düşüncelerime tercüme olduğunuz için hepinize ayrı ayrı teşekürler arkadaşlar
Yazdırılabilir Görünüm
düşüncelerime tercüme olduğunuz için hepinize ayrı ayrı teşekürler arkadaşlar
:Dreklam falan ettiğim yok ama özyurt ve erbay mustafa diri güllü sabunuyla yıkanırız ailece
o sabun olmazsa saçımızda dökülme olur valla şuan çalıştığım için kışa hazırlık yapıyoruz 2 torba aldım evde depoladık
Nizip sabunlarının en büyük pazarı Erzurumdur. Maalesef bu pazarı yıllar önce kaybettik. Sebebini Nizibimizin en eski sabun imalatçılarından ve halen kalitesinden ödün vermeden imal eden değerli arkadaşım, bana Erzurumda başından geçen bir olayı anlatmıştı. Aklımda kaldığı kadarıyla onun ağzından yazıyorum "Erzurum Nizip için büyük pazar. Bende Erzurumda sabun toptancısı ile sabun için kontrat yapacaktık, numuneleri tek tek inceledi kalite yönünden çok iyi olduğunu belirtip bu sabunu iç pazara rahatlıkla pazarlayabileceğini söylemiş. Erzurumlu tüccar bu kadar yüksek kaliteli sabunu nereden imal ettiklerini sorduğunda, " Nizip " deyince adamın tepkisi, kardeşim kusura bakma getirmiş olduğunuz ürünleriniz çok kaliteli ama maalesef Nizip malı sabun alıp satmıyoruz demiş. Erzurumda kesinlikle, Toptancısıda, erzurum halkıda Nizip sabunu kabul etmediklerini söylemiş. Sebebinede gelincede kalite yönünden çok kötü içinde Kum, Mermer tozu, yağ olarak ne yağı olduğu belirsiz maddelerden imal sabunlar yüzünden herkesin depolarında kamyon dolusu Nizip sabunları satılmadan durduğunu söylemiş. İşte böyle büyük pazar olan sabun ticareti, sırf para ve zengin olma hırsı sabunlarımız kötü kalite yüzünden, lüks markalara vede şampuanlara yenik düşmüştür.
Daha bugün internette rastladığım, sabunculuk üzerine yazılmış güzel bir yazı:
Nizip, sabunculukta gelecek vadediyor
Tarihi en eski ve en yaygın temizlik maddesi sabun, güncelliği ve doğallığı nedeniyle önemini korumaya devam etmekte. Sabunculuğun Osmanlı dönemindeki geçmişi, MS 14. yüzyıla kadar dayanıyor.
Özellikle batıda Girit, Midilli, Urla, Ayvalık, Edremit gibi yerlerde 18. yüzyılda sabun sanayi çok gelişmiştir. Doğuda ise Şam, Halep, Namlus gibi merkezlerde sabun üretilirdi. Bu sayılan bölgelerde zeytincilik de gelişmişti. Osmanlı sarayı, ordusu ve İstanbul'un ihtiyacı Girit ve meşhur Kandiye sabunlarından karşılanmıştır.Yine Anadolu ve Mısır gibi yerler ise Şam, Halep, Namlus'ta üretilenlerden
Son 3 yüz yıl içinde sabun sanayinde meyve esanslı üretim de yapıldığı, bu sabunları saray ve zengin tüccarların çok kullandığı biliniyor. Padişah kızları ve cariyelerin çeyizlerini süsleyen meyve özlü sabunlar, yabancı devlet adamlarına giden baş hediye olmuştur. Bu dönemde üretilen belli başlı sabunlar ise; Trablus, Çiçek, Misk, Hünkari, Beyaz ve Siyah Paşa, Alaca, Kokulu; Kandiye, Girit, Arap sabunu gibi isimlerle üretilmiştir.
Halep ve Şam'da devlet imalathanelerde başlayan sabunculuk 19. yüzyıldan itibaren Nizip ve Kilis'i de etkilemiştir. Hatta 20. yüzyılın başlarında Nizip'e Halep'ten sabun ustalarının geldiği biliniyor. Nizip, bölgede bol yetişen yüksek asitli zeytinyağının kullanılması ile 1960-1970'li yıllarda Türkiye sabun ihtiyacının yüzde 70'lik bölümünü karşılar olmuştur. O dönemde 70-80 imalathaneden oluşan sektör, 1980'lerin başlarında kan kaybetmiştir. Bugün Nizip'te bir elin parmakları kadar işletme kalmış, pazar payı da yüzde 5'lere düşmüştür. Gerileme deterjan sektörünün gelişmesi karşısında teknoloji, pazarlama, ürün geliştirme, kalite, marka oluşturma ve müşteri memnuniyeti gibi konularda atılım yapılamamasından kaynaklanıyor.1990'lı yılların ortalarında Irak pazarına yapılan kalitesiz ve kontrolsüz üretim de sektörün dibe vurmasını sağladı. İmalatçılar, TS 54 ile uğraştıkları yıllarda eğer bu uyarının farkına varsalardı, belki bu seviyelere düşülmeyecekti.
Tren kaçmış gibi görünse de bilgi birikimi, sektörel altyapı, zeytin dikimi teşvikleri nedeniyle bölge sabun konusunda varlığını sürdürme ve geliştirme şansına sahip. Bu süreçte 10 kadar firmanın, ayakta kalma ve sektörü canlandırma çabaları da takdire değer bir çalışma. Kazancısından, kesmecisine, paketlemecisinden nakliyatçısına, damgacısından sergicisine kadar tam 20 meslekten kişilere istihdam sağlayan Nizip sabun sanayinin; o buram buram Garlı ve Prina sabunlarını doğal, kaliteli, istikrarlı bir şekilde geliştireceğine ve tekrar pazarını bulacağına inanıyorum. Krizde olduğumuz bugünlerde; doğal ve kaliteli ürünlerin her zaman rağbet göreceğini ve her krizin fırsatları da içinde barındırdığını unutmamak gerek. Kilis'te birikimli imalatçıları ve zeytin varlığı nedeniyle gelecek vadeden sabun ve zeytinyağı sanayi önemsenmelidir.
Hüseyin BOZKURT / Yeminli Mali Müşavir
huseyinbozkurt@firatymm.com
http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=41196
Yaklaşık 3-4 sene önce bir yerel dergide okumuştum geçmiş tarihlerde türkiyeden komşu ülkelere giden sabunun %86 sı nizip ten gidiyormuş bu oran şimdilerde % 4 kadar düşmüş neden bu sektöre sahip çıkılmadı yeteri kadar önem verilmedi oysa o zamanlar bu sektör işçi usta bulmakta sıkıntı yaşıyordu ama şimdilerde yüzlerce işsiz insan kahvehanelerde akşamlıyor oysa gereken önem destek verilse idi şimdi nizipte evyap--dalan-komili- hacı şakir gibi nice fabrikalar olurdu nizipte işsiz insan kalmazdı nizipte ekonımi anlamında hiç bir sıkıntı çekmezdi
Yüzde oranı nedir bilemem ama Nizip'de çok kaliteli sabunlar hala üretiliyor fakat kısıtlı sayıda. İsterseniz size bunlar hakkında bilgi verebilirim. Ulusal firmalardan çok kaliteli ve doğal yağ, doğal bitki karışımlı. Bunların yine bazıları sırf yurt dışına çalışıyorlar.
Kekikli Sivilce Temizlik Sabunu
B8 Provitamin-B5 (1 Adet)
![]()
Kayısı özlü kuru cilt sabunu
Zeytinyağlı Garlı Sabun (5 li) Dayanıklı
Hacı Abdullah Zeytinyağlı Sabun
bunun yanında Günoklar, yine Uygurlar... Türkiye'nin en kaliteli sabunlarını üretirler ve benzerlerini ülkenin hiçbir yerinde bulamazsınız. Arkadaşlar bu sabunların hangisini nereden alırsanız alın ben arkasındayım. O kadar kaliteli ve gerçek malzemeli, hilesiz sabunlardır bunlar.
Sıhhatler olsun :)
işte sorunlardan biriside bu neden kısıtlı üretiliyo acaba sorun nedir yoksa yetei kadar destek teşvikmi yok sayın admin
- kuvvetli yatırım yapacak işadamının çok azalması,
- piyasada sabun firmalarının çoğalması
- her bölgede sabun firmalarının olması
- Nizip sabunun geçmiş yıllarda, basın tarafından yıpratılması
- Sabunda çeşitlilik ve yeniliklere ayak uyduramamak
- Bu firmaların Kaliteden ödün vermeden üretim yapmaları
- Sabunu bilmeyen kullanıcının sadece görüntüye para vermesi..
sayılabilir. Teşvikde bir etken tabi, fakat en önemlisi işadamlarımızın iştahının kırılmış olması ve önlerine getirilen engellerin çokluğu artık üretimleri kısıtlı hale getiriyor.
Ne olursa olsun NİZİP sabunundan vazgeçmem,şampuana bin çeker. Saçlarım bunun en büyük kanıtı.
Değerli arkadaşlar, herkes kendince Nizip sabunculuğunun bu kabul edilemez haline çare arıyor ama konunun asıl muhatabı Nizip Sanayi ve Ticaret Odası olmalıdır. 1979 yılında Fakülte bitirme tezimi Ülfet olarak hazırlamış, Ülfet'te dönemin Pazarlama Müdürü Mehmet Güngör'le 3 gün röportaj ve istatistik bilgi alarak tamamlamıştım. Daha o dönemde bile Nizip Sabun sanayi Türkiyenin sabun ihtiyacının % 30'unu karşıladığını hayretle görmüştüm. Gerçekten de Türkiyenin sabun ambarı Nizip'ti hatta o günlerde Dalan Sabununa rağmen İzmir sabun pazarı Niziplilerin elindeydi? Peki nasıl oldu da bugünkü yüzüne baklılamayacak ve satış miktarının kaale alınmayacak duruma düştük? Bunun en temel sebebi elbette sabun sanayicilerimizin teknolojik yeniliklere ayak uyduramaması oldu.Ama en acısı malesef 1980'li yıllarda birçok sabuncumuz adeta intihar edercesine özellikle çamaşır sabununa mermer tozu, taş toprak ne buldularsa katıp, kimi sivir zeka sabun ustalarının ''soğuk su sabunu'' icatları ile başta torbada 5 kğ olan sabunun birkaç hafta sonra sarı sular akıtarak 2-3 kiloya düşmesi en başta Doğu pazarını daha sonra da bütün Türkiyede imaj kaybı ve özellikle Nizip sabununu almama kampamyasına dönüştü. Bunun en büyük sorumlusu dönemin Tücaret Odası yönetimlerinin vurdumduymazlığıdır. O dönemde sabunlarına kum, mermet tozu katanlar malesef kazanlarının etrafını büyük bezlerle kapatıp sözde bu ayıplarını kapatıyorlardı. Üniversitede okurken aynı zamnda Erzurumda sabun sattığım günlerde, Erzurum o dönemde bütün doğunun deposu olduğundan kış öncesi ''7 haftalar'' tabir edilen (Eylül- Ekim ayları) 40 kamyon sabun sattığımı dün gibi hatırlıyorum.Şimdi düşünün o günlerin haklı gururu sabun sanayi, bu imaj ve itibar kaybına uğramasaydı, ne kadar sabun işçisi, ne kadar esnaf ailesi, hatta ne kadar kamyoncu Türkiyenin her yanına sabun taşıyıp güzel paralar kazanır İlçe'miz daha zengin daha yaşanılır bir ilçe olurdu !Yine de kısmen Güllü sabun sanayi ile Malatya-Elazığ gibi yörelerde istikrarlı satış yapan kimi firmalar var ve yeni dönem Nizip sabuncularının kendilerine biraz çekidüzen vermeleri halinde, toplumda başlayan Organik ürün kullanımı akımı ile eskiye özlem, Nizip sabunlarında kimi zararlı kimyasalların olmaması gelecek için umut vaadediyor.İstanbul'da bile halen Nizip Güllü sabunu satışı takip ettiğim kadar her geçen gün artıyor. Admin'in resimlerle tanıttığı sabun profilleri çekici ve biraz ambalaj ve albeni görüntüsü ve Nizip Tücaret odası veya Sabuncular birliğinin tanıtıcı kapmanyaları neticesi yavaş yavaş o eski ihtişamlı günlere dönülebilir umudumu koruyorum. Bunun yanında zeytin zengini ülçemizin ihmal ettiği 2.ürün zeytinyağı üretiminin rafine ve görsel ambalajlanması sağlanamayışı ile, ham yağ olarak egeye satılıp orada rafine ve ambalajla yüksek fiatlarla Türkiyeye pazarlandığını hepimiz biliyoruz. Artık zeytinyağının insan sağlığına en uygun yağ olduğu gerçeği ile pahallı olmasına rağmen imkanı olan her vatandaşın birinci tercihi olmuş ve turistik büyük şehirlerde Zeytinyağı Butik satış mağazaları yaygınlaşmaya başlamıştır. O değişik güzel ambalajlarda o kadar şirin görüküyorlar ki, insan almadan geçemiyor. Kriz her dönemde olur ama akıllı müteşebbisler zekaları ile kazançlarını kouyabilir.Bunun için bu sektördeki gelişmeleri erken gören Nizip sanayicilerimiz hem kendileri kalkınır hem de üretici ve esnafı.Bir konuşmada değerli arkadaşım Ali Ayhan Akpek'in(Güvenal'ın sahibi)İsraillilele yaptırdığı bir gen araştırma neticesinde zeytin ve zeytinyağının dünyaya Nizip'ten yayıldığının tesbit edildiğini söylemişti. Bu gerçek ise az bir tanıtım çalışması ile Nizip'in nasıl tekrar meşhur ve zeytin yağı'nın aranan bir ürün olacağını umarım hepimiz kabul ederiz.
Ne kadar sabunda iyi olsa nizip geçmişini mumla arıyor. Bir an önce sorumlular bu işe bir el atmalılar
nizip de bu işi güzel yapanlar olabilir ama reklam mı yapılmıyor.