nizipli_subutay Nickli Üyeden Alıntı
Genelde ayağımızda terlik olurdu. Taştan kaleler yapardık.Kalenin bir tarafı illa ki elektrik direği olmalıydı. Havara taşı ile kendimize orta saha, ceza sahası çizerdik. Taç olmazdı. Ama top balkonlara ya da damlara gidince taç kullanırdık.
"ÖRGETİK! ÖRGETİK!" diye biri bağırınca bilirdik ki taç usülünce kullanılmamış. Hep kavga çıkardı bu yüzden. En golcü arkadaşlar tabir-i caizse "G.tü yere yakın" olan arkadaşlardı :). Maç esnasında herkes kendini bir ünlü golcü yerine koyar ve top ayağına gelince kendi kendine, bağıra bağıra maç anlatmaya başlardı: "RIDVAN GİDİYOR! RIDVAN GİDİİYOR! MÜKEMMEL BİR ÇALIM! ŞUUTT AMA AZ FARKLA AVUTA ÇIKIYOR!"
Top olmasa da maç yapardık. Çam kozalağıyla az ayakkabı yırtmadık. Bir ara sokaktaki arkadaşlarla gerçek futbol topu almıştık. Aldığımız gün patlatmıştık :).Sonra bakkaldan bir lastik top alıp içine koymuş ve tekrar şişirmiştik (lastik topun sibobunu sac vidasıyla çıkarabilirsiniz). O topu dışı parçalanana kadar kullanmıştık...
Bizim sokakla öbür sokak arasında hemen hemen her gün maç yapardık. Orti bu güzel konu için teşekkürler...