Hasan II Camii - FasAçıklama:Dünyanın Çeşitli Bölge Ve Ülkelerinden Türkiyenin Her Yerinden Camii Resimleri Fas Hasan II Camii
Yazdırılabilir Görünüm
Abuja CamiiAçıklama:Cami Terimleri
Mihrap: İmamın durduğu yer. Çıkıntılıdır.
Minber: İmamın hutbe okumak için çıktığı yer. Mihrabın sağındadır.
Kürsü: Vaaz yeri.
Hünkar Mahfeli: Selatin camilerinde padişahların namaz kıldığı yer.
Son Cemaat Yeri: Namazın ilk vaktine gelemeyenler için ayrılmış yer.
Minare: Müezzinin çıkıp ezan okuduğu yer.
Şerefe: Minare gövdesindeki bir veya birçok balkon. Müezzinin durduğu yer.
Mahya: İki minare arasına asılan ışıklı yazı levhası.
Mahfil: Camilerde parmaklıkla ayrılmış yüksek yer.
Hazire: Camiyi yaptıranın, ailesinin, devlet erkanının lahitlerinin bulunduğu yer.
İmam odası: İmam ve müezzinin odası.
Şadırvan: Elbise askılıkları ve oturma sehpaları, içinde su bulunan hazne, musluklar, takunyaları bulunan avlu ortasındaki abdest yeri.
Avlu: Caminin giriş kapısına bakan geniş alan.
Gasilhane: Cenaze yıkamak için ayrılan yer. Ortasında teneşir tahtası, su araçları, yıkayıcı elbisesi, çizmesi, önlüğü, tabut, tabut yeşil örtüsü bulunur.
Tuvalet: Avluda yer alan eski taşlı veya yeni taşlı, tek veya birçok bölümlü ayakyolu.
Ayakkabılık: Cami kapısı girişinde dışta veya içte, yanlarda bulunan raflı, dolaplı sistem.
Kitabe: Cami ana kapısı üzerinde, Arap harfleriyle, caminin tarihi ve mimarına ait bilgiler ihtiva eden levha.
Hat: Cami tavanında, tavan katında bulunan bant halinde yahut levha halindeki yazılar.
Sütun: Anakubbenin yaslandığı ayaklar. Şadırvan ve dış ya da iç avlunun, son cemaat yerinin direkleri.
Merdiven: Subasman üzerine yapılmış camilerde, camiye çıkılan basamaklı yer.
Kapılar: Dış kapılar avluda, son cemaat kapısı, ve anakapı.
Türbe: Genellikle kubbeli, camiye bitişik, etrafı açık mezarlık.
Kurs odaları: Külliyelerde imamların öğrencilere ders verdiği yerler.
Yer örtüsü: Hemen her camide halı. Son cemaat yerinde hasır, muşamba örtüler.
Kapı örtüsü: Kenarları işlemeli kalın muşamba örtü.
Avize: Yüzlerce tek kandil veya ortada büyük bir avize.
Vaiz: İbadethanelerde, genellikle camilerde güzel nasihatler veren, kürsüde oturarak her gün veya cuma namazı öncesinde ayet ve hadislerle cemaate dersler veren hoca.
Kubbe: Camiler başta olmak üzere yapılarda yarım küre şeklindeki dam. Kasnak, kemer, tavan ve pencereleri vardır. En büyük kubbe Selimiye Camii kubbesidir.
Sultanahmed Gece ManzarasıAçıklama:Türkiye'nin altı minareli ilk camisidir Sultanahmet camisi. Söylentilere göre Dönemin padişahı Sultan 1. Ahmed caminin minarelerini altından yapmak istemiştir fakat Minarelerin kaplamalarında kullanılacak altının değeri padişahın bütçesini fazlasıyla aşınca, mimar Sedefkâr Mehmet Ağa güya bu emri yanlış işitmiş ve "altın" sözcüğünü "altı" yaparak, camiyi 6 minareli olarak inşa ettirmiştir.
Caminin ibadethane bölümü 64 x 72 metre, Merkezi Kubbesi 43 metre yüksekliğinde, çapı ise 23,5 metredir.
Caminin içi 260 tane pencereyle aydınlatılmıştır.
Avlunun batı girişinde, demirden ağır bir kordon bulunmaktadır. Bu kordon avluya atıyla giren padişahın kafasını çarpmaması için eğmesini gerektiriyordu. Bu, padişahın bile camiye girerken kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini göstermek amaçlı sembolik bir eylemdi.
Sultanahmet CamiiAçıklama:Sultanahmet Camii Sultan 1. Ahmet Tarafından 1609-1616 yılları arasında Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır.
Camii, mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle süslenmiştir. Bu sebeple Avrupalılarca "Mavi Cami (Blue Mosque)" olarakta bilinir.
Camii'nin mimari ve sanatsal yönünden dikkate değer en önemli özelliği 'İznik çinileri' ile süslenmiş olmasıdır. Camii süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılarak, yapı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşınmıştır.
![]()
Uskup Mustafa Paşa Cami
Uskup Mustafa Paşa CamiAçıklama:Müslümanların kutsal ibadet mekanıdır. Arapça'dan gelen bir sözcüktür. Cem’ (Toplanma,toplanma, bir araya gelme) kökünden gelen cami: Toplayan, bir araya getiren yer, toplanma yeri demektir. Her kıtada ve ülkede değişik göz alıcı mimari tarzlar ve süslemelerle yapılır. TDK Sözlüğünde ‘İçinde cuma ve bayram namazı kılınmayan, minaresiz, küçük cami’ olarak tanımlansa da Mescit(mescid) sözcüğü de yine Arapça'daki secd(e)’den türeyip secdeye varılan yer, ibadet yeri demektir. İspanya'da yaşayan İslam Uygarlığı Endülüsler'den miras kalan ve cami demek olan ‘mezquita’ sözüğünün ‘mescid’den geldiği çok açık olup, İngilizce'de de bundan dolayı camiye ‘mosque’ denmektedir.
evet umarım bu rakama ulaşıp ibadet etmek nasip olmuştur..
halacım ellerine sağık süper olmuşlar hem o faysal camiye bayıldım benn:)