sorarım abi ok ama 1. seçecekmisiniz önce onu konuşalım da :) :) :p
Yazdırılabilir Görünüm
Temel TRT 1 de bir yarışmaya katılır ve kazanır. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitabın adı da 'düz mantık' tır. Temel hediyeyi alırken sorar;
-Bu kitapta ne yazıyor?
-Okuyunca öğrenirsin...
-Ben onunla uğraşamam, anlat bakayım sen bana.
-Ok bak şimdi; senin evinde akvaryum var mı mesela?
-Evet var...
-O zaman içinde su da vardır?
-Evet var...
-İçinde su varsa balık da vardır....
-Evet var...
-Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen?
-Evet....
-Hayvanları seviyorsan insanları da seversin her halde?
-Evet...
-O zaman senin sevgilin de vardır?
-Evet var.
-Yaşlı görünüyorsun o zaman sen evlisindir?
-Evet.
-E karın olduğuna göre de, homoseksüel değilsindir?
-Evet.
-Bak gordun mu?...
Temel çok etkilenir. Kitabı alır koltuğunun altına eve doğru giderken Dursun'u görür.
Dursun sorar;
-Temel o ne?
-Düz mantık kitabı!
-Nasıl bir şey anlat bakiiim.
-Bak şimdi; sizin evde akvaryum var mı?
-Yook!
-O zaman sen homoseksüelsün
Ya mehmet kardeşim boyalı basın
bir zaman rahmetli ecevite demediğini bırakmadı.
Temel paraşüt satıyormuş. Bir müşteri gelmiş:
- ''Beyefendi bu paraşütle 40000 fitten atladık diyelim''..
- ''Evet''..
- ''Açılmazsa ne olacak?''...
- ''Birinci düğmeye bas açılır''...
- ''Ya açılmaz sa?''...
- ''İkinci düğmeye bas açılır''...
- ''Ya açılmaz sa?''...
- ''Kardeşim üçüncü düğmeye bas kesin açılır.''
- ''Tamam beyefendi üçüncü düğmede de açılmadı, ne olacak?''...
- ''Eeee amma uzattın kardeşim, getir değiştiririz''
inşallah hakeden kazanır yarışmayı.bende bi fıkra yazmak isterdim ama aklıma gelmiyor:((
ya abiler kardeşler bu fıkra yarışması sonuçlandı mı?sonuçlandıysa kim kazandı merak ettim öğrene bilir mi yim?
eğer ben bu fıkra jürisinde olsaydım buradan bir en fazla iki fıkradan başka hiç birine bi puan dahi vermezdim :)
Bu fıkra yarışmaya girmer mi?
Ne yazık ki gerçek
Bir banka kayıplara karıştı !
Yazar: cecenistan
Rusya’da hiç benzerine rastlanmamış bir olayla karşılaşıldı.
Rusya Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamaya göre, Russkiy Bank Delovova Satrudniçestva adlı bankanın zamanında gerekli bilgileri Merkez Bankasına vermemesinden dolayı lisansı elinden alındı. Denetleme için bankanın bulunduğu adrese giden Rusya Merkez Bankası yetkilileri, bankayı belirtilen adreste bulamadı. Daha önce de bankanın adresine lisansın bankanın elinden alındığına dair postayla bir yazı gönderilmiş, fakat belirtilen adreste banka bulunamadığı için yazı Merkez Bankasına geri dönmüştü. Kurallar gereği, bankanın adres değişikliği olması durumunda bunu Merkez Bankasına bildirmesi gerektiğinden, bankanın bu adreste bulunamaması ve Merkez Bankasına hiçbir bilgi verilmemesi bankanın kayıplara karıştığı şeklinde yorumlandı. Şu ana kadar Rusya’da bankalar kayıplara karışsa dahi, bu durum bankanın lisansının elinden alınmasından sonra meydana geliyordu. Bankanın resmi internet sitesinin de olmamasından dolayı, banka temsilcileri ile irtibata geçmek te mümkün olamadı.
http://cecenistan.azeriblog.com/
Batman Merkez'e bağlı Yolveren köyünde ikamet eden ve iki dönemdir 2 oy alarak muhtar seçilen Mehmet Alcu, Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeye hazırlanıyor.
29 Mart yerel seçimlerinde Yolveren köyünde muhtarlığa aday olan Mehmet Alcu, 27 seçmeni bulunan köyde seçmenlerin oy kullanmaması üzerine kendisi ve eşinin oylarıyla muhtar oldu. İki dönemdir Yolveren köyünde 2 oy alarak muhtarlık yapan Mehmet Alcu, köyde seçmen olarak bulunan kişilerin köyde ikamet etmediklerini ve dolayısıyla seçmen olarak kendisinin ve eşinin bulduğunu, eşinin de kendisine oy vermesi üzerine 2 oy alarak tekrar muhtar seçildiğini söyledi.
Alcu, önümüzdeki dönemde de yine 2 oy alarak muhtar olması durumunda Guinness Rekorlar Kitabı'na başvuracağını belirtti.
Üç yaşlı ihtiyar varmış bunlar birbirlerine dert yanıp dururlarmış birincisi dönüp demişki kardeşim bu yaşlılık ne kadar kötü birsey gecen gün merdivenlerdeydim diyor ulan unuttum yukarımı cıkıyordum asagımı iniyordum unuttum diyor bu defa ikincisi diyorki sorma kardeşim sorma bende gecen gün kapının agzında duruyordum anahtarı düşürdüm ulan içerimi giriyordum dısarımı cıkıyordum unuttum diyor üçüncüsü ordan atılıyor haydi ordan yaşlılık deyip duruyorsunuz allaha sükür diyip masayı tıngırdatırken kapı sesi gibi oluyor ula kim o diyip etrafına bakını veriyor...
DİNİ YİRMİ KURUŞA SATMAYANLAR
Londra'daki caminin yeni imamı şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman aynı şoföre rastlıyormuş.
Bir gün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 "kuruş" fazla vermiş. İmam
yanlışlığı oturunca, parasını sayınca fark etmiş. Kendi kendine düşünmüş "20 kuruşu geri versem mi şoföre?"... Ama içinden bir ses diyormuş ki "çok küçük bir para ve şoförün zaten umurunda da değil.
Otobüs şirketine 20 kuruş ne fark eder?. Bu parayı Allahtan gelen bir hediye gibi... düşünebilirim"
İneceği durağa gelince, imam kalkmış ve fikrini değiştirmiş, inmeden önce
şoförün yanına gitmiş, 20 kuruşu geri vermiş ve demiş ki : "paranın üstünü
fazla verdiniz."
Şoför gülümsemiş ve demiş ki : "Siz camiinin yeni imamısınız değil mi?
Aslında uzun zamandır sizi ziyaret etmek istiyordum caminizde, İslam'ı
öğrenmek için ve bilerek size fazla para verdim nasıl tepki vereceğinizi
görmek istedim."
İmam inerken nerdeyse bacaklarını hissetmiyormuş, yere yığılacakmış-casına bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışmış, gözlerinden yaşlar dökülerek gökyüzüne bakmış ve demiş ki: "Allah'ım az daha İslam'ı 20 kuruşa satıyordum!"
Osman kıvırma sana Uludağda canlı canlı fıkra anlattım al artık şu gömleğimi...
Efsanevi keçi Billy, emekli oluyor
Denizaşırı görevlere gitti, farklı rütbeler aldı, maceraları dilden dile dolandı.
İngiltere'nin Güney Kıbrıs'taki askerî üssünde Kraliçe Elizabeth'in doğumgünü yapılan törende keçiliği tutup merasim alayıyla birlikte yürümeyip, sağa sola koşunca onbaşı rütbesi elinden alındı, daha sonra kraliçenin affıyla rütbesine geri döndü. Ancak sekiz yıllık hizmetinin sonunda onun için de emeklilik vakti geldi.
Bu yaşlı otobur daha çok bilinen adıyla "Keçi Billy" şimdilerde diğer yaşlı askerlerin aksine, hayvanat bahçesinde son günlerini geçiriyor. Taburunun tek dört ayaklı üyesi olan Billy, emekliliği için hazırlanan törende alkışlarla görevinden uğurlandı. İngiltere Bedfordshire'daki Whipsnade Hayvanat Bahçesi'nde en "onurlu" günlerini yaşayan Billy'ye, merasim elbisesini giydirildi. Dokuz yaşındaki hayvan güzel hizmetleri için askerlerin selamı arasında emekliliğine uğurlandı.
http://www.haberaktuel.com/news_deta..._id=1243077868
Arabanın lastiği tam tımarhanenin önünde patlar.
Adam arabayı kenara zor yanaştırır.
Sonraki işlem malum...
Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.
Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.
Mazgal açılır gibi değil,
Bijonlar görünmüyor bile.
Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar,
çaresiz kaldırıma çöker.
Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir;
- Ula salaaak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?
- Sorma birader,lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.
- Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun.
Seni, lastikçiye kadar idare eder.
Adam hemern denileni yapar.
Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:
- Senin ne işin var tımarhanede?
Cevap müthiştir....
- Biz burada delilik'ten yatıyoruz kardeşim, *****lık'tan değil...!
arkadaşlar nerden buluyorsunuz bu fıkraları karnım ağrımaya başladı ama kime puan vereceğimi şaşırırdım ayrım yapamıyorum ben en iyisi puan vermeyeyim
CHP'li başkanın işten atma bahanesi
Didim'de iki dönemdir Belediye Başkanlığı yapan CHP'li Mümin Kamacı, kendisine ve yardımcılarına 'Domuz Büyüsü' yaptığı gerekçesi ile belediye çalışanı iki bayanın işine son verildiğini açıkladı.
İşten atılan bayanlardan Fatma Eryürek ise kendilerine haksızlık yapıldığını iddia ederek, bahse konu güvenlik kamerası görüntülerinin Didim halkına izletilmesini istedi. Ayrıca Belediye yetkilileri domuz büyüsü yaptığını iddia ettikleri bayanlara ait olduğu ileri sürülen güvenlik kamerası görüntülerini basın mensuplarına da vermediler.
kim 1. oldu şimdi
CHP li Başkan
Müslüm Ammi seçti.
Cengiz diye kimi kimsesi olmayan birisi askere gitmis. Arkadaslari aileleriyle konusuyor,ailelerinden para felan istiyormus fakat bizim Cengiz telefon acacak kimsesi olmadigi için oturmus ALLAH'a bir mektup yazmis.
'ALLAH'ım durum sana ayan beyan, kimsem yok biliyosun, ne olur bana 200 milyon.'
Cengiz kapatmis zarfi yazmis ustune ' Cengiz'den Rabbine' Atmis postaya
Cengizin mektubu tabi asker mektubu,, incelenir,,,
subaylar bi bakmislar birliklerinde gariban asker. Subayin birisi 'bizim birlikte böyle gariban askerlerde mi vardi. Subaylar çikin paralari' demis.
200 milyon cikmamis 150 milyon çikmis. Koymuslar zarfa yazmislar 'Rabbinden Cengiz e'...
Aslanim Cengiz almis zarfi bakmis 150 milyon. Oturmus ALLAH'u tealaya 2. mektubu dösemis.
'ALLAH'im mektubunu aldim çok tesekkur ederim. Simdi sana bi adres verecem parayi bundan sonra oraya gonder. Zira bu subaylar içinden caliyoo.......
AHİRETTE 2 KADIN
- Selam, benim adım Wanda .
- Selam, benimki de Slyvia, sen nasıl öldün?
- Donarak öldüm.
- Ne kadar korkunç.
- Yok o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve
uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
- Peki sen nasıl öldün?
- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş
üstünde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına
televizyon seyreder halde buldum.
- Sonra ne oldu?
- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya
başladım. Çatıyı, yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.
- Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık....
1 haftalık milyoner
Kırıkkale'nin Bahşılı ilçesinde bir vatandaş, hesap cüzdanında 2004 yılında yatırdığı paranın 3 milyon lira olarak gözükmesi üzerine kendisini bir hafta boyunca milyoner sandı.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, İş-Kur'un açtığı ücretli kurslara devam eden Fatma Özbek, bir bankanın Kırıkkale'deki merkez şubesine giderek hesap açtırmak istedi. Banka görevlisinin, TC kimlik numarasını bilgisayara girdiği Özbek'e, şubelerinde daha önceden açılmış bir hesabı olduğunu söylemesi ve bilgileri hesap cüzdanına işleyerek kendisine vermesi üzerine Özbek, bankadan ayrıldı.
Evine döndüğünde hesap cüzdanını inceleyen Özbek, hesabında 3 milyon lirayı görünce çok şaşırdı ve aile fertlerine durumu anlattı. Bir anda milyoner olduklarını zanneden aile üyeleri durumu bir hafta boyunca kimseye anlatmadı.
Yaaa sizinde düşündüğünüz gibi yeni parayla 3 lira
eski parayla 3 Milyon
MATEMATİK SINAVI
4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik
finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin
patladığını söylerler... Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin
yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler.
Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini bos bir salonun ayrı ayrı
köşelerine oturtur.
Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes
sınavı geçebilir... Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'ar
puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır... Bunları kolayca çözerler.
Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: "Hangi lastik
patladı?"
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde
masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya
karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
Kime : Sevgili Karıma
Konu : Yeni Ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004
"Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Herşey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin."
Not : Burası çok sıcak.
07 Ağustos 2009 21:03
Ahmet Tunç'un haberi
Devletin nasıl soyulup soğana çevrildiğine son örnek Doğubeyazıt'tan geldi. Doğubeyazıt Milli Eğitim Müdürü Cemal Ersü, kız kardeşine öyle bir kıyak yaptı ki yaptığı plan, usta dolandırıcılara taş çıkarttı. Müdür Cemal Ersü, Halk Eğitim Merkezi'nde hayali bir dikiş nakış kursu açtı. Diyarbakır'da Muazzez Sümer Kız Teknik Meslek Yüksekokulu öğrencisi kardeşi Keziban Ersü'yü de bu kursun 'öğretici' kadrosuna aldı. Diyarbakır'da öğrenci olan Keziban Ersü, 8 ay boyunca hem devletten 700 TL maaş aldı, hem de düzenli olarak SSK primleri ödendi.
HAYALİ DİKİŞ NAKIŞ KURSU
Skandal, Halk Eğitim Merkezi çalışanları tarafından fark edildi. Milli Eğitim Müdürü ve kız kardeşi hakkında, Başbakanlık İletişim Merkezi'ne şikayet gönderildi. Halk Eğitim Merkezi yetkilileri, ********lığı Kaymakam Metin Maytalman'a da bildirdi. Milli Eğitim Müdürü Cemal Ersü ve kız kardeşi Keziban Ersü'nün, açık gösterdikleri dikiş nakış kursunun faaliyette olmadığı tespit edildi. Müdür ve kız kardeşi hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Fanatik çiftçiye maça gitmeme cezası
Güncelleme:26 Ağustos 2009 12:26
Erzurum'da elektrik saatinin mührünü kırarak kaçak elektrik kullandığı tespit edilen İ.Ç.'ye (55), 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 3 ay süreyle Erzurumspor maçlarına gitmeme cezası verildi.
Merkeze bağlı Umudum köyünde çiftçilik yapan, evli ve 4 çocuk babası İ.Ç.'nin elektrik sayacı, 375 TL'lik elektrik faturasını ödemediği gerekçesiyle mühürlendi. 12 Kasım 2008'de Aras Elektrik Dağıtım Şirketi görevlilerince yapılan kontrollerde İ.Ç.'nin, elektrik sayacının mührünü kırarak kaçak elektrik kullandığı tespit edildi.
İ.Ç. hakkında tutanak hazırlanarak Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Kaçak elektrik kullanmak suçundan 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 3 yıla kadar hapis istemiyleyargılanan İ.Ç., mahkemedeki savunmasında "Param olmadığı için elektrik borcumu ödeyemedim. Akşam misafirim gelince, elektrik sayacının mührünü kırarak elektriği kullandım. Pişmanım" dedi.
Osman! bunlar fıkra değil gazetelerin 3. sayfa haberleri, kıvırma da şu benim gömleği gönder.
Bir gün cennetin kapıları şiddetle vurulmuş. İçeriden seslenmişler: “Kim o?” Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses:
“Biz İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz!..” İçeriden “Hoşgeldiniz” diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri buyur etmişler.
Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış içeriden sormuslar: “Kim o?” Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses:
“Biz İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz!” İçeriden “Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi! Siz kimsiniz?”
Uzun bir sessizlikten sonra...
Dışarıdan yine ses gelmiş:
“Biz mehter takımıyız ancak geldik!..” :D:D:D
osman abi bu yarışmanın son katılım tarihi yokmuu
Varda
Juıri birinciyi seçmedi ki
:):):)
Burası daha komik
abi yeter bence seçin artık beni birincii sizde kurtulun bendee
Koca eve zil zurna sarhoş girer ve karısına bakarak:
- Ne kadar çirkin olduğunu biliyor musun?
- Sende pis ve sarhoşsun diye cevap verir karısı.
- İyi de benimki sabaha geçecek!
Kadın kocasına:
- Uzun zamandan beri bana sıcak bir kelime söylemedin.
- Cehennemde yanasın.
Adam yanında oturan sevgilisine fısıldar:
- Şampanya sizi güzelleştiriyor
- Bir kadeh dahi içmedim.
- Ama ben onuncu kadehimdeyim...
Sürücü dikiz aynasında kendisini izleyen polisi görünce kaçabileceğini düşünüp basmış gaza.
Ancak polisi atlatamayacağını anlayınca, pes edip çekmiş kenara.
Polis arabasından inmiş. Bezgin, kızgın ve de küskün bir sesle:
- "Bana bak, çok yorgunum, üstelik keyfim de kaçık. Mantıklı bir özür söyle yoksa yaktım çıranı!"
Kısa bir ara ve Sürücü:
- "Karım geçen ay bir polisle kaçtı. Aynada sizin aracınızı görünce, kaçtığı polis, onu bana geri getiriyor sandım…"
Biri 95 yaşında biri 92 yaşında karıkoca, boşanmak için hakimin karşısına çıkmış.
Hakim üzülmüş, "Yapmayın ya" demiş "yetmiş yıllık evlisiniz
niye boşanacaksınız?"...
"Yok" demiş "adam biz çoktan boşanmaya karar verdikte çocuklar etkilenmesin diye, Ölmelerini bekledik.
Adam aldattığını düşündüğü karısını
sevgilisiyle yatakta basmaya
kararlıymış.
Evden çıkınca bindiği taksinin şoförüne olayı anlatmış.
Taksici şahit olmayı kabul etmiş ve bu ikili adamınevine geri dönmüşler.
Tabi beklenen gibi adam karısını sevgilisiyle içerde basmış.
Yorganı kaldırınca karısıyla adamı çırılçıplak görmüş.
Koca sinirli, neredeyse adamı öldürecek,
karısı 'Dur!!' demiş
'Niye?' diye sormuş adam.
'Şimdi oturduğumuz evi kim aldı biliyor musun?
Çocukları Amerika'da kim okutuyor sanıyorsun ?.
Bodrumdaki yazlıkla yeni tripleks villayı kim yaptırıyor zannediyorsun.
Hepsini bu adam yapıyor.
Kocası bunları duyunca daha çok sinirlenmiş.
Beraber baskın yaptıkları, şahit olacak olan taksiciye sormuş:
'Ne yapayım ben bu adama ha söyle' demiş 'ne yapayım ?'
Taksici çok sakin bi sesle:
-Üstünü ört abi yazık üşümesin..)))
Kilise nin papazı zangoçun karısına kötü gözle bakmaya başlar. Zangoç fark eder ama bir şey elinden gelmez.
Papaz işi biraz ileri götürünce, zangoç dayanamaz ve papazın değerli şaraplarını içmeye başlar.
Papaz bakar şaraplar eksiliyor, takip eder ve zangoçun yaptığını öğrenir.
Seslenir..
- Zangoç efendi, uzun zamandır günah çıkartmıyorsun,
(Zangoç kalsın ben almayım diyemez.)
- Doğrudur sayın peder işler işte der.
Papaz
- olmaz öyle, geç bakalım kafese.
Papaz sorar:
- Papazın şaraplarını kim içoor?
- Duyulmoor.
- Yahu nasıl duyulmaz?
- Duyulmoor işte.
Papaz daha yüksek sesle:
- Zangooç papazın şarapları kim içooor.
- Duyulmooor.
- Nasıl duyulmaz aramızda bir karış yok.
- Buradan duyulmoor işte
- Peki yer değiştirelim sen seslen birde bakalım.
Zangoç ve papaz yer değiştirirler.. Zangoç ses denemesi için sorar:
- Papaz efendi Zangoçun karısını kim götüroor?
Papaz cevap verir
- Hakket duyulmoor ... !!
FIKRA DEĞİL AMA OKUYUN İSTEDİM.BUDA ÇOK KOMİK.
ANTEPLİCE YEDİ CÜCELER :D
ggralice gosga gosga oturduğu yerden sorar
gralice: ayna ayna saa deym tama benden gözeli var mı dünyada
ayna: var sayın gıraliçem
graliçe: va dininemi la kim bu şarmıta
ayna: aha şeyle pendir topağı kimi bembeyaz bi gız
gralice: eee adı neymiş
ayna: pambık pirenses
gralice: la yeriiiiii onu bizim avcı öldürükdü
ayna: zor öldürük aha yedi dene gudduknan suyun başında garpuzatanda yaşey yalancı aha beyle olsun
gralice: yedim seni avcııııı
burç ormanlığında evi olan tis gabiye cadı, sepetine sof elmasını dolduruk pambık pirenses ve yeddi cücelerin evine doğru yola çıkmıştır. pambık pirensesnen yeddi cüceler gelecek tehlikeden habersiz kavaklıkta şindiki kır kahvesinin yanında allebenin kenarında, pirensini bekliyen pambık pirensesinin yününü yuylardı. laklahı şakşahı devam ediyken cadı, şindiki altınçimin ordan sifli sifli geldi pambık pirensesin yanına yaklaştı ve sepetindeki sof elmasını uzattı. pambık prenses eyle saftı ki eline vur ekmeğini al derecesindeydi. elmayı, çarşı ekmeğinin arasına dürüm etti, ilk ısırıktan sonra bok tuluğu gibi yanına devrildi. cadı, gendine saldıran cücelere depik sallayarak cin cücüğü gibi dağıttı. cüüceler ayaa kahana gadar cadı gaçık gedikti. cüceler toplandı, öldü zannettikleri pambık pirensesi bellur fanusa goyuk ağıt yakmaya başladılar...
cüceler ağlayarak sızlayarak gendi gendilerini heder etmeye başladılar. pirenses yokdu artık, yemek yapık önlerine goyacak avrad şarmıta bir cadı yüzünden uzamadıya gözlerinin önünde yatıydı. cücelerden biri pirensese yeen berg aşıktı en çok da bu cüceye koydu bu ölüm. yahışıklı pirensin beyaz atıynan ufukta belirmesi cüceleri tedirgin etti. aşık olan cüce, pirensin önüne atladı pirensnen çeneleşmeye başladı.
- kimsin la sen ne geziyn burda?
* ne diyn la gudduk çekil kenara aaazını burnunu daadırım ha!
- gel la gel, ne diyn oğlum sen
* herşey diym la herşey diym, mercimek gadar yok, gudduk boyunnan baa dayılanıy.
der ve cüceye godoo gibi dört dombalag aştıırır. sonra prensese yaklaşır bellur fanusu açar ve eskimo yimiş kimi pirensesin dudağına bi öpücük gondurur pirenses uyanır ve pirense:
- dert gele saa şeyle, o nasıl öpmeydi eyle, dudaamı goparıcıydın, ne yiyksin ola leş gibi de gohuy aazın,
* gadan baa gele pirensesim, buruya geliyken söylemesi ayip ciğerci mısdavadan yarım gavırmadan iki şiş ciğer yidim.
- adam gelirken ağzına bi dene garanfil atar.
* ben aşgımdan neyttemi biliymmiki raffım!
der ve prens uyanan pirensesi atının terkisine attıınaan batalhöyük tarafına doğru süzüle süzüle gider...
prenses : hadduç
prens : cöödet
cadı-kraliçe: beşire
avcı: şıho
cüce1: hösüyn
cüce2: mamdeli
cüce3: fayık
cüce4: eysan
cüce5: nuriddin
cüce6: ökkeş
cüce7: heyri
nakarata aldı sanırım:)