-
<div "FONT-SIZE: 7.5pt; COLOR: black" </div
<div align="center" "FONT-SIZE: 7.5pt; COLOR: black" Affet Babac???m </div
<div </div
<div style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt 35.4pt; TEXT-INDENT: 35.4pt" "FONT-SIZE: 7.5pt; COLOR: black" Evlili?inden beri evinde kalan babas? yüzünden e?iyle sürekli tart???yordu. E?i babas?n? istemiyor ve onun evde bir fazlal?k oldu?unu dü?ünüyordu. Tart??malar bazen inan?lmaz boyutlara ula??yordu. Yine böyle bir tart??ma an?nda e?i bütün ba?lar? kopard? ve 'Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak' diyerek rest çekti.
E?ini kaybetmeyi göze alamazd?. Babas? yüzünden çıkan tart??malar d???nda mutlu bir yuvas? sevdi?i ve kendini seven bir e?i ve birde çocuklar? vard?. E?i için çok mücadele etmi?ti evlili?i s?ras?nda. Ailesini ikna etmek için çok u?ra?m?? ve çok sorunlarla kar??la?m??t?. Hala onu ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapaca??n? dü?ündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Y?llar önce avc?l?k merak? yüzünden kendisi için yapt?rd??? kulübe tipi da? evine götürecekti babas?n?. Haftada bir u?rayacak ve ihtiyac? neyse kar??layacak, böylelikle e?iyle de bu tür sorunlar ya?amayacakt?. Babas?na laz?m olacak bütün malzemeleri hazırlad?ktan sonra yatalak babas?n? yata??ndan kald?rd? ve kucaklad??? gibi arabaya att?. O?lu Can 'Baba ben de seninle gelmek istiyorum' diye ?srar edince onu da arabaya ald? ve birlikte yola koyuldular.
Karak???n tam ortalar?yd? ve korkunç bir so?uk vard?. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlard?. Minik can sürekli babas?na 'Baba nereye gidiyoruz ?' diye soruyor ama cevap alam?yordu. Öte yandan nereye götürüldü?ünü anlayan ya?l? adamsa gizli gizli gözya?? döküyor o?lu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu. Saatler süren zorlu yolculuktan sonra da? evine ula?t?lar. Epeydir buraya gelmemi?ti. Baraka tipindeki da? evi art?k çürümeye yüz tutmu?, tavan ak?yordu. Barakan?n bir kö?esini temizledi hazırlad? ve arabadan yüklendi?i yata?? oraya itina ile serdi. Sonra di?er malzemeleri ta??d?. En son da babas?n? s?rtlayarak yata?a yerle?tirdi. Tipi adeta barakan?n içinde hissediliyordu. Barakan?n içinde f?rt?na vard? adeta. Çaresizlik içinde babas?n? izledi. Daha ?imdiden ü?ümeye ba?lam??t?. Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye dü?ündü. Öyle üzgündü ki Dünya ba??na göçüyor gibiydi. O bu duygular içindeyken babas? yüre?ine b?çak saplanm?? gibiydi. Y?llarca emek verdi?i o?lu taraf?ndan bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmi?ti içi yan?yordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlams?zca ama dedesinden ayr?lacak olman?n vermi? oldu?u üzüntüyle sadece seyrediyordu. Art?k gitme zaman?yd?. Babas?n?n yata??na e?ildi yanakların? ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sar?ld?, koklad?. Art?k ikisi de kendine hakim olam?yor ve h?çk?ra h?çk?ra a?l?yordu. Buna mecburum der gibi bakt? babas?n?n yüzüne ve Can'?n elini tutup h?zla barakay? terk etti.
Arabaya bindiler. Can yol çıkt?klarında a?lamaya ba?lad? neden dedemi o so?uk yerde b?rakt?n diye. Verecek hiçbir cevap bulam?yordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Can 'Baba sen ya?land???nda bende seni buraya m? getirece?im' diye sorunca Dünyas? ba??na y?k?ld?. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabay?. Barakaya ula?t???nda 'Beni affet baba' diyerek babas?n?n boynuna sar?ld?. Baba o?ul s?k? s?k? sar?lm?? ve çocuklar gibi h?çk?ra h?çk?ra a?l?yorlard?. O?lu 'Baba beni affet, sana bu muameleyi yapt???m için beni affet' diye hatas?n? belli ediyordu.. Babas? o?lunun bu sözlerine en anlaml? cevab? veriyordu...
'Geri gelece?ini biliyordum yavrum. Ben babam? da? ba??na atmad?m ki, sen beni atas?n. Beni bu da?da b?rakamayaca??n? biliyordum </div
<div </div
<div </div
<div </div
<div </div
<div </div
-
<table height="100" cellspacing="0" cellpadding="0" width="490" border="0"
<tbody
<tr
<td valign="top" width="490" colspan="2" height="20"
<p align="center" Ayakkab?.
</td
</tr
<tr
<td valign="top" width="6" height="73" </td
<td valign="top" width="484" height="73" Sanki gelecek ay gökten para ya?acak. Hem ev sahibim de zengin biri say?lmaz ki. Kimseden borç istemeye de yüzüm kalmad?. 20 milyon da kiraya verince elde 10 kalacak, bakkal art?k beklemez, 5 de ona. Kalan 5 de bir hafta yeter ya sonra”.
Adam evine geldi?ini farketti. ?çeri girdi, s?k?nt?ların? olabildi?ince ailesine yans?tmayan biriydi. Yüzündeki s?k?nt?l? ifadeyi zorla da olsa de?i?tirdi, güler yüzle içeri seslendi;
--Alo !. . . kimse yok mu? Bu yorgun ve ya?l? adam? kar??layacak kimse yok mu?
Han?m? ko?arak geldi, ceketini ald?;
-Kusura bakma bey, geldi?ini duymad?m.
-Eh elimiz bo? olunca yüzümüze bak?lm?yor, ne yapal?m.
-Öyle deme bey.
-?aka yapt?m can?m ?aka yapt?m, hemen dar?lmaaa. . . elim dolu olsa da yüzüme bak?lm?yor, diyecektim !. .
Onun ?akalarına al??m?? olan kar?s? bu kez ses çıkarmad?, sadece gülümsedi.
-Yorgun görünüyorsun.
-Biraz yorgunun han?m.
-Ac?km??s?nd?r, hemen yeme?ini getireyim.
-Han?m ac?kt?m ac?kmas?na da, zahmet olmazsa ba?ka bir ?ey rica edecem.
-Esta?furullah bey, buyur !. . .
-Ya sen de yorgunsundur ama ayaklar?m çok a?r?m??, bir le?ene az bir su koysan, sana zahmet.
-Tabi hemen getiriyorum.
Adam e?ofman?n? giyip oturmu?tu ki, han?m? bir legen suyla girdi. Adam yorgun ayakların? suya dald?rmadan merakla sordu;
- Benim tatl? k?z?m nerde bakay?m, sakland? m? yaramaz?
Anne ba??n? önüne e?di,
-Ne oldu, bir ?ey mi var? …Söylesene can?m.
-?çerde…a?l?yor.
-A?l?yor mu !. . . Niye?
-Ayakkab? istiyor.
-Daha önce konu?mu?tuk, alamayaca??m? söylemi?tim. Hem ayakkab?s? eski de?il ki?
-Eskidi?i için de?il, arkada?larında gördü?ü, yeni çıkan bir ayakkab?dan istiyor.
-Han?m biliyorsun para durumunu…
-Ben biliyorum da…
-Bir daha konu?ay?m bakal?m, benim k?z?m anlay??l?d?r. Ça??r gelsin.
Kad?n k?z?n? ça??rd?, kalkmak istemeyen k?z?n?, zor da olsa ikna ikna etti, babas?n?n yan?na getirdi. Babas? yan?na oturttu. Olabildi?ince k?rmamaya çal??arak konu?tu;
-K?z?m, seninle daha geçen ak?am konu?mu?tum. Ayakkab? alacak kadar param?z yok, hem aya??ndakiler de eski de?il.
-Ba?kas? nas?l al?yor?
-Yavrum onların durumu daha iyiyse alabilirler. Bizim ?imdi iyi de?il. Bekle belki bir kaç ay sonra alabiliriz.
-Banane arkada?lar?m ald?, ben de alacam.
Yine a?lamaya ba?lam??t?.
-Ne kadarm?? o ayakkab? fiyat?n? biliyor musun?
-4 milyon.
-K?z?m sana o ayakkab?y? al?rsak elimizde para kalm?yor. Getir bakay?m sen ?imdi giydi?in ayakkab?ların?.
K?z h???mla getirdi, yere att?. Adam çocu?un sayg?s?zl???n? görmemezlikten geldi. Küçük çocuklar için böyle heveslerin ne derece önemli oldu?unu biliyordu. Hele arkada?larından biri onu k?skand?rd?ysa, o küçük dünyas?nda tüm hayali o ayakkab? olmu?tur, ba?ka bir?ey dü?ünemez bile, diye akl?ndan geçirdi. Fakat adam?n da yapacak bir?eyi yoktu. Çok uzun bir sessizlik oldu, adam k?z?n? k?rmadan nas?l çözüm bulaca??n? dü?ünüyordu. Han?m? ise kocas?n?n, ayakkab?ların yere at?l???na sinirlendi?ini dü?ünüp endi?e ile bekliyordu. Adam umutsuzca k?z?na bir daha sordu;
-K?z?m, bu ayakkab?lar hiç de eski görünmüyor, bir kaç ay daha giysen.
-Eski i?te eski, giymem. Bunlar eski !. .
Adam’?n içi içini yiyordu. Bir medet arar gibi han?m?na bakt?. Y?llard?r s?k?nt? içinde ya?ayan ama eve her geli?inde güler yüzünü eksiltmeyen vefakar kar?s?, yapacak bir?eyi olmad???n? göstermek için, ellerini iki yana açt?. Adam birden aya?a kalkt?, giyinmeye ba?lad?.
-K?z?m madem benim, “Ayakkab?n eski de?il” sözüme bakm?yorsun, giy ayakkab?ların? d??arda az öne gördü?üm bir çocu?a soraca??z, sen soracaks?n. E?er sordu?un çocuk, bu ayakkab?lar için, eski derse veya be?enmezse söz istedi?in o ayakkab?lar? alaca??m.
Ayakkab? al?nmas?ndan tamamen ümitsiz olan k?z bunu duyunca heyacanland?. Hemen hazırland?. Baba k?z el-ele soka?a çıkt?lar. Hiç konu?madan bir kaç sokak geçmi?lerdi ki, babas? az ilerdeki kö?eyi gösterdi;
-Bak ?u kö?ede oturan bir çocuk var, hemen hemen senin ya?larında. Sor bakal?m ayakkab?ların güzel mi de?il mi !. . .
K?z hevesle çocu?un yan?na ko?tu ama durdu kald?. Çocu?un ?a?k?n bak??lar? aras?nda birkaç saniye orda kald?ktan sonra a?layarak babas?na do?ru ko?tu. Soramam??t?.
Babas? a?layan k?z?n? b?rak?p, kö?edeki çocu?un yan?na gitti. Cebindeki bozuk paralar?, çocu?un önündeki mendile b?rak?p döndü. Çocuk hâlâ, a?layarak uzakla?an k?za bak?yordu, duvara yaslad??? koltuk de?neklerinin aras?ndan. </td
</tr
</tbody
</table
-
<table height="100" cellspacing="0" cellpadding="0" width="490" border="0"
<tbody
<tr
<td valign="top" width="490" colspan="2" height="20"
<p align="center" Aray??.
</td
</tr
<tr
<td valign="top" width="6" height="73" </td
<td valign="top" width="484" height="73" ?nsan hayat? ço?unlukla aray??larla geçer iyi bir i? iyi bir arkada? çevresi iyi bir gelecek iyi bir e? gibi
Aray??lar böylece sürüp gider birini yakalay?nca birini kaybeder ötekine ula??nca birini çoktan yitirir tam buldum i?te bu dedi?inde sonras?nda istemedi?i bir sonuçla kar??la??nca yitirilen zamana ac?r insan
Ve aray??larla elde edilenler hiçbir zaman e?itlenmez sürekli bir aray?? içerisinde sürüklenmeye mecbur kal?rs?n
Umut tükenmeyen bir sermaye aray??larda kullan?lan yegane servettir. Umut bitmez bitti?i yerde aray?? bitmi? ölmü? yada ya?arken ölenlerden olmu?uzdur.
Her nedense aray??lar her zaman bir sevgide toplanm?? hak edilen hatta hak edildi?i halde al?namayan bir sevgi aray???yla süre gider hayat, ama ufuk geni? ve ülkü ula??lamayacak kadar uzak de?ildir. Sevgi kutsal gizemli bir ?ekle girer sevgideki ilahiyat? bulabilmek ümidiyle birçok güçlük def edilir ve aray??lar devam eder.
Arzulananlar al?n?p aray??lar sonuçland???nda çekilen ac?lardan kurtulmak en az?ndan ac?lar? dindirmek üzere yaln?zl?k seçilir.
??te o an , gönül da??ma kurdu?um ba? evine çekilir kendi yaralar?ma kendim merhem olmaya çal???r türküler e?li?inde tan yerindeki ela gözlerle beni gözledi?ini hisseder her dald???mda beni dü?ündü?ünü hayal eder yaralar?m? iyile?tirmeye çal???r?m. ??te o an tüm ac?lardan kurtulur yeniden do?ar ve koynumda biriktirdi?im tüm ???lt?lar? serper gök yüzüne saçlar?ma ya?an y?ld?zlarla bütünle?ir ku?lar kadar özgür olur k?rard?m esaret zincirlerini
Dinen s?z?lar iyile?en yaralarla ama yara izleri bedenimdeyken dönerim hayata çarklar aras?ndaki yerimi al?r büyük ve ac?mas?z çarklar aras?nda y?pranmadan ve yok olmadan ya?amaya devam eder mutluluk oyunu oynar?m.
sahte göz ya?ların?n tuzlu sudan ba?ka bir ?ey olmad???n? anlad???m anda rüyam?n pembeli?i bozulur ve uyan?r?m. Tatl? ama ac? veren uykumdan. Elde kalan sermayemle ilahi sevgiyi bulma ümidiyle devam ederim hayata ve aray??lar?ma.</td
</tr
</tbody
</table
-
<div align="center" "FONT-SIZE: 7.5pt; COLOR: black" Anka Ku?u </div
<div "FONT-SIZE: 7.5pt; COLOR: black" Rivayet olunur ki, ku?ların hükümdar? olan Simurg Anka, Bilgi A?ac?'n?n dallarında ya?ar ve her ?eyi bilirmi?...
Ku?lar Simurg'a inan?r ve onun kendilerini kurtaraca??n? dü?ünürmü?. Ku?lar dünyas?nda her ?ey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarm??. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe ku?kulan?r olmu?lar ve sonunda umudu kesmi?ler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir ku? sürüsü Simurg'un kanad?ndan bir tüy bulmu?. Simurg'un var oldu?unu anlayan dünyadaki tüm ku?lar toplanm??lar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yard?m istemeye karar vermi?ler.
Ancak Simurg'un yuvas?, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Da??'n?n tepesindeymi?. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi a?mak gerekirmi?. Ku?lar, hep birlikte gö?e do?ru uçmaya ba?lam??lar. Yorulanlar ve dü?enler olmu?.
Önce Bülbül geri dönmü?, güle olan a?k?n? hat?rlay?p;
papa?an o güzelim tüylerini bahane etmi?(oysa tüyleri yüzünden kafese kapat?l?rm??);
Kartal; yükseklerdeki krall???n? b?rakamam??;
bayku? y?k?nt?ların? özlemi?,
bal?kç?l ku?u batakl???n?.
Yedi vadi üzerinden uçtukça say?lar? gittikçe azalm??.
Ve nihayet be? vadiden geçtikten sonra gelen Alt?nc? Vadi "?a?k?nl?k" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokolu?"ta bütün ku?lar umutların? yitirmi?... Kaf Da??'na vard?klarında geriye otuz ku? kalm??.
Simurg'un yuvas?n? bulunca ögrenmi?ler ki;
"S?MURG ANKA - Otuz Ku?" demekmi?.
Onların hepsi Simurg'mu?. Her biri de Simurg'mu?.
Simurg Anka'y? beklemekten vazgeçerek, ?a?k?nl?k ve yokolu?u da ya?ad?ktan sonra bile uçmay? sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden do?abilmek için kendimizi yakmad?kça, her birimiz birer Simurg olmay? göze almad?kça batakl???m?zda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde ya?amaktan kurtulamayaca??z.
?imdi kendi gökyüzünde uçmak zaman?d?r... </div
-
<div align="center" "FONT-SIZE: 7.5pt; COLOR: black" Arkada b?rakt???n ?eyleri dü?ünme! </div
<div style="TEXT-INDENT: 35.4pt" "FONT-SIZE: 7.5pt; COLOR: black" ?imdiye kadar kazanm?? oldukların?, bundan sonra kazanabileceklerini, vazgeçemeyeceklerini, y?llarca korudukların?, daha y?llarca muhafaza etmek istediklerini...
Arkada b?rakt???n ?eyleri dü?ünme!
Herkesin ya?amak istedi?i bir ki?isel hayat? vard?r ve onu ya?ayabilmesi için arkada b?rakt??? ?eyleri dü?ünmemesi gerekir. Bilmelidir ki o birçok ?eyi istedi?i zaman bütün evren ona yard?mc? olur. Herkes yüre?inin sesini dinlemeyi ve yüre?inin diliyle konu?mas?n? ö?renmek zorundad?r.
Arkada b?rakt???n ?eyleri dü?ünme!
Buldu?un ve arkada b?rakt???n için seni tedirgin eden a?k önünü kesmesin. Ki?isel hayat?n? gerçekle?tirmeni engellemesin. Yeter ki buldu?un ve arkada b?rakt???n a?k ''saf madde''den yap?lm?? olsun. Üzerinden bin y?l geçmi? bile olsa, orada, o biçimde, senin b?rakt???n haliyle duruyor olacakt?r. Çürümeden, bozulmadan... Ve sen, nas?lsa günün birinde oraya döneceksin.
Arkada b?rakt???n ?eyleri dü?ünme!
Korkuların?, tedirginliklerini, kafa kar???kl?kların?, beni seviyorumların?, ben onu seviyorumların?, onunla ya?ayabilir miyimlerini...
Arkada b?rakt???n ?eyleri dü?ünme!
?hanet senin beklemedi?in bir darbedir. Ama sen, yüre?ini tan?yacak olursan, sana bask?n yapmay? hiçbir zaman ba?aramayacakt?r. Çünkü onun dü?lerini ve arzuların? tan?yacaks?n ve onlar? hesaba katacaks?n. Hiç kimse kendi yüre?inden kaçamaz. Bu nedenle, en iyisi onun söylediklerini dinlemek. Böylece kendisinden beklemedi?in bir darbe indiremeyecektir kesinlikle, sana.
Arkada b?rakt???n ?eyleri dü?ünme!
Kendi yolunda yürü. Ba??n? dik tut. Kendini yenilmi? hissetme. Ki?isel hayat?n? ya?a. Kahraman?, ba? rol oyuncusu sensin. Bu senin öykün. sen sadece ya?a. Yüre?inin sesini dinleyerek, yüre?inin diliyle konu?arak ya?a! </div
-
<div style="TEXT-INDENT: 35.4pt" "FONT-SIZE: 7.5pt; COLOR: black" A?k, Uydurdu?umuz En Güzel Yalan! </div
<div style="TEXT-INDENT: 35.4pt" "FONT-SIZE: 7.5pt; COLOR: black" Bir gün içimden gittin, anlad?m. Nereye gitti?in de?ildi önemli olan... Kiminle gitti?in, hangi havay? soludu?un, hangi ?ehrin, hangi soka??nda yürüdü?ün önemli de?ildi. Sen içimden gitmi?tin... ?çimde ne varsa bana ait, seninle gitmi?ti.
Renklerim, ruhumdaki yaz, güne?im gitmi?ti.
“Bana kalan,
Beni kalans?z bölen bu ?ehir.
Ah! bu ?ehir, yalan ?ehir”
demek isterdim; ama yalan olan sendin. Benim yaratt???m, inanmak için y?llar?m? harcad???m kocaman bir yaland?n sen. Gerçek oldu?unu gördüm. Sen gittin...
Asl?nda içimden giden sevgili de?ildi. Ben sadece, yalan?ma inanm??t?m. O, gerçekti... A?k bitmi?ti. Dü?ünüyorum da acaba a?k, ruhumuzun derinliklerinde yarat?lan koca bir yalan m?? ?iirde, müzikte ya da sözde, nerede a?k varsa orada bir de yalan yok mu? A?k ve yalan, güzel ile çirkin, iyi ile kötü gibi birbirini besleyen, de?i?tiren ve dönü?türen; biri olmadan di?eri varolamayan ya da anlams?z kalan evrimin temel dinamiklerinden ikisi olabilir mi? Ya da a?k, yalana sesde? mi? “Seni seviyorum” derken, asl?nda içimizde yaratt???m?z en güzel yalana övgüler mi düzüyor, kendimize olan hayranl???m?z? m? dile getiriyoruz?
“Bir gün içimden gittin, anlad?m.”
A?k, uydurdu?umuz en güzel yalan! Ve a?k, yalan varsa a?kt?.
?nsan?n do?as?nda var. Do?rular ne kadar da az cezbeder bizi. Yasakl? ya da yanl?? ne varsa, yapt?klar?m?z hanesine yazmak isteriz. Durduralamaz bir dürtüdür bu. Yalan? bazen istem d??? kullan?r?z. Söyleyen biz de?ilizdir ama, söyleten ta kendimizdir.
?çimizdeki yasakl? kimliktir O:
Mülkiyet duygusu ve egosu ola?anüstü geli?mi?; ihtirasl?, doyumsuz ve a?ka her zaman hazır. Pembedir, mavidir ve daha çok k?rm?z?. C?v?l c?v?ld?r, yerinde duramaz. Yaz gibidir: Islak ve s?cak. Zaaflar? vard?r, yasak ve güzel olan her?eye. O cennetteki en güzel meyveyi tadan, ilk ihaneti gerçekle?tirendir. K?sacas? O, ya?ayan taraf?m?zd?r. En güzel an?lar?m?z, en heyecanl? anlar?m?zd?r...
Bir gün içimden gittin, anlad?m. Nereye ve neden gitti?in de?ildi önemli olan... Kiminle gitti?in, hangi havay? soludu?un, hangi ?ehrin, hangi soka??nda yürüdü?ün önemli de?ildi. Sen içimden gitmi?tin... ?çimde ne varsa bana ait, seninle gitmi?ti.
Renklerim, ruhumdaki yaz, güne?im gitmi?ti.
</div
-
Böyle alimler ?imdi nerdeeeeeeeeee.Ruhu ?ad olsun.
-
11 ki?i
<div id="post_message_20579" 11 kisi bir helikopterden sarkan halata asilidirlar.
10 erkek ve bir kadin.
Halat herkesi tasiyacak kadar guclu olmadigi icin birinin birakmasi
gerektigine karar verirler yoksa duseceklerdir.
Bu kisinin kim olacagina karar veremezler, ama o anda kadin
çok etkileyici bir konusma yapar.
Tamamen gonullu olarak ipi birakabilecegini söyler.cunku bir
kadin olarak, kocasi icin, cocuklari icin ve aslinda genelde erkekler icin
her seyi birakmaya alisik oldugunu söyler, hem de karsiliksizca...
Hikayesini bitirir bitirmez, tum erkekler onu alkislamaya
baslarlar.... http://www.dunyaforum.com/forum/images/smilies/smile[/IMG] ))))
Bu hikayeyi akilli bir kadin okusun ki bugun gulumsemek
icin bir nedeni olsun</div
-
Cevap : Vatan ?eh?tler?
<div id="post_message_10231" Asker olmak en büyük hayaliydi VATAN ?EH?TLER? - Binlerce ?ehidin binlerce gazinin ve 15 y?ld?r a?layan Türkiye'nin öyküsü - IV
Osman SERTO?LU Mehmet Alus en büyük hayalini gerçekle?tirmi? ve 14 ya??nda askerî liseyi kazanm??t?. Arl?k vatan? u?runa her?eyi yapabilir, can?n? bile verebilirdi.
Asker olmak, vatan? için hizmet etmek en büyük hayaliydi Mehmet Alus'un. ?lkö?retimde okurken sürekli asker olaca?? günlerin hayalini kurar ve üniformal? olarak dü?ünürdü kendisini. Hem hayal kurar hem de çok çal???rd?. Çünkü askeri liseyi kazanacak ve vatan? için hizmet edecekti. 14 ya??nda Kuleli Askeri Lisesi'nin s?navlarına girdi. Heyecanl? ve bitmek bilmeyen bir bekleyi? ba?lad?. Acaba hayallerine kavu?abilecek mi ve asker olabilecek miydi? S?nav?n sonucunu ö?rendi?inde dünyalar onun olmu?tu. Evet art?k asker olabilecekti.
14 ya??ndaki Mehmet Alus'un kaleminden Kuleli Askeri Lisesi'nde okurken yazd??? günlü?ü:
"25 A?ustos 1978, bugün hayatimin bir dönüm noktas?. Bunu hayat?m?n ikinci dönemi de diyebilirim. Bugünden sonra hayat?m? bir asker olarak devam ettirecektim. Bu olay, akrabalar ve tan?d?klar aras?nda, sevinç yaratt?. Övünmek için söylemiyorum ama a??r ba?l?l???mla ve terbiyemle, mahalleye kendimi sevdirmi?tim. Bundan sonra, vatan?m ve milletim için, çal??man?n mutlulu?u içindeydim, icab?nda hayat?m? seve seve verebilece?im. Kutsal ?eyler için, annem, babam ve ailem için okuyacakt?m. Milletime faydas?z ve hatta zararl? olursam, bütün emekler bana haram olsun.
Gözlerimdeki y?ld?zlar?m kadar parlak bir gelecek sa?layan, bugünlere gelene kadar, hiçbir fedakarl?ktan kaç?nmayan, can?m anneci?im. Ne kadar eline öpsem, bizim için yapakların? ödeyemem. Çabalarına lay?k olabilmem için, çal??aca??mdan ?üphen olmas?n.
Geldi?im gece, ilk nöbetimi tuttum. Sanki bu nöbet, vatan?n tüm s?n?rlar? içerisinde tutulan nöbetlerdi. Benim için vatan?n bütün yükünü o bir saat içinde omuzlar?mda ta??yordum. Elektrikler kesilmi?, ortal?k velvele içindeydi. Nöbetçi aste?men zorla herkesi yat?rd?, ilk gece yata??ma yatt???mda, geçmi? günlerimi, çekti?im s?k?nt?lar? ve ailemi tek tek dü?ündüm. Bunların hepsi art?k geride kalm??, komutanlar?m, annem ve babam olmu?tu. Vatanda??n vergileriyle yeti?ecek ve onlara lay?k bir subay obuaya çal??acakt?m. Bunların verdi?i mutlulukla rahat bir ?ekilde uyudum."
?ehit Mehmet Alus'un kaleminden yaz?lan bu yaz?lar, ilk heyecanlar?, ilk bekleyi?leri, ilk umutlan anlat?rken, kader hiç de öyle beyaz bir sayfa açmam??t? onun için. 1994 y?l?n?n 4 Nisan'da Urfa Gültepe'de bir çat??ma s?ras?nda hain bir kur?un isabet etmi? ve orada ?ehit olmu?tu. Geride gözü ya?l? bir e?, babas?z bir erkek çocu?u, ci?eri yanan bir anne ve baba b?rakm??t?.
Sevim Ana yüre?indeki korla o?lunu anlatmaya ba?l?yor. Anlatt?kça a?lryor, a?lad?kça h?çk?r?klara bo?uluyor, i?te Sevim Ana'n?n a?z?ndan o?ul ?ehit Mehmet Alus...
ASKER OLMAK ?Ç?N YARATILMI?TI
O?lum çok iyi bir insand?. Herkesle konu?ur, herkesin derdini dinlerdi. Sokaklardan hayvanlan toplay?p eve getirirdi, insan ili?kileri çok güzeldi. Bir defa ben o?luma dedim M: "O?lum insanlar seninle çat???rlarsa gelip ellerini kald?r?rlarsa seni vurabilirler." O?lum da: 'Anne ben o kadar vicdans?z m?y?m? O can? k?rabilir miyim. O insan? yakalay?p ne laz?msa yapar?m. Çat??mada vurmak ba?ka, gözümün önünde vurmak ba?ka" derdi. Çok merhametliydi. Evli ve bir çocu?u vard?. Çok insanc?l, kendini insanlara sevdirmi?, sayd?rm??, terbiyeli bir insand?. Bütün komutanlar? onu parmaklar?yla gösterirlerdi, ölmeden önce üstün ba?ar? madalyas? alm??t?. Bir sene önce de o?luma, yüzba?? unvan? gelmi?ti. Zaten k?demli üstte?mendi. Çocu?um harcand?, ?ngiliz, Alman ve Rus dillerim çok iyi bir derecede konu?urdu. Askerli?i çok severdi. Asker olmak için yarat?lm??t? sanki.
?EH?T OLACA?INI 14 YA?INDA H?SSETM??T?
Kuleli Askeri Lisesi'ne girmeden önce, arkada?? te?men olup ölmü?tü. Ben de "O?lum bak arkada??n öldü. O da bana "Anne ne kadar güzel bir?ey. ?ehit oldu. Allah onu bana da nasip etsin" dedi. Ölmeden önce cebinin içine borçların? yazm??, öldü?ü zaman, elbisesini gelinim y?karken görmü?, ?u kadar borcum var. ?ehit olursam öderler. Ölmeden dokuz gün önce, devre arkada?? ölmü?. Abisine telefon açm?? ve çok üzüldü?ünü söylemi? ve in?allah, Allah bana da nasip eder demi?. ?ehit olmay? arzu etmi?. 68 ya??ndaki Sevim Ana, o?lunun ac?s?n? yüre?ine gömmü?. Her gece onun için dua ediyor, her gece onun için a?l?yor. Gelini ile torunu ise onun için bir deva. Ama yetmiyor, "O?lum Mehmet'i çok özlüyorum. Burnumun direklerinin s?zlad???n? hissediyorum." diyor. Herkes için, her siyasi için de bir diyece?i var Sevim Ana'n?n.
Sevim Ana, en çok da siyasilerin vefas?zl???ndan yak?n?yor. Onların kendilerini sürekli kand?rd???n? iddia ediyor. "Onlan ne bir siyasi, ne de milletvekili olarak çal??an birisi olarak görüyorum. Hepsi ba?a gelece?i zaman bir ?eyler vaat ederek geliyorlar. Say?n Çiller, ba?a geldi?i zaman, ?ehit anne-babalarına, ister-istemesin, sand?kta saklanmak kayd? ile, maa? ba?lad?. Dört ay sonra, la?vetmi?, bu kanunu kald?rm?? ve hiç kimseye bu kanunu kald?rd???n? söylememi?. Bütün ?ehit aileleri gariband?r. Alt? ay maa? ald?k ve sonra eve bir yaz? geldi. Ya bu paralan bankaya verin, ya da hakk?n?zda dava açaca??z. Çiller, Amerikada bulunan bütün servetimi, ?ehit Ailelerine verece?im demi?ti.
O?LUMLA SON KONU?MAM
O?lumla en son 94 y?l?n?n ?eker Bayram?'nda konu?tuk. Bayram sabah? telefon aç?p, "Anneci?im, nas?ls?n, iyi misin?" dedi. Ben de, "iyiyim yavrum, seni çok özledim" dedim.
Oysa ki çok hastayd?m. Telefonla konu?tuktan hemen sonra beni hastaneye yat?rd?lar. O?lum, "Anneci?im yan?ma gel" dedi. Ben de, "O?lum ben hastay?m nas?l gelece?im" dedim. O?lum 'Dün burda vurulanlar oldu anne. Çat??ma iki tarafl?, durumlar çok kötü ve beni görmeye gel, seni çok özledim" dedi.
Onun yan?na gidemedim, ancak ona bir kart yollad?m. Kartta da ?unlar? yazd?m: "O?ul, o?ul, ci?erlerim yand?, hasretin yakt?, vuslat ne zaman yavrum." O?lum o kart? ald?ktan sonra çok üzülmü?. Nereden bileyim üzülece?ini onu çok özledi?imi yazm??t?m ben.
E?i, ALUS'UN ?EH?T OLU?UNU ANLATIYOR
E?im gece çal???rd?, devriye çıkar, çat??madan çat??maya ko?ar, hemen hemen her gece böyleydi... Bazen kaçakç?lar veya teröristler geçit yaparlar, bölü?e merhaba derlerdi. Eve de hat?ra olarak birkaç mermi b?rak?rlard?. Hele bir keresinde de güne? do?ana kadar evi tarad?lar. O?lumun karyolas?na barikatlar kurar yast?klarla desteklerdim. Ben de sabaha kadar oturur. E?imin bölü?e dönmesini dualarla beklerdim.
E?imin ?ehit oldu?u geceyi anlatmak gerçekten zor. Ancak arkada?larından ö?rendi?ime göre ?u ?ekilde olmu?: "O gece e?imin s?rt?nda Lav Tüfe?i gözünde gece görü? dürbünü, elinde 63 piyade tüfe?i ile ba?ka bir karakolda geçi?i engellemeye çalışıyormu?. Bat?ya tayimizin çıkmas?na iki ay vard?. S?n?r görevini kendisi istedi. 04-04-1994 ak?am? her zamanki gibi e?imi bekliyordum. Ba?ka karakola gitmi? ve o s?rada s?n?rın ????? birkaç saniye sönmü?. I??ktan sorumlu asker, komutan?m, radarda 6-7 gölge görüyorum demi?. E?im Mehmet de PKK'l?lard?r demi?. I??k sönerken e?im iki korumasryla birlikte çat??ma bölgesine girmi?. O anda birinci korumas? yaralanm??. Daha sonra da Mehmet çat??ma yerine gitmi? ve geri dönmemi?.
Sonunda alay komutan? söyledi. Olanlar olmu? çat??ma s?ras?nda l kur?un kocam? vurmu? hemen o anda ?ehit olmu?. Ancak PKK'l?lann vah?eti bitmemi?. Kocam? vurduktan sonra ellerindeki b?çakla bo?az?n? 4 santim ve karn?n?n bir k?sm?m kesmi?ler. Panzer yeti?meseymi? kocam?n ba??n? götüreceklermi?.
Ad?-Soyad?: Mehmet Sarper Alus
22.09.1964 Do?du.
04.04.1994 Öldü.
Öldü?ü Yer: ?anl?urfa, Akçakale, Gültepe.
Unvan?: 7. Hudud. Bölük Komutan?
Memleketi: Adana
E?inin kaleminden, 2 ya??ndaki o?lunun cümleleriyle ?ehit Mehmet Alus'a ithaf edilmi?tir:
Bugün yine seni bekledim, babac???m
Anneme sordum dönece?in saati
Sonra zaman h?zla geçsin diye
Kaç kez bozup kurdum oyuncak paketi
Hâlâ gelmedin yine pusuya m? gittin
Öyleyse ?imdi uyuyorum bir gözüm açık
Bir kula??m kap?da sesini duymaya hasret
Hadi gel babac???m, hadi ortaya çık
Babam... Babam... Üstte?men babam...
Seni hep bekleyece?im ömrûmce her an
Askerin elindeki ta??nan resmine bakt?kça
Senin gibi olaca??m, senin yerini alaca??m
??te o zaman kork benden hain dü?man
??te o zaman y?ld?r?mlar inecek beynine
??te o zaman Ata's?na ödeyecek borcunu vatan
Rahat uyu ?ehit üstte?menim, ?ehit babam.... </div
-
ÇOBAN VE A?AÇ
<p style="FONT-FAMILY: arial narrow; TEXT-ALIGN: justify" Ya?l? çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıkt???nda tepeye yak?n bir elma a?ac?n?n alt?nda dinlenir ve e?er mevsimiyse, onunla konu?arak:
"Hadi bakal?m evlad?m, derdi. Bu ihtiyarın elmas?n? ver art?k".
Ve bir elma dü?erdi, en güzelinden, en olgunundan. Ya?l? adam sedef kakmal? çak?s?n? çıkartarak onu dilimlere ay?r?r ve küçük bir tas yo?urtla birlikte ekme?ine kat?k ettikten sonra, babas?ndan kalan Kur'an'?n? okumaya koyulurdu. .
<p style="FONT-FAMILY: arial narrow; TEXT-ALIGN: justify" Çoban, bu a?ac? yirmi y?l kadar önce dikti?inde s?k s?k sular, bunun için de büyükçe bir gü?üme doldurdu?u abdest suyundan geriye kalan? kullan?rd?. Elma a?ac?n?n kökleri, belki de bu sularla kuvvet bulmu? ve k?sa sürede serpilip meyve vermeye ba?lam??t?. Çoban o zamanlar henüz genç say?ld???ndan ?öyle bir uzand? m? en güzel elmay? ??p diye kopar?rd?. Fakat aradan geçen bunca y?l içinde beli bükülüp boyu k?salm??, a?ac?nkiyse bir ç?nar gibi büyüyüp göklere yükselmi?ti. Ama boyu ne olursa olsun, a?aç yine de yavrusu de?il miydi? Onu bir evlat sevgisiyle ok?arken :
"Ver yavrum, derdi, gönder bakal?m bu günkü k?smetimi."
Ve bir elma dü?erdi hiç nazlanmadan, y?llar boyu hiçbir gün aksamadan. .
<p style="FONT-FAMILY: arial narrow; TEXT-ALIGN: justify" Köylüler, uzaktan uza?a gözledikleri bu hadiseyi birbirlerine anlat?p ya?l? çoban?n veli bir zât oldu?unu söylerlerdi. .
<p style="FONT-FAMILY: arial narrow; TEXT-ALIGN: justify" Ya?l? adam, a?ac?n alt?nda dinlenip namaz?n? k?ld??? bir gün, yine elmas?n? istedi. Ancak dallar dolu olmas?na ra?men nedense bir?ey dü?memi?ti. Sonra bir daha, bir daha tekrarlad? iste?ini. Bekledi?i ?ey bir türlü gelmiyordu. Gözya?lar?, yeni do?mu? kuzuların tüylerini and?ran beyaz sakal?n? ?slat?rken, a?ac?n alt?ndan uzakla??p koyunların aras?na att? kendini. Yavrusu, meyve verdi?i günden bu yana ilk defa reddediyordu onu. ?htiyar çoban?n beli her zamankinden fazla bükülmü?, güçsüz bacaklar? da vücudunu ta??yamaz olmu?tu. Hayvanların? usulca toplay?p köye do?ru yöneldi?inde, a?a??daki caminin her zamankinde daha nurlu minarelerinden yank?lanan ezan sesiyle irkildi birden. Yeniden do?mu?tu sanki çoban. Bir?ey hat?rlam??t?.
Çocuklar gibi sevinerek a?ac?n yan?na ko?tu ve ona ?efkatle sar?l?rken :
"Can?m" dedi, h?çk?r?p a?layarak.
"Benim güzel evlad?m, mis kokulum. ?u unutkan ihtiyar? üzmeden önce neden söylemedin, bu günün Ramazan'?n ilk günü oldu?unu ?" .
-
<p style="FONT-WEIGHT: bold; FONT-FAMILY: arial narrow; TEXT-ALIGN: justify" <a name="koyun" </a ÇOBANIN Z?YAFET? VE TOPAL KOYUN.
<p style="FONT-FAMILY: arial narrow; TEXT-ALIGN: justify" ?ran'a açt??? seferde Sivas'a do?ru yol almakta iken, ya?l? bir çoban ko?arak Yavuz'un huzuruna geldi ve:
- Sula??m?za ho? geldin Sultan?m! Görüyorum ki yorgunsun, açs?n. Bu fakire misafir olursan gönül al?rs?n, dedi
Yavuz Sultan Selim Han:
- Ben tek ba??ma de?ilim çoban baba. Ard?mda koca bir ordu var, buyurunca, çoban tevekkülle boynunu büktü ve:
- "FONT-WEIGHT: bold" Allah Teâlâ kerimdir. Hele sen bir mola ver. Misafir k?smetiyle gelir , dedi.
Sultan Selim Han:
" "FONT-WEIGHT: bold" Bunda bir hikmet olsa gerektir " diyerek ordusuna mola emri verdi. Çad?rlar kuruldu. Çoban sürüden dört koyun seçerek yüzüp temizledi ve kazana koydu. Sonra Sultan Selim Han'a:
- "FONT-WEIGHT: bold" Sultan?m, askerler eti yerken kemikleri k?rmas?nlar , diyerek tenbihde bulundu.
Kazanlarda etler pi?irildi ve gaziler davet edilerek kemiklerin k?r?lmamas? bir daha tenbihlendi. Nöbet nöbet sofralara oturuldu. Bütün ordu doyuncaya kadar koyunlardan yemelerine ra?men bu dört koyunun etlerini bitiremediler. Sonra çoban, kemikleri bir araya getirerek dua etti. Askerler " "FONT-WEIGHT: bold" Âmin " dediler. Koyunlar Allah Tela'n?n izniyle dirildiler ve sürüye tekrar kat?ld?lar. Sadece koyunlardan biri topall?yordu. Olanlara herkes ?a??rm??t?. Yavuz Sultan Selim Han, çobana:
- "FONT-WEIGHT: bold" Bu niçin topall?yor? diye sorunca çoban:
- "FONT-WEIGHT: bold" Bir kemi?i noksan oldu?u için , dedi.
Bunun üzerine Sultan Selim Han, saklad??? a??k kemi?ini çıkard? ve:
- "FONT-WEIGHT: bold" Baba! Sizi denemek istemi?tim. Kamil bir veli oldu?unuz anla??ld?. Kusurumuz afola. Bizi duaların?zdan eksik etme, diye rica etti.
Çoban da:
- "FONT-WEIGHT: bold" Allah Teala'n?n yard?m? senin üzerindedir. Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili ve ?erefli Peygamber Efendimiz ve sahabeleri senin yan?ndad?rlar. Merak etme, zafer senin olacak, muzaffer olarak döneceksin, dedi.
.
-
Ekmek Veren Eli K?ran Baba
Ba?dat'? k?tl?k k?r?p geçiriyordu. Herkesten önce de hamallar açl?k çekiyordu. ?çinde ekmek pi?ti?i, soka?a kadar yay?lan kokudan belli olan bir evin kap?s?ndan seslendi hamal?n biri:
- Allah r?zas? için birazc?k ekmek. Günlerdir lokma girmedi a?z?mdan.
Tand?rın ba??ndaki kad?n taze ekmekleri k?z?na uzatt?. "Ver ?u adama" dedi. K?zca??z ekmekleri güzelce katlay?p verdi aç hamala.
Hamal?n sevincine s?n?r yoktu. Evine do?ru h?zland?. Kim bilir kaç günlük açl???n? giderecekti? Tam bu s?rada kar??dan gelen birinin sert ikaz? durdurdu onu:
- Çabuk söyle, bu ekme?i hangi evden ald?n?
Geriye bak?p eliyle i?aret etti:
- ??te ?u evden.
Adam k?zg?n ?ekilde sallad? ba??n?:
- Yan?lmam???m, böyle zamanda ba?ka kimin evinden al?nabilir ekmek? diyerek eve do?ru ilerledi.
Kap?y? açar açmaz da sordu:
- Kim verdi ekme?i hamala?
Han?m korkudan k?z?n? gösterdi. Güya k?z?na ac?r, bir ?ey yapmaz diye dü?ünmü?tü. Halbuki adam?n ?ükürsüzlük ve cimrilik içine i?lemi?ti. Elindeki sopay? h?zla havaya kald?rd?, k?z?n?n ekmek veren eline öyle bir indirdi ki bilek zedelenip burkuldu, el çarp?k kald?. Söyleniyordu kendi kendine:
- Ben herkese ekmek versem bu evde ekmek kal?r m?? diye.
Halbuki nimet ?ükür isterdi. ?ükürsüzlük nimetin gitmesine sebepti. Nitekim bu ?ükürsüzlü?ün akibeti de öyle olacakt?. Olmaya ba?lad? bile. K?sa zamanda i?leri bozuldu, çar??n?n en i?lek yerindeki dükkan?n? satmas? da onun bozulan i?lerini. Bir ara o hale geldi ki, evine ekmek alamaz duruma bile dü?tü. Nitekim bir ak?am eve gelmi?, k?zca??z?na da ac? sözü söylemi?ti;
- Art?k benden ümidinizi kesin. Çünkü bu ak?am ekmek alacak kadar da olsa elime para geçmedi. Çar??ya in, ekmek paras? iste.
K?zca??z çar??ya inmi?, utana s?k?la satt?klar? dükkan?n kar??s?na geçerek bir tan?d?k görürüm diye beklemeye ba?lam??t?. Kendisini gören dükkandaki adam hemen yan?na gelerek:
- Sen masum birine benziyorsun, ne bekliyorsun burada? diye sormu?tu. O da anlatm??t? gerçek durumu:
- Ekmek alacak param?z kalmad?, bir tan?d?ktan ekmek paras? istemek üzere bekliyorum burada.
Hemen elini cebine att? adam. Hat?r? say?l?r bir miktar paray? uzatarak "Al" dedi. "Bununla istedi?in kadar ekmek alabilirsin. Ben de nimetin ?ükrünü eda etmi? olurum böylece."
K?zca??z elinin birini arkas?na saklam??, ötekiyle paray? al?rken adam?n dikkatin çekti bu saklay??;
- Elinde bir yara bere varsa tedavi ettireyim, niçin sakl?yorsun? Allah bana nimet verdi, ?ükrünü eda etmek için iyilik yapmam gerek, dedi.
K?zca??z önce açıklamak istememi?se de adam?n ?srar? üzerine anlatt? elinin durumunu:
- Ben bir yoksula ekmek vermi?tim. Babam yolda rastlay?p sormu?, o da evi gösterip '??te oradan ald?m' demi?, bizi haber vermi?. Babam eve gelince elindeki sopayla ekmek veren elime öylesine bir darbe indirdi ki, elim böylece çarp?k kald?. Göstermekten utan?r oldum. Bu yüzden de evde kald?m.
Bu açıklamay? dinleyen adam ba??rmaya ba?lar:
- Kom?ular! Çabuk buraya gelin, ben hayalimdeki alt?n kalpli k?z? buldum, hayat arkada??m i?te kar??mda, siz de ?ahit olun... diyerek ba?lar anlatmaya:
- Ekme?i isteyen fakir bendim. Ben o gün üç bir hamald?m. Demek ki elinin çarp?k kalmas?na ben sebep olmu?um. Hem sebep olay?m hem de seni bu halinle ba? ba?a b?rakay?m. Buna Allah raz? olmaz. Seni görünce içimden bir sevgi selinin koptu?unu anlad?m, bana ekmek veren k?za ne kadar da benziyor diye dü?ünmü?tüm. Yan?lmam???m. Baban ?ükürsüzlük etti?inden Allah onun dükkan?n? elinden al?p bana nasip eyledi. ?imdi ise imtihan s?ras? bana geldi, ben de ayn? ?ükürsüzlü?e dü?mek istemem. Haydi gel, nikah?m?z? yapt?r?p birlikte baban? s?k?nt?dan kurtaral?m.
Yola koyulurlar, ekmek veren eli sakatlayan ?ükürsüz babaya do?ru...
"?ükrederseniz ço?alt?r?m, etmezseniz elinizden al?r ?ükredene veririm. ?ükürsüze de azab?m ?iddetli olur..."
-
Do?rulu?un Sonu Böyle Olur!
Adam, Harem-i ?erif'in kap?s?nda hep ayn? duay? okuyordu:
- Ey do?rulara yard?m eden, haramdan kaç?nanlar? koruyan!..
Ona 'Sen ba?ka dua bilmez misin?' dediler. O ?öyle açıklama yapt? bu duay? tekrar etme sebebi olarak:
- Ben Beyt-i ?erif'i tavaf ederken aya??ma tak?lan ?eyi e?ilip ald?m. Bir de bakt?m ki, içinde bin alt?n bulunan bir kese. ?eytan?mla iman?m mücadeleye tutu?tular. 'Bin alt?n çok para, senin bütün ihtiyaçların? kar??lar.' dedi ?eytan?m.
?man?m ise, 'Bu haramd?r, bo?una saklama, sahibini bul, teslim et.' dedi. Ben böyle mücadele içinde iken birinin sesi duyuldu.
- Burada içinde bin alt?n?m bulunan kesem kaybolmu?tur. Kim buldu ise versin, ona otuz alt?n müjde vereyim.
Bin haramdan, otuz helal hay?rl?d?r, diyerek keseyi sahibine teslim ettim. O da bana otuz alt?n verdi. Bunu al?p bak?rc?lar çar??s?nda gezerken bir Arap kölenin bu paraya sat?ld???n? görünce hemen sat?n ald?m. Bir müddet sonra bu kölenin yan?na bir k?s?m Araplar gelip gizlice konu?maya ba?lad?rlar. Köleden ne konu?tukların? sordum. Saklamay?p aynen anlatt?:
- Ben Ma?rip sultan?n?n o?luyum. Babam, Habe? melikiyle cenk edip sava?? kaybetti, beni de esir al?p buralarda satt?lar. Babam bunlar? göndermi?, elli bin alt?n da vermi? ki, beni sat?n al?p götürsünler. Sen bana çok iyilik ettin, kendi evlad?n gibi bakt?n. Bundan dolay? memnun oldum. Bunlar beni sat?n alacaklar sak?n az alt?na raz? olma, elli bin alt?na sat beni.
Dedi?i gibi oldu. Elli bin alt?na satt?m köleyi. Bu kadar büyük sermaye ile bir k?s?m mallar al?p Ba?dat'a gittim. Orada açt???m dükkanda mallar?m? sat?yordum. Bir tan?d???m gelip, 'Me?hur tüccar dostum vefat etti, ay gibi güzel k?zca??z? yetim kald? gel bunu sana alal?m.' dedi. Ben de kabul ettim. Çeyiz olarak birtak?m tabakların üzerinde içi alt?n dolu keseler vard?. Hepsinin üzerinde de biner alt?n yaz?l? iken birinin üzerinde dokuz yüz yetmi? alt?n yaz?l?yd?. Bunun sebebini sordu?umda k?zca??z dedi ki:
- Babam bu keseyi Harem-i ?erif'te kaybetmi?, bulan bir helalzade keseyi verince otuz alt?n? ona müjde vermi?, geride kalan alt?nd?r içindeki.
Bunun üzerine ben Allah'a hamd ve ?ükürde bulundum, bunlar hep do?rulu?un, iyili?in bereketi, diyerek olay? k?zca??za anlatt?m. Mutlulu?umuz daha da perçinlenmi? oldu!...
-
"yazi" Erzurum’da bir Habib Baba varm?? eskiden (IV. Murad devrinde). Evliyaullah’tan bir zat...
Bu zat, hacca gitmeye karar vermi?. O günlerde hac?lar yurdun dört bir yan?ndan gelip ?stanbul’da toplan?r, oradan da kervanlar halinde yola çıkarlarm??.
Habib Baba da, “Yola çıkmadan önce bir temizlik yapay?m” deyip ?stanbul’da bir hamama gidivermi?. Aksilik ya, o gün o hamama vüzerâ (vezirler) gelecekmi?; dolay?s?yla da kimse içeri al?nmam??. Habip Baba da bu yasa?a al?nm?? ama,
-“Ben ?urac?kta bir kurnada y?kan?veririm”
diye yalvar?p yakarınca sadece ona hususi bir izin vermi? hamamc?.
Biraz sonra vezirler bütün ihti?amlar? ve debdebeleriyle cümbür cemaat gelivermi?ler. Bu arada IV. Murad da tebdil-i k?yafet ederek halktan biriymi? gibi, o da bu hamama gelmi? o da yalvar?p yakarm??.
-“?urac?kta bir kurnada su dökünürüm” demi? ve zorla içeri girmi?.
Tabiî Habib Baba ile ayn? kurnaya dü?mü?ler. Derken birbirlerinin s?rtların? keselemeye s?ra gelince bir ara IV. Murad
-“Bir bize bak, bir de ?u vezirlere. Bu dünyada padi?aha vezir olmak varm??” deyince, Habib Baba
-“B?rak sen onu, öyle bir Padi?aha vezir ol ki, bütün bu vezirlerin padi?ah?na, senin uyuzlu s?rt?n? keseletsin” deyivermi?...
-
<table cellspacing="1" cellpadding="4" width="100%" border="0"
<tbody
<tr
<td valign="top" bgcolor="#e7e7ea" <center
http://www.Nizip.com/images/flags/tu-flag[/IMG]
http://www.Nizip.com/images/icons/icon_group[/IMG]
<acronym title="Üyelerimizden RamazanTarhan' adl? üyenin bilgileri" RamazanTarhan</acronym </center
<div id="imPanelt1524" style="DISPLAY: none"
<table width="100" align="center"
<tbody
<tr
<td valign="top" nowrap="nowrap" align="center" width="100%" colspan="2" Ramazan Tarhan
durumu:
kayıt: 16.09.2005
?ehir: Istanbul
Turkey
</td
</tr
<tr
<td nowrap="nowrap" align="right" width="50%" Bio http://www.Nizip.com/images/icons/icon_profile[/IMG] </td
<td nowrap="nowrap" align="left" width="50%" http://www.Nizip.com/images/icons/pm[/IMG] ÖM</td
</tr
<tr
<td nowrap="nowrap" align="right" width="50%" E-Mail http://www.Nizip.com/images/icons/icon_email[/IMG] </td
<td nowrap="nowrap" align="left" width="50%" </td
</tr
<tr
<td nowrap="nowrap" align="right" width="50%" </td
<td nowrap="nowrap" align="left" width="50%" </td
</tr
<tr
<td nowrap="nowrap" align="right" width="50%" </td
<td nowrap="nowrap" align="left" width="50%" </td
</tr
</tbody
</table
</div
<div id="avPanelt1524" style="DISPLAY: block"
<table width="100%" align="center"
<tbody
<tr
<td valign="top" align="center" width="50%" http://www.Nizip.com/images/Stars/silver[/IMG] http://www.Nizip.com/images/Stars/silver[/IMG] http://www.Nizip.com/images/Stars/silver[/IMG] http://www.Nizip.com/images/Stars/silver[/IMG]
http://www.Nizip.com/noavatar[/IMG]
387 Yan?t? Var
Offline </td
</tr
</tbody
</table
</div
</td
<td valign="top" bgcolor="#e7e7ea" colspan="3"
<table height="10" cellspacing="0" cellpadding="5" width="100%" border="0"
<tbody
<tr
<td valign="top" http://www.Nizip.com/images/icons/icon_mi_1[/IMG] Gönderilme Tarihi- 28 ?ub 2006 : 16:43:15 http://www.Nizip.com/images/icons/icon_exclaim[/IMG] http://www.Nizip.com/images/icons/icon_edit_topic[/IMG] http://www.Nizip.com/images/icons/icon_reply_topic[/IMG] http://www.Nizip.com/images/icons/icon_ip[/IMG] </td
</tr
<tr
<td valign="top"
<h1 style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" <o:p </o:p </h1
<p class="MsoBodyText" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" Türkiye’ye Japonya'dan bir e?itim heyeti gelir. Temas ve incelemeler yapacak, neticeyi
yetkililere aktaracaklar. Gerekti?i kadar da ikili i?birli?i gerçekle?tirecek. i?ler buraya kadar
çok iyi...Japon heyeti yurdumuzun baz? bölgelerinde gerekli incelemelerini yapar. Sonra
Bakanl?kta toplan?rlar. Heyetin hakk?m?zdaki tespiti ilginçtir: "Sizin çocukların?zda milli ?uur yok".
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN: justify" Bizimkiler ?a??r?r! "Bizim çocukların damarlarındaki kan milli duygumuzun kayna??d?r." Yine
de fazla ses çıkarmazlar! Ne de olsa misafirdir! Bizimkiler sorar, "Peki, Sizin gençlerinizde
milli ?uur var m?d?r?Japon uzmanlar? anlatmaya ba?lar: Biz gençlerimize ilkokula ba?lamadan
"?ok testler" uygular?z. Mesela uçak gibi h?zl? giden trenlerimize bindirir, bir tur yapt?r?r?z. çok
katl? yollardan da geçen tren, onlar? söyle bir sarsar. Mini mini çocuklar?m?z teknolojinin bu
ba? döndürücü neticesini görerek bir ?ok olurlar.Sonra...Bu ?oktan sonra Hiro?ima’ya
götürürüz. Bölgeyi aynen koruyoruz. Bombalanm?? bu bölge hakk?nda bilgilendirir; de?il
hayvan, bitkinin bile ye?ermedi?ini gösteririz. Ve deriz ki "E?er sizler çal??maz, sizden
öncekileri geçmezseniz vatan?n?z, i?te böyle dü?manlar taraf?ndan bombalan?r. Hiçbir
canl? ya?ayamayacak biçimde size b?rak?p giderler.Çal???rsan?z, bindi?iniz h?zl? trenleri
bile geçecek yeni vas?talar yapars?n?z. Gerisi sizin bilece?iniz i?. Çocuklar?m?z bununla
ikinci bir ?ok daha ya?arlar. Sizlere ?unu hat?rlatal?m ki, Türkiye’de birçok teknik
eleman?m?z bulunmaktad?r. Bunların herhangi birine bu konuyu sorabilirsiniz."Bizimkiler
?a?k?nl?k içinde sorarlar:"-Peki ya Türkiye için tespitiniz var m?? Varsa gözlemleriniz
nedir?" Japonlar; "elbette var" derler. "Bizimkinden çok daha önemli. Bir tanesi
Çanakkale Sava?lar?’n?n oldu?u bölge. Bu bölge gençlerinizin ?ok olmas? için yeter de
artar bile. Bir metre kareye alt?bin merminin dü?tü?ü sava?ta, Türk’ler her ?eyera?men
galip çık?yor, olamayaca?? olur hale getiriyorlar. En son teknolojiye ve donan?ma
meydan okuyarak, inanc?n galip geldi?inin ispat?n? yap?yorlar. üstelik kar??larında tek bir
dü?man de?il, müttefik güçler; sizin tabirinizle yetmi? iki millet var. "<o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN: justify" Evet M²'ye 6.000 Mermi!...<o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN: justify" M²'ye 6.000 Mermi!...<o:p </o:p .
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN: justify" 6.000 Mermi!...<o:p </o:p .
"FONT-SIZE: 12pt; FONT-FAMILY: 'Times New Roman'; mso-fareast-font-family: 'Times New Roman'; mso-ansi-language: TR; mso-fareast-language: TR; mso-bidi-language: AR-SA" Bileniniz var miydi ?
</td
</tr
</tbody
</table
</td
</tr
</tbody
</table