RAHMET GÜNLERİ YAKLAŞIRKEN
"baslik" http://www.rehberdergisi.com/images/2006070112.jpg[/IMG]
RAHMET GÜNLERİ YAKLAŞIRKEN
İçerisinde bulunduğumuz ayın son günleri, mübarek üç ayların ilki olan Recep ayının ilk günlerine tevafuk gelmektedir. Recep ayının girmesiyle birlikte kavuşacağımız mübarek gün ve geceler, Cenâb-ı Hakk’a kulluk yolunda karşımıza çıkan önemli bir fırsattır. Bu mübarek gün ve geceler dünya hayatının meşakkatleri arasında durup dinlenmek, yolun devamına hazırlanmak, hayatımızı yeniden gözden geçirip nefis muhasebesi yapmak ve manevi enerji depolamak için adeta bir istasyon mesabesindedirler.
Bilindiği gibi pazarlar insanların ihtiyaçlarını tedarik edebilmeleri için kurulan alışveriş yerleridir. Haftanın belirli bir gününde belirli bir yerde kurulan pazarda, insanlar sabahtan akşama kadar ucuzluktan istifade ederler. Ancak o gün pazara gidemeyen bir insan, aynı şartlar altında alışveriş yapabilmek için bir hafta beklemek zorundadır. Çünkü pazar bir günlüktür. Aynı şekilde, üç aylar da yılda bir defa kurulan ve adeta âhiret ticaretinin yapıldığı rahmet pazarlarıdır. İstifade etmesini bilenler, bu pazardan büyük kazançlar sağlarlar. Âhirete yönelik amellerini diğer vakitlere oranla artırırlar. Daha fazla Kur'ân okur, ilme daha fazla yönelirler. Uykularından kısarak tefekkür ve ibadete daha fazla vakit ayırırlar. Hayırlı işlerde birbirleriyle yarış içine girerler. Böylece, bu çok sevaplı ibadet aylarından tam bir istifade ile çıkarlar. Buna karşılık, üç ayların fazilet ve kıymetinden haberdar olmayıp da değerlendiremeyenler, herkesin istifadesine açık tutulan çok kârlı bir ticaretten mahrum kalmışlar demektir. Bu kimseler, aynı imkânı tekrar ele geçirebilmek için bir yıl beklemek zorunda kalacaklardır.
Bu ayların girmesiyle birlikte Müslüman ruhları bambaşka bir hava kaplar. Çünkü bu aylar ilâhî rahmetin cûşa geldiği aylardır. İyilik ve ibadetlerin sevabı bu aylarda diğer vakitlere nazaran kat kat fazladır. Dolayısıyla bu günlerde, bizde ve toplumda önemli değişiklikler olmalıdır. Zira Recep ve Şaban aylarını güzel bir şekilde değerlendiremezsek, Ramazan ayından faydalanamayız.
1. Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.); “Recep Allah’ın, Şaban benim, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.”(Gunyetü’t-Tâlibîn, s. 271) buyurarak bizlere bu ayların önemini ifade etmişlerdir.
2.
Fazilet ve rahmet yüklü bu aylar hakkında âlimler şunları söylemişlerdir:
“Recep, cefayı terk ayıdır; Şaban, amel ve vefa ayıdır; Ramazan ise, sadakat ve sefa ayıdır.
Recep, tövbe ayıdır; Şaban, muhabbet ayıdır; Ramazan, Hakk’a yakınlık bulma ayıdır.
Recep, hürmet ayıdır; Şaban, hizmet ayıdır; Ramazan, nimet ayıdır.
Recep, ibadet ayıdır; Şaban, zahitlik ayıdır; Ramazan ise, ziyadesi ile nimetlere ermek ayıdır.
Recep ayında, iyilikler kat kat artar; Şaban ayında kötülükler kalkar; Ramazan ayında ikramlar gelmeye başlar.,
Recep, afetlerin geri bırakıldığı; Şaban, itaatlerin yapıldığı; Ramazan, ikramların beklendiği aydır.
Recep, ekim; Şaban, sulama; Ramazan ise, harman ayıdır.
Sene bir ağaçtır. Recep ayı, senenin yapraklanma günleridir. Şaban ayı, meyvelenme günleridir. Ramazan ayı ise, senenin meyvelerinin toplandığı günleridir.”
Rahmet ve bereket ayları olan üç ayların ilki Recep ayıdır. Recep kelimesi 3 harften ibarettir. Bunlardan ‘ra’ harfi, Allah’ın rahmetine; ‘cim’ harfi, cömertlik ve yardımına; ‘be’ harfi ise, iyilik ve ihsanına delalet eder.
Bu ayda kulların amel defterlerine sevapların bol bol yazılmasından dolayı ‘Recebü’l-esabb’ denmiştir. Recebü’l-esabb; Allah'ın rahmetinin, ikram ve ihsanlarının cûşa geldiği ay demektir.
Recep ayının bir diğer ismi de “Şehrullâhi'l-esamm”dır. Bu ismin verilmesinin sebebi ise şudur: Araplar, birbirleri ile savaşta iken Recep ayının hilâli göründüğü zaman hemen silâhlarını çıkarır mızraklarını bırakırlardı. Artık ne silâh sesi duyulurdu, ne de mızrak şakırtısı. Hatta bir kimse, babasının katilini aramakta iken onu Recep ayında görse saldırmazdı. Sanki onu hiç görmemiş gibi hareket ederdi.
Recep ayına “Şehrullâhi'l-esamm” denmesinin bir sebebi de şudur ki; Recep ayında Allah Teâlâ, hiç bir kavmi gazabına uğratmamış, geçmiş ümmetlerden hiç birine bu ayda azap etmemiştir.
Abbâd b. Hanîf anlatıyor: Saîd b. Cübeyr (rh.a.)'e Recep ayındaki oruçtan sordum. Bana şu cevabı verdi: "İbn-i Abbâs (r.a.)'ı dinledim, şöyle demişti: Rasûlullah (s.a.v.), Recep ayında bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz, ‘(Gâliba) hiç yemeyecek (ayın her gününde tutacak)’ derdik. (Bazı yıllarda da öyle) yerdi ki biz, ‘(Gâliba) hiç oruç tutmayacak!’ derdik."(Buhârî, Savm 53)
Recep ayı girdiğinde Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle dua ederdi: "Allahım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır."(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/259.)