yav miksam şu fenerlililer içi koydugun süperde şu diger aglamakla ilgili olan da ki adam senmisin yoksa valla merak ettim...
Yazdırılabilir Görünüm
yav miksam şu fenerlililer içi koydugun süperde şu diger aglamakla ilgili olan da ki adam senmisin yoksa valla merak ettim...
yakında mıksamı da koyacagım youtubeye benım uyelıgım war heme yuklerız hayırlısıyla bır cekımını yapalımda mıksamın mıksam hazır ol 12 gun sonra çekımler baslıyor
benim resmimi mi koyacan olmazzzzzzzzzzzzz rezil mi edeceksin beni dünya ya
nıye rezıl oluyon kardes bızde adam akıllı bır resmını koyarız sen kendını ona gore hazırla gerı sayım 12 bugun basladı hayırlı olsun ;)
Sofrasında 40 çeşit yemek varken düşüncelere dalıp, '' O büyük insan hayatında hiç buğday ekmeği yemedi'' diyerek gözyaşı dökmeyi ifade ediyor bende ağlamak...Siz neye ağlarsanız ağlayın....
GözYaşLarı Merhamete delildir... O yüzden AğLamak Bana Merhamedi Hatırlatıyor...
huzeyfe o kendınısının gozunun aclıgından aglıyordur baska bır seyden degıl
[YOUTUBE]http://www.youtube.com/watch?v=ReiGj6hRNJc[/YOUTUBE]
Ağla Gülüm
Gel ey kırmızı gülüm
Derdime gel sen ağla
Bak ey kırmızı gölüm
Yüreğim göz göz yara
Ağla gülüm ağla gülüm
Halim yaman ağla gülüm
Ağla gülüm ağla gülüm
Gel el aman eyle gülüm
Sev ey kırmızı gülüm
Elimizden tutup sev
Bize dost oldu ölüm
Ağla ağla gülüm ey…
Sor ey kırmızı gülüm
Zalimin yüzüne sor
Neden , neden hep zulüm
Sor ey kırmızı gülüm sor
ağla gözüm
Ağla gözüm, ağla ağla gülemem bugün
Kanayaram kana kana, sızlarsın bugün
Dertli sazım, dertli dertli çalarım bugün
Ağla gözüm, ağla ağla gülemem bugün
Söz vermiştin bana, kaç hafta oldu
Çok cumalar geçti, ne görüşler bitti
Senden başka kimsem var mıydı benim yar
Yar bana dağlar taşlar bile ağladı
Gardiyana sordum daha gelen olmadı
Sen gittin gideli güneşim hiç doğmadı yar
Takatim kalmadı, sabrım tükendi
Bir derdime bin dert eklendi
Saat 5 olmaz, bu cuma da bitti yar
Yar bana dağlar taşlar bile ağladı
Gardiyana sordum daha gelen olmadı
Sen gittin gideli güneşim hiç doğmadı yar
Burda esen hazan yeri mevsim sonbahar
Gönül bahçem de kurudu, nice umutlar
Yüreğimde tamiri yok, çok hasarlar var
Ağla gözüm, ağla ağla gülemem bugün
Söz vermiştin bana, kaç hafta oldu
Çok cumalar geçti, ne görüşler bitti
Senden başka kimsem var mıydı benim yar
Yar bana dağlar taşlar bile ağladı
Gardiyana sordum hani gelen olmadı
Sen gittin gideli güneşim hiç doğmadı yar
Takatim kalmadı, sabrım tükendi
Bir derdime bin dert eklendi
Saat 5 olmaz, bu cuma da bitti yar
Yar bana dağlar taşlar bile ağladı
Gardiyana sordum daha gelen olmadı
Sen gittin gideli güneşim hiç doğmadı yar
Ağlamak İçin...
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Kırmızı Bir Ağlamak Var Şimdi…
![]()
Bir korkuysa eğer yüreklere yamanmaya çalışan, henüz diil zamanı…
Paramparça olmuş vücutlar ; henüz daha hayatın hangi sahnesinin güzel olduğunu bile bilemeden belki, savruldular kaldırım taşlarına…Ne garip, çok bilinmeyenli bir denklemin ortasına düştü sanki ateş…Kimler…Ne…Niçin…! Bildiklerimiz, bilemediklerimize gebe…Bir kısır döngü sanki yaşanan…
Hayat tüm koşuşturmacası ile sürüp giderken ve herkes kendi telaşının içindeyken birden durur zaman…Tam da o an’a takılı kalır gözler…Dehşet tüm kareleri esir alır…Dengesini yitirmiş bir insan misali, sendeler hayat…Sonrası acı…Sonrası sıkıntı…Sonrası isyan…! Ve arkada bırakılan onlarca soru…
Şiddet ve vahşet eylemi, aniden koskoca bir sahnenin ortasına düşüyor…Kalabalığın içinden; gözleri örtülü bir ateş uzanıyor bedenlere…Kime denk gelirse artık…Kimi rastgele seçerse… Bir kız çocuğu ağlıyor şimdi evinde, bir büyümemiş kadın, iç çekiyor…Bir baba, evladının resimlerini seviyor belki yeniden gelir umuduyla…İnsanlar ölüyor…İnsanlar ölüyor ve geriye hep o kötü koku kalıyor…İçimizi ezen ve bizi sözsüz isyanlara sürükleyen…
Daha ne kadar geriye götürecekler bizi, ne kadar zaman daha korkular salacaklar yüreklerimize…Ne zamana kadar, huzursuz uykularla avutmaya çalışacağız gözyaşlarımızı…Sıradan mı gelmeye başladı, kanıksadık mı? Ya da ne bileyim toplum olarak bizler; kendi göğsünü parçalamaktan ve yumruklamaktan öte, bir şey yapamaz mı olduk…Hiç istemediğimiz bir yere götürülmek üzere; elimiz kolumuz çekiliyor sanki, abanıyorlar var güçleriyle…Sadece yaşama telaşında olan onlarca insana bindiriliyor bu ağır yük, bu telaş, bu karmaşa…Çekilmek istendiğimiz yere gitmemek için ayak diremek adına hangi yolu seçmeli..? Ne demeli? Nicedir içimizdeki endişelerin kapağını açtık ve göremez olduk nereye doğru yol aldıklarını…Hiç istemediğimiz bir yere sürüklenir gibiyiz sanki…Toplum olarak daha ne kadar seyredeceğiz, bu kirli gölge oyununu…Daha ne kadar olmayanları oldurmaya çalışacağız…Daha ne kadar sorgulayacağız içimizdeki iyi niyetleri…
Bir korkuysa eğer yüreklere yamanmaya çalışan, henüz diil zamanı…
Masum insanları öldürmek ve korkular salmak sokaktaki insana, güzel günlerin umudunu tüketmek için sahneye oyunlar sürmek; oksijensiz bırakmak hayatı, tüylerimizi ürperten onca görüntünün sebebi olmak…Ne garip, aynalar yüzlerini gösterir mi, baktıklarında onlara; bize bunca acıyı yaşatmışken… Acıların çizgilerini yok edebilirler mi? Gerçeği tüm çıplaklığıyla yüzümüze çarpmışken, kara kalemle içimize çizdikleri lanetin kolları ulaşmaz mı; tam da kaçtım derken…Nasıl bir dünya’da yaşıyoruz sorusunu iyice büyütenler, neden kendi hayatlarının içindeki korkuları; yer edinememişliklerini; içlerindeki sevgi eksikliklerini; masum insanlara zarar vererek ört pas etmeye çalışırlar…Kirlenmemiş tek bir şey kalmadı sanki artık…
Kırmızı bir ağlamak var şimdi…
Ama yine de güçlü olmak…
Bir çığlığın sesi olmak…
Yeniden ayağa kalkmak…
Bir olmak…Birlik olmak…
Bu karabasanın içinde yok olmamak…
bu yazı odul almıstır
AĞLAMAK UÇSUZ BUCAKSIZ DENİZİ SEYRETMEKTİR.
AĞLAMAK AŞK DERYASINDA YARALANMAKTIR.
AĞLAMAK BİR ÇİÇEĞİ SULAMAKTIR.
AĞLAMAK ACİZLİKTİR.
Ağlamak İnsanlık İşidir...
Ağlamak insanlık işidir,insanlar ağlar.
Duygusu olan ağlar,sevgisi olan ağlar,
En çok bulutlar ağlar,yağmasa toprak ağlar,
Allah sevgisi olanın,gönlünde iman ağlar.....
Mazlum ağlar dilekleri tez olur,
Yetim ağlar,yüreklerde köz olur.
Alim ağlar kış mevsimi yaz olur,
Gerçek mümin olanlar hep az güler çok ağlar...
Alırsan güneşini gökte bulutlar ağlar,
Resulullah aşkıyla Veysel Karani ağlar,
Mevlana'lar hu çeker,Yunus Emre'ler ağlar,
İnsancıklar ağlamaz,gerçek insanlar ağlar...
ALINTI
ağlamak bazan acıyı kederi bazanda mutluluğu sevinci anlatır insana .mutluluk ğöz yaşları gözünüzde olsun dileğiyle.
ağlamak insanın çaresizliğini.acizliğini haykırışını içine attığı sıkıntılkarı bir çırpıda patlamaya hazır bomba ğibi dışarıya atmaktır.masumluğun dile gelmesidir.ağlamak en ağır silahtır.çocuk ağladığı zaman illaki istediğini elde eder.
=şiir=
ağlamak geliyor içimden yine bu akşam
haykırmak geliyor yanlızlığın verdiği ızdırabı bir çırpıda atmak için.
kahretmek geliyor içimdeki sessizliği bozmak geliyor bu akşam.
yanlızlığın kanatsız kollarında uçurumun sonsuz yolculuğundan kurtulup.
boynuna sarılmak geliyor bu akşam o ğüzel gözlerine bakarak
seni seviyorum demek geliyor içimden.
şiir çok guzel kartal yuvası
Sevdiklerimi kaybetmediğim sürece ağlamam...
ağlamayan ğözden bir hayır gelmez insana ağlamak kalpteki pasın ilacıdır.ağlaki kalbin yumuşasın.kalbi yumuşamayan insanın sevğiside sevenide olmaz.
ağlamak bana yanlız olduğumu sıkıntılı olduğumuz anlatıyo çünkü insan kendini çok yanlız hissettiğinde aciz hissetiğinde tutunacak dal aradığında ağlıyo weyad çok mutlu olduğunda
bence insan kendini yalnız hissettiğinde değil sadece çaresiz oldugunda aglar
ona çaresiz demesek te sabırsız desek olmazmı herşeyin ilacı zaman meyveler bile sabrederek olğunlaşıyor.biz acizik ama aciz olmayan yüce allahtan dertlerimize gönüllerimize şifalar dileyebiliriz.o her şeye kadir dir.yterki istemesini bilelim.ağlamasınıda ne için ağladığımızıda bilelim.
insanın bazen canı ağlamak da istiyor hep gülmek olmaz birazda ağlamak gerekir
hüseyin kardeş iyi güzelde her nefis ölümü tadacaktır.sevdiklernde sevdiklerimizde herkes ğibi herşey ğibi yok olup ğidecek toprak olacak bence sen sevdiklerini kaybetmezden önce ağla ki ğözlerin ağlamaya alışsın .alışsınki mutluluktan da ağlasın.inşallah allah seni ve ümmeti muhammedi mutluluktan sevinçten ağlatır.acıdan kederden uzak tutar.
slm miksam
nasılsın kardeş
ağlamak rahatlamaktır bence...Allah kimseyi boş yere ağlatmasın İNŞ.
ALLAHIM ağlamayan ğözden ürpermeyen kalpten zalimin zulmünden şeytanın ve nefsimin şerrinden sana sığınırım.
aglamak mi?
sadece acizlikdirrrr...
alibey büyük konuşma
memedim ben aglamadim demiyorum...