İsmini duymuştum,ama bu kadar yaşlı olacağını zannetmiyordum.....
Yazdırılabilir Görünüm
İsmini duymuştum,ama bu kadar yaşlı olacağını zannetmiyordum.....
Orhan wırrote.
"Coşkun kardeş,şu an NRT deyim,senin hatırına aynı şiiri yayınlayacaklar. :)))))))))))".
Canını yerim onların..
Yaşayan bir tarih , hemde doğduğu yere vefakar bir insan. Nizipliler onunla ne kadar iftihar etseler yeridir..
Bende burdan sevgili hocama teşekkür ediyor ellerinden öpüyorum..
Değerli hocamızı Nizip’e geleceği gün Moda’da bulunan evinden ben alıp Kadıköy’e getirdim.Yolda biraz sohbet ettik.Gerçekten değerli bir insan.Ayrıca Nizip için yaptığı hizmet de takdire değer.Ayrıca kendisine refakat edip Nizip’e kadar birlikte giden ve yapılan protokolde Hocamızın yanında hazır bulunan amcam Mehmet CANKESEN’e (Dürümcü Emmi),değerli hocamıza,yaptığı hizmetlerinden dolayı Belediye Başkanımız
H.Fevzi AKDOĞAN’a ve emeği geçen tüm hayırsever Nizip insanı na şükranlarımı sunuyorom..
Artık Rüstem kardeşi rahat bırakmam, hazır hocamıda razı etmişken, bizlerle paylaşmak istediği anılarını bir köşe yazısı olarak yayınlamayı umuyoruz. Tabiki burda en büyük görev yine fedakar aile Cankesen’lere düşüyor. Artık biriniz hocamızı ara sıra arayarak, değerli anılarını bizlerle paylaşmasını ve bir köşe editorü gibi sürekli bir yazı dizisi oluşturmamızı sağlarsınız :) Ben ülkemin eşsiz değerlerinden gördüğüm ve hemşerisi olmaktan onur duyduğum Prof.Cahit TANYOL hocamın anılarını sabırsızlıkla bekleyeceğim. .
Küçük Hüseyin şiirini sabah kahvaltısında alel acele cep telefonuma kaydetmiştim, sohbetin bir bölümünden çıkardığım ve kendi ağzından dinlediğim bu şiiri geçici bir siteye attım ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Ses kalitesi için kusura bakmayın... .
Zaman zaman duygusallaşdığındaki sesindeki titremeyi farkedeceğinizi umuyorum..
Noy: vma formatında... Prof.Cahit Tanyol Küçük Hüseyin şiiri kendi ağzından... indir.
çok etkileyici bir anı-öykü olmuş.teşekkürler orhan çelik!
http://www.Nizip.com/pic_pop.asp?mode=12&cid=1565 .
[u]Dürümcü Emmi Sayın Eski Emniyet Müdürümüzle ne konuşuyordu merak ettik. </u .
Dürümcü Emmi Nizip dışında olan bir iş adamımız. .
Ancak birçok Nizipli Hemşerimizden onu ayıran bir özelliği var. .
Aslında onun bu özelliğini hepimiz biliyoruz. .
Ancak ben bunu bu gece tekrar yazmak istedim. Paylaşmak için ve teşekkür için..
Onun farkı HEP NİZİBİ DÜŞÜNMEK ... .
Nizip için ne yapabilirim. Hemşehrilerime nasıl yardımda bulunurum. .
İlçeme nasıl hizmet edebilirim. Oraya katkım ne olabilir. .
Resimde bulunan Sayın Valimiz HASAN ÖZDEMİR beyle de Nizip için ne yapabilirizi konuşuyordu. .
Ben şahsım adına onaNizipli olarak teşekkür ediyorum..
Çünkü bir çok ihtiyaç sahibi onun yardımlarından faydalandı faydalanmaya devam da edecek. .
Sayın Hocamız Cahit Tanyol’u Nizibe getiren de O..
Onun ilçemiz hastanesine milyarca liralık tesis yapması için ikna eden de O. .
Dürümcü EMMİ sözle değil fiille iş yaptı yapmaya devam ediyor. .
Hepimizin bildiği gibi NİZİP HASTANESİ’nin şu andaki binaları ve cihazlarında onun katkısı çok fazla. .
Konuşmayı sevmiyor. .
Ben onunla Nizip.com adına röportaj yapalım teşekkür edelim diye düşünüyordum. .
Size bir şey diyeyim mi Onun konuşmaya kendini tanıtmaya ihtiyacı yok. .
DürümcüEmmi’nin bu yıl kendi yaptığıve diğer hayırsever hamşehrilerimizden topladığı yardımları milyarlarca lira....
BU forumdaniye bu sözleri yazdım. .
Yıllardır tatil için bile gelmeyen Cahit Hocamızı yardım için ikna eden Nizipe alıp getirenO da o yüzden... .
NİZİP:COM adına Nizip adına ihtiyacı olanlar adına hem Cahit Hocamıza Hem Dürümcü Emmi’mize hemde diğer emeği geçenlere Allah RAZI olsun diyoruz. .
Sizlerle gurur duyuyoruz efendim. .
.
Edited by - felsefefe on 02.11.2006 02:16:09
Amanııııııın Metal elementine bakın,nasıl da kasım kasım kasılmış.... .
Teeeyyy...! Teeyyyy... ! Teeeyyy... ! Hele hele hele... Kimlerle oturmuş öyle...
Huzeyfe ölmesin de kim ölsün dostlaaar...! http://www.karpuz.com/msnsmiley/msnsmiley/msnsmiley%20(59)[/IMG] .
ayhan aydin
prof. dr. cahit tanyol
sevgili hocam, barak kültürüyle ilgili sosyoloji arastirmalarina nasil yönlendiniz? üniversitedeki bilimsel arastirmalarinizdan da söz açar misiniz?
― bu da suradan basladi. adana ögretmen okulu'nda okurken benim baraklara, türkmen oymaklarina büyük bir ilgim vardi. halk siirine büyük bir merakim ve ilgim vardi. güneydogu'daki gelenek ve görenekler beni çok çekiyordu. güneydogu'daki ve güney'deki en yogun folklorik, kültürel halk birikimi toroslarla, barak ovasi'ndadir. Ilk kez iste ben bunlari inceledim. Ilk önce basta karacaoglan olmak üzere tüm halk ozanlarini teker teker yeniden defalarca okudum ve halkin bunlar hakkindaki bilgilerini derledim. barak ovasi'nda o zamanlarin sifahî en büyük tarihçisi kabul edilen "Idris aga"dan birçok bilgi derledim. toroslar çok büyük bir folklorik zenginlige sahiptir. buralar karacaoglan'in dolastigi yerlerdir. yigit türküler söyleyen dadaloglu var... Ilk ciddi arastirmam iste baraklar üzerine yaptigim uzun inceleme ve arastirmalardir. "baraklarda örf ve âdetler" isimlidir bu çalisma.
"baraklarda örf ve âdet arastirmalari(*)"yla ilk sosyoloji folklor çalismalarina girdiniz. bir nevi halk kültürü, ozanlari, gelenek ve görenekleri sizi çekti anladigim kadariyla.
― evet öyle oldu. beni esas etkileyen siirler ve türküler oldu. benim 1928'de barak ovasi'nda gitmedigim köy kalmadi. yatmadigim köy odasi kalmadi. yöredeki derleyebildigim tüm siirleri topladim. hatta bu siirlerden bir kismini konya lisesi'nde bir arkadasima da göndermistim. konya lisesi'nde "türk halk siirleri" isimli bir dergi çikaran saadettin nüzhet de arkadasimdan aldigi kimi siirleri orada yayinlandi. barak ovasi'nda "alaman ahmet" diye birisi, bir nevi vakannavüs gibi birisi vardi. orada birisi ölünce bir baskasina "el verir"di. yukarida böyledigim ünlü sifahi tarihçi Idris aga'dan sonra gelen kisi de bu alaman ahmet oldu. ondan, daha önce gaziantep milletvekili olan cevdet san'dan da yogun bilgi edindim.
söylesimize bu baraklardan, yörüklerden, tükmenlerden bahsederek devam edelim isterseniz. baraklar kimlerdir, gelenek ve göreneklerinde ayirdedici yönler nelerdir?
― bizim Nizip'te fazla, koyu yobazlik yoktu. baraklari incelerken de ilk dikkatimi çeken sey burada caminin olmamasiydi. sordugumda ise eskiden kendilerini sii olduklarini söylüyorlardi. fakat buralarda yogun saman izlerini hemen görmüstüm. baraklarda iki tip baba vardir. barak babalari ve bozgeyikli dedeleri. barak babalari, firat'ta gaziantep sacur suyu arasinda oturuyorlardi. barak babalari senenin belli mevsimlerinde geliyorlar, komiter'de (elbistan'a bagli bir yerde) her türkmen asireti onlara zekâtini yilliklarini veriyorlardi. daha ziyade onlar baharda gelirlerdi. bunlar incelendiginde inanç yasam ve geleneklerinin yüzde yetmisinde saman özellikler tasidiklari görülmektedir.
baraklar daha çok hangi illerde yasiyorlardi?
― tüm güneydogu'da yaygindilar. büyük barak ovasi denir oraya zaten. baraklar göçebedirler. hayvancilikla geçinirler. zorla iskân edilmislerdir. kitle halinde urfa'nin güneyinde "aynîriz, rakka" denilen yöreye yerlesmislerdi. halep türkmenleri deniyor bunlara. baraklarin sifahi tarihine göre firûz bey adli bir asiret reisinin kumandasinda geliyorlar. biliyorsunuz uzun hasan'in devleti de asiret oymaklarina dayaniyor. uzun hasan fatih'e yenildikten sonra ona bagli asiretlerin bir kismiyla Iran'a geçiyor, bir kismi da güney'e. firûz bey'in basinda bulundugu asiret güney'e geçiyor. ondan sonra firûz bey barak ovasi'ni birakiyor, Iran'a geçiyor. oymagi ise kardesi veya yegeni olan mehmet bey'e birakiyor. Iste bunlar rakka havalisi, ta hama-humus, halep türkmenleri rakka tüm buralar baraklar'la dolu.
baraklar türkmen yani?
― evet. göçer türkmenlerdir onlar. zannediyorum bunlarin ilk totemleri köpek oldugu için bu ismi almislar. yani "barak" ismini.
bir de yukarda "bozgeyikli dedelerden-babalardan" bahsetmistiniz?
― boz geyikli dedeler de daha çok Islahiye ve çevresinde, güney'de asil merkezleri olan güneyse köyü'nde yerlesmistir. karaca bozgeyikli baba son liderleriydi. Isin ilgisi son lider daha önce hiç yapilmamis bir seyi yaparak hacca gitmistir. bozgeyikli dedelerin ayri "bozgeyikli köyleri" vardir. bu bozgeyikliler hakkinda anlatilan efsane de suydu. bir rivayete göre bozgeyik dede haci bektas veli'nin müritlerindedir. çilesini doldurmus icazetini almistir. haci bektas veli eline bir çinar alarak, bunu attigim ve düstügü yer senin mekânin olacak, diyor. söylentiye göre bu çinar cizre sinirindaki boz geyikli'ye düsüyor. bunlarin da tüm inançlarinda samanist özellikler görülmektedir.
ne gibi gelenek ve görenekleri vardi baraklarin, neler gördünüz, izlediniz?
― bir kere üstün bir ahlaklari var. baraklarda çok önemli geleneklerden biri "oda gelenegi'dir. kolektif kullanima açik bu odalarda gelen misafirler agirlanir. baraklarda hirsizlik ve hiç yoktur. gerçek üstün bir ahlaki dayanismalari vardir, baraklarin. bakin çok ilginçtir, mesela köy odasinda asili olan bir ceketi ihtiyaci olan giyiyor, sonra isi bitince geri getirip, tekrar duvara asiyor.
oyunlari, elisleri, yemekleri, dügün ve bayram âdetleri nasildir baraklarin?
― barak ovasi'nda, çok yogun sözlü kültür birikimi vardi. tüm baraklar ozanlarin siirlerini, türkülerini ezbere bilirlerdi. çok zengin gelen ve kültür birikimleri vardi. Islami etki çok azdi baraklarda.
(*)cahit tanyol: "baraklarda örf ve âdet arastirmalari" I. ü. edebiyat fakültesi sosyoloji dergisi 7 (1952): 70-108; 8: 126-136; 9: 66-116.
kaynaklar;
cahit tanyol: laiklik ve Irtica. 2. baski, Istanbul 1994.
cahit tanyol: kurulus ve fetih destani. Istanbul 1969.
cahit tanyol: sosyal ahlak. Istanbul 1960.
cahit tanyol: sosyolojik acidan din, ahlak, laiklik ve politika üzerine diyaloglar. okan yayinlari, 1970.
cahit tanyol: türkler ile kürtler. Istanbul 1993.
cahit tanyol: son liman. siirler. Istanbul 1992.
cahit tanyol, cem dergisi, cumhuriyet gazetesi yazilari.
derleyen : edip yilmaz
--------------------------------------------------------------------------------
Okunma: 1329
Oy/Yorum: Rating:10 Votes:1 (Rating Scale: 1 = worst, 10 = best)
Tarih: 24.04.2005
Yazar/kaynak: Edip YILMAZ
Yazar iletişim: n/a
Gönderen: admin
1924 yilinda Nizip'te dogdu. Adana Muallim Mektebi'ni(Adana Erkek Öğretmen Okulu) ve 1935 yılında Gazi Egitim Enstitüsü'nü bitirdi.1944 Yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nden mezun olduktan sonra değişik okullarda 9 yıl öğretmenlik yaptı.Mezun olduğu Üniversitede yeni kurulan sosyoloji kürsüsüne asistan olarak girdi. Ayni bölümde 1946 yılında önce Doçentlik sonra da Genel Sosyoloji Profesörlüğü ünvanlari aldi. 1942-1946 arasında İzmir’de Aramak adlı bir dergi çıkaran Tanyol’un ilk yazı ve şiirleri de burada yayınlandı. Sonraları Değirmen, Akademi, İstanbul, Varlık, Yön, Cumhuriyet gibi dergi ve gazetelerde yazdı.Gençlik yillarindan baslayarak canli bir edebiyat yasaminin içine daldi. Gazete yazarliginin yani sira sosyolojik yapitlar kaleme aldi. Babasinin adi Mahmut, annesinin adi ise Refika'dir.Babasi ihtiyat zabitligi sirasinda I. Dünya Savasinda Kermansah'da sehit oldu.Cahit Tanyol babasini çok küçük yasta kaybetmesi nedeniyle, çocuklugu üç kardesi ile birlikte annesinin yaninda ve büyükbabasinin ilgisi ile geçmistir. Bu nedenle Cahit Tanyol'un yetismesinde baba modeli olarak büyükbabasinin büyük önemi vardir.
ESERLERI:Neden Türban, Türkler ile Kürtler, Schopenhauer'da Ahlak Felsefesi
Gendes Y.(Çeviri),O zaten Yoktu,Türk Edebiyatında Yahya Kemal,Çankaya Dıramı,Hoca Kadri Efendi Parlementosu,Laiklik ve İrtica,Örf ve Adetler Sosyolojisi bakımından sanat ve ahlak
Gönderen: RamazanTarhan
Ürün Özellikleri
Yazar & Sanatçı Cahit Tanyol
Yayınevi & Yapımcı Pozitif Yayıncılık
Ürün Hakkında Cahit Tanyol, Kuruluş ve Fetih Destanı'ında, tarihimizdeki iki büyük olayın, Osmanlı kuruluş ve İStanbul fethi destanını söylüyor. Bugünlerden Osman Gazi'ye, Fâtih'e, Akşemseddin'e baktığımızda kalbimizi titreten çoğu, onların dünyasından bugüne bakınca yürek yakan hüzün...
paylasım için teşekkürler tanıttıgın iyi olmus
hocama sonsuz hürmetlerimi sunuyorum...