanbul
-
Bu yazıyı çok beğenmiştim sizinlede paylaşmak istedim.
GÜRCAN DAĞDAŞ
DURUM
Rödizli mi olsun Şönizli mi?
Tercüman 28.01.2003
Siyasetimiz nasıl olmalı diye sorguladığımız bu dönemde sevgili Nihat Genç’in Memleket Hikayeleri" adlı kitabından; okuduğunuzda keyif alacağınız, bir hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum.
1950’li yıllarda Fındıkzade’de yaşlı bir bakkal sucuk almak isteyenlere sorarmış: şönizli mi olsun, rödizli mi?" Herşeyin çeşidinin çıktığı yıllar, halkımız “çeşit kültürüyle" dalgasını geçiyor. Müşterilerden biri bakkalın şakasını anlar, “rödizli olsun, dün şönizli yemiştik" der. Espiri mahallede herkesin diline dolanır, biri berber koltuğuna oturduğunda berber sorar:“şönizli mi keseyim, rödizli mi?"; “Bu yaştan sonra şönizliyi ne yapayım, rödizli kes!"... Sigara mı istiyor, “ağabey bir şönizli ver, rödizli çok içtik, kesmiyor!"... Herkesin ağzında şönizli, rödizli...
Örnek madde
Fındıkzadeli bir muhterem zat, Antalya’da bir yapı kooperatifinin ortağı olarak mukavelenin hazırlandığı ilk toplantıya katılır. İnşaat ve yapı tekniklerinin terimlerini bir türlü anlayamaz, maddeler de yavaş yavaş tartışılıp kaleme alınır. Toplantı boyu anlamadığı bir sürü şeyi tasdikleyen Fındıkzade’li muhterem, son maddeye sıra geldiğinde yapıların pis su borularının ne olacağı tartışılırken, hem toplantıda bir sürü yabancı terim kullananlara hava atmak, hem de kendisi lafa girip bir şeyler söylemek ister. El kaldırır “pis su boruları şönizli mi olsun rödizli mi?" diye sorar. Toplantıyı yönetenler bütün maddeler geçtiği için, hem de bu beyfendinin hiç lafa girip kendi düşüncelerini söylemediği için “hadi, pis su boruları da hem şönizli, hem de rödizli olsun" diye son maddeye yazarlar.
Ancak bu mukavele yapı kooperatiflerinde ilk mukavele örneği olduğu için, bundan sonra kooperatif kuranlar hep bu mukaveleyi örnek alıp çoğaltırlar...
70’li yıllara gelindiğinde kooperatiflerde bir sürü anlaşmazlık çıkar, mahkemeler, avukatlar... Maddelerin her biri dava konusu olur. Bir zaman sonra bir avukat grubu! “yahu her maddeden dava açtık, şu son maddeden de bir dava açalım!" der.
Mahkemeye gidilir. Hiç kimse, şönizli mi, rödizli mi"nin ne olduğunu bilemez. Bilir kişi olarak İstanbul Teknik Üniversitesi’nin hocalarına sorulur. Hocalar da bilemez, ama uygun bir görüş bildirirler. “O yıllarda ülkemize çokça gelen Alman bilim adamlarından kalma bir deyim olabilir, ya da eskimiş bir tabir olabilir, her iki durumda da fark etmez..." gibi bir karar çıkar.
Ciddiye alınca...
Ancak, avukatlardan biri merak edip, işi ciddiye alır. İlk mukaveleye imza atanların adreslerini bulur, bir çoğu ölmüştür. Takibi bırakmaz, Fındıkzade semtinde bulur kendini, aradığı kooperatif üyesi beyefendiyi bulamaz, ama bir arkadaşını bulup sorar: “Yahu, nedir bu şönizli, rödizli!"... Adam da anlatır, her şeyin bir çeşidi çıkmıştı, bizim bakkal da bu çeşitlerle dalgasını geçmek için, sucuk isteyenlere sorardı: şönizli mi olsun, rödizli mi?...(*)
Çeşidi bol bir ülkede yaşamanın haklı gururu ile soruyorum.
Türkiye ile ilgili siparişimiz ŞÖNİZLİ mi olsun, RÖDİZLİ mi?"
(*) Memleket Hikayeleri", Nihat Genç, LeMan"
Saygılar
Osman Demir
Istanbul
-
Merhaba dostlarım.
Osmancığım 17 Reşat'ın numarası Ahmet in de yanılmıyorsam 188 olacaktı. Yanılıyorsam düzeltsin kardeşim.
Numaralar konusunda ben sizden daha şanslıyım galiba. Mutlaka bir numaraya denk geliyorum. Geçen senelerin birinde ilkokul numaram bir öğrencimin numarası idi. İnsan bir tuhaf oluyor valla. Ortaokul numaram da bir başka öğrencimdeydi. Zayıf aldıkları zaman onlara kızıyordum.
Şu Nizip'te yaşayanlar gerçekten şanslılar. Ama balığın suyu bilmemesi durumundalar. Buradakilere sabahları ciğer dürümü yiyoruz dediğim zaman adamlar bir tuhaf oluyorlar.
Öyle şey mi olur diyorlar.Sabahları ciğer yenir mi diyorlar.
Valla dediğin gibi,o tatları unutmak oldukça zor.Hele sabahleyin taze acı biberli bir ciğer veya nohut dürümü yiyeceksin,üzerine de kaçak bir çay...of of of!
İzmiri çok da kafaya takmıyorum. Günlük gazetenin bir sonra geldiği yerde çalıştım. Ama o zamanlar bekardım. Fakat şimdi; yıkılasıca hanede evlad-ı iyal var durumundayım. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Am kısmetimizde me varsa onu göreceğiz.Gayrisi yalan.
Savaşa hayır,silaha hayır,kötü olan her ıeye hayır!
Evet karşıyız ama kendimiz çalıyor, kendimiz oynuyoruz. Bizi takan kimse yok ki Osmancığım.
Ama yine de senin hatırın için hepsine hayır!Vallahi hayır,billahi hayır!
At arabacılarını destekliyorum. En azından sembolik de olsa kalmalarından yanayım. Ama sucuğa karşıyım!
Bana ilginç gelen bir şey de Nizip te "döner" oldu. Benim kültürümde döner yok ki! Döneri defalarca sollayacak kebaplarım var. İnşaallah tatlarını bozmamışlardır. Sakın o tatlardan vazgeçmeyin ve mutlaka yaşatın arkadaşlar! Kıymetini kaybedince anlarsınız.Hele o "dırnaklı ekmeıi"...
Buralarda o tatları bulmanız imkansız. Hayvanların hepsi suni yemle besleniyorlar. Eğer ayıp olmayacağını bilsem bir şeyler anlatırdım ama korkarım aptal yediğini söyler durumuna düşerim. Benim memleketimde etin o kendine has kokusunu metrelerce öteden hissedersiniz. Ama bu bölgelerin etlerinde o kokuyu bulmanız imkansız. Sadece et mi inanın her şeyinde bulamazsınız. Bulan varsa söylesin,memnun olurum.
Hele o "has"ları... vallahi hiç bir yerde bulamazsınız. Eğer kaldıysa mutlaka deneyin ve asla terk etmeyin. Düşünün, has bahçelerine giderdik sırf has yemek için! Dünyanın başka yerinde böyle bir şey var mı bilemiyorum. Eğer ADMİN kardeşimiz bu güzellikleri de yansıtırsa seviniriz. Eğer mümkünse yaşlılarımızı konuşturup Nizibimizin o eski güzel
günlerini bir tarafa mutlaka yazalım ki kaybolup gitmesin.
RESEARCHER bey sanırım bizlerle köprüleri attı. Yazdığı yok. Ama canı sağolsun,ne diyelim.Rabbim gönlüne göre versin.Fakat eski dostlar şarkısını zaman zaman hatırlamak
eminim faydalı olacaktır.
Kafanızı şişirdim, kusura bakmayın.
SELAMLAR, SEVGİLER
muharrem
-
Site çalışmaları güzel olmuş diye düşünüyorum. Tebrikler Mehmet Akif Kardeş sen yenilikten yana ol eninde sonunda her şeyin daha güzeline varırsın. Bu arada kimse yazmıyor diye üzülüyoruz ancak biz serbest serbest siyaset yapıyoruz ama devlet memuru arkadaşlar için bizim gibi bir durum maalesef yok.
Şu anda Türkiye de bir ayrım var eskiden bu ayrım sağ ve sol diye yapılıyordu. Vurun o solcudur veya vurun o sağcıdır Türkiyede bir rezil bir ifadeydi. Kim bir diğerini niye vurur benim aklım almaz sağcılar solcuların Türkiye yi Rusya ya satacağını Solcular ise Türkiye yi Sağcıların Amerikaya satacağını düşünürdü. Hiç biri diğerinin yav bu adamlar memlelket için birşeyler yapıyor hele bir gidip oturalım konuşalım belki bir ortak yanımız vardır (Türkiye yi geliştirmek gibi) diye düşünmezdi. Ne zaman ki 12 Eylül oldu suçlu ve suçsuz bir çok insan cezalandırıldı ortalık duruldu yine insanların aklı başına gelmedi. Ortak paydamızın kendi insanımız için iyi şeyler yapmamız gerektiğini bilmemiz olduğunu düşünmedi. Ancak yine bu insanlar bugün birçok konuda gazete ve dergilerde yazılar yazıyorlar ve hiç iyi olmayan şeyler görüyorum. Ben onlara Solcular ve sağcılar ortak paydanız varmıydı? Ya şimdi imam hatiplere saldırıyorsunuz acaba dini bilgisi olan insanlar insan mı? gerçekten onların da bu ülkenin insanı olduğunu düşünüyor musunuz? Onlar da vergi veriyor ve demokrasi içinde söz sahibi olabilirler mi? Bunlara izin veriyor musunuz? Dini bilgisi olan biri Mühendis olursa ne gibi mahzurları olabilir? Mühendislik çöker mi? Oysa 30 yıldır bu insanlar mühendis oldu kimseye zararları olmadı Laiklik yerinde duruyor.
Selamlar
Osman Demir
Istanbul
-
Yazmak ve yazamamak söylenecek şeyleri anlaşmak yerine problem yapıp biriktirmek.
Nereden ne olacağını bilmeden beklemek halimiz ve cevapları ...
Oysa bazan çözümsüzlük de gereklidir. Çözüm yok... Başörtüsü ve İmam Hatip Meselesi de çözülemeyecek.
Demiryolu meselesi
Nükleer santral meselesi
Kendi sanayimiz konusunda çalışmak
Kaynaklarımızı dengeli kullanmak,
Tüm Bu sorunları Koca Türkiye sağlıklı ve kendine yakışan biçimde çözemeyecektir. Neden ülkesini seven herkesin elini başına koyup düşünmelidir. Bu sorunlar neden çözülemiyor. Solcular nükleer santral olayına hep karşı çıkarlar. Oysa onların eskiden örnek aldıkları sosyalist ülkelerin hepsinde bu santrallerden var. Daha doğru Türkiye dışında tüm gelişmeye çalışan ülkelerde bu santrallerden var Bulgaristan da Ukrayna da vs... Biz kuramayacağız birileri karşı çıkar.
Biz tarihten geçmişten ve yaşadığımız günden ders almayan milletiz. Sorunları çözmeye çalışırken yeni sorunlar bulup çıkarırız. Sorun soruna bağlanır ve sorunlar yumağı olur. Yıllarca konuşur tartışırız hatta kavga ederiz ama sorunu çözemeyiz hatta yeni sorunlar da bu arada ortaya çıkarırız. Üstüne üstlük tartışmaya koyduğumuz sorunu da unutmuşuzdur.
Selamlar saygılar
Osman Demir
Istanbul
-
Merhaba arkadaşlar, nasılsınız?
Dün beni oldukça sevindiren bir hediye aldım. Çok sevgili kardeşim Reşat ÇETİNKAYA' ya sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Allah senden razı olsun. inan hayatım boyunca aldığım en güzel hediyelerden birisiydi.Vallahi çok sevindim.Allah da seni sevindirsin.Vallahi çok ama çok sevindim.
Reşatcığım, A.Yusuf'un bir hediyesinden de bahsetmiştin. Ama onu göremedim.Fakat Yusuf'un
resmi çıktı.Bence çok güzel çizmişsin.Ellerine sağlık.Fakat resmin baş tarafı başka bir şeye benzemiş.Ama sağlık olsun,Yusuf'u hatırlatıyor ya önemli değil.
Osman kardeşim ,dün Ahmet ile sana ulaşmaya çalıştı ama ulaşamadık.Yeni telefon numaranı mutlaka bize bildir.
Hepinize selamlar, sevgiler.
muharrem
-
Aziz dostlarım numaram değişmedi ama kısmet diyeyim ben telefonumu başka bir yerde unuttum telefonum elime geçmedi 2 gün sonra geri döndü. Bu arada bana e-mail veya Nizip.com aracılığı ile ulaşabilirsiniz. Ben internete en geç 2 saatte bir bakıyorum.
Yav bu sitenin renkleri çok canlı oldu.Neyse herkes iyimi Nevşehirde kimse var mı yarın oradayım.
Bu gün ne yazayım diyordum bizim yasanın iptali geldi. imam hatip Lisesi birisi mühendis olursa mühendislik çökermiş bunu artık tescilledik. Kuvvetleri ayrı bir milletiz artık hiç bir kimse bir diğeriyle anlaşamayacak. Üniversitesi başka kafa sanayicisi başka kafa öğrencisi başka kafa sendikası başka kafa ............................. iste size Türkiye. Peki kim ülkeyi düşünecek. Ülkeyi düşünmek yasaklanmıştır. Türk milleti için düşünmek yasaktır. Ülkeyi bölmek parçalamak dinsizleştirmek satmak genelev meyhane açmak hırsızları soyguncuları cezaevine koymamak serbesttir. Ülkenin faydasına olan iıler yasaktır. Türk milletinin birliği olan din dil millet şuru haline getiren çalışmalar yapmak yasaktır. Buyrun beyler kala kala elinizde bir anadolu kaldı o da yağma hasanın böreği yeyin yiyemediğinizi saçın serbesttir.
saygılarımla
Osman Demir
Istanbul
-
Merhaba uzun zamandır görüşemiyoruz. Nasılsınız bana sorarsanız ben iste. Bu kadar garip dünyada yaşamak neyse....
Site güzel oldu değilmi arkadaşlar hakikaten yenilikler her zaman iyidir. Ancak ben mbilgehan diye yazıyorum ,şifremi onaylayamıyorum. Mehmet Akif beni çekemiyor benim reytingim ondan yüksek çünkü. ya ya şa şa imam hatip Çok yaşa.
İstanbul’da nispeten Doğulu olan kardeşlerimiz bir sıkıntı çektiklerinde biz kürdük diye bize eziyet ediyorlar derler.
Bende bu imam hatip meselesini böyle görmeye başladım. Sayın yetkililerim size soruyorum imam hatip'ten cacık olurmuş laiklik için bir sıkıntı yaratır mı cacık olmak. Çünkü artık hiç bir iıe yaramıyacağızda bari faydalı bir şey olalım.
Arkadaşlar halk eğitim için size sunu önereceğim mahalle sütçüsü olmak. Çünkü resmi bir yerden onay almaya gerek yok sütçülük için. Süt alacağımız bir çiftlik bulup (çiftlik sahibine imam Hatip Mezunu olduğunuzu söyelemeyin) birde araç (at arabası olmasın onuda belediye yasakladı) sonra sokaklarda bağıracaksın süüüüüüüüt diye böylelikle Laiklik elden gitmez. (Sütçü olmak isteyişimizin sütçü imam'la herhangi bir bağlantısı yoktur)Herkes rahat yaşar.
İşsiz ve de yasaklı imam Hatipler için meslek önerilerimiz devam edeceğiz.
Selamlar
Osman Demir
-
Dostlarım merhaba, nasılsınız?
Osman kardeşim haklı, biraz ara verdik.Ama işte geldik buradayız.
Osmancığım haklısın, fifre konusunda bayağı sorun yaşadık ama ben en sonunda girebildim. Sevgili ADMİN kardeşimizi kutlamak lazım.Harika bir iş çıkarmış.Ellerine kollarına ve de yüreğine sağlık.Allah ondan razı olsun.Böyle yüz akımız hemşerilerimizin olması bence çok güzel.Keşke bizler de yardımcı olabilseydik...Ama benim bilgisayar bilgim programcılığa yetmiyor.Kusurumuza bakmasın.
Dediğin gibi bu IMAM-HATİP olayı birilerini fazlaca rahatsız ediyor.Ama çabaları boşuna zira bizler Hak yolunun yolcularıyız.Bizlerden bu ülkeye sadece iyilikler ve de güzellikler bulaşır.Bizim mayamızda kötülük ve vatana,millete ihanet yoktur.Bizler kimsenin kılına zarar gelsin istemeyiz.Ama adamlar haklı bu özellikler birilerinde yok.Bizlerde olduğu için kıskanıyorlar.Fakat karanlığa bir mum yakmak zahmetine katlansalar eminim ışıklarımızın onları daha iyi aydınlatacağını göreceklerdir. Neyse...
Kılıçparlar eğer siteye yazmazsa onu rezil edeceğim. Zira hiçbir mazereti yok.
REŞAT kardeşime tekrar teşekkürler ediyorum.Sağolsun, varolsun.
Selamlar,saygılar....
Osmancığım, canını sıkma benim adımla istediğin kadar siteye giriş yapabilirsin. Çünkü iyiler taklit edilirler.
-
Değerli kardeşlerim, sizlerin buralarda buluıması ve aynı sorunlarımız hakkında dertleşmeniz bana büyük bir haz veriyor. İnşaallah bu imama hatip meselesi de başörtü meselesine dönmez ve ortak bir çözüm bulunur. Dertleriniz dertlerimizdir. Sizler uzaklarda olsanızda kalbimiz ruhumuz sizlerledir.
Siz devam edin birgün buralar mutlak ses getirecektir.
şifre meselesine gelince verdiğim rahatsızlık için özür dilerim. Sitenin yeniden tasarlanması sırasında ya eski forumdan vazgeçecektim veya küçük bir şifre yenilemesi ile güncelleyecektim. Bende ikincisini seçtim. Önceki forumdaki bilgileri buraya aktarmak hiçte kolay olmadı üçgün üç gece sırf bu işle uğraştım Elhamdülillah kayıpsız atlattık. şifresini yenileyemeyen arkadaşlar bana mail atarlarsa onların şifrelerini manuel olarak değiştirebilirim. admin@Nizip.com
Acaba yinede siteye giremeyipte problem yasayan arkadaşlar varmı? işte buna çok üzülürüm. Site benim değil sizlerin emanetidir ve ben bu emanete zarar vermek istemem, renklerin yeşile kaçmasında ısrarcıyım ama bunu yine siz ağabeylerim, kardeşlerim belirleyecek. Çok ta önemli değil, bunca sıkıntının içerisinde. Kalın sağlıcakla Allah' emanet olun. O size dostsa dünya düşman olsa ne yazar. O size düşman ise , dünya dostunuz olsa ne yazar.
Kardeşiniz Mehmet Akif
-
ADMİN kardeşim,
Lütfen bizlere hakkını helal et.Çünkü sen bizler için çok şeyler yapıyorsun ama bizler sana yardımcı olamıyoruz.Bu sbepten dolayı hakkını bizlere helal et.RABBİM SENİ HER İKİ CİHANDA DA AZİZ ETSİN!
Selamlar,sevgiler
-
Merhaba aziz dostlarım
Benim yazmak istediğim şeyler bitti sanmayın cumarertesi eniden başlıyorum yazmaya.
Size şimdilik hoşçakalın demek istiyorum
selamlar
-
Osman kardeş ayrı bir başlıkmı açsanız acaba
isterseniz ayrı bir başlık açın buranın altınıda kitleyeyim. Hürmetler 18 sayfa :)
-
Hele şükür sesini duyabildik be kardeşim!Nerelerdesin?
Ben Admin kardeşin fikrine olumlu bakıyorum.Kendimize özel bir başlık bulalım.
Selamlar,sevgiler.
İsim için fikir iletelim beyler,lütfen.
-
Alooooo arkadaşlar neredesiniz?
Öldünüz mü? Cevap vermezseniz elimdeki kozları açacağım.
selamlar,sevgiler
-
Aziz dostum
Muharrem kardeşim değerli Hocam okul bitti şimdi nerdesin. Nizip’e gidecek misin Ben ve Ahmet Karadağ çalışmak dışında bir şey yapmıyoruz. Sen bari iyi bir tatil yap. ikimizin yerine de.
Bu arada çok sevindiğim bir olay oldu
Deşerli Hocam Profesör Ekmeleddin İhsanoğlu İKÖ Genel Sekreteri oldu.
Ekmeleddin bey iki yıl Bilim Tarihi dersi vermişti. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü ile Bilim Tarihi bölümü eksiden birleşikti. Bu yüzden felsefeyi bitiren bilim tarihinde bitirmiş oluyordu. Şimdi deşişti yeni hali ile İstanbul Üniversitesinde Bilim Tarihi diye ayrı bir bölüm var. Bu bölüm İslam bilimi ve batı bilim tarihinde önemli çalışmalar yapmıştır.
Ben hep imam Hatipte okurken fen derslerimizde hep yabancılar buluş bulmuş biz birşey icat edemedik diye üzülür mahcup olurdum. Tüm arkadaşlarımda benim gibi aynı şeyleri söylerdi.
Ancak Ekmeleddin Beyin derslerini aldıktan sonra durumun hiçte böyle olmadığını gördük. İslam Biliminin geri kalış sebebi 1- Cengiz Han 2- İspanyanın Haçlılar tarafından işgali 3- Dişer haçlı savaşları 4- Fatihin medreselerde fen dersleri okutulmasını kaldırması olarak görürüm. Benim bir dişer teorim olan nufüs azlığı ise bu nedenlerin en büyüğüdür.
Cengiz Han İslam biliminin geri kalmasındaki en büyük sebeptir. Bu sırada İslam Dünyasındaki tüm bilgi ve buluşlar sona ermiş, ancak bu tarihe kadar olan buluşlar Batıyı bugün de korkutan buluşlardı.
Muharrem geçmişe mazi dersen birazda bu buluşlardan sen bahset
Selamlar Saygılar
-
Merhaba kardeşim Osman nasılsın?
Kardeşim bir an için bizleri unuttuğunuzu sandım.Ama sesinizi duymak gerçekten güzel.
Ahmet nerelerde acaba?Gören var mı?Varsa beni de haberdar etsin.Onu öpeceğim.
Dostum bu sene tatil bana zehir olacak.Normalde bu ayın dördünde yerlerimizin belli olması gerekiyordu.Ama hala belli değil.Ay sonunda belli olacakmı?.Bu da tam bir ayımıza sebep olacak.Ev tut,taşın,yerleş...sıkıntı üzerine sıkıntı.
Dostum,benim hocam senin hocandan önce önemli yerlere geldi.Bilmiyorum söylemişmiydim ama Milli Eğitim Bakanı benim hocam.O da gerçekten değerli bir insan.Ama yazdığın gibi Ekmelettin hoca da oldukça değrli bir insan.Allah hakkında hayırlı etsin yeni görevini.
Kardeş valla sen bir ummansın.Sayende bugün birşey daha öğrendik.Böyle enterasan şeyleri yazmaya devam et.Benim müslümanların bilime hizmetleri konusunda kitap tavsiyem olur ancak (Müslümanların Bilime Hizmetleri,Diyanet yayınları)
Mümkünse arayı fazla uzatmayın.Fırsat bukdukça yazın zira tek kalınca canım sıkılıyor.
Ayrıca MÜSLÜM YAVUZ kardeşimi de buradan saygıyla selamlıyorum.Site-
mize onu da mesajlarını beklediğimizi bilmesini isteriz.
Herkese kucaklar dolusu selamlar,sevgiler
Kardeşiniz Muharrem TIKTIK
-
Sevgili Arkadaşlar yazmak ve gorüşlerimizi paylaşmak çok güzel lütfen azda olsa sizde katılın lütfen sesinizi duymak bizi mutlu eder niye yazmıyorsunuz.
Yeni şeyler duymak hepimizi mutlu eder. Muharrem kardeşim iyi kötü siteye katılıyor bende öyle Sevgili Ahmet Kardeşimiz derin ve güzel görüşleriyle az da olsa bizi mutlu ediyor ama diğer arkadaşlardan hiçbir açıklama maalesef göremedik. En azından aklınıza gelen okul anılarınızı yazın hepimiz mutlu oluruz.
Saygılar selamlar
-
Merhaba arkadaşlar
Dün akşam kanal 5 te israil ve diğer ülkelerin nükleer ve diğer silah güçlerini anlatan bir tartışma programı vardı?
Ben tartışmada anlatılanları özetle söyleyim
İşte şu müslüman olmayan ülkenin silah gücü var bunun var müslüman ülkelerin niye nükleer gücü yok.
Gelde kızma Osman dedim telefon açtım ama başlamadılar.
Şimdi uzman ve uzman olmayan silah şeylerine (benim için bir anlamı yok) söyleeyim. Bir müslümanın nükleer ve diğer konvensiyal silah alanında çalışma yapması para harcaması helal değildir. Suçsuz insanları öldüremezsiniz.
Beyler islam bir güçtür silaha ihtiyacı yoktur. ALTERNATİF İSLAM DEĞİLDİR. DİĞERLERİ İSLAMA ALTERNATİFTİR.
İslam doğrudur. Nükleer silah kullanımı bir anda sivil bir şehre atılan konvensiyal silahı neyle hangi ayetle açıklayacaksınız. Bir sürü çocuk kadın yaşlı insan öldüreceksiniz ve adına cihat diyeceksiniz. İnsanları gaza getirerek onları nükleer silah yapmaya teşvik ediyorsunuz. Bu yanlıştır. Nükleer silah kimde olursa olsun silah sahibi kötüdür. Nükleer silah bir cihat değildir sivilleri (savaşmadan)öldüren her araç kötüdür.
Selamlar Saygılar
-
Osmancığım merhaba,nasılsın?
Abi o proğramı birazcık da olsa ben de izledim.
Neyse boşver.Sen nasılsın?Ne var ne yok?Bu horoz denen adam sence nerelerde?Arkadaşın uğradığı yok.Sanırım ona biraz yüklenmek gerkecek.Yoksa beyefendi pas vermiyor.Sen fikir üret,bende uygulamaya koyayım bu horozla ilgili.
Birilerine bedava internet bağlantısı gönderdiğim halde arakdaşlar yine de siteye uğramak zahmetine katlanmıyorlar.Onlar dua etsin bu sene gelemiyorum.Yoksa onlara bunun hesabını sorardım.
Yusuf'un annesi rahatsızmış.Allah'tan acil şifalar diliyorum.Ömer'in bir yakını vefat etmiş.Ona da Allah rahmet eylesin.
Herkese selamlar,saygılar.
Kardeşiniz TIKTIK
-
Kadim Dostum
iyiki sen varsın Ahmet Horoz iş yoğunluğu nedeniyle yazamıyor. Önce iş sonra miş gelir miş. Ne bileyim ben
Sevgili Yusuf önce geçmiş olsun sonra yapabileceğimiz birşey varsa çekinme söyle.
Ömer Hoca sıra sana ve banada gelecek Allah Rahmet Eylesin sırası gelen böyle izin bile almadan gidiyor.
Sevgili Muharrem İzmir'de iş çıkarsa geleceğim bilesin ama yakında Nizip'teyim . Belki sende gelirsin ?
Boşver Muharrem kardeşim ama hiçbir aydınımız birşey üretemiyor. Çıkış yolumuz yüzyılalardır yok .... Oysa her kötü karşında İslamı bulmalı Kaptalizmin karşısına Sosyalizm çıkmamalıydı.
Nebileyim anlayamıyorum doğru düşünceyi bulmamız lazım.
Kant saf akıldan bahseder saf akıl nedir bilirmisin
Aynı şeyleri Platon idealarda şekillenidir.
Ancak bunların hepsi onları daha materyelizme götürür. Kant'tan ve Hegel'den Marks çıkar oysa müslümanlar fikir alanında konuşsaydı Kant'tan İslama varılırdı. Işık yoksa karanlık vardır. Işığı biz yayamıyorsak yuh bize.
Hegel bile ne söylediğini bilmeyip bocalar. Eğer İslam bir düşünce olarak orada olsaydı tüm bunlar olmayacaktı. Gelişme ve medeniyet kavramları üzerinde bu yüzden duruyorum. eğer bu iki kavramı açıklarsak insanları medeniyete ihtiyacı olduğunu görürüz. Gelişme bazan medeniyete zarar verir ve dur denmelidir. yada bir seçim yapın diye insanları, fikren doyurmalıydık.
Bilmeleri lazımdı.
yav çok konuştum hadi Allaha Emanet olun
Saygılar
-
Sevgili Yusuf kardeşe bende acil şifalar dilerim.
Ömer kardeşe de baş sağlığı diliyoruz.
Elbakihuvelbaki
-
Sevgili dostlar merhaba!Nasılsınız?
Kusura bakmayın,biraz arayı uzattım.zira tayin meselesi ile uğraşıyordum.Ama en sonunda hallettim.ilkönce eğimle beni ayrı ayrı yerlere vermişlerdi ama sonunda sağolsunlar hallettiler.
Yeri gelmişken tayinimin çıktığı yer "IZMR-KEMALPAŞA-ULUCAK" Ulucak,Bornova merkeze yaklaşık 15 kilometre.Okulumun ismi AYŞE-HASAN TÜRKMEN İLKÖĞRETıM OKULU.Artık adresimiz burası,haberiniz olsun.
Gelelim diğer konulara:
Admin kardeşimiz yazdıkların için arkadaşlarım adına ben teşekkür ediyorum.Zira onların bir süreliğine siteye girme imkanları olmayacak sanırım.Tekrar tesekkür ediyorum.
Ahmeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeet!Arkadaşım öldüysen haberimiz olsun,yağıyorsan varlığını göster.Yoksa.......Bütün iyi dileklerimi sunuyorum...
Ayrıca, YUSUF'UN ışı NE OLDU? Eğer yapmazsan....
bütün iyi dileklerimi sunuyorum.
Osman kardeşim,sen nasılsın? Kusura bakma seni biraz yalnız bıraktım.Dedim ya tayinlerle uğraşıyordum.Sen o güzel fikirlerini yazmaya devam et.Baksana hızımıza ayak uyduramayanlar bir bir çekilip gittiler.Ama Allah'ın izni ile ben gitmeyi düşünmüyorum.Yani ben VALDO'nun yerinde değilim,olmayacağım da....
-
Y o r u m s u z
Dünya liderlerini eşleriyle ağırlayan Sezer, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın eşine yasak koydu
Cumhurbaşkanı Sezer, "türbana kamusal alan yasağı"nı Çankaya'dan sonra Dolmabahçe'deki yemekte de işletti. Sezer 48 ülke liderine verdiği davete Türk Başbakanı ile Dışişleri Bakanı'nın eşlerini çağırmadı.
Yemeğe de Gitmedi
Sezer'in eşi Semra Sezer de çay davetine Emine Hanım'ı çağırmadı. Sezer, Emine Erdoğan'la tokalaşmamak için Başbakan'ın dün geceki yemeğine katılmadan başkente döndü.
Adım Adım Türban Krizi
* Sezer, Gül'ü İstemedi: Çankaya ve hükümet çevrelerinin aktardığına göre, ilk kriz hafta içinde ABD Başkanı Bush'un Ankara programının yapılması sırasında ortaya çıktı. Dışişleri Bakanlığı hazırladığı protokolde; Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte Bush ve eşini havaalanında karşılayacağını Çankaya'ya iletti.
* Gül'ün Yerine Atalay Gitti: Sezer buna karşı çıktı ve Gül'ün 'türbanlı' eşiyle birlikte karşılamaya gitmesinin uygun olmayacağını bildirdi. Dışişleri diplomatları, Bush'un gezisi devlet başkanı düzeyinde olduğu için bu konuda karar verme yetkisine sahip olan Sezer'e, "Sayın Gül, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak karşılamaya giderse daha iyi olur. ABD Başkanı Bush da eşi Laura Bush'la birlikte geliyor" açıklamasında bulundular. Sezer bunun üzerine Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ü yanına almadan gitmesi halinde protokolün uygulanabilir olduğunu, aksi halde başka bir bakanın karşılamada bulunmasını istediğini bildirdi. Sezer'in "Ankara Valisi eşiyle gider, Laura Bush'u da o karşılar" dediği ileri sürüldü. Kriz, eşi türbansız olan Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın Bush ve eşini karşılaması kararlaştırılarak çözüldü. Bush'u Ankara'ya gelişinde Devlet Bakanı Beşir Atalay, eşi Yıldız Atalay ile birlikte karşıladı.
Utanıyorum kendimden eşimden inancımdan
Utanıyorum tarihimden milletimden geçmişimden
Yasak koydum ruhuma vicdanıma kalbime
Ret ediyorum doğru olan her şeyi
Benimki kara sevda değilde neydiki ?
Saygılarımla