Zeytin yağının çok faydalı olduğunu duymuştum ..
Yazdırılabilir Görünüm
Zeytin yağının çok faydalı olduğunu duymuştum ..
Kasım Abi bahsettiklerinizden ben de haberdarım, ben de zaten bu konulara dikkat çekmek istemiştim. İnşallah iyisi olur, ne diyeyim. Ama Avrupa’da tarım arazilerinin imara açılmasının büyük suç olduğunu biliyorum.
![]()
ZEYTİNYAĞI YALANLARI (Zeytinyağı ile ilgili bilinmesi gereken ilginç ve yerinde tespitler)
(agaclar.net’ten alıntıdır.)
Bu güzel ülke maalesef, her alanda ve her konuda, insanların gözlerinin içine baka baka yalanlar söylenen bir memlekete dönüşmüş durumda. Yaklaşımlar bilimsel ve akılcı bir gerçeklikten uzakta, kayırmacı, çıkarcı, adam sendeci ve artık gelenekselleşmiş bir üslup üzerine kuruluyor.
Hidronije edilmiş kansorejen ve damar tıkayıcı yağları yıllarca bu millete reklamlarla pazarlayıp yedirdiler, gerçekler ortaya çıktı örtbas ettiler, mızrak çuvala sığmaz oldu da tüketim azalınca mecburen üretim de azaldı. Şu anda yön değiştiren yeni trend ve pazarlama alanlarından en meşhuru, zeytinyağı!
Dünya piyasalarında en yüksek fiyatı bulan, en yüksek kalite puanı alan zeytinyağının özelliklerine ve bizim üretim üretim tekniklerimize bir göz atalım.
1- A kalite zeytinyağı mutlaka ORGANİK OLMAK ZORUNDADIR.
2- Zeytinin cinsi, üretildiği coğrafya, toprak yapısı, üretim şekli ve o üretim yılının hava şartları zeytinyağının kalitesini ayrı ayrı etkiler
3- A kalite zeytinyağı üretmek için ZEYTİNLER MUTLAKA ELLE TOPLANMALIDIR. Zeytinler toplama esnasında yere düşerse zedelenip çatlar ve hızla kimyasal değişime uğrayarak, asit derecesi yükselmeye başlar. Lakin elle zeytin toplatmak, maliyeti son derece yükselttiğinden, ve Türk tüketicisi ilk önce fiyata baktığından (ekonomik mecburiyet!) bir kaç istisna dışında Türkiye’de elle zeytin hasadı yapılmamaktadır.
4- A kalite zeytinyağı üretmek için ZEYTİNLER ÇUVALLARA DEĞİL KÜFELERE DOLDURULMALI VE TOPLANDIĞI GÜN AYIKLANIP, YIKANIP, KURULANIP, SIKILMALIDIR. Zeytin üretim bölgelerindeki zeytinyağı fabrikalarının kapasitesi bellidir, tüm bölgenin zeytinleri aynı zaman diliminde toplanır, fabrikaların tüm zeytinleri kısa sürede sıkması mümkün değildir, sıkma işlemi haftalarca sürer! Zeytin, çuvalların içinde üst üste bekler, bekledikçe kızışır, asitlenir, küflenir, kalitesi bozulur ama üretici bozulmaz! Çünkü görüntüsü midenizi bulandıracak kadar kötü durumda bulunan bu zeytinlerden daha fazla yağ çıkar!!
5- A kalite zeytinyağı, üretiminden soframıza gelene dek geçen süreçte HİÇ BİR ZAMAN İÇİN, SU, HAVA VE 27 DERECENİN ÜZERİNDEKİ BİR ISIYLA TEMAS ETMEMELİDİR. Bugün Türkiye’deki zeytinyağı üretiminin, istisnalar haricindeki tamamına yakın kısmı, ezilmiş zeytinin 70 derece sıcaklığında suyla bulamaç haline getirilmesi ve daha sonra ayrıştırılması yöntemiyle yapılmaktadır!
BU YÖNTEMLE ZEYTİNİN BÜTÜN AROMASI, VİTAMİNİ, MİNERALİ, VESAİRESİ SUYLA ÇÖPE ATILIR GERİYE SADECE YAĞI KALIR ( BAZI AKLI FAZLALAR, SU ZEYTİNYAĞININ ACILIĞINI ALIYOR DİYOR, YILLARCADA AYNI ZİHNİYET BUĞDAYIN RUŞEYMİNİ VE KEPEĞİNİ ALDI! )
Oysa ki binlerce yıllık eski usul üretimde, zeytinler, bir tona yakın ağırlıktaki taş değirmenlerde çekilir, daha sonra bu bulamaç, kendirden dokunan araba tekeri şeklindeki, iç tarafa bakan ağızları açık olan torbaların içerisine, bir mala yardımıyla azar azar doldurulur, otuz kırk torba üst üste dizilir ve ahşap bir mengene yardımı ve el gücüyle sıkılarak zeytinyağı üretilirdi.
Üst üste dizilen bu torbalardan, mengene dönmeye başlamadan önce kendi ağırlığından dolayı ince bir yağ sızar, işte meşhur SIZMA ZEYTİNYAĞI budur, sahibi çok az miktardaki bu yağı, kendi evi ve çok kıymetli dostları için ayırır, tüccara satmaz! Mengene dönmeye başlayınca sessizce yağ akmaya başlar, şırr diye bir ses duyulduğunda hemen oluğun yönü değiştirilir, çünkü artık acı su gelmeye başlamıştır. Bu yöntem çok zahmetli, çok zor, çok ustalık gerektiren ( torbalar düzgün yerleştirilmez ve mengenenin basıncı eşit dağıtılamaz ise yağ ile acı su birbirine karışır, üretilen yağ oranı da düşer ) çok fire veren (Neredeyse %30 fire verir, artakalan kısım eskiden suyla kaynatılır ve çıkan yağ ise sabun yapımında kullanılırdı, yani bugün yediğimiz yağ! ) ve çok masraflı bir iştir. Bu üretim şekli ve dolayısıyla sızma yağ tarihte kalmıştır
( Günümüzde bir kaç şövalye bu üretimi tekrar canlandırmaya çalışıyor )
Bugün marketlerin raflarını dolduran tonlarca ve yüzlerce çeşit SIZMA! yağın nereden geldiğini ve nasıl üretildiğini açıklayabilecek biri varsa lütfen bana anlatsın? Bir de sızmanın daha hafifi naturel ve dahada hafif olduğu söylenen riveriası var, hafiflikten kasıt ne demekse onu da anlayamıyorum!
Zeytinyağı için eskiden altın sarısı makbul olur denirdi, sonra moda yeşile döndü, hatta azıttılar, zeytinyağını asma yaprağıyla iyice yeşillendirip piyasaya sürdüler! (demek ki yeşillik konusunda bayağı bir talep var!) Ege ve Marmarada yeşil zeytinden yağ çıkartılır, yağ yeşil olur. Kilis, Nizip ve çevresinde siyah zeytinden yağ çıkartılır, yağ sarıya çalar! ( Bence siyah zeytinden üretilen yağ daha makbul ama Kilis yağı kendi yöresi dışında Türkiye’de pek tüketilmez, yabancılar aptal olduklarından bu yağ genelde ihraç edilir, En aptalıda Yahudiler olduğundan en çok onlar alır!!! )
Zeytinyağı en iyi cam şişede muhafaza edilir. En sevdiği renk bilinenin aksine mavidir! ama bu renk insanlara biraz tuhaf geldiğinden, koyu yeşil, kahverengi küçük cam şişelerde de saklanabilir, niye küçük cam şişe diye soracak olursanız, açıldıktan, yani hava almaya başladıktan sonra, bir hafta içinde tüketmeniz gerekir, bir haftada da kimse çok fazla zeytinyağını tüketemez derim!
Dr.Hüseyin Suat Duman
Zeytinyaginin tuketilmesine yonelik reklam tv' lerde gösterilmeye basladi.
Verilmesi gereken en guzel mesaji vermis oldugu icin Taris'i tebrik eder, devamini mutlaka getirmesini temenni ederim. :)
darisi diger zeytin ve zeytinyağı firmalarimiza...
ZEYTİNYAĞININ TÜRLERİ VE FAYDALARI
Sevgili Nizip.com dostları bu bir araştırmadan elime geçmişti bende sizlerle paylaşmak istedim. Malum mevsim zeytin mevsimi memlekete hasırlı hasatlar umarım faydalı olur.
1-Riviera zeytinyağı: Rafine ve Naturel z.yağının belli oranda karışımı ile elde edilir. Özellikle yemek ve kızartmalarda tercih dedilir. Asit oranı en fazla %1’dir.
2-Rafine zeytinyağı: Zeytinyağı asit oranı yüksek olduğundan rafine edilmesi gerekir. Fiziksel rafine işlemi sonrasında elde rafine zeytinyağı hemen hemen sıfır asit oranına sahiptir. Rafine yada Light z.yağı daha çok z.yağının kuvvetli lezzetine alışık olmayan kimseler tarafından tüketilir.
3-Naturel zeytinyağı: Sızma ve naturel olarak ikiye ayrılır. Sızma zeytinyağının asit oranı en fazla %1’dir. Zeytinyağı içinde en makbulü sızmadır. Çiğ olarak salata ve soslarda tüketilir. Naturel zeytiyağı yada extra extra zeytinyağında asit oranı %1-2 arasındadır. Yine zeytinin şekerinden, zeytin çiçeği kolonyasından, zeytin salatasından, sabunlarına kadar birçok ürünü devardır.
- Dünyanın en önemli kanser ilacı köpek balığı kıkırdağıdır.Köpekbalığından çikan sgualene adlı madde sızma zeytinyağında bol miktarda bulunur. Günde 100 cl . zeytinyağı tüketimiyle köpekbalığı kıkırdağından alınacak kadar sgualene alınır. Zeytinyağı kanser riskini % 50’ye yakın azaltmaktadır.
- Zeytinyağı hücreleri korur. Zeytinyağının içinde bulunan Oleiprine adlı madde sayesinde hücreler yenilerek kansere karşı hücreleri korur.
- Zeytin yağı üretim aşamasında ısıyla temas etmemesi gerekiyor. Bu nedenle sağlıklısı Riveriya değil, Sızma olanıdır. Aslında en doğrusu, kokusuna alışıp mümkün olduğunca az veya hiç rafine edilmemişi kullanmaktır.
- Zeytin ağacının dalları, yaprakları ve reçinesi olduğu kadar, yağıda yıllardır ilaçların bileşimlerinde yer alan doğal maddelerden birisidir, doğal bir ilaçtır.
- Yiyeceğin yanısıra merhem olarak da kullanılan zeytinyağı; tahrişin neden olduğu acı ile yanmayı giderici ve yumuşatıcı özellikleri olan losyondurda.
- Zeytinyağı, derinin foliküllerine penetre olabildiği için, gerek internal gerekse eksternal dokuların yara veya iritasyonunda ve enfeksiyonlara karşı faydalıdır.
- Sindirim sistemini etkiler; ister soğuk olsun, ister sıcak olsun zeytinyağı mideyi çepeçevre koruyucu bir tabakayla sararak mide asitini azaltır. Yemek öncesi veya sonrası alınan bir kaşık zeytinyağı, mide zarını örtüp alkolün işlemesini önleyeceği gibi, karışık içkilerin yol açtığı sarhoşluğuda azaltır.
- Gastrit ve ülsere karşı korumada etkin yardım sağlar. Hazmı en kolay olan zeytinyağı besinlerin bağırsaklar tarafından çok daha iyi emilmesini sağlayarak bağırsakların çalışmasını düzenler. Isıtılmış olsun yada olmasın zeytinyağı gastrik asiditeyi azaltabilmektedir. Tahriş giderici etkileri ülsere karşı koruma sağlar. Bağırsaklardan yiyecek geçişini kolaylaştırmak suretiyle konstipasyona engel olur.
- Zeytinyağı safra kesesinin kontraksiyonlarını (kasılma) ve safra salgılanmasını uyararak safra taşı oluşum riskini azaltır, hazmı kolaylaştırır. Dalakta taş oluşumunu önler. Sarılığa ve karaciğer sancılarına iyi gelir.Oruç tutanlar, sahurda bir çorba kaşığı zeytinyağı içerse safra kesesi ve barsakları rahatlatacaktır.
- Sabah kahvaltıdan önce alınan 1 veya 2 çorba kaşığı zeytinyağı -basit kronik kabızlığa - iyi gelir (daha iyi netice için suyla karıştırılabilir). Basur şikayetlerini giderir; sıcak olarak içilir. Anne sütündede bulunan E vitamini ve oleik asit içeriği ile zeytinyağı, normal kemik gelişimine katkıda bulunur. Anne karnında ve doğumdan sonra bebeğin beyninin olduğu kadar, genel olarak sinir sisteminin gelişimini de desteklediğinden, gebe ve emziren annelere özellikle yararlıdır.
- Zeytinyağı yaşlanmanın, hem genel olarak doku ve organlar, hemde beyin fonksiyonları üzerinde ki etkilerini geciktirmektedir.
- Yüksek tansiyonu düşürür; yaprakları ve dallarından çay yapılır. Taze yada kuru zeytin Kan şekeri seviyesinin düşmesine yardım eder.
- Ağrı, romatizma, burkulma ve adale incelmelerinde; zeytinyağı sürülür veya 200 gr taze çiçek ve yaprak, 100 gr sarı papatya ile 1 kg zeytinyağını arada sırada karıştırarak iki saat ’benmari’ içinde kaynattıktan sonra içindekileri süzüp ağrı veren yerler ovulur. Kapalı yanıklarda zeytinyağı sürülerek kullanılır.
- Kötü kolesterol LDL’yi azaltırken, iyi kolesterol HDL’yi artırır.(Yüksek LDL kolesterolü seviyesine bağlı olarak yükselen kolesterol seviyesinin aterosklerotik kalp hastalığında nedensel rol oynadığı kuşkusuzdur. Epidemiyolojik veriler koroner kalp hastalığı vakalarındaki düşüşün total veya LDL kolesteroldeki düşüş ile beraber olduğunu göstermektedir.)
- Diyetle alınan doymuş yağ asitlerinin (DYA) total kolesterol seviyesini yükseltettiği iyi bilinmektedir. DYA ile tetiklenen kolesterol yüksekliği çoğunlukla LDL kolesterolündeki yüksekliğe bağlıdır. DYA ve hayvansal yağdan zengin diyetler HDL kolesterolü ve apo A-1 de de yükselmeye yol açar.
- Yüksek karbonhidratlı ve düşük yağlı diyet tüketen toplumlarda düşük HDL kolesterol ile düşük LDL kolesterolün birlikte bulunması koroner riski artırmazken, yüksek DYA içeren diyete bağlı olarak LDL’nin yükseldiği toplumlarda daha yüksek HDL seviyesine rağmen koroner riski yüksektir. Yüksek hayvansal yağ içeren diyetlerin LDL- HDL oranını, düşük yağ içeren veya çoklu doymamış yağ asitinden (ÇDYA) zengin diyetlere kıyasla daha fazla yükselttiği görülmüştür. Laurik, miristik ve palmitik asit birlikte tüm DYA ların başında gelirken, mistrik asit tereyağında, hurma çekirdeğinin yağında, hindistan cevizinin yağında bulunmaktadır. Son ikisi aynı zamanda çok yüksek oranlarda laurik asitte içerirler.Bu üç yağdan hangisinin kolesterol yükseltme potansiyelinin en fazla olduğu hala tartışma konusudur. Her üçününde LDL kolesterolünü yükselttiği yapılan çalışmalarda gözlenmiştir. DYA yerine linoleik asit konulduğunda total kolesterolde düşüşe neden olmaktadır. Diyetteki başlıca tekli doymamış yağ asidi oleik asittir.Oleik asit zeytinyağında hakim olan yağ asididir. Düşük yağlı, yüksek karbonhidratlı diyetler total ve LDL kolesterol konsantrasyonlarını anlamlı olarak düşürürken aynı zamanda kesinlikle HDL seviyesinde de düşüşe neden olur. Zeytinyağı sağlıklı lipid düşürücü diyete yararlı katkıda bulunur. - Kalp dostu;zeytinyağı hayvansal yağların tersine kandaki kolesterol miktarını ve dolayısıyla kalp krizi riskini azaltır. Kan plateletlerinin toplanmasına engel olarak kan pıhtılaşması riskini de yok eder.
- İçerdiği linoleik asit yüzdesi nedeniyle anne sütüne benzeyen zeytinyağı, inek sütüne katıldığında anne sütüne yakın değer elde edilir. Sütü kesilen anneler yağsız inek sütüne biraz zeytinyağı katıp bebeğe verilebilir.
- Günde birkaç damla zeytinyağı bebeğin gelişimine büyük katkı sağlar.
- İçerdiği E, A, K vitaminleri ile her yaştaki çocuğun gerekli ihtiyacına yanıt verir. Bu vitaminler kemiklerin doğal gelişimine ve mineralleşmeye yardımcı olup, güçlenmesini hızlandırır. Her yaştaki insan için yararlıdır.
- Böbreklerin ıslahında, taşları düşürmede, bağırsak kurtlarını düşürmede, karın ağrısında sıcak su ile içilmesi iyi gelir.
- Çocukları raşitizmden korur. Siyatik, mafsal ağrılarına iyi gelir; zeytinyağı tortusu sürülür.
- Ağızda çalkalandığında ,dişlerin beyaz olmasını sağlar,diş etlerini korur, diş çürümelerini önler. Yaprağını 300 gr. suda 15 dakika kaynatıp, süzdükten sonra şeker ilave edrek 15 gün boyunca her sabah akşam sıcak içmek faydalıdır.
- Zeytinyağı sağlık ve güzellik kaynağıdır. Cilde ve saçlara çok faydalıdır. Cildi besler, korur ve yumuşatır.
- Saçları dökülenlere; 1 yumurta sarısı ve zeytinyağı karışımını saç diplerine sürerek 1 saat bekletilip daha sonra yıkayınız.
--------------------------------------------------------------------------------
Okunma: 182
Oy/Yorum: Rating:10 Votes:1 (Rating Scale: 1 = worst, 10 = best)
Tarih: 20.11.2006
Yazar/kaynak: M.KARADAĞ/Derleme
Yazar iletişim: M.KARADAĞ
Gönderen: mkaradag27
Yorumlayan: oktay.cankesen tarih 25.11.2006
--------------------------------------------------------------------------------
tüm faydaların ne güzel yazmışsın hemen bir badak içesim geldiya bendebiraz dahaönce bir yerde okudugum makaleyi yazayım dedim.
ağrıya karşı zeytinyagı Sızma zeytinyağında “İbuprofen” adlı ağrı kesicilerde bulunan bir maddeye rastlandı.
Yapılan bir araştırma, yararları saymakla bitmeyen sızma zeytinyağının ağrı kesici etkilere de sahip olduğunu ortaya koydu.
Sonuçları İngiliz bilim dergisi “Nature”da yayınlanan araştırmayı yürüten ABD’nin Philadelphia’da faaliyet gösteren Monell Kimya Merkezi araştırmacılarının lideri Paul Bresling, sızma zeytinyağında “İbuprofen” adlı ağrı kesicilerde bulunan bir maddeye rastlandığını açıkladı.
Bilim adamı, sızma zeytinyağının içinde bulunan ve genizden geçerken yakıcılık veren maddenin, aynı İbuprofen benzeyen özelliğe sahip olduğunu söyledi.
Bresling, düzenli olarak günde 50 gram soğuk presle sıkılmış sızmazeytinyağı kullanımının, günlük olarak tavsiye edilen İbuprofen dozajının yüzde 10’una denk ağrı kesici etkisinin bulunduğunu belirtti.
Araştırmada, önerilen düzeyde sızma zeytinyağı yemenin, migren gibi genellikle kronik ağrıların etkilerini azalttığı da ifade edildi.
Kaynak: A.A.
Ne Diyelim 4000 yıllık mucize Zeytinyağı sofralardan eksik olmasın. 100 yıl yaşamak için Zeytin yağınla ahbab olun
alıntıdır, www.zeytuni.blogspot.com 'da
Uluslararası Zeytin Konseyi (IOOC ) Zeytin Ürünleri Piyasası Raporu Özeti
Derleyen , çeviren : M. Hakkı Yazıcı
Mart 2007 sonu itibariyle, başlıca üretici ülkelerde 2006/07 sezonu zeytinyağı üretimi bitmiştir. Genellikle nihai üretim seviyesi baştaki tahminlerle uyuşmaktadır. Üretim İspanyada ve bazı diğer ülkelerde Nisan ve Mayıs aylarında devam edebilir.
Son verilere göre, 2006/07 sezonunda bütün Avrupa Birliği ülkelerinde zeytinyağı üretiminin 2.140.000 tona ulaştığı umulmaktadır. Bu, bir yıl önceki 1.946.000 tonluk üretim seviyesinden % 9.97 daha yüksektir. Ülkelerin üretim payları, 1.095.000 ton İspanya, 627.000 ton İtalya, 370.000 ton Yunanistan, 35.000 ton Portekiz, 8.000 ton Kıbrıs Rum Kesimi ve 5.000 ton Fransa şeklinde sıralanmakta.
Avrupa Birliğinin son 2006/07 zeytinyağı üretimi rakamlarına Tunus ve Cezayir'in nihai üretim rakamları eklendiğinde toplam üretim yaklaşık 2.321.000 tona ulaşmaktadır. Bu üretim alanlarının geçmiş altı sezonluk uluslararası zeytinyağı üretimi ortalamasının % 85.2 ine tekabül ettiği hesaplandığında, 2006/07 için toplam dünya üretiminin 2.724.000 tonla 2.828.000 ton arasında olacağı beklenebilir. Bundan dolayı, IOC nin Kasım 2006 daki oturumunda ilan edilen, 2006/07 sezonu dünya zeytinyağı üretimiyle ilgili 2.820.000 tonluk tahmini hedefini bulmuştur.
İspanya Tarım Bakanlığı, Şubat 2007 sonu itibariyle İspanya’nın zeytinyağı üretiminin 1.006.800 ton olduğunu ilan etmiştir. Bu rakam bir önceki sezonun aynı dönemine göre % 30 daha yüksektir ve önceki dört sezon ortalama üretiminin % 4 üstündedir. Tam olarak, 4.786.474 ton zeytin, hammaddenin % 21’ne karşılık gelen bu hacımdaki yağ üretimi için sıkılmıştır. Aynı dönem için İspanya’daki sofralık zeytin üretimi, bir önceki sezonun % 15 üstünde olan 492.000 tona ulaşmıştır.
Tunus Tarım Bakanlığı tarafından açıklanan rakamlara göre, 2006/07 sezonu için Tunus’un toplam zeytinyağı üretimi 160.000 ton olmuştur. Bu, Ekim 2006’da bildirilen ilk 130.000 tonluk tahmine göre % 23.08’lik bir artışı göstermektedir, ancak 220.000 tonluk 2005/06 sezonu kayıtlarının % 27.23 altındadır. Sofralık zeytin üretiminde ise 15.500 tonluk rakam ilan edilmiştir.
Tunus’ta zeytinyağı üretici fiyatları, 2006/07’deki bütün önemli piyasalarda başlayan, 2.2 TND / Kg.’ de seyreden, aynı düşme eğilimini muhafaza etmektedir. Sofralık zeytin üretici fiyatları, 0.690 TND / Kg.’a getirilmiştir.
Aylık ve haftalık değişikliklere göre, en önemli Avrupa Birliği üretici ülkelerindeki sızma zeytinyağı fiyatları;
- Bir yıl önceki üretici fiyatları ile karşılaştırıldığında İtalya'da % 22, İspanya'da % 28, ve Yunanistan'da % 30 daha düşüktür.
- 2006/07'de, fiyat seviyeleri, ilk olarak bir önceki sezonun son aylarında ortaya çıkan düşme eğilimini sürdürdü. Bununla beraber, Kasım 2006 ortalarından bu yana fiyatlar, farklı zamanlarda hafif bir düzelme gösterdi. Fiyat düzelmesinin ilk belirtisi 13-19 Kasım 2006 haftasında İtalya’dan geldi; bunu bir 2 aylık düşme- yükselme dönemi ve daha sonra belirgin, ılımlı bir yükselme eğilimi takip etti. 25-31 Aralık 2006 haftasında kaydedilen yükselen fiyat hareketleri ile İspanya pazarı bunu uygun olarak takip etti, Bu dizinin sonu, 12-18 Şubat 2007 haftasında fiyatların toparlanmaya başladığı Yunanistandı.
- Avrupa Birliği’nde tek bir Pazar olsa bile, başlıca üretici Avrupa ülkelerinde önemli fiyat farklılıkları olmaktadır. Mart 2007 ayının son haftasında, Hanya’da (Yunanistan) sızma zeytinyağı fiyatı, Jaen’deki (İspanya) 2.67 Euro/ Kg.’lık fiyatla karşılaştırıldığında % 2.3 daha düşük fiyat olan 2.61 Euro / Kg.’a geldi. Bari’de (İtalya) bile fiyatlar, 3.26 Euro/ Kg.’la, Yunanistan’a göre % 24.9 ve İspanya’ya göre % 22.1 oranında daha yüksekti.
Zeytinyağına 13.2 milyon YTL prim
- Tarım Bakanı Eker: Türkiye’de geçmiş yıllara göre ürüne ödenen prim miktarlarını arttırıyoruz...
NESRİN ŞİRVAN
Tarım Bakanı Mehdi Eker, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konsey Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesiyle, böylece sektörün kurumsallaşmasının önünün açıldığını söyledi. Eker, zeytincilik sektörü ile ilgili hedeflere yönelik ise, “Zeytin ve zeytinyağında önümüzdeki 10 yıl içerisinde, 1 milyon hektar zeytin alanı, 160 milyon zeytin ağacı sayısı hedefliyoruz. Ağaç başına verim 25 kg, kişi başına zeytinyağı tüketimi 5 kg, kişi başına sofralık zeytin 6 kg, zeytin üretimi 4 milyon ton, zeytinyağı üretimi 450 bin ton, zeytinyağı yurtiçi tüketimi 250 bin ton, zeytinyağı ihracatını 200 bin ton olarak hedeflenmektedir” dedi. Eker, zeytincilik ve şarapçılık sektörü üzerine sorularımıza şöyle yanıt verdi.
SOFRALIK ZEYTİNDE İKİNCİYİZ
Sofralık zeytin üretiminde ikinci, zeytinyağı üretiminde ise beşinci olduğumuza dikkat çeken Eker, şunları söyledi: “Ülkemizde son 10 yıllık ortalamalara göre; sofralık zeytin üretimimiz 363.000 ton, yağlık zeytin üretimimiz 878.000 ton, zeytinyağı üretimimiz ise 120 bin tondur. Yıllara göre değişmekle birlikte dünyadaki yerimize bakarsak, sofralık zeytin üretiminde ikinci, zeytinyağı üretiminde ise beşinciyiz. Ülkemiz tüketimi yıllara göre değişmekle birlikte, sofralık zeytin tüketimi ortalama 135.000 ton, zeytinyağı tüketimi ise 60.000 tondur. Sofralık zeytin ihracatımız 35-70 bin ton arasında değişmekte olup, ihracatı gerçekleştirdiğimiz ülkeler AB ve Ortadoğu ülkeleridir. Zeytinyağı ihracatımız ise ortalama 60 bin ton olup, ihracatımızın yarısından fazlasını (% 60-65) AB`ye gerçekleştirmekteyiz. AB`ye gerçekleştirdiğimiz zeytinyağı ihracatında İtalya ve İspanya önemli bir yer tutmaktadır. İhracatımızdaki diğer önemli ülkeler ise ABD, Kanada ve Suudi Arabistan`dır.”
ZEYTİNCİLİĞİ DESTEKLİYORUZ
Zeytinciliğimizin teşvik edilmesi amacıyla üreticiler, zeytinyağı ve sertifikalı zeytin fidanı bazında desteklendiğini ifade eden Eker, “Türkiye`de geçmiş yıllara göre zeytinyağına ödenen prim miktarlarının arttığını görebiliriz. 2007’de 13.2 milyon YTL prim ödemeyi planlıyoruz. Geçen yıl bu rakam 3.6 milyon YTL idi. İlk defa 2005 yılında sertifikalı zeytin fidanını destekleme kapsamına aldık. 2006 yılında sertifikalı zeytin fidanı ile zeytinlik tesis edenlere 250 YTL/da destek verdik. 2007 yılında da sertifikalı zeytin fidanı ile zeytinlik tesis edenlere 250 YTL/da destekleme ödeniyor. Gemlik çeşidi ile bahçe tesisine 45 YTL destek uygulanıyor. Yine Dış Ticaret Müsteşarlığı’nca hazırlanan tebliğ kapsamında, sofralık zeytin için farklı kalemlerde tescilli Türk markaları ile ihraç edilmesi durumunda ton başına 100-150 ABD Doları ihracat teşviki verilmektedir. Zeytinyağı için tescilli Türk markaları ile “Made in Turkey” ibaresi ile ihraç edilmesi durumunda farklı ambalaj büyüklüklerine göre değişmek üzere ton başına 150-350 ABD Doları ihracat teşviki verilmektedir. Yukarıdakilere ilaveten DGD, mazot ve gübre desteği de mevcuttur”dedi. Öte yandan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konsey Yönetmeliği’nin 05.04.2007 tarihinde Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini ifade eden Mehdi Eker, “Böylece sektörün kurumsallaşmasının önü açılmıştır. Bu alanda hedefler; zeytin ve zeytinyağında önümüzdeki 10 yıl içerisinde; 1 milyon hektar zeytin alanı, 160 milyon zeytin ağacı sayısı, ağaç başına verim 25 kg, kişi başına zeytinyağı tüketimi 5 kg, kişi başına sofralık zeytin 6 kg, zeytin üretimi 4 milyon ton, zeytinyağı üretimi 450 bin ton, zeytinyağı yurtiçi tüketimi 250 bin ton, zeytinyağı ihracatı 200 bin ton olarak hedeflenmektedir” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’DE YILLAR İTİBARIYLA ZEYTİNYAĞINA ÖDENEN PRİM MİKTARLARI
......................PRİME ESAS.......................PRİME......TOPLAM ÖDENEN
......................ZEYTİNYAĞI.......................ESAS.............PRİM TUTARI
YILLAR.............MİKTARI (TON)...................FİYAT...........(MİLYON YTL)
1998-........................-.................40 CENT/KG...............18,0
2000-2001.............115.000.............28 CENT/KG...............48,5
2001-2002...............11.826.........150.000 TL/KG...............1,8
2002-2003...............97.157.........175.000 TL/KG...............17,4
2003-2004...............31.519.........200.000 TL/KG................6,3
2004-2005...............94.264.........250.000 TL/KG................23,6
2005-2006...............36.317.................10Ykr/KG................3,6
2007 yılı ürünü........120.000.................11Ykr/KG................13,2
Sevgili kasım kardeş bilgiler için çok teşekkür , amma üzülerek belirtmek gerek biz zeytinyağını sofradan çok yağlı güreşerde kullanıyoruz. Oysa insanlar sağlıklı kalmanın on altın kuralından birinin zeytinyağı tüketimi olduğunu ah! Bir bilseler. Selamlar
KASIM BEY ÇALIŞMIYOR İLGİLENİRMİSİNİZ LÜTFEN TEŞEKKÜRLER
Belirli bir zaman içerisinde link kullanılmazsa kendiliğinden siliniyor. Tekrar güncelledim indirebilirsiniz.
bu link'te direk serverden indirebilirsiniz.
PAYLAŞIM İÇİN TŞKLER
![]()
Zeytinyağında 72 Bin Ton Rekolte Bekleniyor
(Cihan Haber Ajansı) 28.09.2007
İzmir Ticaret Borsası (İTB) başkanlığında oluşturulan rekolte tahmin heyeti, 2007-2008 sezonunda toplam 72 bin 212 ton zeytinyağı ve 200 bin 370 ton zeytin üretileceğini açıkladı. Zeytinyağında kuraklığa rağmen rekoltenin, yok yılı ortalamasının üzerinde olacağı belirtildi.
İzmir Ticaret Borsası (İTB) başkanlığında oluşturulan rekolte tahmin heyeti, 2007-2008 sezonunda toplam 72 bin 212 ton zeytinyağı ve 200 bin 370 ton zeytin üretileceğini açıkladı. Zeytinyağında kuraklığa rağmen rekoltenin, yok yılı ortalamasının üzerinde olacağı belirtildi.
Tarım il ve ilçe müdürlükleri, Tariş ve Marmarabirlik kooperatiflerinden alınan bilgiler ve zeytinliklerde yapılan incelemeler sonucu hazırlanan tahmin raporu, İTB'de düzenlenen bir toplantıyla açıklandı. Rapora göre Ege ve Marmara bölgelerinde 81 milyon 62 bin 533 meyve veren ağaç bulunuyor. Bu ağaçlardan 47 bin 59 ton zeytinyağı ve 151 bin 419 sofralık zeytin elde edilmesi tahmin ediliyor.
Güneydoğu Anadolu ve diğer üretim bölgeleriyle birlikte Türkiye'de 102 milyon 254 bin 394 adet meyve veren zeytin ağacı bulunuyor. Bu ağaçlardan 581 bin 642 ton zeytin tanesinin toplanacağı tahmin edildi. Toplanan zeytinlerin 200 bin 370 tonunun sofralık olarak değerlendirileceği, kalan kısmından ise 72 bin 21 ton zeytinyağı elde edilmesinin tahmin edildiği kaydedildi.
Raporu açıklayan İTB Zeytin ve Zeytinyağı Meslek Komitesi Başkanı Selim Kantarcı, geçen yıldan 60 bin ton stok devredildiğini belirterek, "Stokla birlikte bu sezon Türkiye'nin elinde 130 bin ton civarında zeytinyağı olacak. Bu miktar ihracata da iç piyasaya da yeter" dedi.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kilis, Nizip, Oğuzeli, Burç ve çevresinde de aslında var yılı olmasına rağmen çiçeklenme döneminde yaşanan ani ısı değişiklikleri sebebi ile ürün yağlık zeytinde yaklaşık %30 salamuralık zeytinde ise yaklaşık %50 civarında bekleniyor.
yeni mahsul zeytin yağının istenmeyen kokusu nasıl giderilir...
Taze sıkılmış yemeklik zeytinyağı doğal olarak hafif acı ve biraz kokulu olur.Bu acılığı ve aromatik kokuyu azaltmak için yağı geniş ağızlı bir kaba alırız(krom veya paslanmaz varil)üzerine ince bir bez örtülerek tozdan ve diğer yabancı maddelerden koruyarak ılık bir yerde dinlendirerek havalandırırız bu süre ortalama 1 ay sürebilir daha sonra bez alınarak zeytinyağının kapağını kapatılır, güneş ışığından muhafaza edilir.Haziran ayında elimizdeki yağın posası tabana çöker bu posa yağın yemeklik özelliğini bozar,özelliğini kaybetmemesi için dinlenmiş olan yağımızı başka bir kaba alarak posasından ayırırız.
Sevgili okyanus_27bendede aynı sorun vardı. Daha ben onun için Nizipteki yağ imalatçılarına sorup bilgi alacaktım. Senin sayende püf noktasını öğrenmiş oldum. Vermiş olduğun bilgi için teşekkürler....
En doğru yanıtı Kasım Abi verecektir. Özel mesaj atın bence...
ZEYTİNLİKLER-
Zeytinliklerine bakmayan üreticilere ağaç başına 10 YTL idari para cezası verilecek. Zeytinlik sahaları daraltılamayacak. Ancak belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar sınırları kapsamı içine alınması halinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının yüzde 10'unu geçemeyecek.
İzinsiz zeytin ağacı kesen veya sökenlere ağaç başına 60 YTL idari para cezası uygulanacak.
kaynak ve ayrıntı için tıklayınız...
Caydırıcı bir rakam değil.
Zeytin ağaçlarını kesip yerine çarpık kentler kuranlara ceza yok mu? :(
elimizde 1000 agaç tirille zeytin agçımız mevcütür..zeytin ve ürünlerini nasıl degerdirebilirz.
zeytin yağı üretim tesisi kurabilirsiniz.mesaj atarsanız irtbata geçebiliriz.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan, sektörde milat olarak kabul edilen Kalite Kontrol Programı Anlaşması'nın imzalandığını, bu programa dahil olup kalitesini tescilleyen firmaların gerek iç, gerekse dış pazarda satışlarının artacağını söyledi.
İzmir Ticaret Borsası'nda ''Kalite Kontrol Programı Anlaşması''na ilişkin basın toplantısı düzenleyen Tan, programın zeytin ve zeytinyağı kalitesinin artırılmasına katkı sağlayacağını belirtti. Anlaşmanın 28 Ocak'ta imzalandığını ve programa dahil olmak isteyen firmaların buraya kayıt yaptırdığını anlatan Tan, kendine güvenen tüm kurumları buraya beklediklerini kaydetti.
Sektördeki üreticilerin bu programa dahil olma zorunluluğunun olmadığının altını çizen Tan, iyi kalitede zeytinyağı üreten ile orta ve düşük kalitede ürün üreten firmaların bu program sayesinde ortaya çıkacağını dile getirdi. Tan şöyle konuştu: ''Sektörde milat olarak kabul edilen kalite kontrol programı anlaşmasına dahil olan firmaların gerek iç pazar satışları gerekse ihracatı artacaktır. Kendine güvenen, üretimine güvenen firmaların malları en az yılda 2 kez uluslararası laboratuvarlarda kontrol edilecek ve ürünlerin Türk Gıda Kodeksi standartlarına uygun olup olmadığı belirlenecektir. Yapılan inceleme sonuçları ise yıl sonunda yayınlanacaktır.
Tağşiş denilen daha ucuz yağların zeytinyağına karıştırılmasına bu yöntem sayesinde engel olunacaktır. Bu program UZZK'nın kalite kontrolüdür. Türk zeytin ve zeytinyağının dünyada hak ettiği yere oturtmayı amaçlıyoruz.''
Dünyanın en kaliteli zeytinyağının Türkiye'de üretildiğini, ancak bunun dünya genelinde bilinmediğini ifade eden Tan, program sayesinde bu kalitenin rahatlıkla her yere duyurulabileceğine dikkat çekti.
VERİM BİZDE 12, AVRUPADA 30 KİLOGRAM
Hükümetin zeytincilik adına ulusal bir program hazırladığını ve 2015 yılında Türkiye'nin zeytincilikte dünya ikincisi olması hedefini koyduğunu anımsatan Tan, son 6 yılda dikilen 35 milyon zeytin fidanıyla birlikte toplam zeytin ağacı sayısının 145 milyona ulaştığı bilgisini verdi. Zeytinyağında üreticiye verilmesi gereken primin 1-1.5 TL olduğunu ifade eden Tan, ''IMF'nın zeytinyağı politikası patinaj yaptırır. IMF politikaları zeytincilikten uzak dursun. Kutsal ağaca dokunanlar tehlikeye girer. Zeytinyağında sadece prim çözüm değildir. Türkiye'de ağaç başına verim 12 kilo iken Avrupa'da 30 kilonun üzerinde. Damlama sulaması ve bazı alanlarda desteklerin artırılması en az prim kadar önemli'' diye konuştu.
Sektörün son 6 yılda yavaş yavaş kendine geldiğini dile getiren Tan, kriz sektöründe zeytinyağı ihracatında artışın yaşandığını söyledi. Sektörlerinin kriz dönemine çare olabileceğini belirten Tan, ''kriz sürecinde zeytinyağı ihracatı yüzde 25 arttı. Krizlere en dayanıklı ağaç zeytin ağacıdır, zeytinyağı krizden bunalanlara güç verecektir'' dedi.
İZZK Yönetim Kurulu üyesi Ümmühan Tibet ise zeytinyağının hak ettiği yerde olabilmesi için bu ürünün ana vatanı olan Türkiye'de bolca tüketilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Yeni Asir
Zeytinyağı sektöründe milat olarak kabul edilen Kalite Kontrol Programı Anlaşmasının imzalanması, bu programa dahil olup kalitesini tescillemeyen eski sistem usul dolum ve pazarlama yapmanın zor,karsız açılım olduğu ve dar bir ortama girdiği anlaşılmakta.
Zeytinyağı'nda artık yeni sistem uygulamaların gelecek vaad ettiği bir döneme girmiş oluyoruz.
Ayrıca Kalite Kontrol Programı uygulaması saf ve katıksız yağı bulup kafalarda şüphe oluşturmadan kullanmak tüketicilerinde ilk tercihi olacaktır.
Teknolojiyi kabul etmeyen hala dededen kalma yöntemlerle üretim yapan üreticiler ekenomiye ne kadar zarar verdiklerinin farkında değiller tabi kendi kazançlarınında azaldığını bilmiyorlar bu tarz çalışmalar üreticiyi bilinçlendirdiği gibi yeni teknolojilerin tanıyımı açısındanda faydalı, makina ekipmanları için devletin desteğini arttırması gerekiyor hala bu makinalardan gümrük alan devlet kafası değişmeli.
[HA]Zeytinyağı[/HA] dünyanın tükettiği ve sağlıklı bulduğu önemli bir gıda ürünü olduğundan hassas düşünülmekte, kalite her gün yükseltilmeye çalışılmakta.
Kullanıcılar daima en saf ve kaliteli üründe seçici olacaklarından yeni sistem üretimi yakalamak gerekir.
Müslüm bey dedikleriniz doğru ancak bu konuda çözümlenmesi gereken başka bir konu var bu konuya toplum sıcak bakmadığı çözümlenmesi zor bir konu; tarımsal ekipmanlarda modern mekanizasyon'a geçebilmek için tarım alanlarının belirli bir büyüklükte olması lazım daha kısası tarım alanlarının miras yoluyla bölünmesine engel olmak lazım aksi halde dededen kalma usullerle tarım devam eder.
Avrupa ve Amerikada tarımsal üretim yapan çiftçiler ya kooperatifleşerek sınırlarını ortadan kaldırmışlar yada dev şirketler bu işi tek elden yapıyor, bir kooperatifin yada şirketin 10 bin 20 bin 30 bin dönüm üretim yaptığı tarım alanı var A'dan Z'ye üretim, paketleme, pazarlama hususunda profesyonel ve teknolojik olanakları sonuna kadar kullanıyorlar,
Bizim ülkemizde 5 ile 50 dönüm arası tarımsal alanda üretim yapan çiftçimiz ezici çoğunluğu oluşturuyor belirli bir büyüklüğün altına düşen arazi miktarı ile geçim yapamayan çiftçiler haliyle ek işlere başvuruyorlar dolayısıyla ne çiftçilikten nede diğer işten asgari randımanı alamadıkları gibi ekipman konusundada ilkel yöntemleri aşamıyorlar.
Soruna bu noktadan bakılırsa zannedersem çözüm daha akılcı olur.
Zeytinyağı üretimi konusunda bölgemizde gerekli altyapı hemen hemen tamamlanmış olmakla beraber markalı üretim ve ambalajlama konusunda çok fazla eksiklerimiz bulunmaktadır, bu konuda da yine toplumsal bilincin olmaması üretim yapan firmalar üzerinde durağan bir etki yaparak markalı üretime geçmelerini geciktirmektedir,
Üretilen zeytinyağının kontini sistem'le birlikte ciddi olarak kalitesinin arttığı bilinen bir gerçektir ancak ambalaj ve marka hususunda gerekli adımların atılmaması sonucu suistimala açık bir ambalaj sistemi ile kaliteli olan zeytinyağı küçük çıkarlar uğruna tağsişe maruz kalarak kalite konusunda, tüketici açısından etkisi çok zor kaldırılacak bir ön yargıya sebep olmaktadır.
Tek çözüm yolu markalı üretim ve beyaz tenekenin tamamen ortadan kaldırılmasıdır,
Etkisi çok fazla olmamakla birlikte bir diğer husus da üretim yapan fabrikaların müstahsilin gözünde yer edinebilmek için üretim esnasında azami sıcaklığın 40 C olması gerekirken(esası 27 C), fazla verim almak uğruna 60 C ve daha da üzerine çıkarak zeytinyağını zeytinyağı yapan özelliklerin bır kısmını daha üretim aşamasında yok olmasına sebep olmaktadır.
Çiftçinin kaliteyi arttırma yönünde yapması gereken hususlara da değinmekte fayda var;
-dip zeytini ile ağaçtan toplanan zeytini birbirine karıştırmaması lazım
-sırıkla v.b aletlerle hasattan vazgeçilerek maliyeti çok fazla olmayan sırtta taşınan küçük hasat makinelerine yada elle, tırmıkla toplamaya tamamen geçmesi lazım, bu konu ağaca zarar verilmemesi ve meyvaların yaralanmaması açısından kaliteyi etkileyen önemli faktörlerden biridir.
-Günlük toplanan zeytinler bekletilmeden günlük sıkım için tesise getirilmelidir.
-Zeytin bahçelerine suni gübreler yerine çiftlik gübresi yada organik kökenli gübreler vermesi kaliteyi ve verimi çok etkilemektedir.
- Aynı bahçe içerisindeki zeytin çeşitlerini birbirine karıştırılmaması buna imkan yoksa zeytin bahçesinde ileriye dönük tek tip zeytin çeşidi için aşılama yapılması lazım.
- Verimli olmayan yada yağı kaliteli olmayan çeşitlerden yine vazgeçilerek aşılama yapılmalıdır.
- Kesinlikle damla sulama sistemine geçilmelidir.
... daha başka hususlarda var bu konuları site içerisindeki ilgili konularda daha önce detaylı olarak belirttiğimiz için burada yazmak istemedim.
zeytin türkiyede sadece egede çıkıyor diye biliniyor ama girişimlerle ve değerlendirilmelerle nizip antep ve çevresinde çıkarıldığını bilsinler ve sabun gibi bir çok şeyde kullanıldığını ve satışlarını yapıldığını bilsinler bununla çiftçimiz esnafımız ve bu işle uğraşan herkes kazanır
Geçenlerde Nizipten zeytin yağı getirdim dedim herkes şaşırdı, anlatamadım Nizipte zeytin ağacı olduğunu demekki Nizip'i yeterince tanıtamıyoruz.
gercekten bu konuya degındıgınız için teşekkur ederım .zeytin gercekten buyuk bır nımettır tabıat harıkası helede insan için soz konusuyken kuranı kerımde bıle dıle getırılmişbu meyvemızın kıymetını bılmelıyız ozellıklede maksulunu toplamaya gelırken dıkkat edelım normal sekılde toplayalım kı agaca zarar vermelıyelim bızım buyorede genellıkle bazı kesımımız sırıkla topluyo ve gelecek zamandakı maksulede engel teşkıl edıyo.belkı konuyla alakası yoktur ama bu konuya degınmek ıstedım.yagının ne kadar faydalı oldugunu unutmamayalım.
Sırık olayı artık bitti gibi, millet anladı artık nasıl toplanması gerektiğini.
evet gelişme imkanımız zor tarımmda da geri planda kaldık