-
Yıl 1988
Başörtüsü yasaklarının başladığı tarih.
Bu tarihten itibaren ülkemiz hızla gelişmiş ilerlemiş ve en üstün ülke haline gelmiştir.
Tüm ülkemizin sıkıntılarının bittişi ve ekonomisinin düze çıktığı tarihtir.
Bu tarihten sonra 1994 ve 1999 tarihinde büyük ekonomik krizler yaşamamış .
Türk parası 2004 yılında sıfırlanmamıştır.
Yani bir Türkün 1928 yılında elinde olan Bir Milyar TL si 2004 yılında 1 YTL olmamıştır.
Ülkenin büyük finans kurumları kapanmamış ve ülke ekonomisi hiç açık vermemiştir.
Uzaya gitme çalışmalarımız başlamış ve birçok Avrupa ülkesi bizden borç almak için el etek öpmeye En büyük Türkiye demeye başlamışlardır.
Dünyanın sayılı şirketleri yine ülkemizden çıkmaya başlamış ve Dünya ekonomisini bu şirketlerimiz oluşturmaya başlamışlardır.
Üniversitelerimiz en önemli Dünya okulları olmuşlar ve Amerikadan bile hatırı sayılır sayıda öğrenci ülkemizde öğrenim görmeye başlamışlardır.
Tüm Türk Milleti ne eyi ettikte başörtüsünü yasakladık demiş ve yasak kutsal ilan edilmiştir.
Ülkemizi bu kadar zor durumda bırakan ve geri kalmasını sağlayan bu bez parçası yasaklanınca her şey daha net anlaşılmış ve ferahlamıştır.
Ne eyi ettiniz de Başörtsünü yasakladınız.
Yoksa Ülkemizin 1800 yıllarda borçla ve yabancılarına yaptırılan demiryollarını 2000 li yıllarda yine borçla ve yabancılara yaptırmayacaktık.
Daha sayısal örnekleri çoğaltmak mümkün ama yazı uzar.
Bende eniyisi kısaca Arif olan anlar diyeyim.
-
Al bendende o kadaaaaaaaaar....
-
Bu Ülke nedir Bilmiyorsanız diye hatırlatayım dedim?
Türkiye ....
Türklerin yaşadığı tüm doğal kaynakların genişçe olduğu
Tüm Dünyaya kolayca ulaşıldığı...
Asya ya mı Ulaşmak istiyorsunuz
Afrikaya mı?
Avrupaya mı?
Denizden mi?
Karadan mı?
Havadan mı?
Tarihin en güçlü Devletlerini kurmuş
Savaşların en zorlarında galip gelmiş...
Kendinden sayıca donanımca kat kat üstün ordularını hep yenmiş.
Çoğu zaman bir devlet ona saldırmamış ...
Dünyanın tüm devletleri; Rusya, İngiltere, Fransa ...
Hep birden saldırmış...
Size başka ne anlatayım.
Dünyada her kıtaya gidin atalarımızın yaptıklarını öve öve anlatırlar.
İrlanda... İspanya Yahudileri... Afrika da .. Malezya da...
Yüzlerce ülkede yaptıklarımızın hepsine iyi derler...
Güzel Sözler ve Tarihi bilgilerle anlatırlar...
Cezayir, Tunuz, Fas...
Savaşsız, Osmanlı Devletine Katılmışlar bileniniz var mı?
Uzak Doğu ya yaptığı iyilik yardım...
Ya İrlandaya ...
Polonya Kralı Demirbaş Şarla yapılan iyilikler...
Yazı uzuyor ne söylemek istiyorum... ,
Hiiiç, yukardaki konuları hatırlayın ...
İlgilendiğinizi kitaplara bakın..
Kolaya kaçmak mı istiyorsunuz bana da sorabilirsiniz. ...
Yanlış yapanlar ülkeyi kaosa sürükleyenler...
Ülkenin gelişmesinden, huzur içinde yaşamasını, ilerlemesini engellemek isteyenler....
Nükleer Enerji santralı yapılmaması için büyük devletlerin gizli ajanları ile işbirliği içinde olanlar.
Bu ülkenin kalkınması için huzur içinde çalışması... ,
Gelişebilmesi içinde ucuz enerji bulması..
Ucuz enerji bulması çinde hızla Nükleer Enerji santrali kurması gerek...
Hadi yabancılar kaos çıkarmakta haklılar..
Yabancı ülkeler, Türk olmayanlar ...
Peki Ey Türkler siz ne yapmaya çalışıyorsunuz.
Titreyin ve kendinize gelin...
Eğer şu sırada nükleer çalışmamızı başlatamazsak...
Bir daha hiç başlatamayız...
Tarih her zaman fırsatlar vermez...
-
İran veya Kıyamet Savaşının Başlangıcı
Üzülerek söylemek gerekirse başlık tamamen yerinde
Meseleye nasıl bakmak lazım
Nereden bakmak lazım
Nasıl karar vereceğiz.
Zor zor zor.
Tarih benzer olayları yazmıştır.
Cengiz Hanla, Zamanın Abbasi Halifesinin yazışmaları
Timurla Yıldırım Beyazıtın yazışmaları
Tarih benzer durumları hep yaşatmıştır.
Amerikan İran savaşına benzer bir durum
Japon Amerikan Savaşıdır.
Meseleyi çok yönlü incelemek zorundayız.
Müslüman olarak bakışımız
Türkiye Cumhuriyeti açısından
Ayrıca biz ne yapacağız ne yapmalıyız olarak ....
-
Bölge Ülkeleri Ne yapacak
Irak, ABD ile beraber veya hiçbir şey yapmayacak mı?
Türkiye, İki arada bir derede şaşırmış kalmış durumda
Suriye, Şu anda İsrail ve Amerika tarafından hedef halinde saldırılar devam ediyor. Orduları ve silahları yok ediliyor mu?
Rusya, Bu savaşa baı menfaatleri karşılığında göz yumacak mı?
Kendini toparlayamaz durumda O da Türkiye gibi sıkıntıda
Amerika ayrıca onu her cepheden tehdit ediyor.
Türkiye gibi onu da savaşsız pasifize etmek istiyor.
Ruslar şu anda bölünmekten ve Amerikan saldırısından korkuyorlar.
Rus strateji kurumları ciddi ciddi Amerikan saldırısından söz ediyorlar.
Ermenistan, Şu an Rus ve Amerika arasında kalmış durumda seçeneği fazla yok. Ermeniler İkisinde evet demek zorundadır. Amerikan Ermeni Lobisi bu ülkeyi ele geçirmek için uğraşıyor.
Türkmenistan ve Azerbaycan; Türkiye hangi yönde ise orada veya Türkiye ne yapacaksa ona uymak zorundalar…
Afganistan; Amerika bu ülkeyi yok mu edecek… Bilemiyorum.
Pakistan’ın daha karışık bir hali var.
Amerika’nın uydusu olmak veya yok olmak arasında…
İşte İran'ın komşuları,
Siz bu ülkelerin yerinde olsanız ne yapardınız?
Eğer bu savaşta İran’ın yanındaysanız veya kararsızsanız hedef konumunda ondan önce siz varsınız demektir.
Sizce Türkiye ne yapmalı ?
-
Sizce Türkiye ne yapmalı ?
-
Yeniden osmanlı olma yolunda iranla iş birliği yapıp, abd denen islam düşmanlarını topraklarımızdan ve bölgemizden uzaklaştırmalıdır.Kahrolsun abd emperyalizmi..
-
ERZURUMUN KURTULUŞUNU NASIL KUTLAYACAĞIZ. (1)
Anadolu da her ilin bir fethi bir kurtuluşu vardır. İkisi de önemlidir. O şehrin Müslümanlığını ve Türklüğünün fetihle başladığını sonrada düşman saldırıları sonunda tekrar kurtuluşunu yaptığını söyleriz.
Bu iki tarih her şehirli tarafından bilinir ve övünç kaynağı olarak anlatılır.
Bu konuda bazı şehirler vardır; Efsanedir, ekoldür, kahramandır, örnektir, eşsizdir, gurur vericidir. Türk Milletinin kuvvet kaynağıdır.
Gaziantebin Kurtuluşu bunlardan biridir. Şehrin kurtuluşu tüm Türk Milleti tarafından an be an saniye saniye mermi mermi şehit şehit izlenir. Türk Millet Meclisi Gaziantebin kurtuluşunu kendisine örnek yazmış umut yapmıştır. Gaziantep kurtulduysa Urfa kurtulur, Maraş kurtulur, Anadolu kurtulur Türkiye kurulur demiştir. Büyük komutanımız Mustafa Kemal bu duygusunu ben Antepliyim diyerek ortaya koymuştur. Doğum yeri olan Selanik’in artık Türk ili olmaması nedeniyle Gaziantep’ten nüfus kaydını onaylatmıştır.
Bu kurtuluşlardan biride Erzurum’dur. Aslında bir paye de Kars ve Erzurum’a verilmedir. Erzurum kurtulunca İzmir de kurtulmuştur. Öyle şanlı bir destan yazılır ki orada okuyunca beyninizde ki son kanının vücudunuzda ki son su damlasının da yok olduğunu his edersiniz. Düşman öyle acımasıdır ki. Öldürme katliam savaş kelimeleri olayları anlatmaya yetmez. İnsanlık kelimesi ise bir anlam teşkil etmez.
Ey Türk milleti İslam’ın tek ordusu, koruyucusu, savaşçısı sen bunları elbette her zaman başarırsın, hiçbir zaman ne Müslümanlığından ne de Türklüğünden hiçbir şey kaybetmezsin. Allah seni bu görevle Anadolu’da tutuyor. Sen Allahın Kırbacısın.
Sakın ha yalan dolan kelimelere itibar edip te bu özellikleri kaybettiğini düşünme. Bu özellikler senin damarlarında mevcuttur.
http://www.erzurumlu.net/erzurum.asp?sayfa=20
Birinci dünya savaşında Erzurum, Çarlık Rus ordusunun ilk hedefi üzerindeydi. Erzurum 16 Şubat 1916'da Ruslar tarafından işgal edildi. 1917 yılında Rusya’da çarlık rejimi yıkılmış Bolşevikler ülkede duruma el koymuşlardı. Rusya’da bu yönetim değişikliği üzerine Ruslar işgal ettikleri Doğu Anadolu Bölgesini boşaltarak ülkelerine dönmeye başlamışlardı. Ancak Doğu Anadolu’da Ermenistan hayalini yaşayan Ermeniler süratle silahlanarak Erzurum ve çevresinde soykırıma giriştiler. Erzurum Rus II. Topçu Kale Komutanı olan Twerdo Khlebov, Ermenilerin bu kanlı hareketlerine sadece seyirci kaldı. Erzurum'a giren Türk birlikleri şehir içinde 2127 şehit defnetmişler, ayrıca Kars kapıda da 250 ceset bulmuşlardır.
Kazım Karabekir Paşa, 12 Mart sabahını şöyle dile getiriyordu: "Erzurum'da halk gözyaşları içinde kimi babasını, kimi kardeşini yakılmış ya da süngülenmiş buluyor, saçlarını yoluyordu, sokaklarda canlılıktan bir iz bile kalmamıştı. Yerlerde çocuk, kadın ve yaşlılar kanlar içinde yatıyordu."
Ermenilerin yalnız son gece (11–12 Mart 1918) 3000 Müslüman Türk'ü öldürdüklerini, Erzurum'daki Rus Yarbayı Twerdo- Khelebof anılarında ifade etmiştir. "Demiryolu istasyonunda sanki bir mezarlık ölülerini dışarıya çıkarmıştı. Cenazeler arasından geçerek feci duruma gözlerimizle şahit olduk. Bilhassa Tahtacılar semtinde karşılıklı yer alan Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarına doldurulup yakılan ve katledilen Erzurumlular insanı titretiyordu."
Erzurum'da resmi belgelere göre 9563 yerli Türk ahali Taşnak Ermeni çeteleri tarafından şehit edilmiştir.
12 Mart 1918 günü Türkün kalbi olan Erzurum'un esaretten hürriyete, ölümden hayata kavuştuğu bir gündür. 12 Mart 1918 de Türk Hükümeti, Doğuda ki güzel toprakları, yüksek dağları mert kanıyla sulayarak, düşmana göğüs geren Erzurum'u karanlık bir günden kurtardığının yıl dönümüdür.
12 Mart 1918 tarihi Erzurum kalesinin beklediği kutsal sabahtır.bir 12 Martta zamanın saygısı altında kalan, hatırladıkça kanayan bir yara içimizi sızlatır, sevincimizi gözyaşlarımızın ıslaklığı, mutluluğu kederimizin hüznü, Hürriyetimizde kanımızın pahası, yaşamımızda Türk olmanın gururu, bayrağımızda varlığımızın manası vardır ve saklıdır, işte 12 Mart kutlu günümüzün bizlere hatırlattıkları bu duygu ve fikirlerdir.
-
ERZURUMUN KURTULUŞUNU NASIL KUTLAYACAĞIZ. (2)
MANADDOLUDA KURTULUŞ GÜNÜ
Merzurum ili düşmandan kurtuluş günü için tören hazırlığına başlamıştı. Tüm ülke bu çalışmaları ilgi alaka ve saygıyla izliyordu. Çalışmalar için hiçbir masraftan kaçınılmıyordu. Öyle ki İlin yıllık bütçesine denk bir para bu törenler için harcanmıştı. Vali, Belediye Başkanı ve diğer üst düzey bürokratlar bu çalışmaların içindeydi. Her şey dikkatle takip ediliyordu. Vee son yaklaşmış törenlerin yapılacağı büyük gün gelmişti.
Merzumum ili düşmandan kurtulmak için büyük bir savaş vermiş ve il nüfusunun nerdeyse üçte biri bu savaşta şehit düşmüş, tamı yakılmış yıkılmış ve halkın nerdeyse tamamı savaşta yaralanmıştı.
Ülke kurtuluş savaşını nerdeyse tüm dünyaya hükmeden 5 büyük devlete karşı vermişti.Bu büyük devletlerden Murusya Erzurum iline saldırmıştı. Murusya kendi ordusu yanında Mermenilerden de faydalnmıştı.
Mermeniler önce silahlandırılmış. Savaş yapmaları için eğitilmiş ve kendilerine en yakın köye mahallaye saldırtılmıştı. Bu saldırıyı beklemeyen Merzurumlular hazırlıksız olduklarından çok kayıp vermişti. Bu durumu savaş kazandıkları olarak kabul eden Mermeniler daha büyük güçlerle ve acımsızca saldıdılar. Silahsız halk her yerde öldürülüyordu. Evinde, çarşıda, camide, tarlada …
Merzurumlular silahlanmaya başladıklarında ise şehir işgal edilmiş ve Murusya ordusu şehre girmişti. Halk teslim olmaktansa ölmeyi kabullenmiş ve o şekilde kendisinden kat kat güçlü Murs ordusuna saldırmıştı.
Zafer milli ordunun da yardıma gelmesi ile kazanılmış ve Murus ordusu ve Mermeni güçleri ağır bir yenilgiye uğramıştı.
Yıllar geçmiş ve manadoluda her şey unutulmuştu. Düşman kimdi ne yapmştı, ne düşünüyordu, yine ne yapmak istiyordu bilinmemekte ve Merzurum halkı bu yüzden büyük bir tehlike içindeydi.
Tören radyo ve televizyondan naklen yayınlanmaktaydı.
Manadolunun büyük gazetesi Mürriyet bu organizasyonu tümüyle üstenmişti. Matan gazetesi de ona destek kuvvetti.
Törene büyük şarkıcılar, dansözler ve spikerler eşlik edecekti.
Mürriyet gazetesi başyazarı Mertuğrul Mözkök bir konuşma yapıyordu.
Ey Merzurumlular biz bu savaşı gericiliğe karşı yaptık…
Biz bu savaşı ülkemizi karanlığa götürmek isteyenlere karşı yaptık…
Çağdaş ve aydınlık bir Manadolu için yaptık…
Konuşma sona erdiğinde Merzurumlular konuşmadan hiç bir şey anlamamış ve kim bu diye bakmışlardı…
Tören konuşmadan sonra şarkıcı Markanla devam etti.
Markan tören yerinde haklı selamlayarak şarkı söylüyordu.
Sonra diğer şarkıcılar dansözler vs. .. sürüdü gitti.
Tören sırasında düşmanın yaptıkları hiç anlatılmamış ve halkın kahramanlıkları sanki gizlenmek istenmişti.
Oysa Türk halkı kendisine esir bile etmeden yok etmek isteyenlere karşı yapmıştı.
Merzurumlular tören sonrası evlerine giderken kendi aralarında konuşuyorlardı.
Yav bizim dedelerimiz savaşı Muruslara karşı yapmadılar mı?
Biz kimi yendik…
Ve aralarında karar aldılar herkes savaşı çocuğuna dosdoğru anlatacaktı.
Dost kim düşman kimdi çocuklarının aynı durma düşmemesi için bilinmesi gerekiyordu.
Herkes çocuğununa Murusun düşman olduğunu her zaman Ulusanistanda gözü olduğunu anlattı.
Uzatmayalım…
Masal burada biter biz alalım ibretimizi.
-
TÜRKİYE GÜNDEMİ VE MEVLİD KANDİLİ
Her zaman Mümtaz Soysal beyefendiye acıyarak bakarım.
Kendisi profesor büyük bir bilgin.
Siyaset bilimci, Uluslarası Hukuçu.
Birçok büyük devlet adamlarına danışmanlık yapmış bir hoca.
Mesala Saddam Hüseyin'in önemli danışmanarından biri.
Saddam Hüseyin ona danışırdı.
Sonu ne mi oldu?
Yine Rauf Denktaş'ın da önemli danışmanlarından sonu ne mi oldu ?
Ya Halka rağmen Halkçı olmak...
İşte en önemli düşüncesi bu ...
Halkın fikirlerine saygı duymayacaksın
Ona danışmayacaksın
Onu konuşturmayacaksın.
Ona emredeceksin..
Eyyy Halkkkk ben ne dersen onu yapacaksın...
İşte genel felsefe bu ...
Halkı seven düşünce..
Halkçı düşünce...
Sanki bir peygamber, sanki bir önder...
Onun gibi davranıyor.
Türk Halkı onu kendisine öner veya peygamber kabul ediyor mu?
Halkçı Profesorun nir de partisi var
Seçimler de aldığı oy oranı mı?
İşte mevlid kandilimiz yüce Peygamberimizin doğduğu gecede konuştuklarımıza bakın...
Ya Efendimiz Kurtarıcımız Müjdecimiz
Tüm yanlışlarımız, günahlarımız için sana biat ettik.
Türk Milletini halkımızı kanatların altına al.
Sen bu milleti he zaman seversin..
Senin milletin sana muhtaç...
Doğum günün hürmetine Allahımıza yalvarmak hepimize düşüyor.
Ey Allahım senden olmayan her şey, bizden al.
Bizi senin sadık kulların yap.
Tüm hepimiz sana yalvarıyoruz.
Senden gelen her şey bela musibet eziyet bize sadece Allah la ilaha illalah Muhammedün resululah dedirtir.
Bizi deniyorsan
Sabrımızı ölçüyorsan
Bilesin ki...
Hepimiz İbrahim hepimiz Eyyubuz...
-
DOST HASBİHALİ (1)
Aslında çok siyasileşme tarafı değilim.
Konuları teknik olarak incelemek isterim.
Sonuçları ve etkisi daha çok ilgilendirir beni.
Belli bir sıra ile de yazmam gerektiğini düşünüyorum.
Günlük konularda önemli ama ...
Metod dahilinde ilerlemek gerekiyor.
Çoğu zaman yazılan konularda sizinde görüşlerinize muhtacım.
Ama ben yazıyorum siz inceliyorsunuz.
Okuyor demiyorum,
Çünkü her yazdığımı genelde benden daha iyi biliyorsunuz.
Ben size tercüman olabiliyorsam çok sevinirim.
Ama nolur sizde ciddi ciddi yorumlarınızı yazın.
Eğer adınızın çıkmasını istemiyorsanız emailden yazın ben burada yayınlarım.
Bu memleketin aydını sizsiniz, unutmayın.
Türk milleti her zaman sizi ciddiye alır, inanır.
Soru bile sormadan peşinizden gider..
Sakın bunu unutmayın.
Cesur olun Haktan ve adaletten ayrılmayın.
Arkanızda 250 milyon Türk Milleti var.
Neye perva ediyorsunuz.
Arkanızda 1,,5 milyar İslam Ümmeti var.
Derdiniz Allaha yaranmaksa onu memnun etmekse....
Size korku veren ne olabilir.
Meseleleri iyi analiz edin.
Peygamber benzer konularda ne yapardı...
Diğer peygamberler...
İslam tarihini iyi okuyun.
Hele hele Bir Tefsir Mutlaka bitirin.
Türk Tarihini ezbere bilin.
Tüm cemaatler sizin cematinizdir.
Birisi size yardım destek konuşmak için gelirse sakın onu kırmayın.
Elinizden geleni yapın.
Hangi cemaat olursa olsun.
Tüm sağ partiler bizimdir.
Hangisi halk tarfından ilgi duyuluyorsa sizde onu destekleyin.
Ama diğerlerini de ihmal etmeyin.
Türk dünyasında Tasavvuf önemlidir.
Sakın aleyhinde olmayın.
İslam tasavvufdur.
Tasavvufta İslam.
Terör nedir halkımıza açıklayın.
İslam terör düşmanıdır.
Terörde İslam Düşmanı.
Hiç bir peygamber silahla mücadele yapmamıştır.
Bu konuda şaka bile yapmayın.
imamlar;
cebinizde mutlaka şeker, çikolata olsun.
camiye gelen çocukları çikolasız şekersiz göndermeyin.
Mahallenizdeki fakirleri koruyacak yardım edecek sisteminizi kurun.
Bu konuda muhtarlar ve mülki amirleri yardım için her zaman bilgilendirin.
İnsanların yardım için size gelmesini duyurun.
Cami cemaatinizin evlerine gidin.
Sohbetlerinizi her zaman yapın.
Unutmayın Din nasihattır.
Hepimizin nasihata ihtiyacı vardır.
Güzel şeyler söyleyin.
Olaylara olumlu bakın.
Devlet aleyhinde konuşan çokça siyaset yapan olmayın.
Allahın dinini en iyi anlatacak sizlersiniz unutmayın.
-
DOST HASBİHALİ (2)
Çocuklarınızın hepsinin ya eğitimini vasıflı tamamlamasını,
Yada vasıf sahibi bir esnaf veya çalışan olmasına önem veriniz.
Okuma başarıları lise 2. sınıfta belli olur.
Eğer başarılı ise devam ettirin.
Başarılı değillerse bir mesleğe yerleştirin.
Genel geçer ve geleceği olan meslekler olsunlar.
Ayakkabıcılık, terzilik, bakır işlemeciliği gibi meslekler ömürlerini doldurmuşlarıdır.
Bu meslek ve benzerlerine çocuklarınızı vermeyiniz.
Fırıncılık, baklava ustalığı, berberlik, tornacılık, demir işlemeciliği vs gibi meslekler önemli olanlardır.
Bu Mesleklere çocuklarınızı hiç düşünmeden veriniz.
Mobilyacılık, kalıpçılık vs gibi meslekler meşakkatli ve kazancı az olan mesleklerdir.
Çocuklarınız okuma meyilli iseler Matemetik mutlaka bilmeliler.
Matematikte başarılı olamıyorlar ise özel ders ile takviye alınız.
Matematik Dünyevi ilimlerin temelidir.
Mutlaka başarılı olmalarını sağlayın.
Bu iş için aranızda bir organizasyon kurun.
İmamın çocuğu imam olur kuralını yıkın.
İmamın çocuğu Makina Mühendisi, Bilgisayar Mühendisi daha iyi olur.
Çocuklarınız bir hata yaptığında ondan üzüntü duyun.
Çocuğunuzun yanında sanki o hatayı siz yapmış gibi davranın.
Diyelim ki çocuğunuz hırsızlık yaparken yakalandı.
Sakın çocuğunuzdan utanmayın.
Onu sokağa itmeyin.
Sanki o hatayı siz yapmışsınız gibi suçu manevi olarak üstlenin.
Onunla konuşurken..
Nasıl yaptık bunu deyin.
Şeyatana uyduk..
Oğlum kanunların verdiği cezayı çekeceğiz,
Sonra tevbe edeceğiz değil mi deyin?
Öyleki çocuğunuz sizin sevgi ve merhametinizle düzelsin.
Her zaman onun yanında olun.
Başarları ile sevinip övünün.
Belki onun başarısı sizin istediğiniz alanda değildir.
Siz belki de o başarıyı istemiyor olabilirsiniz ...
Ama bu sizin, onun başarısına sevinmenize engel olmasın.
Eğer o kendi başarısından dolayı ayağı yerden kesilecek kadar seviniyorsa,
Sizde aynı oranda sevinin.
Merhametinizi onlardan esirgemeyin ve herşeyinizi ailenize feda edeceğinize yaptıklarınızla ikna edin.
Çok istedikleri şeyleri gücünüz yettikçe alın.
Unutmayın Müslüman olmak o kadar kolay değil..
-
KLONLAMA SORUNUNA GİRİŞ
Hepimiz haber araçlarından Klonlama kelimesini duymuşuzdur?
Çoğumuz merak ederiz bu nedir diye?
İçimizde bir gurur kadar şüphe ve endişe de vardır.
Klonladığımız canlı...
Kopya canlı …
Dolly adlı canlı klonlanmış bir canlıdır diye büyük bir olasılıkla hepimiz biliyoruzdur.
Şimdi önce klonlama kelimesini inceleyelim.
Bir canlının özelliklerini doğacak başka bir canlıya aktarmak.
Yani ben kısa boylu esmer siya gözlü bir insanım.
Benim bu özelliklerimi doğacak bir embriyoya aktarmak…
Yani var olan canlının özelliklerini diğer bir canlıya aktarmak…
Burada hepimiz öncelikle şunu merak ederiz?
Hiçbir şey yok ken biz bir canlı yaratmaya mı çalışıyoruz?
Hayır böyle bir çalışma değil klonlama ..
Var olan canlı ve doğacak başka bir canlı ...
Bu canlının doğmuş olanının özelliklerini doğmamış olana aktarıyoruz.
Peki başarılı olma oranı ne?
Bu oran düşük Yüzde 1-2
Belki çalışmalar arttıkça oran da iyileşebilir.
Peki bu düşük oranda olan çalışma İnsana uygulanabilir mi?
İnsan için uygulama şu başarı oranıyla riskli.
Ne zaman insana uyarlanabilir?
Zor yüzyılın üstünde bir zaman da ancak böyle bir şeyin olabileceğini anladık.
Çalışmalar çok ağır ve tehlikeli bir şekilde devam ediyor.
Bilmeden bir canavar yaratma olasılığımız da yüksek.
Peki klonlama Allaha isyan mı?
Yasaklanmalı mı?
Haram mı?
Günah mı?
Bu konuda uzmanlar da ne diyeceğini bilemiyor?
Gerek Hristiyan Gerek Müslüman din adamları bu işe taraf gibi durmuyorlar.
Yine de İslam bu konu da daha rahat.
Lokman A.S. nin kıssası Allahın bilim için bize bir sınır koymadığını da gösteriyor.
Bu nokta da bilimsel çalışma da bir insanın ne kadar kobay olabileceği de ayrıca bir sorudur.
Tüm bu sorular bize Klonlamanın insan için değil diğer canlılar için daha iyi bir çalışma olabileceğini gösteriyor
Doğmamış bir insanın özelliklerini belirlemek ister miydik ?
Yani bir çocuğumuz olacak olsa ve özellikleri bize bırakılsa daha mı iyi olur ?
Erkek kız mavi göz siyah saç …
Seçmek istermiydik…
Tüm bunların seçimini doğal olarak kendiliğinden oluşması elbette daha iyi olmuştur.
Ne dersiniz ?
Doğacak çocuğumuzun özelliklerini klonlama yoluyla belirler miydik?
Geçmişten ilk Klonlama Fikirleri:
*1938- Hans Speamann fantastik bir deney yapılabileceği klonlama diyebileceğimiz bu deneyde geç evredeki bir embriyonun çekirdeği çıkarılarak bir çekirdeği olan bir yumurtaya aktarılıyordu.
*1952- Robert Briggs ve T. J. King ilk klonlama deneyini gerçekleştirdiler. İleri aşamadaki bir kurbağa yumurtasının çekirdeği çıkarıldı ve başka bir kurbağa yumurtası içine aktarıldı. Ancak deney sonunda yumurta gelişmedi.
*1970- Aynı deney yine kurbağalar üzerinde John Gordon tarafından denendi. Daha iyi bir sonuç alındı. Kurbağa yumurtaları, iribaş olana kadar gelişti ama daha sonra öldüler.
*1984- Steen Willadsen, olgunlaşmamış koyun embriyo hücrelerinden yaşayan bir kuzu klonladığını açıkladı. Daha sonra Willadsen, inek, domuz, keçi, tavşan ve rhesus maymunu da kullandı. Bu deneylerde çok hücreli koyun embriyosundan çekirdek alınıp yumurta hücresine aktarılıyordu. Daha sonra hücre bölünmesi başlıyor, fetus oluşuyor ve gelişme devam ediyordu.
*1994- Daha gelişkin embriyo hücrelerinin ilk klonlamasını Neal First gerçekleştirdi. En az 120 hücrelik buzağı embriyosu klonlandı. Bu çok hücreli inek embriyosunun çekirdeği çıkarıldı ve çekirdek yumurta hücresine aktarıldı.
*1996- Ian Wilmut, Neal First'in deneyini koyunlar üzerinde yaptı. Ancak embriyo hücrelerinin çekirdeğini almak için hücrelerin duraklama dönemine gelmesini bekledi. Sonra çekirdekleri çıkarıp yumurta hücresine aktardı.
*1997- Dr. Wilmut, 6 yaşındaki bir koyunun meme hücresinden klon üretti. Bu defa çekirdek erişkin bir hücreden yani meme hücresinden alınıp yumurta hücresine aktarılmıştı. Dolly 277 yumurta içinde tek hayatta kalan kuzuydu. Dolly'nin oluştuğu hücre Ocak 1996'da birleştirilmişti.
*1998- Tıp doktoru G. Richard Seed, o günlerde anne rahminden aldığı insan embriyosunu başka bir annenin karnına aktarıyordu. İnsan klonlamaya karşı duyduğu ilgiyi ilan etti. Bu konudaki hassas denge, ahlakî tartışmalara yol açtı. Tartışmalar sonucu Amerika Birleşik Devletlerinde insan klonlamaya karşı yasalar konuldu.
*1999- 19 Avrupa ülkesi insanın genetik olarak kopyalanmasını yasaklayan sözleşmeyi Paris'te imzaladı.
http://www.bilimler.net/biyoloji/ice...&konu=Klonlama den alıntıdır.
Görüldüğü gibi çok ta başarılı olmayan bu çalışma uzun bir zamandır yapılıyor.
Bilim Adamı Din Adamı yada her bilimsel çalışma Allaha isyandır gibi yanlış düşüncelerden uzak durmalıyız.
İslam bilimsel çalışmalara karşı olan bir din değildir.
Bu ayrımı iyi yaparak ve son kararı bilim adamına bırakarak Bu işi Allaha isyan yada yoktan var etmeye çalışmak gibi anlatmayacağız.
Not: http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bil...ulamalari.html
Bu yazıyı mutlaka okuyunuz.
-
Dostum Osman,
Yine döktürmüşsün bakıyorum
Selamlar Saygılar
-
Arkadaşlar 2005 mezunları nerde