http://salihbal.spaces.live.com/
SİZE GÖRE BİR SAYFA BAKIN VE BANA DUA EDİN VESİLE OLDUĞUM İÇİN...
Yazdırılabilir Görünüm
http://salihbal.spaces.live.com/
SİZE GÖRE BİR SAYFA BAKIN VE BANA DUA EDİN VESİLE OLDUĞUM İÇİN...
mutluluk her ne pahasına olursa olsun bu hayattn zevk almaktır...çünkü bu dünyaya yaşamaya geldik ve birdahada bu fırsatımız olmayacak...gözlerden akan iki damla yaş her şeyden daha önemlidir...
benim için mutluluk herkesin mutlu olduğunu görmekle olur.inşallah o günleri görebilirim ama malesef herkes hayatından nefret ediyor ve intihar olayları hızla artıyor.hasteneye hergün intihara teşebbüs eden insanlar geliyor.bazıları kurtalamıyor ve ölüyolar.rabbim affetsin.
<p align="center" Mutluluk sizce nedir? .<p align="center" .<p align="center" Bir araba
sahibi olmak mı? Ya da bir ev ? Yoksa evlenince mi mutlu olacağınızı düşünüyorsunuz? İyi bir işe ne dersiniz? .<p align="center" Mutluluk yolculuğunun değerli yolcuları;
Düşünün o çok istediğiniz, uğruna gecenizi gündüzünüze katarak elde ettiğiniz ve "o benim olursa en mutlu ben olurum" dediğiniz hedeflerinizi....<p align="center" O çok istediğimiz elbiseyialdınız sırtınızdan düşmedi.Bir gün, iki gün , üç gün... Ya sonra? Bitti! Artık vitrinde gördüğümüz o deri ayakkabı var aklımızda... Bir alabilsek başka ne isteriz ki? Ama onun da sonu aynı son, o bitecek. Bu sefer bir başkası...<p align="center" Nefsimiz arsız bir çocuk gibi önce birşey istiyor, ona istediğini verene kadar onun için çıldırıyor ama elde edince tüm arzusu hevesi bir süre sonra sönüveriyor. Artık yeni bir şey istiyor. "Onunla mutlu olacakmış!???".<p align="center"
Hayat böyle değil mi "Mutluluk Yolculuğu"nun değerli yolcuları? Önce bir liseyi bitireyim diplomayı alayım diyoruz, sonra bir de üniversite sınavını kazanayım, 4 yıllık bölüme kapağı atayım istiyoruz. Uğraşıyoruz didiniyoruz. Güç bela giriyoruz üniversiteye.
Şu vizeler bir bitse rahatlayacağız. Vizeler biter. Bu sefer de finaller. Vizeydi finaldi derken bir mezun olsak.. .<p align="center" Mezun da olduk; Ah bir işe girsem benden mutlusu yok!.<p align="center" İşe girdik ; "Bi terfi edemedik yahuşu patron bir zam verse daha ne isterim ki?".<p align="center" O da oldu. Güzel, hayat tıkırında gidiyor. Evlenince
mutlu olacağım; Evlendik..<p align="center" Bir çocuğum
olursa mutlu olacağım; kızımız oldu. (Allah bağışlasın...).<p align="center" Ama, bir oğlum olsun bak! Dünyalar benim olacak. .<p align="center" Var ya! Şu bizim oğlan bir Anadolu lisesi sınavlarını kazansın, çok MUTLU olacağım..<p align="center" Varımızla yoğumuzla gece gündüz demeden daha rahat, daha lüx bir hayat için çırpındık. Evladımız üniversiteyi hayırlısıyla bir bitirsin, eli ekmek tutsun gayri rahatım sonrası. .<p align="center" Tamam o da oldu..<p align="center" Ah! Evladımın bir mürrüvetini görsem; Allah'tan başka ne isterim ki?
"torun" ? .<p align="center" ....seneler geçer.
.<p align="center" Hayat, kadın için çamaşır, bulaşık, yemek, temizlik, iş çemberinde dönerken adam sabah 8:00 akşam 5:00 mesaisinde. Gelince yemek, biraz televizyon ve uyku. Bu kısır döngüde, mutluluk seraplarının peşinde koşarken zaman avuçlarımızdan apansızca kayıp gitmiş. Ve bir de bakmışız ki son istasyondayız....<p align="center" Ne gençliğimizden ne dinçliğimizden eser kalmamış. Arkamıza dönüp baktığımızda, geride kalmış 70 yıl... Ama elde avuçta, ulaşılamamış bir "mutluluk" adresi....<p align="center" Hayatınızın gidişatı böyleyse, son istasyona vardığınızda ben aslında "MUTLULUĞU" arıyordum demek için çok geç olmadan, mutluluk seraplarının peşinden koşmayı bırakıp mutluluğu gerçekten olduğu yerde aramanın ve bu koşuşturmada içerisinde her gün bizim için doğan güneşin ışıltılarının artık farkına varmanın zamanı gelmedi mi sizce de? Ne dersiniz?.<p align="center" O zaman, gelin sizi monoton hayatınızın içinden alıp, mutluluğun olduğu diyara götürelim. .Haydi sizinle beraber kaçalım, çoook uzaklara gidelim. Öyle bir yerde olalım ki; orada sadece mutlu olunsun. İşte orası cennet!... Ama biliyor musunuz mutluluk yolculuğunun değerli yolcuları, eğer dilerseniz siz bu dünyayı da kendinize cennet yapabilirsiniz. Allahû Tealâ bu imkânları insanlara teslim etmiş. "Kim mutlu olmak isterse mutlu olur" diyor Allahû Tealâ. "Biz onu mutlu kılarız"
<p align="left" Allahû Tealâ'nın 5 safhada oluşan mutluluk reçetesi, Allah'a ulaşmayı dilemekle başlar. Sonra mürşide ulaşmakla devam eder, sonra ruhunuzun Allah'a teslimini esas alır. Sonra fizik vücudunuzun, sonra da nefsinizin Allah'a teslimini esas alır..<p align="center"
.
90/10 Sirrini kesfedin, bu hayatinizi etkileyecek belkide
degistirecek.
Bir ornek verelim.
Ailenizle kahvalti yapiyorsunuz.
Kiziniz, kahve fincanina carpiyor ve bir fincan kahve gomleginizin
uzerine dokuluyor.
Biraz once olan olay uzerinde hic bir kontrolunuz yok.
Sonradan olacaklar ise sizin davranisiniza gore belirlenecek.
Lanet ediyorsunuz. Kahveyi uzerinize doktugu icin kaba bir sekilde
kizinizi azarliyorsunuz. Kiziniz uzuluyor ve aglamaya basliyor.
Kizinizi azarladiktan sonra esinize donuyor ve kahve fincanini
masanin kenarina cok yakin koydugu icin elestiriyorsunuz.
Bunu kisa bir sozlu tartisma takip ediyor.
Ofkeyle ust kata cikiyor ve gomleginizi degistiriyorsunuz.
Asagiya indiginizde kizinizi, aglamaktan dolayi kahvaltisini
bitirememis ve okul icin hazirlanamamis bir halde buluyorsunuz.
Kiziniz otobusu kaciriyor. Esinizin ise gitmek icin hemen cikmasi
gerekiyor.
Hemen aceleyle arabaniza kosuyorsunuz ve kizinizi okula birakmak
uzere hareket ediyorsunuz.
Gec kaldiginiz icin, saatte 30 mil hiz sinirlamasi olmasina ragmen
saatte 40 mil hizla gidiyorsunuz.15 dakikalik gecikmeden ve hiz
limitiniastiginiz icin odediginiz 60$ trafik cezasindan sonra okula
ulasiyorsunuz.Kiziniz size "Hoscakal"
demeden binaya kosuyor.
Ofise 20 dakika gecikmeyle geliyorsunuz ve evrak cantasini evde
unuttugunuzu anliyorsunuz. Gununuz korkunc bir sekilde basladi!
Devam ettikce, kotulesiyor, daha da kotulesiyor saniyorsunuz
Eve gitmeyi dort gozle bekliyorsunuz. Eve ulastiginizda esiniz ve
kizinizla olan iliskilerinizde araya sIkistiginizi saniyorsunuz.
Neden?
Sabahleyin nasil tepki verdiginize bagli olarak!
Neden kotu bir gun gecirdiniz?
A) Kahve sebep oldu
B) Kiziniz sebep oldu
C) Polis sebep oldu
D) Siz sebep oldunuz
Cevap "D" sIkki.
Kahvenin dokulmesinde sizin bir kontrolunuz yoktu.
Sizin gununuzun kotu gecmesine o 5 saniye icindeki davranislariniz
sebep oldu.
Olabilecek ve olmasi gereken ise soyleydi.
Uzerinize kahve sicradi.Kiziniz aglamak uzere. Siz nazikce "Tamam
tatlim,bir dahaki sefere biraz daha dikkatli olman
gerek"diyorsunuz.
Havluyu kaptiginiz gibi ust kata cikiyorsunuz. Gomleginizi
degistirip,evrak cantasini aldiktan sonra asagiya iniyorsunuz ve
ayni anda pencereden kizinizin otobuse bindigini goruyorsunuz.
Kiziniz geri donup elsalliyor.
Siz ve esiniz ise gitmek icin birlikte cikmadan once
opusuyorsunuz.
5 dakika once ise geliyorsunuz ve calisma arkadaslariniza neseli
bir sekilde selam veriyorsunuz.
Patronunuz ne kadar guzel bir gunde oldugunuz hakkinda konusuyor.
Farka bakin!
Iki farkli senaryo. Ikisi de ayni basladi. Ikisi de farkli bitti.
Neden?
90/10 sirri inanilmazdir! Cok azimiz bunun farkindadir.
Sonuc?
Pek cok insan gereksiz yere stresten, dertlerden, problemlerden ve
basagrisindan aci cekmektedir.
Bu sir nedir?
Hayatin 10'u, sizin basiniza gelenlerden olusur.
Hayatin diger 90'ina ise sizin bu basiniza gelenlere nasil
davrandiginizla karar verilir.
Insanlar anlamsiz seyler soyler ve yaparlar.
İnsanlar hasta olurlar.
Arabalar bozulurlar.
Ucaklar gec kalir ve butun planlarimizi alt ust ederler.
Trafikte bir surucu canimizi sIkabilir v.s.
Bu 10'luk kisim tamamen bizim kontrolumuz disinda gerceklesir
Diger 90'lik kisim farklidir.
Diger 90'lik kisimi siz belirlersiniz.
Nasil?
Olaylara yaklasiminizla!
Nasil tepki verdiginize bagli olarak.
Gercekten olanlarin 10'unda hic bir kontrolunuz yok.
Diger 90'i ise sizin tepkinizle belirlenir
<p style="margin: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" "font-size: 13.5pt; color: blue; font-family: Verdana" HİÇ HAYALLERİNİZDEN SIFIR ALDINIZ MI ?
Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak
atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin
genç oğluna kadar uzanır. Babasının işi nedeniyle
çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı.
Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak
istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası..
Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine
sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir
kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı.
Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi.
Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi.
Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000
metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi.
Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev,
tam kalbinin sesiydi.. İki gün sonra ödevi geri aldı.
Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir
"0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı.
"Neden "0" aldım?" diye merakla sordu hocasına, çocuk..
"Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal"
dedi, hocası.. "Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun.
Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir.
Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da
alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız" ve ekledi:
"Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden
yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."
Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı.
"Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin.
Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!."
Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir
değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına..
"Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin" dedi..
"Ben de hayallerimi..".....
O orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki
1000 metrekarelik evinde oturuyor.
Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde
çerçevelenmiş olarak asılı.
Öykünün en can alıcı yanı şu: Aynı öğretmen,
geçen yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi.
Çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine "Bak" dedi,
"Sana şimdi söyleyebilirim. Ben senin öğretmeninken,
hayal hırsızıydım. O yıllarda
öğrencilerimden pek çok hayal çaldım.
Allah' tan ki, sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın." .
İşte o d şıkkını bilebilsek sorun çözülecek ama !
Coşkun Bey,
Admin gibi düşünüyorum.Acaba her olayda d şıkkını bulabilen varmı ?
Selamlar Saygılar
öyle olması gerek ama ahmeyt abi hiç sanmıyorum...
Coşkun abim,
İnsanlar malesef bay yada bayan, ( bunlara bizler de dahil ) karşılaştıkları bir anlık kontrolsüz harekete karşı hemen ve karşımızdakinin durumunu gözetmeksizin tepki vermek en kolayımıza gelen iştir. zannederiz ki örnekte belirtildiği gibi bağırıp çağırarak o olay hiç yaşanmamış olacak, tam tersi bağırıp çağırıldığında yine örnekteki gibi zararımız sadece kirlenen gömlek olarak kalmayacak...
Bunu yapabilmek zor biliyorum ama bence öyle kontrolsüz bir olayla karşılaştığımızda şöyle içimzideki ruhumuzla bir adım geriye çekilip olaya başka gözle bakmak, bence yeterli olacaktır, en azından sağlıklı düşünülebilinecektir..
alıntı:
"quote" metal demişki:
Coşkun abim,
İnsanlar malesef bay yada bayan, ( bunlara bizler de dahil ) karşılaştıkları bir anlık kontrolsüz harekete karşı hemen ve karşımızdakinin durumunu gözetmeksizin tepki vermek en kolayımıza gelen iştir. zannederiz ki örnekte belirtildiği gibi bağırıp çağırarak o olay hiç yaşanmamış olacak, tam tersi bağırıp çağırıldığında yine örnekteki gibi zararımız sadece kirlenen gömlek olarak kalmayacak...
Bunu yapabilmek zor biliyorum ama bence öyle kontrolsüz bir olayla karşılaştığımızda şöyle içimzideki ruhumuzla bir adım geriye çekilip olaya başka gözle bakmak, bence yeterli olacaktır, en azından sağlıklı düşünülebilinecektir..
ÇOK HAKLISIN METAL ABİM....
MAALESEF ÇOGUMUZ BUNDAN YOKSUNUZ...
Evet hadiseler ya zatında güzedir veya neticeleri itibari ile güzeldir. Bizler zatında olan güzelliklere alel re'si (başüstüne) diyoruz ama şer gibi görünen fakat hakikatte hayra vesile olan hadiselere maalesef nazarı hikmetle bakmıyoruz.
Ne güzel demiş İbrahim Hakkı Hazretleri
Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Arif onu seyreyler
Görelim mevla neyler
Neylerse güzel eyler
Bence D şıkkı bu satırlarda.
Okuyunca insanın hep D şıkkı olası geliyor. Doğrusuda bu zaten. Sinirden öfkeden kim ne kazanmışki.
Hoşgörülü olmak her şartta çok önemlidir. Bu hem kendimize kazanç hemde çevremize negatif elektrik vermeyerek onların yaşamlarını ve psikolojilerini düzgün tutmaya vede onlarıda hoşgörülü davranmaya sevk ederek mutluluk zincirini genişletir.
Neticede sabırlı olmak, kalp kırmamak ve hoşgörülü olmak vede olumsuzluklarda bile sakin duruşumuzu koruyarak Hayır ve şerrin Allahtan olduğunu düşünerek ve olaylara o gözle bakmak , zaten bir Müslümanda olması gerekendir.
D şıkkı olması için önce benim evlenip birde cıtı bıtı bir kız çocuğum olması gerekir..Birde benim mizaçıma ters kesinlikle ben çocuklara kızamam :))
ama harika bir yöntem çoşkun abim paylaştığınız için çok sağolun..
sevgili doslar islamın 6 şartından biri HAYIRDA ALLAHTAN ŞERDE ALLAHTAN EGER BİR MÜSLÜMANIN GÖZÜNDE SEVENDE SÖVENDE AYNI OLMASSA (allahın kulu olarak) kamil iman sahibi olamaz çok güzel bir konu,
burada Ahmet karadağ kardeşimizin bir formunda bahsettiği gibi kendimizi karşıdaki insanın yerine koyarak söz fiil ve tüm davranışları değerlendirmek lazım diye düşünüyorum. selamlar