SON MEKTUP
ölürsem şaşırma;ölebilirim
ölürsem ağlama;yine gelirim
ölürsem seslenme;uyuyacağım
ölürsem üzülme;yaşayacağım
ölürsem bekleme;geri dönemem
ölürsem öme;seniz edemem.....
ümit yaşar oğuzcan
Yazdırılabilir Görünüm
SON MEKTUP
ölürsem şaşırma;ölebilirim
ölürsem ağlama;yine gelirim
ölürsem seslenme;uyuyacağım
ölürsem üzülme;yaşayacağım
ölürsem bekleme;geri dönemem
ölürsem öme;seniz edemem.....
ümit yaşar oğuzcan
BİLİNMEYEN
O ki bardağa dökülen seraptır
(Bal yoğunluğundadır, sıcaktır, ışıktır)
O ki sabah erken bir bahçedir
(Çayır kokusudur, serinliktir, umuttur)
O ki esen yeldir kar erirken
(Çiğdemdir, ağaç çiçeğidir, okşayıştır)
O ki içilen sudur kana kana
(Özlemdir, doymayıştır, kardeştir)
O ki bir yüce ırmaktır akar
(Ürküntüdür, baş dönmesidir, gidiştir)
O ki maviliği belirsiz denizdir
(Buğulanmadır, düştür, sevmekte ölümdür)
O ki bir ince kızdır ak tenli
(Yaşamdır, umuttur, gözyaşıdır)
ACILAR BENDE
aşk ve dert
Başın göğemi değecek
derdin tasan olmasa.
Senin
fırfırlı gömleklerin üstünde
renkli fularların,
bermuda pantolonun üstünde
dik yaka ceketin var.
Giyinip poz yaparsın lakostan.
Aşkını çalana
nispet yaparsın
üstelik.
Bir başka aşk yaşarsın
nasıl bir aşksa.
İşte senin derdin aşk acısı
ekmek değil.
dert ve mutluluk
Mutsuzluk üzerine yazılmış şarkılarda
yalnızlığa hazırlanıyorum.
Kime borçlu isem bir selam
ve şayet esirgemişsem bir gülücük
şimdi dağıtıyorum borçlarımı.
Sonra belki yıkılır giderim
ucunda yaşadığım uçurumlarda.
Belkide dönerim
susmanın utancı olmadan içimde.
Kim bilir nelerle büyür gururum.
Acını eklersen bir bütün olurum senile
sevgini çıkarırsan bir ağıt.
Hangi sıkıntının uzantısı paralar içini
ve acı feryatların türküleri büyür
acı çığlıkların kıskanç gülüşünde.
Nasıl bir kıvılcım çıkarır iki acı
nasıl bir sevgiye dönüşür
katmerli dert.
![]()
Hayata ağlıyorum bu gece,
Neden hiç adil değil diye,
Benim ömrüm hep yenik,
Hep yanlış yerler yanlış insanlar,
Doğruyu bulmak zor mu bu kadar,
Sorular o kadar çok ki,
Hayat o kadar zor ki,
Direniyorum bi başıma,
Bazen tam buldum diyorum ,
Artık gözyaşı yok,
Aşk buldu beni,
Ama bi bakıyorum yine boş,
Yanılgılar öğretti hayatı bana,
Düşünceler bile yoruyor beni,
Acaba o gün gelecek mi,
Bende sevecekmiyim doğru kişiyi,
Sevilecekmiyim hakettiğim gibi,
O günü bekliyorum şimdi,
Çünkü ancak bu zalim hayatta,
Öyle bir sevda yaşatır beni.
Bazen Sana Bazen De Kendime Kızıyorum
Bazen kalbime kızıyorum
Seni neden sevdi diye
Bazen sana kızıyorum
Beni neden sevmedin diye
Bazen sana bazen de kendime kızıyorum
Bazen senin sevgini
Bağrıma basarım
Bazen de senin sevgini bastığım bağrıma
Senin sevginden yandığı için
Bağrımı söndürecek bir damla su ararım
Bazen sana bazen de kendime kızıyorum
Bazen gündüzü beklerim
Gülmek için yaşamak için
Belki de karanlıktan korktuğum için
Bazen de geceyi beklerim
Ona içimi dökmek için
Hıçkıra hıçkıra ağlamak için
Bazen sana bazen de kendime kızıyorum
Bazen kalbime vururum
Seni neden sevdi diye
Söküp atmak isterim
Bazen de söküp atmaya çalıştığım
Kalbimi senin aşkından sakınırım
Bazen sana bazen de kendime kızıyorum
Ama her defasında
Senin aşkın kalbime sızar
Laf dinlemez ki kalbim
Bazen sana bazen de kendime kızıyorum
SENİ İSTİYORUM!.. Akşam senin kollarında uyuyup, sabah kendi kollarım arasında görmek için.. SENİ İSTİYORUM!.. Herkesin içinde el ele oturup, o güzel gözlerine gözlerimle "seni seviyorum" demek için.. SENİ İSTİYORUM!.. Akşam öpücüklerinle uyuyup, sabah öpücüklerimle uyandırmak için.. SENİ İSTİYORUM!.. Ellerini okşamak vücudunu hissetmek tüm benliğimi sana vermek için.. SENİ İSTİYORUM!.. Mehtabın altında sevişip, yağmurlu bir günde denize girmek için.. SENİ İSTİYORUM!.. Sevgi selinde kaybolup aşk rüzgarlarıyla savrulup, mutluluğa erişmek için.. SENİ İSTİYORUM!.. Gözlerimi kapayıp ellerim ve dudaklarımla seni ezberlemek için.. SENİ İSTİYORUM!.. Gecenin bir yarısı uyandığımda seni yanımda görmek için.. SENİ İSTİYORUM!.. Yalnızlar diyarında kaybolmamak, seviyor ve seviliyorum demek için.. SENİ İSTİYORUM!.. Aşkı her an yaşamak, sevgi ağacının meyvelerini yemek için.. SENİ İSTİYORUM!.. Ağladığımda omzuna başımı koymak için.. SENİ İSTİYORUM!.. Yağmurun gürültüsünden korktuğumda, kollarının arasında olup korkmamak için.. SENİ İSTİYORUM!.. Her an seni yanımda görmek sevdiğimi söylemek için.. SENİ.. YALNIZ SENİ İSTİYORUM..
Ne önemi var...
Unutulmuş zamanların herhangi birinde boş verilmiş aşklara ağlarken bulmuştum kendimi…
Boşluklar sarıyordu etrafı…
Elimde kağıt kalem ağlıyordu işte..
Vazgeçilmiş, tutulmamış sözler takılıyordu satır aralarıma… Şahitler kördü, sağırdı…yalandı…
Yaşanmaya layık görülmemiş sevdalar, kimin umrundaydı...
Çınlıyordu kulağımda en sessiz çığlıklar…
Duvar diplerinden yükseliyordu terkedilmişliğin, boşverilmişliğin ağır kokusu…
Sallanan bir köprüde eli bırakılmış bir çocuk gibi ürkek ve acizdi karşıya geçmeye soyunan sevdalar…
Yarı yolda bırakılmanın çaresizliğinde boğulurken alttaki suyun derinliğinin ne önemi vardı ki…
İç geçirmişti zaman… derin derin…
Unutulmuş zamanların herhangi birinde boş verilmiş,terkedilmiş, görmezden gelinmiş aşklara, sevdalara… hayata ağlarken kaybetmiştim kendimi!
Bir hackeri çok sevdim
O beni hiç sevmiyor
Şifremi ona verdim artık qeri vermiyor
Klavyem mousem bağlanmış
Çaresizim adminim
Bu msni sen verdin benden almak istiyor
Çaldırmam sana şifremi
Seni engeller giderim
Beddua etmem üzülme
Bende seni hacklerim
Kolaymı sandın şifremi
Ben bile zor hatırlarım.
Gizli soruylaaa ugraşma
Cünkü Onuda salladım
gökhan abi teşekkürlerrrr
demek hackliceksin abicim :);)
wayyy insan kendi konusunu hackerler mi :D
YOK...YOK...YOK...
Korkmuyorum karanlıktan , Ve üstüme düşen bir kaç yağmur damlasından ... Sövmüyorum geçmişine , Ve mutlulukta dilemiyorum geleceğine ... Yasaklı bir umut diliyorum seni yaşatan , O umut kapını çaldığı an bıktıracak olan ...
Gözlerim yukarıya bakar , Bakış açılarım aşşağıya , Bir dua edecek dudaklarım bükülmüştür çoktan , Ve mutluluğumu getiren tebessümlerin gitmiştir yanımdan ..
Bir yalana yüz tutmak ne demek , Binlerce yalan çemberinde halay çekerken , Ve sen donmuş bunları izlerken ben çözdüm , çözümü olmayan bu gidişi ...
Birinci derece yanıklarımın iyileşmesini izlemek çok zor... Çıkamıyorum insan içine senin bıraktığınla , Gitmem gerek biliyorum , Ölmem gerekti bana bıraktığınla ...
Sessiz bir oda da , Sessiz şarkılarım yankılanıyor kulakları sağır edercesine , Ve hiç kimse rahatsız olmuyor , Ben söylüyorum , Bir şeylere çarpıp sesim geri geliyor , Ben söylüyorum , Herkesin ruhu bunu dinliyor... Ruhum beni seviyor ve biliyor ...
Pencerede beklemek yok yolunu , Dışarıya çıkıp önüne geldiğim insanların bin bir bıçak darbesiyle yere düşmek yok ,
Ağlak ! Bullak olmak hiç yok ...
İntihara sürüklenip , son anda vazgeçip , yüzüme bakamamak bu da yok ...
Sağnak yağışlarında gezip, Kırk derecede adını sayıklamak , Sayıkladığımla kalmayıp , Dermanımı sen görmek hiç yok ...
Hasretinle umutlarımı beslemek , Solup solup açmak , Bir kere mezara girip , Ben mezardan çıktım diyip , Ayaklarına kapanmak yok ...
Aşk damarlarım yırtık , Ayrılık duvarlarım paramparça , Gözlerin hala önümde , Tadilatta bu kalbim ...
Aşk yok ,
İhtiraz yok ,
Ses yok ,
Soluk yok ,
sensiz günler geçmiyor
BEN SENSİZLİGE ALISAMADIM
YERİNE HİÇ KİMSEYİ KOYAMADIM
SENSİZ AYLAR GECSEDE ARADAN
BEN HALA SENİ UNUTAMADIM
OLMADI YAPAMADIM
SENİ SEVEN KALBE SÖZ GEÇİREMEDİM
SENİN İÇİN AKAN GÖZYASLARIMI
SEN OLMAYINCA HAYATTA
BEN YALNIZ KALDIM
BU KADAR ACI CEKTİGİM YETMEDİ Mİ?
SENSİZ BEN ANLADIM Kİ
MUTLU OLAMAM
SEN OLMASAN BEN YASAYAMAM
HERSEYİM SENSİN LÜTFEN GERİ DÖN...
only sıırın guzelmıs kardeş
Kimsesiz kimse yok, herkesin var bir kimsesi.
Kimsesiz kaldım yetiş, kimsesizler kimsesi...
Ruşeni
Öyle böyle değil, bence on numara bir şiir, lütfen yorum yapalım...
bu senin için sadece
başlayan aşk bir gün biter
ben seninle başlamak istemedim
çünkü; seninle bitmesini istemedim
seni seviyordum başlayamadım
gözlerim karardı ağlayamadım
üzülmüyordum seni sevekten
üzülmüyordum
sensiz geçen günlerden
adın bir ok gibi saklanıyordu derinden
işte buram oynuyor
senin adını duyunca yerinden
adını adımın yanına yazdığımda
bir kar tanesi gibieriyor
sensizlik gözlerimde
toprağa
ve bir damla suya karışır bedenim
seni sevdim ve bu şehirden gidemedim
bırak böyle bilsin herkes
bırak hep böyle içimde kalsın
sadece senin olsun
sadece sana ait olsun
temiz ve bir damla suya karışmış aşk
kimse bilmesin, kimse duymasın
kimse seni benim kadar sevmesin
´bu yaramız hep gizli kalsın´
bu yarayı sende bilme
çünkü; bu yaranın adı
´GİZLİ YARA´
´ BU YARAMIZ HEP GİZLİ KALSIN´
Şair : ÖMER CİHAT ÖNDER
PEYK
İst.- 08.12.2007
08.35
Sen güneşim oldun ben sana uydu
Yıllardır beklenen, özlemim buydu
Vicdanın aşkımın, sesini duydu;
Bil ki, mahşere dek, esirin oldum !...
Sevda yangınımı deşip azdırdım
Hacıya, hocaya muska yazdırdım
Sensiz ölmek için, mezar kazdırdım;
Bil ki, mahşere dek, esirin oldum!..
Kader mahkum etti, temyize gittim
Yargıtay onadı, çarede bittim..
Terapi görsem de, akılda bittim;
Bil ki, mahşere dek, esirin oldum!..
Çekim alanına gönüllü daldım
Başka davetlere bigane kaldım
Sadece rüyamda haberler saldım;
Bil ki, mahşere dek esirin oldum!..
Mahmut KÜÇÜK
Not; Hiçbir şiirime olumlu veya olumsuz yorum almadım.Beğenilmiyorsa yazmayayım mı?
GAFLET UYKUSU
İst.-23.10.2007/18.35
Bayrak şehit kansız, solsun mu alı?
Zorba, koç’tan illa, süt mü sağmalı?
Başımıza gökten, taş mı yağmalı;
Nedir bu kaygısız, gaflet uykusu !
Tarih bir mezarlık, dönüp bir bakın
Bize bir şey olmaz, demeyin sakın !
Görünmez tehlike, inan çok yakın;
Nedir bu kaygısız, gaflet uykusu !..
Normal uyku değil, hap mı aldınız?
Yalan hülyalara, kolay daldınız:
Bizi alın diye haber saldınız;
Nedir bu kaygısız, gaflet uykusu!..
Gönül köprünüzü, neden yıktınız?
Kötülük mü gördün, neden bıktınız?
Bilmem ki nedense, yoldan çıktınız;
Nedir bu kaygısız, gaflet uykusu?!
Bir garip dönülmez yola mı girdin?
Hain yetiştiren kola mı girdin?
Burada daraldın, bola mı girdin?
Nedir bu kaygısız, gaflet uykusu?!..
Mahmut KÜÇÜK
Şiirleniz gerçekten çok güzel polen kardeş.
Kader mahkum etti, temyize gittim
Yargıtay onadı, çarede bittim..
Terapi görsem de, akılda bittim;
Bil ki, mahşere dek, esirin oldum!..
Bu bölüm beni çok etkiledi....
Sen güneşim oldun ben sana uydu
Yıllardır beklenen, özlemim buydu
Vicdanın aşkımın, sesini duydu;
Bil ki, mahşere dek, esirin oldum !...
Böyle aşklar hala var mı acaba....
Bu güzel Şiirlerinin devamını bekilyoruz.
Benim sınavların temposu fazla olduğundan şiirlerine yorum yapamadım kusura bakma. Ama takip ediyorum;)
Arkadaşlar şiirlerinizi vakit buldukça okuyoruz ama yorum gerektiren birşey olmuyor ki ! Hem edebiyattan okadar çok anlayanlarda değiliz. Siz devam edin lütfen buranın müdavimleri var artık.
AŞK SANA YAKIŞIYOR
İST.- 31.07.2005
08.50
Şen kahkahan bitmesin
Mutluluğun gitmesin
Duyguların yitmesin;
Aşk sana yakışıyor !...
Hiç kimseye aldırma
Sevgisize saldırma,
Yüreğinden kaldırma;
Aşk, sana yakışıyor!..
İçin, hep böyle coş’sun
Yolun sevgiye koş’sun
İnan, sevgisiz boş’sun;
Aşk, sana yakışıyor !..
Aşk’la gözünde ışık
Aşk’la badın barışık
Aşk’sız aklın karışık;
Aşk, sana yakışıyor !..
Seni gözleri baygın,
Sevgiyle artar saygın,
Olmasın, asla kaygın;
Aşk, sana yakışıyor !...
Mahmut KÜÇÜK
AŞK’INI SÖYLE
İST.- 21.03.2007
08.35
Neden mahsun ve utangaç(!)
Durma hiç, aşk’ını söyle..
Sevgisizlikten hemen kaç;
Durma hiç, aşk’ını söyle!..
Kuş uçarsa, gelmez daha
Sevgiye biçilmez paha
Gönüller, sevgiyle vaha;
Durma hiç, aşk’ını söyle!..
Adıyla doldur kan’ını
İsteseler, ver can’ını
Bulup, itiraf an’ını;
Durma hiç, aşk’ını söyle!..
Lezzet katar, kel aş’ına
İnci döken göz yaşına
Gelmez, her kul’un başına;
Durma hiç, aşk’ını söyle!..
Haydi durma, yürü sen de
Büyük sözü dinlesen de
İnin inim inlesen de;
Durma hiç, aşk’ını söyle!..
Kaybedip mecnun gezmeden
Korkak’lığını sezmeden
Haydi, aşığın bezme’den;
Durma hiç, aşk’ını söyle!..
Aşk’tır insan başına taç
Aşk’tır, dertlerine ilaç,
Kim insandır, aşk’a muhtaç;
Durma hiç, aşk’ını söyle!...
Mahmut KÜÇÜK
Bütün şiirlerim; www.antoloji.com/mahmut_kucuk 'da......
Gülen gözlerini tarif edemem
Ceylan mı, keklik mi acep ne desem?
Nasıl gördüm seni kader mi bilmem?
Vazgeç, bırak beni seni sevemem
Mavi gözlerinle bir meleksin sen
Kalbime gir desem gelir misin sen?
Seninle her şeye razıyım desem
Gülme, boşver beni, seni sevemem
Delimiyim çatlak mı, ne oldu bana?
Kapıldım gidiyorum, deryalara
İçerim sevgini, sunarsan bana
Yalan, vallahi yalan, asla sevemem
Sevmek ne güzeldir, sevilmek başka
Düştüysem ben düştüm sana ne, aşka
Aldırma boşver sen, hepsi bir şaka
Yasak hikaye bu, seni sevemem
![]()
Her Sey Sende Gizli
Yerin seni cektigi kadar agirsin
Kanatlarin Cirpindigi kadar hafif..
Kalbinin attigi kadar canlisin
Gözlerinin uzagi gördügü kadar genc...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kasin gözün
Karsindakinin gördügüdür rengin..
Yasadiklarini kar sayma
Yasadigin kadar yakinsin sonuna;
Ne kadar yasarsan yasa,
Sevdigin kadardir ömrün..
Gülebildigin kadar mutlusun
Üzülme bil ki agladigin kadar güleceksin
Sakin bitti sanma her seyi,
sevdigin kadar sevileceksin.
Günesin dogusundadir doganin sana verdigi deger
..ve karsindakine deger verdigin kadar insansin
Bir gün yalan söyleyeceksen eger
Birak karsindaki sana güvendigi kadar inansin.
Ay isigindadir sevgiliye duyulan hasret
..ve sevgiline hasret kaldigin kadar ona yakinsin
Unutma yagmurun yagdigi kadar islaksin
Günesin seni isittigi kadar sicak.
Kendini yalniz hissetigin kadar yalnizsin
..ve güclü hissettigin kadar güclü.
kendini güzel hissettigin kadar güzelsin..
iste budur hayat!
Iste budur yasamak bunu hatirladigin kadar yasarsin
Bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar üsürsün
..ve karsindakini unuttugun kadar cabuk unutulursun
Cicek sulandigi kadar güzeldir
Kuslar ötebildigi kadar sevimli
Bebek agladigi kadar bebektir
..ve herseyi ögrendigin kadar bilirsin bunu da ögren,
SEVDIGIN
KADAR
SEVILIRSIN...
Can Yücel
Affet Beni Dünya
Bugün bütün iyi kalpliliğim üzerimde
Cümle düşmanlarımı affettim
Yediğim meyvalardan
Kokladığım çiçeklerden af diliyorum
Yerde yürürken gördüğüm
Sebepsiz kanına girdiğim
Zevk için öldürdüğüm
Böceklerden af diliyorum
Dağdan, topraktan, taştan
Evlattan, akrabadan, arkadaştan
Yağan yağmurdan, doğan güneşten
Denizlerden, göklerden af diliyorum
Yıllardır kahrımı çeken kadından
Ondaki yaşamak ümidinden
Baba evinden, ana sütünden
Yediğim ekmeklerden af diliyorum
Kadrini, kıymetini bilmediğim
Hayali ile bahtiyar olmadığım
Otuz yıl arayıp bulmadığım
Geleceklerden af diliyorum
ümit yaşar oğuzcan
Aşk Heykeli
bir gün bu şehrin en yüksek tepesine
senin heykelini dikeceğim
limana yanaşan gemilerden önce sen görüneceksin
sen yol göstereceksin karanlıklarda
pullarda senin resmin olacak
vitrinlerde senin fotoğrafların
bu şehre gelenlere
önce seni gösterecekler
bense dilediğim gibi
günün her saatinde yalnız seni göreceğim
ve
karlı, soğuk bir kış günü
senin o duygusuz ayaklarının dibinde
can vereceğim.
bu şehrin üç yerinde
üç ayrı gözyaşım war
biri seni
ilk gördüğüm yerde
biri seni
ilk öptüğüm yerde
biri de
YA TERK EDİP GİDECEĞİM
YA DA DAİMA SEWECEĞİM YERDE....
Gözlerin Kal Diyor
Buna nasıl ayrılık bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git
Ayrılık dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git.
Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor dudakların git
Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git
Bu roman da biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudaklar git
Ahmet selçuk ilkan
Yaşanmamış
Bir insan hayal et
hiç ağlamamış, hiç kıızamış
hiç kıskanmamış,hic hırçın davranmamış
hiç gülememiş
hiç dalmamış
hiç aşk şarkıları söylememiş
hiç sarhoş olmamış
hiç sabahlamamış
ahmet selçuk ılkanın çok guzel bır şiri saol candy
şiir:duygu ve düşüncerini veciz kelimelerle kağıda dökmektir.siir tutkusu olan arkadaşlara en sevdiğim ve sevilecek olan şair necip fazıl ın çile kitabını tafsiye ediyorum.
Sana uzak kentlerden birinde
Zamanın bir yerinde
Seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan
Kulağının arkasına düşüşü ve burnun
Herkesten başkaydı işte
Güldüğün zaman yukarıya bakardın
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı
Ne güzeldiler
Sen bilmiyordun ben seni seviyordum
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu çoğalarak
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi
Herşeyi erteleyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor
Ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk
Ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu
Ve kırmızıydı bütün karanfiller
Ben seni seviyordum sen bilmiyordun
Sevinçlerim oluyordun ara sıra
Sen hiç bilmiyordun
Sonra herhangi biri oldun
Bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yağmurlar yağdı serin haziran akşamları
Derken birgün uzaktan gördüm seni
Saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak
İşte yine aynı
Kalbimi acıttın her zamanki gibi
Değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun
Şimdi bunları anlatsa sana birileri
Kimbilir
Yada boşver
Bilme en iyisi
EDEP YAHU
İST.- 20.03.2007
09.30
Birkaç ümmi görünce, sahte nutuklar attın
Kibire kapılmada, firavunu arat’tın !.
İbadet’te takva’yı, yoksa sen mi yarattın?
Rab’bine tövbekar ol, kurtuluş tevazuda!...
Dışarıdan bakınca, sanırsın ki, alleme
Kendince fetva verip, kul hakkını elleme
Riyadan kurtulmadan, müslüman’ım belleme;
Rab’bine tövbekar ol, kurtuluş tevazuda!..
Gerçek iman ehli’nin, günahları ak’lanır
Her türlü muhtaç’ığı, karşılayan pak’lanır
Keramet ifşa olmaz, gönül’lerde saklanır;
Rab’bine tövbekar ol, kurtuluş tevazuda!..
Eğer nefse hakimsen, uzak durup harama
Bilirsen kul hakkı var: bühtan ile karama
İlla ki, günahları başkasında arama;
Rab’bine tövbekar ol, kurtuluş tevazuda!..
Kimdir gerçek müslüman, mahşerdeki an’dadır
Dünya nimetlerine, kapalı her can’dadır
Gösterişe kim kaçar, bilsin ki ziyandadır;
Rab’bine tövbekar ol, kurtuluş tevazuda!..
Karun’la yarışanlar, söyle: yoksulluk ar mı?
Kanaatkar olanlar, hiç doymazca yığar mı?
İman dolu bir kalb’e, para hırsı sığar mı?
Rab’bine tövbekar ol, kurtuluş tevazuda!..
İman ayarı ölçen, mihenk taş’ın mı var?
İnsan gıybet edene, bilinmez mi mezar dar(!)
İnsanlığa sevgisiz: olur mu Rab’bine yar?
Rab’bine tövbekar ol, kurtuluş tevazuda!..
Mahmut KÜÇÜK
Teşekkürler, emin olun şiirlerinizi en az iki defa okuyorum...
GÜLLER DE AĞLAR
İçimdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalakalıyorum öylece
Saatlerce bakıyorum
Boş duvarların belli belirsiz yerlerine
Bir şeyler düşünüyor gibiyim
Buğulu gözlerle
Oysa beynim boş, fikirsiz düşüncelerle
Herkes bir şeye üzüldüğümü biliyor gibi
Oysa bir isim koyamıyorum acıma
Ne beni biranda, apansız yıkan
Nelerden sonra anlıyorum gittiğini
İçimdeki güller ağlar ben ağlarım
Şimdi anlıyor gibiyim
Biranda iradesiz oluşumu
Yıkılışımı dertlerimi
Meğer ne çok sevmiş
Bu deli gönül seni
Oysa ardına bakmadan, gidenlerden
değil miydik
Ölenleri gözümüzden, yaş akmadan
gömenlerden değil miydik
Biranda iki duygu taşıyamaz
yürekler derdim
Bir yanda ölümüne sevgi,
bir türlü kopmayış
Şimdi sende yaşıyorum
ve galiba seni şimdi anlıyorum.
Sana Sürgünüm
Sen hüzün çağıran bozgunlar güzelisin
Yüreğimden kopup gidenin ardından
Yüreğim yanar durur kavrulur, acıtır
Acılar gözyaşlarımı andıran korkulardır
Neler geçer aklımdan bilemezsin acıtırken
Acıtan olan sen yüreğinden ben geçerken
Kalabalık ve sisli bir sevgi gözüme çarpan
Gözyaşlarım güler uzaktan, kahır senden
Benden sana gizlice gidene kızdım
Kalbimin her yeri kanamış usulca
Ben sana gizlice giden bana kızdım
Gözyaşım kan olmuş sensizce
Han kadar geniş yüreğinden uzağım
Dert yanarım sensizliğe artık kanarım
Lakin merhem yoksa bana yatayım
Kaldıran olmazsa bırakın öyle kalayım
Asabice hani derim gelmişe geçmişe
Gelip geçmiş öğütülmüş sevgimde
Bir ben kalırım kendime
Sunak şart olmuş benim kaderime
Sabırsız akan zaman kaldı bana
Tomurcuk konmaz oldu yanağıma
Baktım ayın ardından beni çağırana
Kulluk ettim sevgine bıraktın acılarla
Acılara sitem değil bu yüzüm
Kalbimden taşan aşk küskünüm
Bitmezmiş ağlatan hüzünüm
Benden sana gidene sürgünüm
Bir duygunun esiri aklım, sadece delicesine yaşamak var seni seninle. Özgürlüğün pençesinde kıvranırken düşüncelerim hep sen varsın düşüncelerimde. Sen, gözlerimdeki hayal, bakışlarımdaki tutarsızlık, sen gecem, sen gündüzüm gibisin. Bir yolun başındaki kararsızlığımsın. Başlamak istediğim ama bir o kadar korktuğum bir yol. Seni istiyorum geceler boyu karşımda, korkmadan dokunmak sana. İçimdeki yangınların ötesinde sarılmak hiç bırakmamacasına.GİT...Git artık sen bana çok gibisin. Kahvemin kokusuna sinme, aynada seni görmek istemiyorum. Sesini de al git başımdan. Gecelerde seni istemiyorum.Yok, hayır GİTME...Gidersen yıkılır bu gönül. Seni ister, sarhoş bir eda ile bakarken başkalarına. Yok, GİTME. Her şey senin olsun, sen bende kal lütfen. Beni bırakırsan paramparça olur dünyam. Kurduğum sırça köşk yıkılır hayallerimle birlikte.Ama hayır GİT.Git ki sana alışmışlığım son bulsun. Artık kokunu burnumda hissetmek ve bununla yaşamak istemiyorum. Aldığım havaya seni sığdırmak, yediğim ekmeğe sen gibi bakmak istemiyorum. Al anılarını da çek git benden.GİTME…Gitme gidersen yok bedenim, ben yokum. Canımda can gibisin. Senin gitmen
benim yok olmam demek. GİTME bedeli neyse ben yine öderim.
Aşkın İçin Buradayım
Aşkın için buradayım,
Sevgini tazelemeye geldim.
Sessizlikten hoşlanmıyorsan,
Sana beni getirdim.
Şiirden anlamazsın biliyorum,
İçine resmimi çizdim.
Belki bir gün bakarsın,
Resmin içine senide ekledim...
Sana inceden bi şarkı hediyemdir,
İster gül, ister ağla!
Kalbim bundan sonra senindir,
Al anahtarını yıllarca açma.
Ama hep yanımda kal,
Sevgini hep bende ara.
Ben sana mahkûmum,
Beni sakın yalnız bırakma!
![]()
Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi.
Bütün çiçekler gözlerimde.
Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.
Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı?
Mutluluk muydu?
Bugün,
Ne varsa hüzünden yana
denize fırlattım az önce.
Sanki beklermiş gibi hepsini,
hop hop hoplatıverdi dalgalarında.
En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu.
"Bak" dedi "fırlattığın hüzünlerine...
İşte; onların bendeki hükmü sadece bu!"
Sonra, şakalaşırcasına
bir kaç tuzlu damlasını
sıçratıverdi yüzüme.
Gülümsedim mahcup mahcup,
onun bu neşesine...
Duruldu.
Bir deniz yıldızı bıraktı avuçlarıma.
Yoksa mutluluk bu muydu?
Herkes kalabalıkken,
içimdeki yalnızlığı
alıp, gidiverdi sihirbaz martılar!
Bir de arkasından o bildik
şen kahkahalı bağırışmalar!
Hiç bu kadar güzelini görmemiştim.
Beyazmış meğerse
beni, onlarla bütünleştiren mucize!
Kanat çırpa çırpa,
yüreğimdeki isyanları uçurdular...
Yaşamaktan aldığım tad; işte buydu!
Yoksa mutluluk bu muydu?
"Sen mutluluğun resmini
çizebilir misin Abidin?"
Evet... Adım İNSAN...
Ya, tabii ki, çizerim!
Az önce;
ağaç oldum,
çiçek oldum,
güneş oldum,
deniz oldum,
martı oldum,
ölümsüzleştim...
Meğerse, hep
yanıbaşımdaymış
bu güzel resim!
Ben çizdim. Adı umudum'du!
Yoksa tüm umutlarım
beni hiç terketmeyen
mutluluğum muydu?
* * *
Mutluluk,
hepimize sadece
kendi çizdiğimiz resimler
ve uzaklıklar kadar
yakındır!
NE HADDİNE
İST.- 15.03.2007
10.00
Belki namaz borcum var, biraz içki ve kadın
Ama hiç unutmadım, özümde yüce adın
Sus ey din bezirganı, rab’bimiz hoş görülü;
Varsa gizli açlığın(?) siz de her şeyi tadın...
İnsafsızca yargıya, kimden vekalet aldın?
Dış görünüşe aldanıp, onlardan uzak kaldın
Kaybetmedin mi sandın, kul hakkına saygıyı;
Çizgideki kardeşi, ümitsizliğe saldın!..
Ümitsizlik kapısı, değildir yüce din’in
Zan’la yükseldiğiniz, havalardan in’in
İlahi adaletle sigaya çekilirsin;
Kolayca inanmışsın kurtuluşa, kendini!..
Bolca nafile namaz, sayısız ümre hac’ı
Kamu alem bir görüp, saymazsan kardeş bacı
Ancak rab’bimiz bilir, riyakar ve mümini;
Korkarım hemen giydin, gerçek müminlik tac’ı!..
Kibire kapılmayıp, gönlü yere serenler
Zerre kadar imanı, bühtan ile yerenler
Vahiy alacak kadar, rütbeye mi yükseldin?
Edep yahu demişti, bizim gerçek eren’ler!..
Karışma hanımlara, saç’larını açma’dan
Kötü kadın sanıp, suizan’ı *****’dan
Tesettüre uymak, elbet fazilet ama;
Sadeliği bırakıp, gösterişe kaçmadan...
Dünyalık sevgisinden, kesin uzak kalmadan
Vicdanında müsterih, hayallere dalmadan
Kim emin olabilir, Rab’bimiz rızasından?
Mümin kardeşlerinin, rızasını almadan!...
Mahmut KÜÇÜK
Şiirlerimin tamamı , www.antoloji.com/mahmut_kucuk'da