- 
	
	
	
	
		Alalhıma Þükür Atatürk bir genel anlayış yerleştirmiş. 
Türk olmayanlar devlet memuru ve Asker (subay) olamamaktadır. 
Türkiye Cumhuriyeti bu işten bu şekilde kurtulmuştur. 
 
Bu bağlamda Kurtler Türk sayılmış ve memur ve asker olmaktadırlar. 
Asla Kürtler azınlık sayılmamış ve herhangi bir haktan mahrum bıakılamamıştırlar. 
Mük edinme okuma devlet memuru olabilme 
hakları her zaman olmuştur. 
Sadece anadilde eğitim eksik kalmıştır. 
O da sağlanmalıdır.
	 
 - 
	
	
	
	
 - 
	
	
	
	
		Osmanım coştun ırmak gibi gidiyorsun!Yazdığın,yazdığımız konular hepimizin ortak tarihi.İçinde insani bakış açısı, senin de ifadele; "merhamet ve adalet" olmayan her yaklaşım er geç insanlığın sağduyu duvarına toslayacaktır.
Bize düşen; kırmadan,dökmeden,parçacı da olmadan,tarihimizi bütün olarak ele almak;olayalara bütünden bakmak ve analitik bir bakış açısı geliştirmektir.
Ve unutmayalım ki;isyan ve ayaklanmaları devlet bakış açısı dışında bir hak ve özgürlük arayışı olarak anlamak da mümkün.Mesela;Lale Devri içerisinde 1730 da ayaklanan Patrona Halil denilen kasaplık da yapan Halil bey'in ayaklanması devlet-i ebed müebbed'e değil,sadece sefahetedir!
Sevgili Sakalli0727!
Sana da yazılarıma ilginden dolayı minettarım.selam ve hürmetle...
	 
 - 
	
	
	
	
		vampir filimlerinde bilinen sahnedir:sakin görünen bir insan kan gördümü birden dişleri uzuyor, korkunç görünüme dönüşüyor... ülkemizde de öyle bir hal almış ki kardeş mardeş dedigimiz kürt kelimesi yada kürtlerle ilgili bir düşünce geçtimi maalesef kan görmüş vampir gibi korkunç bir hal alıyoruz...
	 
 - 
	
	
	
	
		Sevgili Rıfat!
Ülkemizde yaşayan bütün halkların ve tarihi imkanları doğru kullanmaları sayesinde devlet olma imkanlarına kavuşan Türklerin, Tanzimat ile Islahat fermanı sonrasında farklılıklarının farkında olmaları,modernizmin bize armağanıdır!
Adı geçen süreçlere kadar Türk denildiğinde bir ırk anlaşılmazdı.Aksine bir millet,müslüman bir millet anlaşılırdı.Farklılıkların anlaşılması ve bunun çatışmaya dönüştürülmesi Kırım savaşı ve Berlin anlaşması ile belirgin hale geldi.Kırım savaşı modern batının doğuşuna işaret eder.Berlin anlaşması ise parçalanmaya, Osmanlı da denilen Türk devletinin yıkılışına işaret eder. "Teba'yı Sadıka"Sadık millet de denilen Ermeni milletinin; Hınçak,Taşnak v.b. fırkalara ayrılmasına zemin hazırlar.Ve Kanuni fermanlarında "Kürdistan" olarak ifade edilen(İspanya Kralı Karlo'ya gönderilen, Veziri Azam İbrahim Paşa tarafından Kanuni'nin emri ile kaleme alınan enfes ferman gibi.Bir ara burada onu yayınlamaya söz vermiş olayım) Abdülhamit Han'ın Hamidiye alayları ile,paşalık sistemi ile parçalanmasına müsade etmediği Doğu ile Güneydoğu maalesef bu süreçte İngilizlerin Musul ile Kerkük üzerindeki hesaplarından dolayı parçalnma ve de ayaklanmalarla tanışır.Yani olayın kökenleri son çeyrek asırda değil.aksine son 2 asırdadır.Bir milletin yok edilip "Ulus-Devlet" denilen modern ucubenin çıkarılmasıdır.4.000.000 km olan "Devlet-i Ali Osmani" nin "Türkiye Cumhuriyeti" olarak 780.000 km 'ye dönüştürülmesidir.Bu durum Nasreddin hocanın leyleğinin kuşa çevirilmesinden başka nedir ki?Yani bu bir tükeniş ve yokoluştur aynı zamanda!
Bu durumu şair Metin Önal Mengüşoğlu şu şekilde ifade eder;
 
"şu halk sözcüğü meselâ nedir 
gecenin ilerlemiş vaktinde 
ne arıyor hafızamda 
ve hanginiz halktır arkadaşlar 
ve yönetmek için kendi kendinizi 
kimdir sizi halkeden (yaratan) 
millet´tiniz ne güzel siyahlar 
sarı ırklar beyaz kırmızı tenler 
ansızın halk oldunuz 
´on yılda onbeş milyon´ 
kırıla kırıla bitmeyen kavgalarda 
ansızın halk oldunuz 
düştü kasketiniz öne 
gayrı bakıverseniz hangi yöne 
´demir ağlarla örülmüş bir vatan´ 
düdüklü polisler trenciler 
kültür yuvaları halkevleri balolar 
çok eskiden giyinmiştiniz oysa 
bu tulûat kefenini 
kim ne derse desin 
kim savunursa savunsun geçmişinizi 
kendi ellerinizle bozdunuz kendi güzelliğinizi 
benimse söylemekten başka çarem kalmadı 
bu çömelmenin ilâcı 
bulunur yine de kendi cevherinizde 
haydi başkalarının kefenine bürün 
yaşa, kendin olmayarak 
durmadan bir başkası olarak görün 
 
Þimdi siz,ben,yazan,yorumlayan...hepimiz akl-ı selim ile hareket etmek zorundayız.Eleştirmek,özeleştiri yapmak...hepsine eyvallah.Ama birbirimiz "Vampir,kan görmüş..." v.b. şekilde itham etmek doğru değil.Daha sahici ve daha kuşatıcı bir dil için gayret etmeliyiz.selam ve muhabbetle...
	 
 - 
	
	
	
	
		Sevgili Rıfat!
Ülkemizde yaşayan bütün halkların ve tarihi imkanları doğru kullanmaları sayesinde devlet olma imkanlarına kavuşan Türklerin, Tanzimat ile Islahat fermanı sonrasında farklılıklarının farkında olmaları,modernizmin bize armağanıdır!
 
Adı geçen süreçlere kadar Türk denildiğinde bir ırk anlaşılmazdı.Aksine bir millet,müslüman bir millet anlaşılırdı.Farklılıkların anlaşılması ve bunun çatışmaya dönüştürülmesi Kırım savaşı ve Berlin anlaşması ile belirgin hale geldi.Kırım savaşı; modern batının doğuşuna işaret eder.Berlin anlaşması ise; parçalanmaya, Osmanlı da denilen Türk devletinin yıkılışına işaret eder. "Teba'yı Sadıka"Sadık millet de denilen Ermeni milletinin; Hınçak,Taşnak v.b. fırkalara ayrılmasına zemin hazırlar.Ve Kanuni fermanlarında "Kürdistan" olarak ifade edilen(İspanya Kralı Karlo'ya, Veziri Azam İbrahim Paşa tarafından Kanuni'nin emri ile kaleme alınan enfes ferman gibi.Bir ara burada onu yayınlamaya söz vermiş olayım) Abdülhamit Han'ın Hamidiye alayları ile,paşalık sistemi ile parçalanmasına müsade etmediği Doğu ile Güneydoğu maalesef bu süreçte İngilizlerin Musul ile Kerkük üzerindeki hesaplarından dolayı parçalnma ve de ayaklanmalarla tanışır.
 
Yani olayın kökenleri son çeyrek asırda değil.aksine son 2 asırdadır.Bir milletin yok edilip "Ulus-Devlet" denilen modern ucubenin çıkarılmasıdır.4.000.000 km olan "Devlet-i Ali Osmani" nin "Türkiye Cumhuriyeti" olarak 780.000 km 'ye dönüştürülmesidir.Bu durum Nasreddin hocanın leyleğinin kuşa çevirilmesinden başka nedir ki?Yani bu bir tükeniş ve yokoluştur aynı zamanda!
Bu durumu şair Metin Önal Mengüşoğlu şu şekilde ifade eder;
 
"şu halk sözcüğü meselâ nedir 
gecenin ilerlemiş vaktinde 
ne arıyor hafızamda 
ve hanginiz halktır arkadaşlar 
ve yönetmek için kendi kendinizi 
kimdir sizi halkeden (yaratan) 
millet´tiniz ne güzel siyahlar 
sarı ırklar beyaz kırmızı tenler 
ansızın halk oldunuz 
´on yılda onbeş milyon´ 
kırıla kırıla bitmeyen kavgalarda 
ansızın halk oldunuz 
düştü kasketiniz öne 
gayrı bakıverseniz hangi yöne 
´demir ağlarla örülmüş bir vatan´ 
düdüklü polisler trenciler 
kültür yuvaları halkevleri balolar 
çok eskiden giyinmiştiniz oysa 
bu tulûat kefenini 
kim ne derse desin 
kim savunursa savunsun geçmişinizi 
kendi ellerinizle bozdunuz kendi güzelliğinizi 
benimse söylemekten başka çarem kalmadı 
bu çömelmenin ilâcı 
bulunur yine de kendi cevherinizde 
haydi başkalarının kefenine bürün 
yaşa, kendin olmayarak 
durmadan bir başkası olarak görün" 
Þimdi siz,ben,yazan,yorumlayan...hepimiz akl-ı selim ile hareket etmek zorundayız.Eleştirmek,özeleştiri yapmak...hepsine eyvallah.Ama biribirimiz "Vampir,kan görmüş..." v.b. şekilde itham etmek doğru değil.Öyle ki;o şekilde bakan 3-5 kişi olsa dahi,her zaman söylediğim gibi bütünü görmek zorundayız.Daha sahici ve daha kuşatıcı bir dil için gayret etmeliyiz.selam ve muhabbetle...
	 
 - 
	
	
	
	
		Davut abimin hosgurusuyle galatina kinaye butun konunun oztei "Devlet-i Ebed Muddet"dir!
	 
 - 
	
	
	
	
		Osmanım  şu  anda  Afganistana bir  bak  Puştinler  yani  yerli afgan halkı  birinci  sınıf vatandaş  
 
Özbek Türkleri  ikinci  sınıf  vatandaş  en az  3  milyon  nufus sahibiler  ve  raşit  dostum  ve  ekibini  tasfiye  ettiler
 
Yine  uygurlar  ha  keza
iranda  azeriler  haheza
 
yine  Küveytte  köylü  araplar  ikinci  sınıf  vatandaş   şöferlikten  öteye  gideniyorlar  devlet  memuru  ve  asker  olmaları  yasak  
Sudide  ve  bütün  arap  alemi  böyle
 
Sevgili  dostum  felsefe  çok güzel  bir  konuya  degindiniz  benim nizip  comda  anlatmak istedigimde bu  ilim dairesinde  sohbet edip  dogruları  bulalım
Nizamül  mülk  yüzünden azmı  kavgalar  ve  isyanlar  çıktı
Bizim  en zaf  noktamızda  bu  hakkı  ya  vermeyiz  yada çok  fazla  veriririz
Yoksa  bu  ülkenin  son  başbakanlarına  bir  bakalım  Mesut YIJMAZ  da  Tayyip  ERDOGANDA    LAZ   bu  ülkede   azınlık  problemi  yok  
İşin dogrusunu  konuşmak  lazımsa  ben Ankaraya  80  kilometre  mesafede  suyu  acı  olup  hala  Romorkla  su  taşıyan  ve  topraktan evde  oturan  yüzlerce binlerce  köy  biliyorum  
Çankırıya,bayata,iskilibe,yapraklıya sulakyuta  bir  baksınlar  vallahi  dogunun  güney  dogunun çogu yeri  paris  gibi  kalır
Bir  olayı  anlatmadan gecemeyecegim.
Bir  gün  Abdulhamit  Han  sarayın  bahçesine  pencereden bakarken  devşirme  bir  paşa  ile  bahçıvanın konuşmalarına  şahit olur,Devşirme  paşa  bahçıvana;
Dikkatli  kes gül  fidesini  kestin PİS  TÜRK  diye  hakarewt  edince.Abdulhamit  han  Arkadan  bagırır
-Paşa  paşa  Unutmayasınki  bende  bir  TÜRKÜM
Selamlar
	 
 - 
	
	
	
	
		sayın DAVUT HOCAM,yaptığım benzetme,ne yazık ki ülkemizde son 20-25 yılda medyayı kulanarak beyinleri zehirlenmiş insan gerçegi içindir.inkar etsekte etmesekte en cahilinden,üst düzeyde egitim almış insanımızda bu var.kimseyi vampirlikle itham etmedim.sorunun çözümü önündeki tek engel zehirlenmiş bu beyinlerdir.inancım odur ki ülkemizin huzura kavuşması zehirlenmiş bu beyinlerin panzehiri bulunduğunda olur...