Başakcıgım gülme,amotör çalışma ancak bu kadar olur.Okyanus kardeşimizede çok teşekkür duygu yüklü şiir için.Selamlar
Yoktur senle dolan kalbinde ne fitne fucur ne de çıkar
Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yazdırılabilir Görünüm
Başakcıgım gülme,amotör çalışma ancak bu kadar olur.Okyanus kardeşimizede çok teşekkür duygu yüklü şiir için.Selamlar
Yoktur senle dolan kalbinde ne fitne fucur ne de çıkar
Dostdur sözde değil özdedir adı...
subutay abi annemde size güzel şiirleriniz için çok tşk ediyor:)nizip'in içi ekmeğin içi diyor eleştirinizi kabul etmiyor :confused:
şiiri bizi bayağı güldürdü size slm ları var :)
gülü incitme gönül
Çiçeklerle hoş geçin,balı incitme gönül.
Bir küçük meyve için,dalı incitme gönül..
Başın olsada yüksek,gözün enginde gerek,
Kibirle yürüyerek,yolu incitme gönül...
Mevla verince azma,geri alınca kızma,
Tüten ocağı bozma,külü incitme gönül..
Dokunur gayretine,karışma hikmetine .
Sahibi hürmetine,kulu incitme gönül..
Sevmekten geri kalma,yapan ol,yıkan olma .
Sevene diken olma,gülü incitme gönül..
Konuşmak bize mahsus,olsada bir güzel söz,
Ya hayır de,ya da sus,dili incitme gönül ...
![]()
BULDUKTAN SONRA ARAMA (SENİ ARADIM)
Omuzumda sevda yükü
Yollarda Seni aradım.
Beste beste, türkü türkü
Tellerde Seni aradım.
Girdim yeşilden sarıya
Sordum ölüye, diriye
Çiçeği verdim arıya
Ballarda Seni aradım.
Aşk yalımı girdi cana
Gönlüm döndü gülistana
Gece-gündüz yana yana
Küllerde Seni aradım.
Yorulup demedim, yeter
Hasretin gözümde tüter
Keremden, Mecnundan beter
Çöllerde Seni aradım.
Bahçem çiçek, bağım gazel
Birleşir ebedle, ezel
Ayırmadım çirkin, güzel
Kullarda Seni aradım.
Ulaşmak için rahmete
Katlandım binbir zahmete
Karışıp söze, sohbete
Dillerde Seni aradım
GÖNLÜMDEKİ GURBET
Dost ülkeler duman duman önümde
Dağların alnında gurbet yazılı.
Göv göcekler firez oldu gönlümde
Çamların dalında gurbet yazılı.
Ilgıt ılgıt yeller eser ovadan
Kuşlar tüm tedirgin kalkar yuvadan
Özümüz gövünür yanık havadan
Sazların telinde gurbet yazılı.
Gene yanar oldu bağrımın başı
Nasıl söner bu sevginin ateşi?
Oğuzlar soyunun savaş yoldaşı
Atların nalında gurbet yazılı.
Bir canım olsa da yurt için versem
Ufka nakış nakış kanımı sersem
Kalk gardaş sılaya gidelim desem
ÖTÜKEN yolunda gurbet yazılı.
hayat aşksız olmaz
kuşlar yuvasız olmaz
söylemiştim birtanem
sevenle şaka olmaz
Gurbet
Bülbül aşıkmış güllere
Aşk ile gelmiş dillere
Cüda düşürmüş ellere
Zalim gurbet, olmaz olsun.
Karanlıktır geceleri
Duman, dağın yüceleri
Hep ayrılık yolcuları
Gurbet yolu, olmaz olsun.
Umut ile düşlemeli
Nakış, nakış işlemeli
Bu sene de kışlamalı
Biter hasret, olmaz olsun.
Engin der ki, döneceğim
Yaz-baharda geleceğim
Bekle beni, gül çiçeğim
Zalim gurbet, olmaz olsun.
Engin Tunca
Gurbet
Zalim gurbet yaktı beni,
Çokta özledim annemi,
Kırılmıştı sanki kalbim,
Anlatamadım derdimi.
Akıyordu göz yaşlarım,
Islanmıştı yanaklarım,
Ellerim mi titriyordu?
Donuyordu parmaklarım.
Bütün bunlar hırsımdan mı?
Gurbete kızdığımdan mı?
Yoksa annemin gül gibi,
Yüzüne hasretimden mi?
Sanmam ki bu uzun sürmez,
Gurbette kalan ölmez,
Buna itaat etmeyenin,
Gözyaşları asla dinmez.
Fatih Mertaslan
Gurbetçinin Bayramı
Söylemesi bile güç geliyor insana..
Gözlerin yaşlı gurbetçi, hadi ağlasana,
Bu gün bayram annecim...
Efkar öyle bastı ki, ağlamak geliyor içimden,
Bir nebze yok, eski bayram sevincimden,
Bu bayram sizler yoksunuz anne..
Sizde benim gibi, özlemle dolusunuz..
Koşup nasırlı ellerinizi öpemiyeceğim,
Gözlerim dalıyor enginlere,
Hep sizleri düşüneceğim...
Silik yalancı hayallere,
Eyvallah edip, avunarak ah çekeceğim....
Akranlarım dolaşırken bakma anne,
Boş yere yüreğini yakma anne,
Bu bayram sabret, üzülme anne,
Kardeşim öpsün ,ellerinizi benim yerime...
Geçmişe takılır,gönlüm feryat eder,
Üzülme anam,bu hasretlik biter,
Öyle bir bayram ki anam..
Çok acı bağrımı deler...
Beni uğurlarken gözlerin yaşlıydı,
Ayrılış günleri,geçtikçe küçülür,
Üzüntülü hayalin bir başkaydı ..
Unutma evlatlarda üzülür...
Anne,bugün bana bayram olmayacak,
Bir köşede sıla hayaliyle hep gözlerim dolacak...
Recep Karadereli
ya bu heralde ikinci girişim bu bölüme muhteşem bir bölüm
![]()
BEŞİNCİ MEVSİM
Düştü can evime dördüncü cemre
Dünyayı üçüncü gözümle gördüm.
Dört yüz seksen beş gün çekti bir sene
On altıncı aya takvimsiz girdim.
Aynalara baktım korku gösterdi
Saatler her sabah kırkı gösterdi
Namlular, nişanlar Türk'ü gösterdi
Hayatım boyunca hedefte durdum.
Gül sundum yediler, koklamadılar
Armağan can verdim saklamadılar
Gittim... gelir diye beklemediler
Kaybolan gölgemi yollara sordum.
Getirdim yanıma ay'ı bir karış
Ölçtüm ki dağların boyu bir karış
Şehiri bir adım, köyü bir karış
Damlada denizdir en küçük derdim.
Savurdum, eledim, seçtim zamanı
Yaprak yaprak, tel tel açtım zamanı
Haftada üç asır geçtim zamanı
Nereye gittimse zamansız vardım.
Yırtıldı ruhlara çizdiğim resim
Yazık, kulaklara sığmadı sesim
Yaşadığım şimdi beşinci mevsim
Çağın çilesini sırtıma sardım