-
<table height="261" bordercolordark="#996600" width="564" bordercolorlight="#ff9933" border="2"
<tbody
<tr
<td width="283" height="192" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/15a.jpg[/IMG] </td
<td width="281" height="192" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/15b.jpg[/IMG] </td
</tr
<tr
<td valign="top" align="left" width="283" height="57" Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Afyon Mahkemesi’nin bir celsesine talebeleri ile birlikte giderken...</td
<td valign="top" align="left" width="281" height="57" Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, 1959 yılında İstanbul’a teşrif ettikleri zaman, araba içinde çekilen fotoğrafı...</td
</tr
</tbody
</table
-
<table height="616" bordercolordark="#996600" width="527" bordercolorlight="#ff9933" border="1"
<tbody
<tr
<td valign="middle" align="center" width="521" colspan="2" height="326"
<p align="center" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/urfa.jpg[/IMG] .
</td
</tr
<tr
<td valign="middle" align="center" width="263" height="14" English</td
<td valign="middle" align="center" width="264" height="14" Türkçe </td
</tr
<tr
<td valign="top" width="521" colspan="2" height="135" <a name="turkce" </a <small Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Urfa’da mermerden yapılmış mezarında kaldırılmadan evvel. 23.Mart.1960 tarihinde Urfa’da vefat eden Bediüzzaman’i, rejim; hapisten hapise, sürgünden sürgüne hayatının sonuna kadar eziyet ve sıkıntı verdikleri halde, vefatından sonra da mezarında rahat bırakmadılar. 111 gün sonra 11.Temmuz.1960 tarihinde mermer mezarı yıkarak cesedi çıkarıp kardeşi Abdülmecid’le birlikte, tayyare ile başka bir şehrin mezarlığına geceleyin götürüp gömdüler. Vakıa Bediüzzaman Hazretleri 40 sene evvel mezarının yıkılacağını ve kendi vefat tarihini ve istikbaldeki bazı müjdeleri ihtiva eden "EDDAİ" kasidesini yazmıştı, yıkılmayı mecaz zannetmiştik. Sonra aynı yıkılış bizzat tahakkuk etti. Vefatından bir kaç ay evvel; ihlas düsturunun vefatından sonra da devam ederek kabrinin bilinmemesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyordu. Cenab-ı Hak niyazını kabul etti. Başkalarının eliyle çıkartılıp gizli bir yere defnedildi. Sonra Cenab-ı Hakkın izniyle, Bediüzzaman’in ileri gelen talebeleri mezarı bulup cesedini oradan çıkararak esas kendisinin arzu ettiği yere götürüp gömdüler. (Rahmetullahi Aleyh) </small </td
</tr
<tr
<td valign="top" width="521" colspan="2" height="135" <a name="english" </a <small Bediuzzaman, died in Urfa, on March 23, 1960, was tortured by sending from one jail to another, from one exile to another. He was not in rest even in his grave. On July 11, 1960, 111 days after his demise, his marble grave was destroyed, and his corpse was taken to a graveyard of another city by plane, in company of his brother Abdulmecid Nursi, at a night. In fact, Bediuzzaman demişki an ode called "the Praying One", telling the date of his demise, some good tidings about the future, and that his grave would be destroyed, 40 years before his death. We thought that this destruction was metaphorical, but it was actualized. He used to pray God in his last months that his grave would not be known after his death as a principle of sincerity. God Almighty accepted his prayer. He was taken to another place and burried. Afterwards, the senior students of Bediuzzaman, found his grave, by the help of God, took him to somewhere that he himself wished to be burried while he was alive. (May Allah’s boundless Mercy be upon him).</small </td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" width="504" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td valign="top" width="507" colspan="2"
<p align="center" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/savrole.jpg[/IMG] .
</td
</tr
<tr
<td valign="top" width="254" <small Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin son yıllarında seyahat ettiği 1953 model Şavrole araba. Üstad, Isparta-Emirdağ-Eskişehir-Ankara-İstanbul ve son olarak Urfa seyahatlerini bu araba ile yapmışlardir. Talebeleri tarafından kendisine tahsis edildiği halde her gittiği yere ücretini verirlerdi. Vefatından sonra araba, talebesi ve nur nâşiri Said Özdemir’e teslim edilmiş, 1960’tan 1994’e kadar 34 sene araba Ankara’da nur hizmetinde, Risale-i Nur Neşriyatında istimal edilmiş ve bütün bu müddet zarfında itinalı muhafaza ve bakımı ile şu anda acentadan yeni çıkmış gibi pırıl pırıldır... </small </td
<td valign="top" width="255" <small Bediuzzaman Said Nursi has traveled with this 1953 Chevrolet in his last years. He went to Isparta, Emirdag, Eskisehir, Ankara, Istanbul, and finally Urfa with this car. Although it is assigned for him by his students, Bediuzzaman used to pay them every time. It was given to Said Ozdemir, his student and the publisher of Nur, after his demise. It was used in the service of Nur, in publishing the Treatises of Light in Ankara from 1960 to 1994. Seriously maintained, the car is still like brand-new. </small </td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" width="60%" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td width="96%" colspan="2" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/barla.jpg[/IMG] </td
</tr
<tr
<td valign="top" align="left" width="20%"
<p align="left" Bediuzzaman Said Nursi, going to a top of mountain in Barla, with one of his students, to read the book of universe which is a manifestation of Divine Names, and to ascend in the levels of knowledge of God through meditation... .
</td
<td valign="top" align="left" width="80%" Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Barla’da Esma-i İlahiyenin tecelliyatından ibaret olan bu kâinat kitabını okumak ve ma’rifet-i İlahî mertebelerinde tefekkür ile terakki etmek için bir talebesiyle dağa çıkarken... </td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td width="524" <dl <dt http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/y3.jpg[/IMG] </dt </dl </td
</tr
<tr
<td width="524" <dl <dt Bediüzzaman Said Nursi Hazreteleri arabada fotoğraf çekmek isteyen gazetecilere el işaretiyle "ettiğiniz artık yeter" diyor. Ve manen şu tavsiyede bulunuyor. </dt <dt "Ey gazeteciler! Edipler edepli olmalı; hem de edeb-i İslamiye ile müteeddib olmalı. Ve onların sözleri, kalb-i umumi-i müşterek-i milletten, bitarafane çıkmalı. Ve matbuat nizamnamesini, vicdanınızdaki hiss-i diyanet ve niyet-i halisa tanzim etmeli. Halbuki siz, iki kıyas-ı fasidle, yani; Taşrayı İstanbul’a ve İstanbul’u Avrupa’ya kıyas ederek efkar-ı umumiyeyi bataklığa düşürdünüz; ve şahsi garazları ve fikr-i intikamı uyandırdınız. Zira elifba okumayan çocuğa felsefe-i tabiiye dersi verilmez! Ve erkeğe, tiyatrocu karı libası yakışmaz! Ve Avrupa’nın hissiyatı, İstanbul’da tatbik olunmaz! Akvamın ihtilafı; mekanların ve aktarın tehalüfü, zamanların ve asırların ihtilafı gibidir. Birisinin libası, ötekinin endamına gelmez. Demek, Fransız Büyük İhtilali, bize tamamen hareket düsturu olamaz! Yanlışlık, tatbik-i nazariyat ve mukteza-yı hali düşünmemekten çıkar. Ben ki, ümmi bir köylüyüm, böyle cerbezeli ve mugalatalı ve ağrazlı muharrirlere nasihat ettim. Demek ******* işledim(!)..." </dt <dt Bediüzzaman hazretleri Divan-ı Harb-i Örfi’de verdiği ifadelerde, bu gibi memleket çapındaki hizmetleri kinaye olarak, ******* mi saydınız manasında söylüyor ve hakikaten hizmetleri takdir edilerek beraat kararı veriliyor. </dt </dl </td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" width="423" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td width="488" colspan="2" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/ustad.jpg[/IMG] </td
</tr
<tr
<td valign="top" width="213" Challenging the universe with the power of belief, Bediuzzaman Said Nursi, the sultan of discourse and thought, reading the Holy Qur’an, near his stove, a guilt on his back, away from comfort. </td
<td valign="top" width="213" İmân kuvvetiyle kâinata meydan okuyan söz ve fikir sultanı Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri dünya konforundan uzak Emirdağındaki mütevazi odasında yorganını sırtına çekmiş, odun sobasının yanında Kur’ân-ı Kerim’i okurken... </td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td width="550" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/y2.jpg[/IMG] </td
</tr
<tr
<td width="550" Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Medrese-i Seyyare olan arabasında ziyarete gelen dostlara, az bir zamanı dahi değerlendirerek, hayat boyu unutulmayacak, her biri paha biçilmez pırlantalar değerinde sözleri ile irşad ve talimde bulunuyor. Ne mutlu o kimseye ki, o sözleri can kulağıyla dinlesin, irşad ve talimi kalbi ile kabul etsin, ve hayatta onları tatbik etsin. Cenab-ı Hak bizleri, onun lisanı ile gelen Risale-i Nurları okuyup amel etmeyi, neşretmeyi ve ahirette de ders halkasına iştirak edip, sohbetini ve sözlerini dinlemeyi nasip ve müyesser eylesin. Âmin...</td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td width="484"
<p align="center" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/y1.jpg[/IMG] .
</td
</tr
<tr
<td width="484" Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Medrese-i Seyyare olan arabada DUA ediyor. Ümmet-i Muhammed’in, Âlem-i İslam’ın esarette olanların, zulüm altında ızdırap çekenlerin kurtuluşu için dua ediyor. Millet-i İslam’ın dünya ve ahiret saadeti için dua ediyor. Risale-i Nurların bütün insanlara ulaştırılarak, iman nuruna kavuşmaları için dua ediyor. Ya Rab, bizleri de o duanın içine al, bizler ve bütün ehl-i İslam hakkında o duaları kabul buyur. Âmin...</td
</tr
</tbody
</table
-
<table height="554" bordercolordark="#996600" width="30%" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td width="585" height="497" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/9.jpg[/IMG] </td
</tr
<tr
<td width="585" height="45" Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Barla’ya beş saat mesafedeki Çam Dağında bulundukları zaman üzerinde tefekkür ettikleri Katran Ağacı...</td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" width="40%" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td width="585" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/8.jpg[/IMG] </td
</tr
<tr
<td width="585" Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Çam Dağında ibadet ve tefekkür ettiği ve aynı zamanda Nur’un ilk mektuplarının yazıldığı Çam ağacındaki köşkü...</td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" width="318" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td width="316" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/10.jpg[/IMG] </td
</tr
<tr
<td width="316"
<p align="left" Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 31 Kasım 1358 (1938) tarihinde Kastamonu’da Karadağ başında "Dağ Meyvesi" namıyla "Vel-asr" suresinin bu asra bakan işaretini altında yazdığı ağaç....
</td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" bordercolorlight="#ff9933" border="3"
<tbody
<tr
<td width="252" <small The "villa" of the Master, the first school of Nur, where he stayed for about 8 years, prayed and meditated among the twigs and leaves.
He used to say, "I do not change this villa of mine for the Palace of Yildiz [in istanbul]." After midnight he used to climb this tree, read the Qur’an, pray and supplicate till the dawn, saying "O my Lord! Send Your help and light to this people." After the morning prayer, he used to climb it again, and dictate some treatises and letters, by the inspirations coming to his heart from the verses of the Qur’an, to his students. This tree was deserved to be called as Shajarat- ul-Mubaraketun (the auspicious tree). </small </td
<td width="253" <small http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/barla2.jpg[/IMG] </small </td
<td width="253" <small Üstad Hazretlerinin Barla’da 8 sene kaldığı Nur’un ilk medresesi önündeki muhteşem çınar ağacı ile dallar arasında tefekkür ve ibadet ettiği köşkü. </small
<small Bediüzzaman Hazretleri: "Bu köşkümü Yıldız Saraylarına değişmem" diyor. Gece yarısından sonra bu ağacın üstüne çıkar, sabaha kadar Kur’ân-ı Kerim okur, dua eder, niyaz eder, ağlar "Ya Rabbi bu ümmete bir imdat, bir hidayet nuru gönder" diye yalvarır. Sabah namazından sonra yine ağaca çıkar, Âyât-ı Kur’âniyeden kalbine gelen ilhamlarla bazı risale ve mektubları bu ağaç üstünde yazdırır. Âdeta bu ağaç "şeceretün mubareketün" ünvanına layık olmuştur. </small .
</td
</tr
</tbody
</table
-
<table bordercolordark="#996600" width="539" bordercolorlight="#ff9933" border="1"
<tbody
<tr
<td width="550" colspan="2" http://www.risale-inur.com.tr/ustad/resimler/mahrec.jpg[/IMG] </td
</tr
<tr
<td valign="top" width="269" Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Dâr-ül-Hikmet-ül-İslâmiye âzası iken Hicrî 22.Zilkade.1326 Miladî 1907 tarihinde Osmanlı Hilafet makamınca en yüksek ilmî derece olan "MAHREC" payesinin kendisine tevcih edildiğine dair Şeyh-ül-İslâm tarafından tebliğ edilen vesika... </td
<td valign="top" width="270" The document, dated 1907, in which the Shaikh ul Islam declares that Bediuzzaman Said Nursi - at that time a member of the Dar-ul Hikmet-ul Islamiye (the Wisdom Abode of Islam)- is conferred the rank of MAHREC, which is the highest degree of scholarship, by the Ottoman Caliphate.</td
</tr
</tbody
</table
.
Edited by - Osman_Adıyaman on 10.03.2007 21:34:18
-
http://www.risale-inur.org/barlaevi1.jpg[/IMG]
Bediüzzaman Hazretlerinin Barla ya ilk geldiğinde misafir oldukları ev.
-
http://www.risale-inur.org/ustdainevi.jpg[/IMG]
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 1950 sonrasında Isparta da kaldıkları ev.