resimler ve yazıalrın daha büyük olarak atılırsa okunması kolay olur şuan okunmuyor .
Yazdırılabilir Görünüm
resimler ve yazıalrın daha büyük olarak atılırsa okunması kolay olur şuan okunmuyor .
Müslüm ağam..Gazetenin ismi çok güzel..
Bu mihvalden yola çıkarsak; benim kızların birinin ismi ,Rüveyda diğeri ise, Bergüzar Beyza?!..
İmdi.. size göre, Türkçe ne isim koyabilirdim?!..:):):):)
O yazıları Türkçe abi Anlaman lazım.
Aslında olmasaydı dil katliamımız
15 Bin kelimeye düşmezdi dilimiz.
45 Bin kelimeyle yazıldı ilk Sözlüğümüz.
su an bile türkce dünyadaki en zengin dildir abim
örnegin almanca avrupanin en zengin dilelri arasinda
ama mesela diyelim ki bir sevgili sözcügü bi kelimeyle ifade edilirken
bizim dilimizde ise 30 un üzerindedir
önemli olan yazi dili degil konusma dilidir
eger konusma dili olmasaydi simdiye dilimiz bizde kalmamis olurdu
zira konusma dilinin tarihi dünya kuruldugundan bu yana devam ediyor
yazi dilinin tarihi ise ta$ catlasa 5 bin yil
Türkçede yeni denebilecek türkülerimizde
Seher Yeli olarak geçer
Badı Saba bir deyimdir.
Seher Yeli olarak yeni karşılığı kullanılmaktadır.
Ama Badı Saba da Türkçedir.
Çünkü Arapça veya Farsaçada bu kelimeler bir şeyin karşılığı değildir.
Dogru tespitler. Badi saba tam kelime karsiligi sabah ruzgaridir. Ancak Turkcelesmis arapca-farsca tamlamadir. Dillerin birbirinden etkilenmesi dogaldir. Bugun konusulmayan latince ve en zengin dil kabul edilen ingilizcenin neredeyse yarisini teskil eder. Butun dillerde de hemen herdilden kelime bulmak mumkundur.
Bu tur yabanci kelimelerin dillere giris sebepleri manayi ve vurguyu guclendirmek icindir. Bunlari dilden sokup atmak hemen hemen imkansiz gibidir. Ne kullanani yermek lazim ne de imrenmek bence.
GAZETECİLER GÜNÜ (10 Ocak)![]()
1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar. Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla Sendika binası önünde toplanarak Vilayet'e kadar bir yürüyüş yaptılar. Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise Sendika'nın öncülüğünde, BASIN adıyla kendi gazetelerini 11–12–13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladılar.
O tarihten sonra 10 Ocak, "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, "Bayram" olmaktan çıkarıldı ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başladı.
Basın deyince, gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler ve yazılı haber bültenleri aklımıza gelir değil mi? organları olmasaydı Edirne'deki veya Kars'taki bir olaydan nasıl haberimiz olabilirdi? Hatta "Dünya Kupası" maçlarını anında izleyebilir miydik? Peki, ülkemizden binlerce kilometre uzakta olan Avustralya'daki veya Almanya'daki bir olaydan hiç haberdar olabilir miydik?
Dünya'da ve ülkemizde yaşanan olaylardan basın-yayın organları aracılığıyla çok kısa bir süre sonra haberdar oluruz.
Gazeteciler Günüyle, basın organlarının yayın yapma ve halka bağımsızca haber verme özelliğine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.