- 
	
	
	
	
		ILDIR:    Parıltı, parlayış - Alacakaranlık
 
 ILDIZ:    Yıldız - Gündönümünden 10 gün öncesi
 
 ILGAR:    Çabuk, hızlı - Hücüm, akın - Havanın açık olması - Öfke
 
 ILGAZ:    Atın dört nala koşması - Akın, hücum - Çankırı'nın merkez ilçesi - Bir dağ
 
 IÞIK:    Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke
 
 IÞIKHAN:    Işıklı han
 
 IÞIN:    Bir ışık kaynağından çıkan ışık çizgisi
 
 IÞITAN:    Aydınlatan, ışık veren
 
 ITRİ:    Korkuya ait
 
 
- 
	
	
	
	
		ILGAZ:    Hücum, akın - Bir dağ
 
 ILGIN:    Akdeniz bölgesinde yetişen birtür ağaç
 
 IRMAK:    En büyük akarsu, nehir
 
 IÞIK:    Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke
 
 IÞIL:    Aydınlık, parlak ışık
 
 IÞILAY:    Ay ışığı, mehtap
 
 IÞILTI:    Parıltı, titrek ışık
 
 IÞIN:    Bir ışık kaynağından çıkan ışık demeti
 
 ITIR:    Güzel koku / Çiçek
 
 
- 
	
	
	
	
		Huzeyfe : Peygamber efendimizin sadık dostu,sırdaşı... 
 
- 
	
	
	
	
		İBRAHİM:    İbranice'de hakların babası anlamında
 
 İDRİS:    Beyaz renkli çiçek açan bir ağaç cinsi
 
 İHSAN:    Bağışlamak, yardım etmek, iyiliketmek
 
 İLBEY:    Egemen olan
 
 İLCAN:    Ülkede en sevilen
 
 İLGİ:    İlişki - Yakınlık duyma
 
 İLHAM:    İçe doğma, esin
 
 İLHAMİ:    İçine doğmakla ilgili
 
 İLHAN:    Bir ülkenin egemen hanı
 
 İLKAN:    İran'da devlet kuran Türk hükümdarı
 
 İLKAY:    Ayın ilk günlerindeki hali
 
 İLKCAN:    İlk doğan erkek çocuklara verilen ad
 
 İLKE:    Temel düşünce, prensip - Temel bilgi - Davranış kuralı
 
 İLKER:    İlkle ilgili, ilk erkek çocuk
 
 İLKİN:    Öncelikle, ilkle ilgili, ilk olan
 
 İLTEKİN:    Tek eşsiz ülke
 
 İLTER:    Yurdunu seven, koruyan
 
 İLYAS:    Mersin ağacı
 
 İMDAT:    Yardım dilemek, yardım istemek , yardım beklemek
 
 İNAL:    Kendisine inanılan
 
 İNAN:    Dizgin - Yönetme - İman
 
 İNANÇ:    Bir düşünceye bağlılık - İman - Doğru, emin
 
 İNAYET:    İyilik, lütuf
 
 İRFAN:    Bilme, anlama - Sezme, kavrama gücü
 
 İSA:    Hristiyanlığın kurucusu peygamber
 
 İSHAK:    Hüzünlü öten bir tür kuş
 
 İSKENDER:    Tarihte fetihleriyle ünlü bir hükümdar
 
 İSLAM:    Hz. Muhammed'in kurduğu son din/ Teslimiyet
 
 İSMAİL:    İbrahim peygamberin Tanrı'ya kurban adadığı oğlunun adı
 
 İSMET:    Haramdan ve günahtan çekinen
 
 İSRAFİL:    Dört büyük melekten biri
 
 İSTEMİ/HAN:    Göktürklerin ünlü hakanı
 
 İÞCAN:    Çalışkan
 
 İZZET / İZZETTİN:    Değer, kıymet, ululuk, yücelik
 
 
- 
	
	
	
	
		İCLAL:    Azamet, büyüklük, ağırlama, ikram
 
 İDİL:    Kır hayatını anlatan şiir, ya da yazı - İçten, saf aşk
 
 İFFET:    Temizlik, namuslu olmak
 
 İKBAL:    Baht açıklığı, işlerin doğru gitmesi
 
 İLAYDA:    Su perisi
 
 İLCAN:    Ülkenin canı, sevdiği
 
 İLGİN:    Yabancı, gurbette yaşayan
 
 İLHAN:    Moğol hükümdarı
 
 İLKAY:    Ayın ilk hali
 
 İLKBEN:    Ben ilk'im anlamında
 
 İLKCAN:    İlk doğan çocuklara verilen ad
 
 İLKE:    Temel düşünce, ana görüş ve inanış
 
 İLKİN:    Önce, öncelikle
 
 İLKNUR:    Ayın ilk hali
 
 İLKSEN:    Önce sen anlamında
 
 İLKYAZ:    Bahar sonu, Yaz başlangıcı
 
 İLSU:    lkenin suyu, bereketi
 
 İLTER:    Yurdunu seven, koruyan
 
 İMGE:    Zihinde tasarlanan /düş hayal gibi gerçekleşmesi özlenen şey
 
 İMRAN:    Bayındırlık, mutluluk, bolluk,bereket
 
 İMREN:    Görünen bir şeyi ya da bir isteği elde etme isteği
 
 İNCİ:    İstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi
 
 İNCİNUR:    İnci gibi ışıklı, parlak
 
 İPEK:    İpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel
 
 İREM:    Cennet / Þam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe
 
 İSMİHAN:    Hükümdar ismi
 
 İYEM:    Güzellik
 
 İZEL:    İz + El /El izi anlamında
 
 İZGİ:    İyi, güzel, adaletli
 
 
- 
	
	
	
	
		JERFİ:    Derinlik
 
 JİYAN:    Kızgın, hışımlı
 
 
- 
	
	
	
	
		JALE:    Kırağı, çiğ, şebnem
 
 JALENUR:    Parlayan, ışıldayan çiy
 
 JÜLİDE:    Karışık, dağınık saç
 
 
 
 
- 
	
	
	
	
		KAAN / KAÐAN:    Hükümdar, hanların hanı
 
 KADEM:    Uğur - Ayak adımı - Yarım arşın
 
 KADİR:    Değer, onur, incelik
 
 KADRİ:    İtibar, değerle ilgili
 
 KAHRAMAN:    Savaşta yiğitlik gösteren, cesur
 
 KAMBER:    Sadık hizmetkar / Hz Ali'nin kölesinin adı
 
 KAMER:    Ay ışığı
 
 KAMİL:    Tam, eksiksiz, olgun
 
 KAMURAN:    Dileğine, kavuşmuş olan
 
 KANDEMİR:    Güçlü soydan gelen
 
 KANER:    Güçlü, kanlı yiğit
 
 KAPLAN:    Yırtıcı hayvan
 
 KARABEY:    Esmer, rengi karaya çalan Bey
 
 KARACAN:    Esmer - Küçük ağaçcık
 
 KARAHAN:    Esmer hükümdar
 
 KARAKAN:    Bir tür dağ ağacı
 
 KARAN:    Kahraman, yürekli - Karanlık
 
 KARANALP:    Esmer, karayağız, yiğit
 
 KARATAY:    Selçuklu devlet adamı
 
 KARTAL:    Yırtıcı bir tür kuş
 
 KARTAY:    Yaşlı, pir
 
 KASIM:    Bölen, kısımlara ayıran
 
 KAYA:    Büyük ve sert taş kütlesi
 
 KAYAHAN:    Kaya gibi sert hakan
 
 KAYHAN:    Güçlü hükümdar
 
 KAZIM:    Kızgınlığını, öfkesini belli etmeyen
 
 KEMAL:    Bilgi ve erdem bakımından olgunluk
 
 KEMALETTİN:    Bilgi ve erdem sahibi
 
 KENAN:    Nuh peygamberin oğlu ya da Nemrut'un babası sanılan kişi
 
 KERAMETTİN:    Bağış, ihsan ağırlama
 
 KEREM:    Cömertlik, soyluluk büyüklük
 
 KEREMÞAH:    Asil, soylu şah, hükümdar
 
 KERİM:    Kerem sahibi, cömert
 
 KEYHAN:    Dünya
 
 KILIÇ:    Sivri uçlu,keskin, çelikten silah
 
 KILIÇALP:    Kılıç gibi keskin, yiğit
 
 KILIÇHAN:    Kılıç gibi keskin, güçlü yiğit
 
 KIRCA:    Dolu - Ufak taneli kar - Borayla gelen yağmur
 
 KIRDAR:    Ölçülü davranış
 
 KIRHAN:    Kırçıl han
 
 KIVANÇ:    Sevinç, hoşlanma
 
 KIVILCIM:    Yanan mddeden sıçrayan küçük ateş parçası - Harekete geçiren
 
 KOLÇAK:    Yiğit, mert, koçak
 
 KONUR:    Bozla sarı arası bir renk - Yanık kırmızı - Gururlu, kibirli - Kahraman,
 
 KORAL:    Sınır muhafızı
 
 KORALP:    Yiğit sınır muhafızı
 
 KORAY:    Kamış, kargı gibi, içi boş şeyler
 
 KORCAN:    Kanı sıcak, kanı kaynayan
 
 KORÇAK:    Heykel
 
 KOREL:    Kor gibi etkili, yakıcı kişi
 
 KORHAN:    Ateş gibi hakan
 
 KORKMAZ:    Korkmayan, yılmayan, cesur
 
 KORKUT:    Büyük dolu tanesi - Hayali yaratık
 
 KORTAN:    Kor renkli tanyeri - Yalçın kaya - Pelikan
 
 KÖKER:    Köklü soydan gelen
 
 KÖKSAL:    Kökünü derinliklere sal anlamında
 
 KUBAT:    Kaba, şişman
 
 KUBİLAY:    Cengiz Hanın torununun adı
 
 KUDRET:    Güç, kuvvet
 
 KUNTAY:    Ay gibi sağlam, güçlü
 
 KUNTER:    Sağlam, kuvvetli
 
 KURT:    Yırtıcı bir memeli - Kurnaz, işbilir
 
 KURTBEY:    Kurt gibi atılgan, güçlü
 
 KURTULUÞ:    Kötü, tehlikeli durumdan kurtulma
 
 KUTAN:    Dua, yalvarma - Saka kuşu
 
 KUTAY:    Uğurlu ay
 
 
 
 
- 
	
	
	
	
		KUTBAY:    Uğurlu kişi
 
 KUTER:    Kutlu, uğurlu kişi
 
 KUTHAN:    Kutlu hükümdar
 
 KUTLAY:    Kutlu, uğurlu ay
 
 KUTLU:    Kutlanmış, mutlu, uğurlu
 
 KUTSAL:    Mübarek, kutlulukla ilgili
 
 KUTSİ:    Kutlanan, kutluluk sahibi
 
 KUZEY:    Kuzey yönü / Þimal
 
 KÜRÞAT (D):    Eski bir Türk adı
 
 
 
- 
	
	
	
	
		KADER: Değişmez bir karar ile iyilik yada kötülük hazırladığına inanılan olağan üstü güç 
 
 KADRİYE: Değerle ilgili / İtibar, onur
 
 KAMELYA: Çaygillerden büyük çiçekler açan bir bitki - Yabangülü
 
 KAMİLE: Tam, eksiksiz - Kemale ermiş - Bilgin, bilgili
 
 KAMURAN: İstediğine ulaşmış, mutlu
 
 KARANFİL: Kokulu bir çiçek
 
 KARDELEN: Baharda çok erken açan bir çiçek - Çiğdem
 
 KARMEN: Parlak kırmızı
 
 KAYRA: Büyük birinden gelen iyilik - İhsan
 
 KERİMAN: Cömert - Ulu, büyük
 
 KERİME: Cömert - Ulu, büyük - Kız çocuk
 
 KEVSER: Cennette bir akarsuyun adı
 
 KEZBAN: Aslı Kedbanu - vekilharç kadın (evi çekip çeviren)
 
 KISMET: Talih, nasip, kader
 
 KIVILCIM: Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası
 
 KIYMET: Değer, paha (baha), bedel
 
 KİBARİYE: İnce, zarif - Cömert, asil
 
 KİRAZ: Gülgillerden bir meyva ağacının sulu
 
 KÖSEM: Sürülere rehberlik eden - Cildi temiz, pürüzsüz
 
 KUMRU: Güvercinden küçük boz renkli kuş
 
 KÜBRA: En büyük
 
 
 
- 
	
	
	
	
		LAÇİN:    Bir cins şahin - Sarp, yalçın
 
 LAMİ:    Sert, çatık kaşlı veya Aslan
 
 LATİF:    Yumuşak, hoş, nazik
 
 LEBİB:    Akıllı, zeki
 
 LEMA:    Herşeye gücü yeten
 
 LEMİ:    Parlak, parıldayan
 
 LEVENT:    Eski deniz erlerine verilen ad
 
 LOKMAN:    Tarihteki en ünlü tabibin adı (Lokman Hekim)
 
 LÜTFİ:    Cennette ölümsüzlüğe kavuşan
 
 LÜTFULLAH:    Çok övülmüş,methedilmiş
 
 LÜTFÜ:    İyi muamele, güzellikle hoşlukla ilgili
 
 
- 
	
	
	
	
		LAÇİN: Bir cins şahin - Sarp, yalçın
 
 LAMİ: Sert, çatık kaşlı veya Aslan
 
 LATİF: Yumuşak, hoş, nazik
 
 LEBİB: Akıllı, zeki
 
 LEMA: Herşeye gücü yeten
 
 LEMİ: Parlak, parıldayan
 
 LEVENT: Eski deniz erlerine verilen ad
 
 LOKMAN: Tarihteki en ünlü tabibin adı (Lokman Hekim)
 
 LÜTFİ: Cennette ölümsüzlüğe kavuşan
 
 LÜTFULLAH: Çok övülmüş,methedilmiş
 
 LÜTFÜ: İyi muamele, güzellikle hoşlukla ilgili
 
 
- 
	
	
	
	
		MACİT:    Þan, şeref sahibi - İyi ahlaklı
 
 MAHİR:    Usta, elinden her iş gelen
 
 MAHMUT:    Övgüye değer
 
 MAHSUN:    Güçlendirilmiş, güçlü
 
 MAHZUN:    Hüzünlü, duygulu, üzgün
 
 MAKBUL:    Alınan kabul olunan
 
 MAKSUT:    İstek, niyet, maksat - Varılmak istenen yer
 
 MALİK:    Sahip, efendi
 
 MANÇO:    Manda yavrusu
 
 MANSUR:    Yardım edilmiş - Allah'ın yardımıyla galip gelmiş
 
 MAZHAR:    Birşeyin göründüğü ortaya çıktığı yer
 
 MAZLUM:    Zulüm gören, zulmedilen kişi
 
 MECİT:    Çok ulu, yüce
 
 MECNUN:    Deli, aklı başında olmayan
 
 MEDENİ:    Uygar, şehirli - Terbiyeli, nazik
 
 MEDET:    Yardım eden
 
 MEHMET:    Aslı Arapçada Muhammed, çok övülmüş anlamında
 
 MELİH:    Güzel, şirin
 
 MELİK:    Hükümdar, han
 
 MEMDUH:    Övülmüş, övülmeye değer
 
 MEMNUN:    Minnet eden - Hoşnut, sevinçli
 
 MENDERES:    Ege bölgesinde bir ırmak adı
 
 MENGÜ:    Ölümsüz, ebedi
 
 MENGÜÇ:    Güçlü ben / Men + güç
 
 MENSUR:    Saçılmış, dağılmış - Ölçüsüz, uyaksız söz
 
 MERİÇ:    Ülkemizin Bulgaristan sınırındaki nehir
 
 MERİH:    Güneş sistemimizdeki 5. gezegen
 
 MERT:    Sözünün eri, sözünde duran
 
 MESTAN:    Savruk. Cüret sahibi
 
 MESUT:    Mutlu, bahtiyar
 
 METE:    Büyük Hun imparatoru
 
 METİN:    Sağlam, dayanıklı
 
 MEVLÜT:    Yeni doğmuş çocuk - Doğulan zaman
 
 MİKAİL:    Allaha en yakın olduğuna inanılan dört melekten birinin adı
 
 MİRKELAM:    Güzel, nazik konuşan
 
 MİRZA:    Hükümdar soyundan gelen
 
 MİTHAT:    Övme
 
 MUAMMER:    Uzun ömürlü, çok yaşayan
 
 MUCİP:    Gerektiren, gerektirici
 
 MUHAMMED:    Çok övülmüş, hamdedilmiş
 
 MUHARREM:    Din tarafından yasaklanan
 
 MUHİP:    Seven, sevişen
 
 MUHİTTİN:    Dini güçlendiren
 
 MUHLİS:    İnanç ve eylemlerinde içtenlikle davranan
 
 MUHSİN:    Sağlamlaştıran
 
 MUHTAR:    Dilediği şekilde hareket edebilen
 
 MUHTEÞEM:    Görkemli, gözkamaştırıcı
 
 MUKBİL:    Mutlu, bahtiyar
 
 MUNİS:    Sıcakkanlı sevimli
 
 MURAT:    Arzu, istek, dilek
 
 MURATHAN:    Arzulu hükümdar
 
 MURTAZA:    Mürteza- Seçkin seçilmiş
 
 MUSA:    Sudan gelmek anlamındadır. Bir peygamber adı
 
 MUSTAFA:    Temizlenmiş, saf hale getirilmiş
 
 MUTİ:    İyi kalpli, yumuşak başlı
 
 MUTLU:    Mesud, bahtiyar
 
 MUTLUHAN:    Mutluluğa erişmiş hükümdar
 
 MUZAFFER:    Zafer kazanan, galip gelen
 
 MÜCAHİT:    Savaşçı, Cihada katılan
 
 MÜFİT:    Faydalı, yararlı
 
 MÜJDAT:    İyi, müjdeli haberler
 
 MÜKERREM:    Yardımsever, ikram sever
 
 MÜKREMİN:    Konuksever, ikram sever
 
 MÜMİN:    İnanan, iman eden
 
 MÜMTAZ:    Seçkin, başkalarından ayrı tutulan
 
 MÜNİR:    Aydınlatan, ışık veren
 
 MÜREN:    Akarsu, dere, ırmak
 
 MÜRSEL:    Yollanmış, gönderilmiş olan
 
 MÜRÞİT (D):    İrşad eden, doğru yolu gösteren
 
 MÜSLÜM:    İslam dininden olan / Teslim olan
 
 MÜÞFİK:    Acıyan, şefkat gösteren
 
 MÜÞTAK:    Özleyen, göreceği gelen
 
 
 
 
- 
	
	
	
	
		MACİDE:    Þan ve şeref sahibi
 
 MAHİNUR:    Ay ışığı - Ay yüzlü güzel
 
 MAHMURE:    Uyku basmış, yarı baygın göz
 
 MAKBULE:    Alınan, kabul olunan, beğenilen
 
 MANOLYA:    Beyaz, güzel kokulu ağaç ve çiçekleri
 
 MARAL:    Dişi geyik, ceylan, karaca
 
 MEDİHA:    Övülmeye neden olan
 
 MEFHARET:    Övünç, övünme, kıvanç
 
 MEFKURE:    Ulaşılmak istenilen en yüce amaç
 
 MEFTUN:    Gönül vermiş, tutkun
 
 MEHPARE:    Ay parçası
 
 MEHTAP:    Ay ışığı, Dolunay
 
 MEHVEÞ:    Ay yüzlü güzel
 
 MELAHAT:    Güzellik, güzel yüzlülük, yüzünde tatlı ifade olmak
 
 MELDA:    İnce ve taze vücutlu
 
 MELEK:    Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık
 
 MELİHA:    Güzel, Þirin
 
 MELİKE:    Kadın hükümdar, hükümdarın karısı
 
 MELİS:    Bal arısı
 
 MELİSA:    Baklagillerden, yaprakları liomu andıran kokulu bir bitki
 
 MELODİ:    Ezgi, müzik parçası
 
 MELTEM:    Yazın, karadan denize doğru esen mevsim rüzgarı
 
 MENEKÞE:    İnce saplı, ufak mavi çiçekli güzel kokulu bitki
 
 MENGÜ:    Ebedi, ölümsüz
 
 MERİÇ:    Bulgaristanla olan sınırımızda bulunan bir nehir
 
 MERİH:    Dokuz gezegenden biri (Mars)
 
 MERVE:    Mekke yakınlarında bir dağ
 
 MERYEM:    Dinine bağlı kadın
 
 MESUDE:    Mutlu, bahtiyar
 
 MISRA:    Þiirin bir satırı
 
 MİHRİBAN:    Seven, şefkatli
 
 MİMOZA:    İnce sarı yapraklı çiçek açan bir süs bitkisi
 
 MİNE:    Maden eşya üstündeki renkli sır tabakası
 
 MİRAY:    Yılın ilk aylarında doğan / Güneş gibi ay gibi parlayan
 
 MUALLA:    Makam ve rütbece yüksek olan
 
 MUAZZEZ:    Saygı uyandıran, kıymetli - İzzet, şeref sahibi
 
 MUHTEREM:    Saygın, saygıdeğer
 
 MUKADDER:    Tanrı hükmü, kader, alın yazısı
 
 MUKADDES:    Kutsal olan , mübarek olan Mukaddes Kutsal olan , mübarek olan
 
 MUNİSE:    Sıcak kanlı, sevimli
 
 MUZAFFER:    Zafer kazanan, üstün gelen
 
 MÜBERRA:    Aklanmış, temize çıkarılmış
 
 MÜCELLA:    Parlak, cilalanmış
 
 MÜESSER:    Eser bırakan, eser sahibi
 
 MÜGE:    İnci çiçeği,
 
 MÜJDE:    İyi haber, sevinçli haber
 
 MÜJGAN:    Kirpik
 
 MÜKRİME:    İkramı bol olan
 
 MÜNEVVER:    Aydınlatılmış, parlak ışıklı, bilgili
 
 MÜNİRE:    Işık veren, aydınlatan
 
 MÜRÜVVET:    Kişilik, şahsiyet, insanlık
 
 MÜÞERREF:    Onurlandırılmış, şerefli kılınmış
 
 MÜYESSER:    Kolaylıkla yapılan
 
 MÜZEYYEN:    Süslü, süslenmiş, bezenmiş
 
 
 
- 
	
	
	
	
		MEHMET: Aslı Arapçada Muhammed, çok övülmüş anlamında
 memo senınkıyle benım kı aynı nasıl olsa :D