-
Bir yemek tarifi
Bir su bardağı gülümseme ile başlayın
Bir kap dolusu dostluk ilave edin
Bir tutam dolusu yumuşaklık, birazda nezaket tozu ile kabartın
Bir kaşık ümit , bir büyük porsiyon yardımlaşma,
Çok miktarda ılımı ,bir tutam alçak gönüllülükle çırpın.
Kuvvetlendirmek için bir çorba kaşığı güvene ihtiyacınız olacak
Bir sadakat kasesi içinde bir ölçü inanç, iki ölçü aklıselim ve birkaç damla hoşgörüyü azar azar ilave ederek sevgi ile karıştırın.
İki kaşık gülücük , bir kaşık sabır ve bir tutam övgü ilave edin.
Şevk ile durmadan karıştırın ve şükran ile tatlandırın.
Yemeğin adı mı? : İNSANLIK
-
Bir porsiyon alabilir miyim:)
-
6 nOLU MASAYA YARIM PORSİYON ÇEEEEEEEEEEK....
-
Güzel demis....<p class="Text" Hayat doğru bir çizgi üzerinde yürümüyor. Varlık âleminin başlangıcından beri hep devirler var. Her bitiş aynı zamanda yeni bir başlangıç. Her inişin bir çıkışı, her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı olduğuna hep inanıyor ve gelecek ile ilgili planlarımızı bu beklentilerle yapıyoruz. Yeterki ÜMITSIZ olmayalim....
-
ok
-
Yanina ayran, cola ,meyve suyu alirmiydiniz???
.
-
Yoo bu güzel yemeğin yanında. bir mehtap birde denize vuran bir yakamoz ekstra birde denizden esen meltem iyi olur :)
-
Ya bacım açız burda zaten sen de gelmiş iki kaşık gülücük falan diyon yaa
-
Abi şimdi siz boş verin bu yemeği ben size bir öğrenci yemeği tarifi vereyim..
.
domatesli biberli yumurta
buyukce bir tavaya yag domates ve biber koyup bir sigara yakiyoruz.sigaranin kulu yere dusmek uzereyse yumurtalari eklemenin zamani gelmis demektir. yumurtalari kirip sigaramizi bitiriyoruz.
pismistir herhalde ocagin altini kapatiyoruz.
.
biberli domatesli yumurta
her gun domatesli biberli yumurta yemekten sikildigimizda yapabilecegimiz bu enfes yemek tipki biberli yumurtali domates gibi pisiriliyor.
makarna
bir tencere dolusu sicak suya makarna posetini bosaltip maç izlemeye basliyoruz. ilk yarinin ortalarina dogru kalkip altini kapatiyoruz. tencerenin icinden sectigimiz makarnayi fayansa firlatiyoruz. yapisirsa pismis demektir. devre arasinda hala icinde su kaldiysa tencerenin kapagini kapatip lavabodaki en kirli tabagin uzerine dogru dokuyoruz. (o zaman hem tabak temizleniyor hem de makarnalar catalla yenebiliyor) uzerine ketcap sikip yiyiyoruz.not: fayansa firlattiginiz makarnayi bi ara oradan alin. sayica fazlalastiklarinda bazen hangisini firlattiginiz karisiyo.
tuzlu makarna
yapilisi ayni makarnaya benziyor. tek farki bu kez makarnalari suya atmadanonce tuz koymayi akil
ediyoruz ..oyle daha guzel oluyor.
pilav
pilav aslinda basit bir yemek degil. aranan kriterler var. tuzlu yumusak ve tane tane olmasi gerekiyor. sonuncusu kolay. pirincleri tek tek pisirdiginizde tane tane oluyorlar ama uzun suruyor. maharet hepsini bir arada pisirebilmekte; ama cok da sorun etmeyin. nasil olsa icine yogurt koyup bulamac haline getirdigimizde hepsi birbirine yapisiyor. kisaca yag koyup uzerine pirinc ekliyorsunuz. sonra da su ve tuz koyup pisiriyorsunuz. hem bunu suzmeye de gerek yok.
-
İşte realist insan budur.
-
Yemek pisirmeyi senden ögrenicegim ben
-
<p align="left" "FONT-WEIGHT: bold; FONT-SIZE: 10pt; COLOR: #008080; FONT-STYLE: normal; FONT-FAMILY: Tahoma; BACKGROUND-COLOR: #e6e6e6; TEXT-DECORATION: none; layer-background-color: #E6E6E6" ÖĞRENCİ YEMEĞİ .<p align="left" "FONT-WEIGHT: normal; FONT-SIZE: 8pt; COLOR: #008080; FONT-STYLE: normal; FONT-FAMILY: Tahoma; BACKGROUND-COLOR: #e6e6e6; TEXT-DECORATION: none; layer-background-color: #E6E6E6" Önce tencereyi ocağa koy bakalım
İçine de üç bardak kaynar su katalım
Bakkalın yazdığı makarnayı açalım
Salçayı unutma üstüne sos yaparsın
Al öğrenci yemeği daha ne ararsın
Sabah olup yumurta aldın mı eline
Bak akşamın, bulaşığı da kalmış yine
Sen o yumurtaları çırp bakalım hele
İçine baharatı tuzu da atarsın
Al öğrenci yemeği daha ne ararsın
Akşam mı oldu aç bir hazır tavuk çorba
Suyunu baharatını kendin ayarla
İçine de bir avuç şehriye atınca
Yanına da salata domates doğrarsın
Al öğrenci yemeği daha ne ararsın
Sakın akşamdan nohut ıslatayım deme
Beceremezsin nohutu da israf etme
Bir kere içine koyacağın et nerde
Uğraşma, ekmek arası peynir yaparsın
Al öğrenci yemeği daha ne ararsın
Ucuz pirinç alırsan yapışır tavaya
Sen suyunu çok kat da olsun sana lapa
Bir bardak pirince iki bardak su katsa
İşte o zaman sen pilavdan tat alırsın
Al öğrenci yemeği daha ne ararsın
Buzdolabı tam tıkır boş kaplar geziyor
Geçen hafta ki turplar çürümüş kokuyor
Ne yapcan artık bakkal amca da yazmıyor
İşte böle geceleri aç aç yatarsın
Ananın yemeklerini daha çok ararsın .<p align="left" "FONT-WEIGHT: normal; FONT-SIZE: 8pt; COLOR: #008080; FONT-STYLE: normal; FONT-FAMILY: Tahoma; BACKGROUND-COLOR: #e6e6e6; TEXT-DECORATION: none; layer-background-color: #E6E6E6"
.<p align="left" http://r_yigit84.sitemynet.com/mynet_resimlerim/martilar[/IMG] .<p align="left" bu resimdeki aç kargalarda biziz
.
Edited by - Gökhan Dokuyucu on 11/28/2006 12:48:48 AM
-
Abi şiir bile dizdin beee. Pes vallaha, bir ozanlık sezmiştim sende zaten.
-
hayal etmek...umut etmek ne güzel.
gerçekleşmesede gerçekleşeceğini düşünmek...
yagarken kar izlemek gökyüzünden düşüşünü....
ne güzel görebilmek....
yaşamak her ani içini dolduran sevgiyle....
kavuşmayı özlemek ne güzel....
yeni gune ulaşmak çekmek havayı doldurmak ciğerlerine....
yaşamak ne güzel....
-
Öylesine Bir Mektup
Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var. Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.
.
Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu,diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?
.
Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.
.
Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.
.
Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Yapış yapış, vıcık vıcık bir yalnızlık bu. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.
.
Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başı içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.
.
Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.
.
"Yine zamansız yağmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları" dedim, "Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum da.
.
Neler yazmışım diye merakımdan.
.
Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüreğime yakın. Yüreğim sende. Sen yüreğime yakın. Öyleyse mektup sende.
.
Can DÜNDAR .