Antepfıstığı yeniden doğuyor
Antepfıstığı yeniden doğuyor
Lezzetiyle tüm dünyada ünlenen antepfıstığı, 1980’lerde Avrupa ülkelerine yoğun olarak ihraç ediliyordu. O yıllarda üreticisinin ve ihracatçısının yüzünü güldüren antepfıstığının ihracatı günümüzde ise durmuş durumda. Bu sebeple, ihracatı yeniden canlandırmak ve fıstığın kalitesini artırmak için “Fıstık Tanıtım Grubu” kuruldu. Yurtdışı kanallarında antepfıstığını reklam filmleri ile tanıtacak olan grup, ürün kalitesini artırmak için de çiftçilere eğitim verecek.
Kentler ürettiği sebze, meyvelerle bütünleşir. Topraklarında hayat bulan ürünler çoğu zaman o kentin zenginliği olur. Gaziantep de bu kentlerden biri. Lezzeti ile ünlenen Antepfıstığı 1980'li yıllarda kentin zenginliği olurken, Türkiye’yi de fıstık üretiminde dünyada birinci sıraya taşıdı. 60 bin ton fıstığın yüzde 60’ını ihraç eden Türkiye, 1990’lı yıllarda önce İran’ın ardından da ABD’nin pazara girmesiyle ihracattaki gücünü kaybetti. 2004’te 60 bin ton fıstığın sadece yüzde 5’i ihraç edilebildi. Bu kötü gidişe dur demek ve ihracatı yeniden canlandırmak isteyen Gaziantep'teki kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri ise el ele vererek “Fıstık Tanıtım Grubu”nu kurdu. Amaçları Avrupa'nın lezzet gözdesi antepfıstığına hak ettiği değeri yeniden kazandırmak.
Bugün ihracatı neredeyse durma noktasına gelen antepfıstığı, Gaziantep'in ekonomisinde oldukça önemli bir yere sahip. Öyle ki, fıstık yöredeki 200 bin kişinin geçim kapısı. Bölgedeki işsizliğin çözülmesi de ihracatın artmasına bağlı. Türkiye’nin ihracattaki düşüşü İran’ın fıstığın kalitesini ve üretimini artırmasıyla başladı. Ardından ABD, Türkiye’den ve İran’dan götürdüğü fıstık fidanlarının ekimini yaparak kısa sürede ikinci sıraya yükseldi. Türkiye ise çoktan birinci sıradaki yerini kaybetmiş üçüncü sıraya yerleşmişti. Fıstık Tanıtım Grubu Başkanı Zeki Yağcı’ya göre bu hızlı düşüşte yurt dışı pazarlarında yaşanan güven kaybı, yıllara göre oluşan fiyat istikrarsızlıkları ve kalite sorununun payı büyük. Bütün bu etkenler yüzünden Türkiye'nin ürettiği fıstığın pahalı hale geldiğini vurgulayan Yağcı, "Oysa İran’ın fiyatları bize göre ton başına 1500 dolar daha düşük. Ayrıca Türk ihracatçısı Avrupa'da güven vermedi, verdiği sözleri yerine getirmedi. Mesela iç piyasada fiyat yükselince biz malı burada satmaya karar verdik ve yurt dışına göndermedik. Ama verilmiş sözler vardı. Bunlar Türk ihracatçısının prestijini Avrupa'da kötü etkiledi." diye konuşuyor.
ANTEP FISTIĞI, DÜNYANIN EN LEZZETLİ FISTIĞI
Tanıtım grubunun yeni kurulmasına karşın iki yıldır Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi'yle (ABİGEM) çalışmalar yaptıklarını söyleyen Yağcı neler yapıldığına ve yapılacağına dair şu bilgileri veriyor: “Üreticiye eğitimler veriliyor. Çiftçi bilinçlendiriliyor. Yurt dışında pazar araştırması yaptırdık. Şunu gördük: Büyük bir güven bunalımı var. Ancak Avrupalı, Antep fıstığının özelliğini biliyor. Antep fıstığı tane olarak küçük ama dünyadaki en lezzetli fıstık. Tanıtım grubu olarak çiftçiden başlayıp işletmelere kadar sürdürülecek bir bilinçlendirme çalışması başlatacağız. Şehirdeki her kurumla bu konuyu tartıştık ve el ele verdik. Antep fıstığının reklamlarla ve fuarlarla tanıtımını yapacağız. Önümüzdeki ay Almanya'da gıda fuarına katılacağız. Yurt dışında reklam broşürleriyle ülkemizde de tatil köylerinde ve sahil şeridinde turistlere yönelik promosyonlarla antepfıstığının lezzetini ve faydalarını anlatacağız. Antep fıstığı çerez olarak yendiğinde sivilce yapar gibi yanlış düşünceler vardı. Gaziantep Üniversitesi'nin yaptığı bilimsel araştırmaya göre; karaciğerdeki yağlanmayı önlüyor. Kolesterolü ve kan şekerini düşürüyor. Ayrıca içindeki fosfor ve demir çocuklarda zeka gelişimine katkıda bulunuyor. Bu uzun ve zor bir yol. Şimdi sihirli bir değnekle ihracat hemen başlayacak değil. Ancak bu büyük bir adım.”
“BİZİ FINDIKLA KARIŞTIRMAYIN”
Tüm bu çalışmaların büyük bir bütçe gerektirdiğini de anlatan Yağcı, "Bizi fındıkla karıştırmayın. Fındığın senelik 1.5 milyar dolarlık ihracatı var. Tanıtım grubuna ciddi paralar aktarılıyor. Oysa bizim finans sıkıntımız var. Bazı kurumları harekete geçirerek, devletten de destek isteyerek finans sorunu da aşacağız" diyor.
Tanıtım grubunda yer alan bir diğer isim, Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri Başkanı Abdülkadir Çıkmaz ise İran ve ABD ile rekabet edebilmek için bu oluşumu gerçekleştirdiklerini belirterek, “Güneydoğu satış kooperatifine devlet tarafından 5 trilyon verildi. Ancak bu para kredi olarak verildi, hibe edilmedi. Bu paranın fıstık tanıtım grubuyla bir ilgisi yok. Anormal fiyat hareketlerinde fiyatları regüle etmek ve direkt üreticiden destekleme alımı yapmak için verilmiş bir para. Şu anda ABD ve İran ile rekabet edemiyoruz. İran çok üretiyor ve fıstık tane olarak daha iri ve ağızları açık. Üretimimiz 60 bin ton olmasına karşın Türkiye en iyi dönemde yıllık 6 bin ton, İran ise 150- 200 bin ton ihracat yapıyor. Ancak kalite sorunumuz yok. Depo rutubetli değilse fıstıkta aflatoksin yok. Öte yandan sadece çerez olarak değil, pastacılıkta ve sanayi ürünlerinde antepfıstığının ihraç edilmesine çalışıyoruz. Fındığın fiyatı, tanıtım çalışmalarıyla 2 bin dolardan 9 bin dolara çıktı. Biz de bu başarıyı yakalamayı amaçlıyoruz.” şeklinde konuşuyor.
DÜŞÜŞTE AFLATOKSİN DE ETKİLİ
ABİGEM Direktörü Funda Suran antepfıstığının dış pazarda kan kaybetmesinin nedenlerinden birinin aflatoksin olduğunu söylüyor. Kan kaybının diğer nedeninin de fiyat istikrarsızlığı olduğunu anlatan Suran yaptıkları araştırmalara göre eksikleri şöyle sıralıyor: “Antepfıstığı iki yılda bir meyve veren bir ağaç ve bu nedenle fiyat istikrarsızlıkları yaşanıyor. Antep’te fıstık üretimi tamamen doğa şartlarına bağlı. Bir sene doğa şartları kötü giderse üretim düşüyor. Üretimde modernizasyon sorunu var. Bu nedenle senelere göre fiyat dalgalanmaları oluyor. Bu durum fıstığın sanayide kullanımı da olumsuz etkileniyor. İstikrarlı bir fiyat olmadığı gibi, istikrarlı bir arz da söz konusu değil. Öte yandan aflatoksin sorununu en az yaşayan ülkenin Türkiye olması lazım, çünkü hasat zamanı eylül ayının ortalarında bitiyor. Aflatoksin nemden oluşuyor. Bizim yağış başlamadan ürünü toplama şansımız var. Oysa İran'da hasat zamanı yağışlara denk gelmesine karşın onlar bu sorunu aşmış. Ama bizim çiftçimiz tonlarca malın içine nemli olan üç kilo fıstığı bir şey olmaz diye katarak tüm mala aflatoksin bulaştırıyor. Deponun bir köşesinde bulunan az bir fıstık, tonlarca malı aflatoksinli yapıyor. Biz de bu nedenle ABİGEM olarak 870 çiftçimize eğitim verdik. Aflatoksin ürünün daldaki halinden de başlayabilir ama bu kabul edilebilir bir zararsız seviyededir. Ancak depoda oluşan aflatoksinin telafisi yoktur. Depodaki saklama koşulları uygun olmadığından ve bu konuda sorunlar yaşandığı için çiftçiye eğitim seminerleri veriyoruz. Şimdiye kadar 870 çiftçi ile direkt ilişkiye geçtik. Aflatoksin sorunu konusunda çiftçileri bilgilendirmeye devam ediyoruz.”
İran ve ABD’nin yıllık fıstık üretimlerinin yüzde 75’ini ihraç ettikleri bir ortamda, üretiminin sadece yüzde 5’ini ihraç edebilen Türkiye’nin, “Fıstık Tanıtım Grubu”nun kurulmasının ardından bu ihracata hak ettiği ivmeyi getirmesi hepimizin dileği. Zira Gaziantep’in lezzet zenginliğinin simgelerinden birisi olan Antep fıstığı, tüm dünyanın tadına varması gereken bir lezzet.
Fıstıkta üç rakip
- İran’ın yıllık üretimi 200 bin ton, ihracatı 150 bin ton.
- ABD’nin yıllık üretimi 100 bin ton, ihracatı 75 bin ton.
- Türkiye’nin yıllık üretimi 60 bin ton, ihracatı 3 bin ton.
Antepfıstığının sağlığa faydaları
— Karaciğerdeki yağlanmayı önlüyor.
— Kolesterolü düşürüyor.
— Kan şekerini düşürüyor.
— İçeriğindeki fosfor ve demir çocuklarda zeka gelişimine katkıda bulunuyor.
—100 gram antepfıstığı vücudun günlük protein, vitamin B1 ve fosfor ihtiyacının yüzde 35’ni karşılıyor.
— Kroner kalp hastalığı riskini azaltıyor.
— Antepfıstığı sığır etiyle kıyaslandığında protein yönünden iki kat, fosfor yönünden dört kat daha üstün.
—Bol miktarda E,B ve C vitamini içeriyor.
kaynak:http://www.iib.org.tr/IIB_Portal/Des...D=200&mid=2032
Antep Fıstığı’nın Besin Değerleri ve Beslenmede Önemi;
Antep Fıstığı’nın Besin Değerleri ve Beslenmede Önemi;
Antep Fıstığı lezzetli ve besin elementlerince oldukça zengin bir meyvedir. Protein ve diğer elementlerce zengin oluşu, Antep Fıstığı’nı daha cazip hale getirmektedir. 100 gram Antep Fıstığı, 0 kolesterol içermektedir. Ayrıca 100 gramında, 500 mg fosfor, 1020 mg potasyum, 136 mg kalsiyum, 158 mg magnezyum, 5.2 mg vitamin E, 7 mg C vitamini, 0.20 mg B 2 vitamini, 1.45 mg nikotinamide bulunmaktadır.
Besleyici özelliğinin yanı sıra sadece çerez olarak değil, aynı zamanda şeker ve şekerli ürünler sanayisinde de (dondurma ve baklava) hammadde olarak kullanılmaktadır. Antep Fıstığı’nın kandaki kolesterol düzeyini düşürerek, koroner kalp hastalığı riskini azaltmak, kan şekerinin yükselmesini önlemek gibi olumlu etkileri vardır.
Sağlığımıza Yararları
Antep Fıstığı, ince bağırsakta glikoz emilimini azaltır ve kan şekerinin yükselmesini önler: Bu bakımdan şeker hastalarına fıstık yemeleri öğütlenir.
Ayrıca Antep Fıstığı, yapısındaki doymamış yağ oranının yüksekliğiyle kan şekerinin yükselmesi riskini azaltır.
Kolesterol içermediği gibi, kandaki kolesterol düzeyini düşürücü etkisi de vardır: Böylece koroner kalp yetmezliği riskini azaltır.
Antep Fıstığı, karaciğerdeki yağlanmayı önler ve kan şekerini düşürür. İçeriğindeki fosfor ve demir, çocuklarda zekâ gelişimine katkıda bulunur.
Antep Fıstığı’nın afrodizyak etkileri de vardır.
kaynak:aftg.org.tr/antepfistigi