-
Lezzet Deposu Bir Organ: M İ D E
Mide bedenimizin havuzu gibidir. Bütün organların ihtiyacı olan besin maddeleri ve vitaminlerin hazırlandığı mutfaktır mide. Midede oluşan yeme ve açlık hissi; bütün isteklerin başıdır. Tok olan insan, en başta cinsel arzulara iştah duyar. Ardından o tokluğu sürekli kılmak için mala, çok kazanmaya yönelecektir. Çok kazanmanın yolu ise makam sahiplerine yakın olmak, mevki sahipleri ile iyi geçinmek ya da o mevkileri elde tutmakla mümkündür. Bu da mala-şöhrete olan tamahı artırır.Tamah, arzuları kamçılayacak, kişi konumunu korumak için belki de insan onuru ile bağdaşmayacak birtakım haram yollara başvurmak durumunda kalacaktır. Gazap-Hiddet-Düşmanlık-Kin-Öne Atılma Hırsı vb. şeytani sıfatlar insana eş olmaya başlayacaktır. Bunların doğal sonucu ise;azaba doğru sürüklenmektir.
Bu ince ve basit tahlilden de anlaşılacağı üzere “Bütün günahların başı mideye teslim olmak, onun emrine girmektir” dersek, sanırız abartmış olmayız.
Dil derken kastımız nasıl ki; onun biyolojik işlevleri değil ise mideden kastımız da onun nasıl çalıştığı, sindirim işlevleri değil, mideden doğan arzuların insanı nerelere çektiği, nasıl yüceltip alçaltacağı olacaktır.Bu çerçevede, az yemenin faziletleri ve çok yemenin getirdiği zararlar başlıca sohbet konumuz olacak.
Rasülullah-Sahabe ve Sırra Erenlerin Az Yemek Hakkında Sözleri
“Az yemek ve az içmek suretiyle nefsinizle cihat ediniz. Az yeme ve az içmenin sevabı tıpkı düşmanlarla cihat etme sevabı gibidir. Allah katında bundan daha makbul bir sevap yoktur”
“Midesini yemekle dolduranın gök melekûtuna (Sırlar Alemine) yükselmesine izin verilmez”
“Az Yiyen-Az İçen-Az Gülen ve Avret yerini örtecek kadar elbise ile kanaat edenleriniz; en faziletlilerinizdir”
“Allah katında en sevimlileriniz; Çok Düşünen ve Az Yemek Yiyenlerdir.En sevimsiz olanlar ise; Çok Yiyenler, Çok Gülenler ve Çok Uyuyanlardır”
“Çok yemek ve içmekle kalbinizi öldürmeyiniz. Kalp ekin gibidir, fazla sulanan ekin çürür”
“İnsanın doldurduğu en kötü kap;karnıdır”
“Karnınızın üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini teneffüs etmeye ayırın (yani boş bırakın ki daralmayasınız)”
“Karnınızı tam doldurmayasınız ki ibadet ve zikre gücünüz olsun”
“Şeytan insan vücudunda kan gibi dolaşır. Az yiyiniz ki, şeytanın yolları tıkansın”
<FONT face=Arial size=2 <SPAN lang=TR ****
-
Kalbiniz Allah’ı görsün, dilerseniz midenizi aç ve susuz bırakınız” Hz.İsa
“Cennetin kapısını açlık ve susuzlukla çalınız. Mutlaka cevap gelir” Hz.Aişe
“Kendine yetecek kadar gıdası olan ve kimseye muhtaç olmadan sabahlayan kişi, dünyanın en bahtiyar insanıdır” Malik B.Dinar
Az Yemenin Faydaları:
1-Kalbi Parlatır- Aydınlatır: Az yemek kalbî fonksiyonların artışına vesile olacaktır. Çok yemek ise zekâyı köreltir. Şişman olan kardeşlerimiz alınmasınlar ama; Fikir Adamı-Bilgin-Sanatçı-Entelektüel kişilerin genellikle tığ gibi olmaları dikkate değer değil midir?..Beden fazla şiştikçe, sanki zekâ, duygu ve düşünce de körelmektedir.
“Kalp, az yemekle saf ve ince olur”
“Az yemeye devam edenler, zeki-akıllı ve fikren kuvvetli olurlar”
“Yemeği doyasıya yemeyiniz ki; kalbinizde marifet ateşi sönmesin. Marifet cennet yolu, az yemek de marifetin kapısıdır”
2-Kalp İnceliği ve Fikir Artar. Bu da Zikir ve Duadan Lezzet Almayı Sağlar:
Çok yemek, kızgınlık-öfke ve uyku verir. Çok yiyen, ibadete cesaret ve kuvvet bulamaz. İbadet etse, zikir yapsa dahi bu dilde kalır, kalbe, gönle inmez, lezzeti ruhuna işlemez.
“Sofra Allah’la sizin aranıza perdedir. Sofraya düşkün olanın duadan, zikirden haz alması imkansızdır” (Cüneyd-i Bağdadi)
3-Az Yemek Acizlik ve Kırıklık Verir: Çok yemek başkaldırıcı, isyankar nefsi körüklemektir. Az yiyen mütevazı, kırık ve aciz olur. Kul kendi acziyetini görmedikçe Allah önünde gerçek anlamda secde etmiş olmaz. Acziyetini hissetmenin bir yolu da az yemektir. Az yiyen, Allah’ın nimetlerine şükretmeyi, O’nun önünde yalvarmayı daha fazla başaracaktır.
Yeryüzünün hazineleri Resulullah’a sunulunca şöyle buyurdu: “İstemem!..Bir gün oruçlu olup, bir gün iftar etmeyi daha fazla severim. Çünkü oruçken sabreder, iftar edince şükrederim”
4-Açlık;Aç Olanları Hatırlatır, Şefkât ve Merhamet Artar: Açlık cehennem ehlinin sıkıntısını,susuzluk mahşer yerinin kızgınlığını hatıra getirir. Açlık çekmeyen kişi,akşamdan sabaha yiyecek lokması olmayan fakir ve miskinlerin halini hiç anlayamaz. Az yiyen, zaman zaman oruç tutan kimse; fakirlerin halini daha iyi anlar. Bu da merhamet-şefkat duygularının canlanmasına; sadaka-zekâtın ve yardımlaşmanın artışına vesile olur.Merhamet ve Şefkât; Cennetin anahtarlarındandır.
Hz.Yunus(a.s)’a: “Sen yeryüzü hazinelerine sahipsin, neden aç durursun?” diye sordular. “Tok olursam açların halini unuturum” diye cevap verdi.
5-Çok Yemek Nefsi Azdırır:
Nefsin azması ise;kişinin başta şehvet olmak üzere, tüm hayvanî duygu ve dürtülere teslim olması, onların emrine girmesi demektir. Nefis, en iyi açlıkla terbiye edilir. Doyasıya yemek; günahlara kendi eliyle davetiye çıkarmak demektir.
“Doyasıya yemek yiyip de ben günahlara yaklaşmam, niyet bile etmem diyen,yalan söyler”
(Zünnun-u Mısri)
6-Az Yemek Yiyen, Az Uyur:
Çok yemek uyku ve gafleti çağırmaktır. Bu ise tembelliği, çalışmaya, ibadete karşı isteksizliği beraberinde getirir. Bunlar, insanın felaketine neden olurlar. Tembel kişi gerek zihinsel gerekse fiili çalışmalarda kendine gereken enerjiyi bedeninde bulamayacaktır.
7-Az Yiyenin Zamanı Çok Olur:
Yemeğe az vakit ayıran kişi, İlim tahsili-Okuma-Çalışma-Dinleme-Ders gibi yararlı işlere daha fazla vakit bulacaktır. En basit ifade ile yemeği hazırlamak, satın almak, taşımak gibi zahmetlere ayıracağı vakit kendine kalacaktır.
8-Az Yiyen Hastalıktan-İlaçtan, Doktorlardan Kurtulur: Hastalıkların temelinde abur-cubur yeme vardır. Bütün doktorların baş tedavi unsurunun perhiz olduğunu düşünürsek az yemenin başka bir faydalı yönü kendiliğinden anlaşılacaktır.
“Oruç tutunuz ki, sağlık bulasınız” hadisinin ne derece anlamlı olduğunu modern tıp tasdik etmiştir.
9-Az Yiyenin Masrafı Az Olur:
Çok yiyen kişi mala, servete ihtiyaç duyar. Az yiyen ise zaten kanaatkar olacaktır. Bu sebeple harcamaları, masrafı az olur.
İbrahim Edhem pazarda gezerken bir malın pahalı olduğundan şikâyetlenen birine şöyle dedi: “O malı ucuzlatmak ister misin?” Adam “Evet” dedi. İbrahim Edhem şöyle dedi:
“Malı ucuza almanın en kolay yolu, onu satın almamaktır”
10-Az Yiyen Sadaka-Sabır ve Kanaate Güç Bulur:
İsraf etmeden yiyen kişi sadakaya da ayıracak mal ve imkânı kendinde bulabilecek, sabrı ve kanaati herkesten daha fazla kavrayacaktır.
Resulullah, göbekli bir sahabenin karnına dokunarak şöyle buyurdu:
“Buraya koyduğunu başka yere koysa idin senin için faydalı olurdu”
Sırra erenler şöyle dediler:
“Mideye doldurulan yemek; tuvalete yatırım olur. Sadaka verilen ise cennete sermayedir.”
****
Değerli Dostlar;
Mideyi fazlaca doldurmanın da israf olduğunu biliyoruz. Çok yemenin zararları bugün tıp tarafından da tescil edilmiştir. İstatistik rakamlarının Türkiye’de bir yılda israf edilen ekmekle ikinci bir yıl insanların doyabileceğini göstermesi acıdır. Fakirlik çeken insanlar varken,ekmek ve yemeği israf etmemizin bedelini bedenen hastalık çekmek, manen de bereketsizlik içinde yaşamak şeklinde çok pahalı ödüyoruz. Ülkemizde ekonomik dengelerin bozuk olması, enflasyonun yüksek çıkmasının altında dahi mideye olan düşkünlük ve bunun getirdiği israf vardır!..Burada yıllar evvel devlet kademelerinde görev yapan yaşlı bir amirden dinlediklerimi aktarmak isterim:
Ellili yılların ortalarında Menderes Hükümeti ülkeyi kalkındırmak için bir dizi programlar hazırlar. İkinci Dünya Savaşından çıktığı halde gözle görülür bir atılım yapan Almanya örnek alınacaktır.Alman ekonomi bakanı Türkiye’ye çağrılır.Bizim ekonomi planlamacılarına bir konferans verecek olan bakan, lüks bir otelde yemeğe götürülür. Adet olduğu üzere çorba ile başlanır. Bakan çorbasını bitirirken bizim bürokratlar iki kaşık alıp iade ederler. Bizimkilerin anlayışında tabağı bitirmek görgüsüzlüktür. Az bir şey de olsa bırakılmalıdır. Peşinden gelen yemekte de bizimkiler aynı davranırken bakan yine bitirir. En son pilav yenilirken bizimkiler yine iki kaşık iade edecekken Alman Bakan “Durun!” diye çıkışır. “Herkes tabağındaki pirinç tanelerini saysın!” der tercüman aracılığı ile. Bürokrat ve politikacılar şaşkın vaziyette misafirin dediğini yaparlar. “Çıkan rakamları toplayın ve Türkiye nüfusunun yarısı ile çarpın” der. Rakamlar çarpılır ve tonlarca pirinci israf ettiğimiz anlaşılır. Bunun ekonomik maliyeti ise korkunç büyüklükte rakamlardır. Alman Bakan topluluğa döner ve şöyle der:
“Türk Milleti her yıl bu kadar ürünü israf ediyorsa benim size verebileceğim hiçbir ders yok beyler!..Biz Almanlar mucize yaratmadık,sadece kaynaklarımızı iyi kullandık ve israf etmedik!”
Mideye doldurulacak olanlar, bedene ve sonuçta tuvalete yatırım olup, manevi hiçbir kazanç getirmezler. Mideden kısıp insanlara vermek, ölçülü yiyip-içmek, arada bir oruç tutup hem bedenin sıhhatine katkıda bulunmak hem de sevap kazanmak en kârlı yatırım olacaktır.
Beyni mideye endeksli olanlar hiçbir zaman manevi ve fikri çalışmalarda başarılı olamazlar. Mideye sadece işlevini yerine getiren, beyne enerji sağlayan bir depo olarak yaklaşırsak verimli çalışmalar ortaya koymamız mümkündür.
Geçmişte sırra ermeye çabalayanların RİYAZAT adlı çalışmalarla açlık-susuzluk deneyimleri çekerek Hakk’a erdiklerini, Resul ve Nebilerin doyasıya yemediklerini, bizim Resulümüz Hz.Muhammed (s.av)’in arpa ekmeğine doyamadığını,bazı günler bir hurma ve bir bardak su ile iftar ettiğini de unutmayalım.
Mide başlığı altında Yeme–İçme dengemiz üzerine bizim derleyebildiklerimiz bunlar. Rabbim yazana da okuyana da yaşamak nasip etsin.
(Haftaya FERC hakkında değerlendirmeler)
-
yazılar çok güzel ve faydalı paylaşımlar için teşekkürler...
-
Az yemek insanı taşımaya yeter,çok yemeği ise yiyen taşır.Selamlar
-
Hz.Mevlanaya sordular;
Hikmetin başı nedir:
-Buyurdular az yemektir.
Selamlar
-
Diyabetik gıdaları zayıflamak için tüketmeyin!
Dyt. Şeçil Kenar, kilo vermek isterken yapılan hatalardan birinin de özel hastalıkları bulunan kişiler için üretilen gıdaların bilinçsizce tüketilmesi olduğunu söyledi.
Kenar, "burada önemli olan yeterli ve dengeli bir beslenme alışkanlığını hayatımıza yerleştirmek ve bu tür besinleri satın alırken besin değerlerini ve referans ürünleri arasındaki farkları etiketten okuyup, değerlendirip tüketmektir" dedi.
Etiket kontrolünün devletin denetiminde olması gerektiğini de belirten Dyt. Seçil Kenar, "besinleri, karbonhidrat, yağ, protein, mineraller ya da vitaminler açısından analiz etmek tabii ki tüketici için mümkün değildir. Bu değerler ancak laboratuar şartlarında bilimsel analizlerle bulunur" dedi.
Kenar, "etiket kontrolünün hukuksal yaptırımlarıyla devletin denetiminde olması bizce en makul yoldur" yorumunu yaptı
-
Zayıflama çayları karaciğeri etkiliyor...
Zayıflamak ve forma girmek amacıyla içilen bitkisel çaylar, akut hepatitten siroza kadar ciddi karaciğer hasarına neden olabiliyor.
Zayıflama çaylarında bulunan alkaloit adlı kimyasalların, akut hepatit başta olmak üzere hızlı seyirli ve ölümcül sarılık ve siroz gibi ciddi karaciğer hastalıklarına neden olduğu belirtildi. Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözüm, “Son zamanlarda moda haline geldi ama ben zayıflamak için çay tüketilmesini önermiyorum. Kullanan kişinin de bu çayların, sağlığına zarar verebileceğini ve karaciğerinde geçici ya da kalıcı ciddi hasar bırakabileceğini bilmesi gerekir” dedi.
UZAKDOĞU’DAN GELEN ÇAYLARA DİKKAT
Prof. Dr. Nurdan Tözüm, son dönemlerde sıkça tüketilen zayıflama çaylarının özellikle yüksek dozlarda alındığında vücutta biriktiğini ve çayların içindeki alkaloit kimyasalının da karaciğer hücrelerine ciddi zarar verdiğini söyledi. Prof. Tözüm, “Uzakdoğu’dan gelen bir takım çayların karaciğerde hasara neden olduğunu önceden biliyoruz. Bu bitkiler, doğadan çıktıkları şekliyle alkaloit içeriyor ki bu madde karaciğer üzerinde toksik etkiye sahiptir”dedi.
Bitkisel zayıflama çaylarının yan etkileri ile ilgili vaka ve rapor bildirimlerinden yararlandıklarını belirten Prof. Tözüm, bu çayların siroza bile yol açabileceğini ifade etti. “Özellikle Çin ve Jamaika’dan elde edilen özel çaylar, karaciğer hücresinde akut hepatite dolayısıyla karaciğer hücresinde yoğun hasara neden oluyor. Çok nadir de olsa hızlı seyirli ve ölümcül hepatite yol açabilir. Uzun vadede sürekli kullanılırsa karaciğer toplardamarlarında hasar yapıp siroza bile neden olabilir. Ancak genelde bizim en çok korktuğumuz, akut hasara yol açmasıdır. Bu, literatürde çok sık rastladığımız bir durumdur. Mesela bizim aloevera kullanıp karaciğer nakline giden iki hastamız oldu, en çok bildirim de Amsterdam ve Fransa’dan yapılıyor.”
ADAÇAYI VE IHLAMUR RAHATLIKLA İÇİLEBİLİR
Zayıflama çaylarının karaciğer hücreleri üzerindeki zararlı etkisiyle ilgili bilginin, diğer bitki çayları için de geçerli olup olmadığı sorusuna Prof. Tözüm, “Bütün bitkisel çayların zararlı olduğunu söylemek mümkün değil. Çünkü bu ürünlerle ilgili çok fazla kontrollü ve tıbbi çalışma henüz yok. Ancak bazı bitki çayları açıkta ve çok ucuza satılıyor. En azından bu ürünlere itibar edilmemeli, bütün dünyada satılan ve zararı görülmemiş ada çayı, ıhlamur gibi çayların tüketilmesinde hiçbir sakınca yok” diye cevap verdi.
ZAYIFLAMAK İÇİN ÇAY İÇMEK DOĞRU DEĞİL
Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Tözüm’e göre, daha kaliteli bir yaşam için tüketilen bu ürünleri kullanırken sağlık üzerindeki etkilerinin farkında olmak büyük önem taşıyor. “Zayıflamak için çay tüketmemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bunların içinde diüretik dediğimiz idrar söktürücüler var. Bunlar vücudun daha çok suyunu atıyor, oysa ki insan bol su içse aynı etkiyi sağlar ve daha sağlıklı olur. Yani tüketici, bu çayların bazı riskleri yanında getirebildiğini ve karaciğerlerinde akut ya da kalıcı hasar bırakacağını bilmeli
-
Beslenmede ise bazı düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Ağır et yemekleri ve yağlı hamur işlerinin
hem günlük tempoyu yavaşlattığını hem de tansiyon ve kalp hastalıkları riskini artırdığını ifade eden uzmanlar şu önerilerde bulunuyor:
“Yemek seçerken çok dikkatli olunmalı. Öncelikle ağırlıklı olarak sebze ve meyve tüketmeliyiz. Hem bol sıvı içerirler, hem de bolca vitamin ve mineralleri vardır. Bunların her öğünümüzde mutlaka olması gerekiyor. Yine soframızdan hiç eksik olmayacak yoğurt ve ayran gibi süt ve türevleri olmalıdır. Tansiyonu sıcaktan düşenler tuzlu ayran içmeli. Enerjiyi tamamlamak açısından karbonhidrat yeteri kadar alınmalıdır. Çünkü fazlası sıcakla birlikte uyku yapabilir. Et ve türevlerinin sebzenin içinde olmasını tercih edin. Fazla yağlı etler ve fazla et, kalp krizi riskini artırabilir. Ter bezlerimizin daha fazla çalıştığı şu dönemlerde daha az baharatlı yemekleri tercih edin. Böylece kendimizde ağır kokuların oluşmasını da engellemiş oluruz. Bu hem başkalarına hem de kendimize olan saygımız bakımından önemlidir. Yumurta gibi alerji yapan yiyecekleri çocuklara yaz döneminde gün aşırı veya iki günde bir vermek gerekir. Çocuklarda yaz dönemine bağlı olarak iştahsızlık oluşabilir. Çocukları yemek konusunda zorlamak yemek fikrinden tamamen uzaklaşmalarına neden olabilir. Çok zorlamadan az ve sık beslenmelerini sağlamak gerekir.”
-
TŞKLER BİLGİLER İÇİN.BENDE BİŞYLER EKLEMEK İSTİYORUM.
YEMEK ÇOK SICAK YENMEMELİ. EKMEK VE HAMUR TÜRÜ YİYECEKLER İYİCE AĞIZDA ÇİĞNENMELİ.
-
Bu kilo verme yöntemi için düzenli uyku ve stresten uzak durmak şart. Tek besin diyetleri de kural dışı...
10 ALTIN KURAL
Hangi diyeti yaparsanız yapın, 10 altın kuralı dikkatli uygulayın. İşte kurallar;
1-Doğru ve akılcı alışveriş yapın. Düşük kalorili, düşük glisemik indeksli olan besinlere öncelik verin. Daha çok meyve ve sebze tüketin.
2-Aldığınız şeyleri yarı yarıya azaltın. Alışverişte daha küçük sepet kullanın. Açken değil, tokken alışveriş yapın. Marketlerde fazla kalmayın. Tüm reyonlara uğrayın.
3-En az iki hafta besinlerinize yağ eklememeye çalışın.
4-Fast-food basinleri kesinlikle kendinize yasaklayın.
5-Bardağınız sürekli suyla dolu olsun. Her zaman yudum yudum su için.
6-Bahane bulmayı bırakın. Programınıza tam olarak uyum sağlayın.
7-Değişiklikler deneyin: Yeni tatlar, yeni baharat çeşitleri... Sıkıcı diyetler, tekdüze beslenme sizi sabote eder.
8-Kalp atışlarınızı hızlandırın. Biraz daha çok ve hızlı yürüyün.
9-Porsiyonlarınıza dikkat edin. Daha küçük porsiyonlar alın, daha yavaş yiyin.
10-Asla mutfakta durmayın.:)
-
Yoğurdun Faydaları
- <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Zararlı bakterilerin üremesini durdurarak bağırsakların düzenli olarak çalışmasını sağlar. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasına etkisi bulunmaktadır, mide rahatsızlıklarını önler. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Şeker hastaları için yararlı bir besindir, kan şekerini düzenleyici etkisi bulunmaktadır. Kaymağı alınmış ve mutlaka ekşimemiş yoğurt tercih edilmelidir. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Bağırsak düzensizliklerinin giderilmesine, özellikle çocuk ve yetişkinlerde karşılaşılan ishallerin tedavisine yardımcı olur. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Bağırsaklarda bulunan tehlikeli ve zararlı mikropların çoğalmalarına ve hatta yaşamalarına engel olur. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Kanser riskini azaltır, özellikle kolon kanserine karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Vücuttaki kolesterol miktarının azalmasına yardımcı olur, LDL kolesterolü azaltır. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Kandaki asit baz dengesini sağlıklı hale getirir. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Süt ve süt ürünlerini tükettikten sonra laktoz intolerans nedeniyle bağırsaklarda gaz problemi yaşayan kişilerde laktozun parçalanması nedeniyle gaz oluşumunu azaltır. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Bağırsakları temizlediği, zararlı bakterileri önleyerek ishal oluşumunu engellediği için gıda zehirlenmelerine karşı koruyucudur. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Bağırsaklarda B vitaminlerinin bolca üretilmesini sağlar. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Rahatlatıcı etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle iyi ve rahat bir uyku için idealdir. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Kalsiyumun daha fazla emilmesini ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini sağlamaktadır. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Antibiyotik kullananlar, ilacın etkisiyle zarar görebilecek yararlı bakterilerin korunması amacıyla yoğurt yemelidirler. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Midesi çok duyarlı olanlar ile oniki parmak bağırsağı ülseri olanlara dokunabilir. Bu durumda dikkatli tüketilmelidir. <LI class=MsoNormal style="MARGIN-BOTTOM: 4.2pt" Yoğurt ayrıca inulin adıyla bilinen, alt sindirim sistemindeki sağlığı geliştirici bakterilerin üremelerini ve canlı kalmalarını sağlayan prebiotik bir madde içermektedir. Yoğurt gibi fermente süt ürünlerinin üretiminde kullanılan geleneksel laktik asit bakterileri gastrointestinal sistemde canlı kalamaz.
- Japonya’da yapılan ve sonuçları İngiltere’de yayımlanan araştırmalar, şekersiz yoğurdun nefes kokusunu giderdiği, diş taşı ve diş eti iltihaplarını doğal yollardan önlediğini ortaya koydu. Araştırma kapsamında 6 hafta boyunca günde bir porsiyon yoğurt yiyenlerin yüzde 80’inde nefes kokusuna yol açan hidrojen sülfit düzeyinin düştüğünü belirten Japon bilim adamları, yoğurdun içeriğindeki maddelerin bu rahatsızlıkları önlediğini vurguladı.
İngiliz Diş Sağlığı Vakfı yöneticileri de araştırma sonuçlarını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Vakıf yöneticileri, İngiltere’de her dört kişiden birinin nefes kokusu sorunu bulunduğunu ve her 20 kişiden 19’unun hayatlarının bir döneminde diş eti iltihaplarından çektiğini bildirdi.
YAĞ YAKMAYA DA YARDIMCI
ABD’de yapılan bir araştırmada, düşük kalorili rejimlerine yoğurt seçeneğini ekleyen ve günde üç öğün yağsız yoğurt yiyen aşırı kiloluların, yoğurtsuz bir diyet programı uygulayanlara oranla yüzde 22 daha fazla kilo verdikleri ve yüzde 61 daha fazla yağ yaktıkları tespit edildi. Yoğurt yiyenlerin ayrıca, karın bölgelerinde yüzde 81 daha fazla yağ yaktıkları ortaya çıktı.
“Kaslar kalori yakmaya yardımcı oluyor”
Tennessee Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya katılanlardan Dr. Michael Zemel, yoğurt yiyenlerin ortalama 7 kg olan kilo verme seviyesinden daha fazla kilo vermekle kalmadıklarını, aynı zamanda kas kütlesini de diğerlerine oranla iki kat fazla koruduklarını belirtti. Dr. Zemel, kas kütlesini korumanın diyet yapanlarda önemli bir konu olduğunu belirterek, “Önemli olan yağ yakmak, kas değil. Kaslar kalori yakmaya yardımcı oluyor, ancak kilo verirken kas kütlesi de kaybediliyor. Bu duruma karşı en iyi çözüm, kalsiyum ve protein ağırlıklı bir diyet, yani yoğurt seçeneği” diye konuştu.
Sonuçları Uluslararası Obezite Dergisi’nin Nisan sayısında yayınlanacak araştırmayla ilgili bilim adamları, düşük yağ oranlı süt ürünlerinden oluşan kalsiyum ve protein ağırlıklı diyetin, yağ yakma ve kilo vermek için ideal olduğunu vurguluyorlar.
-
[IMG]
-
okyanus bunu duzenleyıp sutas bolumune atsaydın daha guzel olurdu ama yınede guzel bır karıkatur
-
Meyve Suyu Yağ Yapıyor!
Son yıllarda hayatın hızlanması, beslenmemizi de hızlandırdı. Beslenirken yaptığımız yanlışlar ve günlük gıda tüketimimizdeki karmaşa da şişmanlığı, buna bağlı hastalıkları gündeme getirdi. Su içme alışkanlığımız bile değişti. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, eskiden sadece hafta sonu tüketilen kolalı içecekler ve meyve suyunun aşırı tüketilmesinin vücutta aşırı miktarda boş enerji alımına ve böylece yağlanmaya yol açtığını söyledi. Talak, “Günde 1,5-2 litre su içilmesini sağlık açısından öneriyoruz. Ancak zayıflamak için bize gelenlerin çoğu su yerine günde 1,5 litre kolalı içecek veya meyve suyu içtiklerini, bir bölümü neredeyse hiç su içmediklerini söylüyor” dedi.
Oysa sağlığın korunmasında ve sağlıklı beslenme programı uygulanmasında suyun vazgeçilmez bir yeri olduğunu anlatan Dyt. Şengül Sangu Talak, “Beslenmedeki hatalarımızla ve su içmeyerek metobolizma dengemizi bozup sadece daha fazla yağlanıyoruz. Günde 3 ana, 3 ara düzenli öğün tüketmek, 1,5-2 litre su içmek ve gün içinde bulduğumuz her fırsatta hareket edip düzenli egzersiz yapmak sağlıklı bir kiloda kalmanın altın formülü” diye konuştu.
-
İnsanı uyuz eden bir sorudur "bu ne göbek?" iste bu soruya verilebilecek cevaplar
+ bu ne göbek
- sana ne? ben mutluyum, göbek mutlu.
+ bu ne göbek
-sorma ya, göbek kemiklerim fazla iri de...
+ bu ne göbek
- metabolizma meselesi koçum .
+ bu ne göbek
- zengin gösteriyor dimi
+ bu ne göbek
- la havle vela kuvvet, can simidi bu can simidi.
+ bu ne göbek
- onu bulamayanlarda var , şükret yaradanina.
+ bu ne göbek -
- kendime güvenimin sermayesidir yavrum o, sen devam et.
+ bu ne göbek
- göbek değil o , gaz yaptı midem.
+ bu ne göbek
- sabah 2 litre su içtim olum.
+ bu ne göbek
- dalga geçme amca oğlu , gastrit var.
+ bu ne göbek
- hayrola, şekilciyiz galiba???
+ bu ne göbek
- ben büyüttüm onu aslanım , bana mi gösteriyorsun?
+ bu ne göbek
- çok beğendiysen sana da yapalım bir tane.
+ bu ne göbek
-böyle?
-ya sorma, bizim bi arkadaşın göbeği aslında, askere giderken emanet bıraktı bana...ben de kıramadım tabi, içtimada yük olucakti zavallıya...
+ bu ne göbek
- nazar etme ne olur , ye ve iç seninde olur.
+ bu göbek ne böyle?
- ee naparsin büyük balık büyük kayanın altında yatar.
+ bu ne göbek
- vücut yaptım , manyak karin kası falan ; bırakınca sarkma yaptı.
+ bu ne göbek
- onun da duyguları var. lütfen.
+ bu ne göbek
-altında yazıyor bi bak istersen.
+ bu ne göbek
- bütün sene ÖSS ye çalıştım ben tamam mı? üzerime gelme bunalımdayım!
+ bu ne göbek?
- göbek değil o. aşk yastığı. sevgiliye kıyak. çaktın?
- çakalsın.
- şşşş.
+ bu ne göbek
- su çok faydalı dediler,iste faydası...
+ bu ne göbek?
- o benim varoluşçu tarafım bir nevi dışavurum
-abi iyi misin
-ben büsbütün bambaşka bir adam oldum Salih!