Durun! ne yapıyorsunuz? Adamı az bişey ümitlendirdik, Kursağında bıraktınız :) Soda iç müslüm abi anca sindirirsin...:)
Yazdırılabilir Görünüm
Durun! ne yapıyorsunuz? Adamı az bişey ümitlendirdik, Kursağında bıraktınız :) Soda iç müslüm abi anca sindirirsin...:)
Mahmut Abi bu arada çok kızıyor.
Fakat ciddi bir açılım getirmiyor.
Sadece bizi eleştiriyor.
Eleştiriyi bırakın
İtham ediyor.
Korkaklık falan.
Ben daha ciddi yorum beklerdim ondan ama
Nerde
Tabi tabi Mahmut abin amigo gibi hükümet karşıtı ve iftiradan başka birşey bilmez deği lmi? Sen değilmisin ki; Mayın temizleme ihalesini İsraile verip topraklarımızı kiralamazsak, yedek parçanız yok, tüfeğiniz atmaz,yedek parça satanınız olmaz, uçağınız uçmaz kımıldayamaz diyen, savaşmak intihardır diyen? Bu tarzın, milleti komplekse sokarak pasifize etmek değilmidir.Cevaplarımın hiçbir yerinde ABD ile savaşalım demedim ama çok gerekirse, ülkenin bağımsızlığı, doğal kaynaklarımızın halkın hizmetinde kalması için ölümüne onurumuz için savaşmalıyız diyorum.Mayınlı arazinin temizlenmesi işi tahmini 35 milyon dolar ama hükümet bu parayı veremeyiz diyor ama öbür yandan Başbakan'a çok acil ve gerekli olmadığı halde 61 milyon dolara uçak alabiliyorlar.Bu mayınları TSK kuvvetleri temizleyebilirim diyor ama istediği para hükümetçe verilmiyor.Görüşülen kanun teklifinde, açılacak ihalede adeta İsrail tarif ediliyor.Şükür ki sitede aklıselim arkadaşlar da bu oyunu görüp idealinin kendi imkanlarımızla mayınların temizlenip yöredeki topraksız çiftçilere toprak reformu çerçevesinde dağıtılarak, organik tarımla sağlıklı ürünlerle maddi ve manevi kazancın içeride kalmasını söylüyorlar.Organik tarımla gelecek zenginliğin yanında, İsrail'in kuruduktan beri izlediği yayılmacı politikaları be Tevratta yazılı Fırattan Nil'e vaadedilmiş topraklarda Büyük israil devleti ideallerinin varolduğu da bilinmesine rağmen bu peşin ihale neden? Burada bizlerin bilmediği ama senin bildiğin söz ve mecburiyetler mi var? Hükümet vermezse Türkiyeye savaş açılıp zorla alınacağını mı biliyorsun? Bilsen bile, bu ülkenin satılık olmayan her evladına, ölüm pahasına vatanın her karış toprağını gerekirse son damlasına kadar savunmak düşmez mi? Bu kadar gariban Mehmetçik PKK terörüyle boşuna mı şehit oluyor.Burada karnından konuşan sensin.Açıkça söyle; Türkiye bu ihaleyi İsraile vemek mecburiyetindemi, vermezsek ABD ve İsrail bize savaş mı açacaktır? Bu konudaki düşünceni kıvımadan erkekçe yaz, sana çözümünü söylemeye çalışalım.
Bence Osman da rahatsız bu konudan ama AKP li olduğundan Tayyibe toz kondurmak istemiyor, Osman anla artık Tayyip bazı şeylere gizlice imza atmış geri dönüşü de yok, 900 km lik sınırımızı İsraile teslim ediyoruz. Gerisini sen düşün.
Sen ilk erken seçimde CHP ye oy ver bak biz Kıbrısı nasıl aldık, buralarıda hallederiz evel allah.
:)
Bence Mahmut Abi Ak Parti karşıtı olduğundan
karşı çıkıyor.
Ne var yani İsrail nede nasiplensin.
:)
Türkiye açısından çok önemli olan bu konuda,elle tutulur ciddi yorumlar bekliyordum.
Arkadaşlar her yükselişin bir zevali vardır,müslüm bey dogru söylüyor eger bu nimetin kıymetini ikdidar bilmezse önce Allah sonrada kullar ellerinden alır.
Rahmetli menderes ve ekibi CHP den ayrılıp DP partiyi kurdular çok yanlışlar hatalar zulümler yapıldı chp yapttı ellerinden alındı dp yaptı onunda ellerinden alındı hemde çok acı olarak
Yakın örnegi ANAP ders almak lazım bence
Ancak ALLAH CHP NİN BAŞINDAN DENİZ BAYKALI EKSİK ETMESİN:SELAMLAR
Goruldugu kadariyla binbir turlu senaryo var ve millet icin hangisi hayirli ancak zaman gosterir. Konuyla ilgili yeterli bilgim olmadigi icin net seyler yazamiyorum.
Insallah milletimiz icin hayirli sonuclar cikar.
Şimdi işin gerçeği şu ki
Savaş kapımızda
ya içine gireceğiz
ya dışında kalacağız
hepsinin bedeli başka
hepsi zor.
Mayın temizliğide bu işin bir parçası.
Ecevit zamanında mayın temizliği için gerekli araştırma yapılıyor
Ama karşıklık çıkınca kalıyor.
Bu gün yine aynı seneryolarla karşı karşıyayız.
Hükümetin şu veya bu olması mesele değil.
Her hükümet aynı sıkıntıları duyuyor.
Ancak en Türk Milleti için en az zarar veren
Durum Nedir ona bakmak lazım.
Askerliğini istihkam sınıfında yapanlar bilirler, mayın döşeme eğitimleri alanlar vardır, mesela 100 metrekarelik bir alan mayınlanacak neler yapılır?
öncelikle mayınlanacak araziye ölçü olacal bir nirengi noktası oluşturulur daha sonra bu alanın üzerine döşenecek mayınlar nirengi noktasına göre koordinatları tespit edilir küçük krokiler ve sonrasında daha büyük harita türü milimetrik hassasiyeti olan anlaşılır şekilde haritalar oluşturulur...
eğitim sonrası ilgili komutan oluşturulan bu krokiye göre herhangi bir mayının yerini haritaya göre tespit eder eğer hata yoksa eğitim başarılı olmuştur çok küçük hatalar bile gözardı edilmez...
1956 yılında olsa bile TSK'nın bu mayınlı arazilerin haritalarını en az üç beş kopya ile ilgili konutanlıklarda ve daha üst komutanlıklarda saklamaması, arşivlememesi gibi durumun söz konusu bile olmayacağı aşikardır, ancak her nasıl olmuşsa bu haritalar (medyaya göre) kayıp, yok..!
Eğer öyle olsa bile bakın mayınları nasıl temizleniyor üstelik buradaki mayınların tamamı antitank değil anti personel mayınlar...
Bir de şunu hatırlatmakta fayda var bu mayınları temizlemek için öyle uzay teknolojisi gibi bir teknoloji gerekmiyor aşağıdaki linkten izleyin..!
mayın nasıl temizlenir
mayın nasıl temizleniz 2
TEZGAH KİMİN-KÜRESELCİLERİN
----------
Paranın dini, ırkı olmaz. (...) Yahudi sermayesidir, olmaz. Yahu burada kim çalışacak? İzak çalışmayacak, Hasan, Ahmet, Mehmet çalışacak! ”
İsrail vatandaşı İzak’ın çalışmayacağı, yani ağa olacağı, Hasan’ın, Mehmet’in, Ahmet’in ise AKP iktidarı eliyle kendi toprağında marabalaşacağının itirafıdır
Ve devam diyor Başbakan:
“- Suriye bunu yaptı, biz de yapalım dedik! ”
İşte acı olan ve Başbakanın cevap vermesi gereken soru burada düğümleniyor:
“-Suriye bunu nasıl yaptı? ”
Arkasında, bugüne kadar milyonlarca kilometrelik mayınlı alan temizlemiş NATO olmayan ve Türkiye kadar maddi ve teknik imkânlara sahip bulunmayan Suriye’nin yaptığını Türkiye yapamıyor olabilir mi? !
Olamaz.. Bunun cevabı, “yapamıyor” değil, bu işi birileri bilerek “yapmıyor” yahut, bu iş Türk’e, Türkiye’ye, birileri tarafından, inadına, Irak’ın kuzeyindeki oluşumun Akdeniz’e açılması için “yaptırılmıyor” olabilir mi?
Son sözümüz şu.
İsrail’in, Arz-ı Mev’ud sınırları içersinde gördüğü 210 bin dönümlük o topraklarda nefret ettiği Suriye ile de 510 kilometre sınır olduktan sonra, 49 yıl süresince, sadece domates, biber yetiştirmekle yetineceğini söylemek, sonra da bizlerden, buna inanmamazı beklemek, bilerek yahut bilmeyerek, İsrail adına konuşmaktan başka bir şey değildir. Türkiye-Suriye sınırında Türkiye ve Suriye için İsrail’den daha tehlikeli bir mayın düşünemediğimizin bilinmesini istiyoruz.
HASAN DEMİR-YENİÇAĞ
BİR SORU;
ahmet in mehmet in iş bulabilmesi için illaki yahudinin sam ın hans ın yatırım yapması mı gerekiyor.
mayınların temizleneceği alana özel yasa çıkararak bölgedeki köylüye kiraya verilemezmi?
68 milyona 3. uçağını alan başbakan 35 milyon u tsk ya niye vermez..de bu temizlik işini yapsın? ? ?
daha ortada bişey yok ama tepkimizi koymalıyız israilliler almasın bu ihaleyi...
ama başka bir firma üstünden yine israil alır muhtemelen..
1-Karkamış harabeleri ve turizm
2-Tarıma elverişli topraklar
3-Petrol rezervi
İştah kabartan bir üçgen...üstelik mayından sonra Suriye ve Irak sınırına komşu vilayetlerimizdeki ekonomik canlılık.
Şimdi gelelim israil'e ve yahudilere,kutsal kitaplarında vaad edilen topraklar ve üç nehirden bahseder.bu üç nehirden ikisi, Anadolu'nun bağrından doğup,kıvrıla kıvrıla,bağlana bağlana,kendisine yol bulup,sınırlarımızı terk edip gider.
Biri Fırat'tır,diğeri ise Dicle'dir.Enbaşta düşünceleri kutsal kitaplarına göre Mezopotamya,Fırat ve Dicle'dir.Ellerine böyle bir fırsat geçerse,ne olacağını düşünmek bile istemem.
Kendi ordumuz veya Nato kanalı ile halledebileceğimiz bir işi,İsrail'e kaptırırsak,sonuçlarının çok üzücü olacağına inanıyorum.
Hepinizin fikri ve emeği sağ olsun,selamlar.
T.C. Hükümetinin mayınlı arazizinin temizlenmesi hususunda ihaleyi israil firmasına verme gibi bir mecburiyeti yoktur-ki zaten T.C. ordusu kendi döşediği mayınları temizleyemeycek kadar aciz değildir.
Ana Muhalefetin; Mayınlı arazilerin temizlenip bölge halkına verilmesi söylemini seçim yatırımı olarak düşünüyorum.
Şu da bir gerçektir, (temizLenme şartı ile 49 seneliğine ) israil veya abd firmasına verilmesi ilerki bir tarihte büyük sorunlar doğuracağı kanaatindeyim...
Ne pahasına olursa olsun, kendi işimizi kendimiz halletmeliyiz...
bu konuyu yeni gördüm..kaç günden beri zihnleri bulandıran bir mesele....
cok üzücü bir durum gercekten.... israil sadece 'temizler' mi ki orayı be.... yazık yazık ..!
kuzuyu kurda teslim etmek gibi bişey bu..!
ayrıca hükümet ötenazi yapıyor resmen.... savunanlar daha neyi ne kadar hüsni zan ile karşılayacaklar anlayamıyorum...
Arkadaşlar halen kısır bir tartışma içindeyiz.
Mesele mayınların temizlenmesi.
Lütfen konuyu kendi mecraında konuşalım.
Kanun çıkmadan, ihale bile olmadan israil'e peskeş naralarının atılma sebebleri ne? !!!
Sanki kanun çıkmış, ihale yapılmış ve israil firması ihaleye girmiş ve almış gibi yorum yapmak, kusura bakmayın ama evhamdan ve körü körüne partizanlık değil de nedir?
Takip ettiğim kadarıyla Akparti milletvekilleri içinde de bu yasaya karşı önyargılı olanlar vardı. Yapılan bir kapalı oturum sonucunda ikna olduklarını biliyorum. Ah bir de sade vatandaşı ikna edecek bilgiler paylaşılsa ya!
Neden biz temizleyemiyoruz ???
Neden bir başkası temizlesin diyoruz. (Bu fikre ordumuz da destek veriyor)
Burda mayın temizlenmesinden ziyade başka şeyler oldugunu düşünüyorum ve nedir acaba diye merak ediyorum.
Yoksa daha önce dediğim gibi hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti millet menfaatleri harici bir karara imza atmamıştır, bundan gayrı da buna olasılık vermiyorum. Muhalefetin kopardıgı yaygara içinde siyasal iktidarı "peskes" nutukları eşliğinde nerdeyse hıyaneti vataniye ile suçlamanın hiçbir manası yoktur.
Bu işte bizim hesaba katmadığımız şeyler var. Bilen veya tahmin eden varsa söylesin yoksa akparti-kara parti kavgası yapmanın ne faydası olacak.
Osman abimin yoksa savaşmak zorundayız açıklamasını teyit edecek somut bilgileri oldugunu düşünüyorum bunu en azından bizimle paylaşması lazım.
Aksi takdirde varsayılan suriye veya iran saldırısında aman bize dokunmasınlar deyip bitaraf kalmak ne kadar akıl kârı.
Hadi Şimdi dokunmadılar.
Ya sonra?
Mayınlı arazilerle ilgili görüşülen tasarı geri çekildi.
konu dağılmış partizanlar iş başında ...:(
Bakın ben buraya yazıyorum bu hükümet İsraillilere bu sözü vermiş, ihale onlara kesin verilecek, hepimizde konuştuğumuzla kalacağız.
Şimdi arkadaşlar
bilmemiz gereken mevzu şu
ya cephe ülkesi olacağız yada biz Amerika ile müttefikiz ve bize düşen neyse yapacağız diyeceğiz.
Şimdi hem amerika ile müttefikiz hemde Amerikanın yenilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız denemez.
Bu cümlemi iyi anlayın.
Siz anlamak istemiyorsanız
Bir gün öyle bir anlatırlarki
Şaşırıp kalırız.
Solcu veya Ulusalcı kesim diyor ki.
Biz Natodan çıkalım
Amerika ile ilişkilerimizi keselim.
Tamam ama bunun bir bedeli olacak vermeye hazırsak dediklerinizi yapalım.
Mayın konusu da bu işin bir parçası.
Ben veya herhangi bir Türk kimseden korktuğundan bu tartışmayı yapmıyor.
Neden bu tartışmayı yapıyoruz.
hangi taraf veya düşünce Türk Milletinin faydasına olur konusu içinde değerlendirelim.
Osman bizim İrandan ne eksiğimiz var.
1. Tüm silahlarımız Amerikan malı
Amerikayla arayı bozarsak
Silahlarımızı çöpe atarız.
Sence bu işin maliyeti nedir Müslüm Abi.
Osman sen en son ürettiğimiz tankın özelliklerini biliyormusun, 60km hız topun menzili 40 km, sen Türk ordusunu ve techizatını yabana atma.
aselsan mı üretmişti onu
Evet aselsan üretmiş, sadece bu değil daha yerli üretim çok enteresan silahlar var ben bunları elimden geldiği kadar takip ediyorum, yani Osmanın söylediği gibi TSK o kadarda dışa bağımlı değil. Ayrıca şunu söyleyeyim, tüm nato ülkelerinin silah mermileri Kırıkkalede üretilmektedir.
Evet Abi
AK Parti döneminde bu işe büyük önem ve teşvikler verildi.
Kendi silahımızı üretmemiz için tüm imkalarımız seferber ediliyor.
İnsansız uçak çalışmaları da yapılıyor.
Zaten kendi silahlarımızı tümüyle ürettiğimiz gün
Dünyay Türkün tekrar egemen olduğu gündür.
Osman buraya yazamayacağım o kadar çok şey varki TSK hakkında merak etme, kimse boş durmuyor.
He, bu arada bi haber ilisti gozume konuyla ilgili meclis 'tekriri muzakere' karari almis. Hadi hayirlisi,
Akp'nin geri adım atmasında Meclisteki muhalefetin çok büyük etkisi olmuştur.Muhalefet partilerini,özellikle Deniz Baykal'ı tebrik ediyorum.
[QUOTE=felsefefe;193682]Şimdi arkadaşlar
bilmemiz gereken mevzu şu
ya cephe ülkesi olacağız yada biz Amerika ile müttefikiz ve bize düşen neyse yapacağız diyeceğiz.
Şimdi hem amerika ile müttefikiz hemde Amerikanın yenilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız denemez.
Bu cümlemi iyi anlayın.
Siz anlamak istemiyorsanız
Bir gün öyle bir anlatırlarki
Şaşırıp kalırız.
Solcu veya Ulusalcı kesim diyor ki.
Biz Natodan çıkalım
Amerika ile ilişkilerimizi keselim.
Tamam ama bunun bir bedeli olacak vermeye hazırsak dediklerinizi yapalım.
Mayın konusu da bu işin bir parçası.
Ben veya herhangi bir Türk kimseden korktuğundan bu tartışmayı yapmıyor.
Neden bu tartışmayı yapıyoruz.
Arkadaş kendisi ile çelişki içinde, hani müslümanlık ve ümmet dayanışması, ABD güçlü diye bütün İslam alemine İsrail vasıtası ile zulüm yaşatıp, petrodolarları sizi ben korurum diye ABD ve AB bankalarına yatırtıp, islami sermayenin silah olarak kullanılmasına engel olsun? Gazze katliamında dökülen timsah gözyaşları, Davostaki one minutlar danışıklı dövüşmüydü ? Nato'dan zamanı gelince elbette ayrılmalı, o günün şartlarında gerekliydi ama artık hristiyan kulübü haline geldi.Tarih içinde milletlerin ebedi dostu ve düşmanı olmamalıdır.Günün şartları ne gerekiyorsa onlarla ittifak kurulmalıdır.Osman nedense ABD sevdalısı ve çok korkuyor.Aşağıda ise Ordunun güçlü silahlar ürettiğini yazmış? Türk silahlı kuvvetlerinin yerli silah üretimi ve modernizasyonun Anavatan partisi lideri Turgut Özal zamanında ciddi olarak başlatıldı.Daha birkaç ay önce de, Aselsan ve MKE enstitüsünün özelleştirileceği açıklandı?
Türk Ordusunu küçük görmeye çalışmak yada göstermeye çalışmak, sürekli orduya saldırıp yıpratmaya çalışmak hıyanetten başka birşey değildir, Türkiyenin öyle bir ordusu varki 25 senedir sürekli çatışma içinde, bu süre zarfında ordu hem teorik hemde pratik olarak eğitildi, bu süre ordunun silah ve teczizatınıda yenilenmesine sebep oldu.
Dünyanın en güçlü ordularının başında geliyor, bana sorarsanız her hangi bir savaş çıktığında Türk ordusu için ne ABD ne İngiltere hepsi vız gelir , ordu kendi içinde kurduğu ARGE sayesinde çok önemli teknolojik buluşlara imza attı, F16 ları biz üretiyoruz ancak elektronik donanımını ABD ve İngiltere zorunlu olarak kendi yaptı, yoksa F16 lara üretim izni vermeyiz dediler ancak Türk mühendisler bu sistemlerin yerine yerli malı elektronik donanım yaptı hazır bekliyor, bir savaş çıktığında anında tüm sistem bizimkilerle değişecek.
Başka bir buluş sadece Türk ordusunda olan: Jet uçakları normal hızlarında uçarken üstünden geçtikleri binada bulunanların resimlerini çekebilen bir sistem geliştirildi, bunu duyan ABD bu buluşa el koymaya kalktı ama beceremediler, şu an bu sistem emin değilim ama casus uçaklarımıza yerleştiriliyor.
Buna benzer daha sayılabilecek çok şey var bunların bir kısmı ulusal güvenliği ilgilendirdiği için forum sitelerine yazılması yasak.
Ama şunu herkes bilsinki Türk Ordusu Dünyanın en iyi ordusudur. Mayın temizleme falan çocuk oyuncağı, bu görevi versinler orduya bak 15 günde nasıl temizleniyor.
Müslüm abi elma ile armudu birbirine karıştırmak işte tam budur.
Kim orduyu küçük görmüş. Bunu nerden çıkardın veya nasıl anladın. Ülke sıkıntıya düştüğünde hepimiz asker değilmiyiz?
Eğer mayın çıkarma hususunda bir sıkıntı varsa biz yapamayız diyenler ordu mensupları. Şimdi onlara çamur mu atacağız. Sebep ne onu merak ediyoruz. Teknik sebeplerse eyvallah bir başkası çıkarabilir. Yok konu bütününde geçen vehimler sözkonusu ise bunu kim kabul eder?
Peki, ordumuz çıkarsın arkadaş başkasına ne luzum var neden çıkarmıyor diye soranlar neden hıyanet etmiş oluyor. Kanaatimce pekala ordumuz bu işi yapabilir. Neden başka bir firma yapıyor hadi ona da peki neden yap işlet devret modeli uygulanıyor. Temizlersin alsın parasını çeksin gitsin arkadaş.
Asıl mesele bu!!! Yap-işlet-devret-me!!!
Ortamı germeyin lütfen biz sana ve yaşına saygı gösterdikçe sen bu iyi niyeti neden sui istimal ediyorsun. Yazdıklarının hepsi kutuplaşmaya yönelik yazılar. Burda üyeler ne orduya ne de hükümete vuruyor. Meselemiz kanun tasarısında yap işlet devret modelinin luzumsuzlugu. Dana altında belki vardır diye buzağıya eğilmeni anlamıyorum.
Çok ayıp.
Mayın da Baba’nın şapkasından fırladı!
![]()
Şamil Tayyar / Star
Biraz uzun ama çarpıcı ifadeler var,
Gerçekte durum nedir?
Milli Savunma Bakanlığı’nın verilerine göre; 877 km olan Suriye sınırının 510 kilometrelik bölümü mayınlıdır. Arazinin en geniş bölümü 350 metre, en dar bölümü 175 metredir. Mayınlar, 1956 yılından itibaren NATO ve TSK tarafından birlikte döşendi. 1985’de başlatılan fiziki güvenlik sistemi ise 450 kilometredir.
Bakanlar Kurulu, 4 Mart 1992 tarihinde aldığı bir kararla, mayınların temizlenmesine hükmetti ve bu iş için Genelkurmay’ı görevlendirdi. O tarihte Süleyman Demirel Başbakan, Erdal İnönü Başbakan Yardımcısı, Orgeneral Doğan Güreş ise Genelkurmay Başkanı idi.
Ne görevi veren ne alan işe sahip çıktı. Herkes emrin üzerine yattı. Gel zaman git zaman, mayın yasağını düzenleyen ve 4 Aralık 1997’de imzaya açılan uluslararası Ottawa Sözleşmesi 1 Mart 1999’da yürürlüğe girdi. O gün, başbakanlık koltuğunda DSP azınlık hükümetinin başkanı Bülent Ecevit oturuyordu.
Sözleşmeyle ilgili adım atılmadı.
Genelkurmay’a para verilmedi
Ecevit başkanlığında DSP, MHP ve ANAP koalisyon hükümetinin işbaşında olduğu 2001 yılında, ilk kez ciddi şekilde MGK, mayını masaya yatırdı. 1992 tarihli Bakanlar Kurulu hatırlatılarak Genelkurmay’dan mayınları temizlemesi istendi.
Genelkurmay, ‘tamam’ deyip çalışmalar için bütçeden ödenek talep etti. Bu talep yerine getirilmedi. Genelkurmay, 2002’de bu talebini yineledi, Ecevit koalisyon hükümeti yine para vermedi.
Bu arada iktidar değişti, AK Parti hükümeti 12 Mart 2003 tarihinde Ottowa Sözleşmesine imza atarak taraf devlet haline geldi.
Bu anlaşmayla Türkiye, 1 Mart 2008’e kadar elindeki 2 milyon 616 bin 770 kara mayın stokunu imha etmeyi, 1 Mart 2014’e kadar toprağa gömülü 818 bin 220’si anti personel, 164 bin 497’si araç patlatma işlevli toplam 982 bin 777 kara mayını sökmeyi taahhüt etti.
Genelkurmay, bu yeni durum karşısında, ödenek talebini bu kez yeni hükümete yaptı. Başbakan Erdoğan, fizibilite çalışmaları için Genelkurmay’a 25 trilyon (25 milyon lira) tahsis etti. Genelkurmay, Mardin ve Bosna’da incelemeler yaptırdı, çalışmaların koordine edilmesi için ofis kurdu.
Çalışmaların yüksek maliyetli olduğu ortaya çıkınca, Başbakan Erdoğan bir sürpriz yaparak, Genelkurmay’a örtülü ödenekten ek kaynak sağladı.
Pardon, yapamam
Genelkurmay, 2004 yılında incelemelerini tamamladıktan sonra hükümete yazdı: ‘Biz bu işi yapamayız.’ Bütçeden aktarılan 25 trilyonu iade etti, inceleme masrafı örtülü ödenekten sağlanan parayla finanse edildi.
Bu karar alınırken Orgeneral Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı, Orgeneral İlker Başbuğ Genelkurmay 2. Başkanıydı.
Genelkurmay aradan çekilince, hükümet, Ottowa Sözleşmesi’ndeki uluslararası taahhüdünü yerine getirmek için kolları sıvayıp mutfağa kendi geçti. İlk işi, 1992 yılında Genelkurmay’a görev veren Bakanlar Kurulu Kararı’nı 27 Haziran 2005 tarihinde kaldırmak oldu. Yeni düzenlemeyle sorumluluk Maliye’ye devredildi.
Maliye Bakanlığı, 2006 yılında mayınların temizlenmesi ve işletme hakkı için ihaleye çıktı. 14 firma, ihaleye katıldı. En düşük teklif 580 trilyon (580 milyon lira), en yüksek teklif 2 katrilyon 280 trilyon (2 milyar 280 milyon lira) oldu.
Danıştay, şikayet üzerine, önce ihaleyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi, ardından ‘işletme hakkı ve temizleme görevinin aynı firmaya verilmesinde kamu yararı yoktur’ diyerek ihale şartnamesini iptal etti.
Askerin 3 çekincesi
Bunun üzerine hükümet, 2008 yılında sorunun yasayla çözümü için harekete geçti. Genelkurmay dahil ilgili kuruluşlardan görüş sordu. Genelkurmay, ‘Biz yapamayız, siz yapın ama...’ diyerek 3 konuda endişelerini dile getirdi: 1- Yap-İşlet-Devret modeli olmasın, hizmet satın alınsın. 2-Petrol, doğalgaz, madenlerle ilgili haklarımız korunsun. 3- Sınır güvenliği açısından risk olabilir, tedbir alınsın.
Bakanlar Kurulu, bu üç temel konudaki kaygıları giderecek şekilde yasa tasarısı hazırladı. Mayın temizleme işlemi ve işletme hakkıyla ilgili ihalenin, ‘hizmet satın alımı’ yoluyla gerçekleştirilmesi önerisini, ‘Yap-İşlet-Devret’ modeli gibi düzenlemeye alternatif olarak monte etti.
Yani; Maliye, önce hizmet satın alımı için ihaleye çıkacak, buradan sonuç alınamazsa B Planı’na geçilecek. Dolayısıyla ilk aşamada herhangi bir firmaya işletme devri söz konusu olmayacak. Eğer hizmet satın alımı gerçekleştirilebilirse, Türkiye, parasını verecek ve o toprakları kendi işletecek.
O arazilerde petrol, doğalgaz ve değerli maden çıkarsa ne olacak? Toprağın 1 metre altı, tümüyle Türkiye’nin inisiyatifinde olacak. Petrol, doğalgaz ve değerli madene rastlanırsa damlası, parçası bile Türkiye’ye ait.
Ya sınır güvenliği?
Bakanlar Kurulu kararı gereğince belirlenen askeri yasak bölge ile sınır hattı boyunca tesis edilecek fiziki güvenlik sistemi için ihtiyaç duyulacak alanlar belirlenip tarımsal faaliyetlerde kullanılmak üzere yüklenici firmaya bırakılmayacak. 13 bin dekar tapulu arazi ise mayınlar temizlendikten sonra hak sahiplerine teslim edilecek.
Ayrıca tüm bu işlemler, Genelkurmay, Milli Savunma, Tarım ve Maliye Bakanlıkları temsilciliklerinden oluşacak komisyon tarafından yürütülecek. Dolayısıyla her işlem, sivil-asker ortak denetiminde olacak.
Toplam 49 yıl olarak ifade edilen mayın temizleme ve işletme süresi ise kesin değil. Bu süre, üst limiti tanımlıyor. İhale öncesi fizibilite çalışmaları ve tekliflere bağlı olarak bu süre değişebilir, misal, 10 yıla kadar inebilir.
Şehit kaygısı
Efendim, asker neden temizlemiyor?
Sanıyorum bir kaygıları şu: Askerlik, yurt savunması için zorunlu bir görev. Buradaki mayın temizleme, bu sorumluluğun bir parçası değil. Araziler mayınlardan arındırıldıktan sonra ticari faaliyet alanı olacak, böyle bir işlem için askerin kullanımı doğru değil. Ölüm ve yaralama olursa ailelerine ne denecek?
Yine de kafamız karışık mı? Denetim mekanizmasına yeni unsurların eklenmesi mi gerekli? Kamuoyundaki kuşkuları giderecek daha güçlü mesajların verilmesine ihtiyaç mı var? O zaman çözüm yine meclis içinde aranmalıdır.
Nitekim öyle oldu. Dün akşam saatlerinde sözkonusu tasarı geri çekildi, uzlaşmayla yeni metin hazırlanacak. Umarım, kayıkçı kavgasına dönmez, Türkiye, mayın rezaletinden kurtulmayı başarır.
Şamil Tayyar / Star
Mayının ne olduğunu, Mayın tarlasına girip te öölece yardım bekleyen ben gibiler iyi bilir..
Memet diye Aksaraylı bir devremle birlikte, Yüksekova'da operasyon sırasında, Timin ihtiyacı için, dağa bidonla su aramaya çıkmıştık. O mayına bastı..
Paramparça oldu gözümün önünde..
Ben çaresiz kalakaldım..
Adım atmaya korktum.. Arkadaşımın parçalanan cesediyle saatlerce, öyle dondum kaldım...
Mayın'a karşı olamak.. veya Mayın'ı anlamamak....
Garip bir Halet-i Ruhiye...
hidayet kardeşim,seni anlamak için senin yaşadıklarını yaşamak lazım diye düşünüyorum.
ne desek boş,Allah sana sabır bahşetmiş.şehit kardeşimize Allah rahmet eylesin,sana da geçmiş olsun.