-
BANA KIZMA ÖĞRETMENİM
BANA KIZMA ÖĞRETMENİM
LÜTFEN BENİ AYDINLAT
Deme bana öğretmenim
Deme yeter
Onlardan iyi ata binen
Onlardan iyi kılıç kullanan
Onlardan ihtişamlı yürüyen yokmuş
Kahramanmış atalarım
Dünyalara bedelmiş atalarım
Üç kıtada at koşturmuş atalarım
‘’Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.’’
DEH DEH DE
PEEEH PEH…
Deme bana öğretmenim
Deme yeter
Nice kapılara dayanmışlar
Nice kaleler yıkmışlar
Nice diyarlar almışlar
Nice nice yağma, talan
Nice nice kıyım, kan
Koymamışlar omuz üstünde baş
Koymamışlar taş üstünde taş
‘’Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.’’
ŞAKIR ŞUKUR DA
PEEEH PEH…
Deme bana öğretmenim
Deme yeter
Cümle alem biliyor ki
Uçkuruna da pek düşkünmüş atalarım
Önüne geleni sultan yapmış atalarım
Kimi sevmiş Arap kızı, kimi Macar
Kimi sevmiş Slav kızı, kimi Bulgar
Tumansız karı olmuşlar atalarıma
Hayırsız ana olmuşlar atalarıma
Kimi esmer, kimi kumral, kimi sarışın
Nasıl bir kan ise bu
Önünüze her çıkanla karıştırın ha karıştırın
Haremde
Yetmiş yedi düvelden huri gibi cariyeler
‘’Ay ışığı altında koklaşır, sevişirdik.’’
ŞAPIR ŞUPUR DA
PEEEH PEH…
Deme bana öğretmenim
Deme yeter
Ne çok birlik-dirlik düşkünüymüş atalarım
Çadır çadır, dergah dergah bağdaş kurmuş atalarım
Nice nice aşiretler
Nice nice beylikler
Nice nice devletler
Nice nice imparatorluklar kurmuşlar
‘’Peki, ama neden koruyamamışlar?’’ dersem
Bana kızma öğretmenim
Lütfen beni aydınlat
Deme bana öğretmenim
Deme yeter
Irkını da ne çok severmiş atalarım
Bundandır ki
Devletin bekası için
Öz kardeşlerinin kanlarını dahi akıtmışlar atalarım
‘’Peki, ama kardeşlerinin çoğu
Beşiklerinde mışıl mışıl uyurken boğduruldu’’ dersem
Bana kızma öğretmenim
Lütfen beni aydınlat
Deme bana öğretmenim
Deme yeter
Ne çok marifetliymiş atalarım
Ne kadar çok kalıcı eserler yapmış atalarım
Han yapmışlar, hamam yapmışlar
Camiler, imaretler, saraylar, kervansaraylar
Tekkeler, çeşmeler, şadırvanlar yapmışlar
İmara da pek düşkünmüş canım, atalarım
‘’Peki, ama icatlarda, keşiflerde neden bulunmamışlar?’’ dersem
Bana kızma öğretmenim
Lütfen beni aydınlat
Bak
Beş dakika sonra ders saatin dolacak
Okulumuzun önündeki ithal malı otobüse biz öğrenciler doluşacak
Fort mu, Mersedes mi tartışması başlayacak
Atalarımın atı unutulacak
İnan bana öğretmenim inan
‘’Deh beygirim deh!’’ denmiyor artık
Çevirince kontağı
Motor yüklenmiş
Teker takmış
Yüzlerce beygir
Şaha kalkıyor artık
Geç öğretmenim bunları geç
Lütfen geç
Saatte yüz elli kilometre yol kat edilen bu zamanda
Beni hamasi kahramanlıklarla avutup, oyalayıp
Ekmeğimi kanlandırma
Yarınlarımı karartma
Yayılmacı politikalara
İşgalci ordulara
Kıyıcı kahramanlıklara
Özendirme beni öğretmenim
Geçmişimi abartıp
Geçmişimle yaşatıp
Ayaklarımı yerden kesme öğretmenim
Eğrisiyle, doğrusuyla şimdi neyim
Ne değilim?
Bana bu günümü anlat öğretmenim
Bana geleceğimi göster öğretmenim
Beni çağ içinde bana benzet
Lütfen beni çağdaş birey et
Bana Atatürk’ü anlat öğretmenim
Bana toplumsal kurtuluşu anlat
Toprak nasıl vatan olur?
İktisadi bağımsızlık nasıl sağlanır, korunur?
Çiçekli, çocuklu, emniyetli yarınlara nasıl hazırlanılır
Bana temel haklarımı, ödevlerimi anlat
Beni bilgi bilgi, görgü görgü teknikle donat
Bana evrensel sırları çözmeyi öğret öğretmenim
Yaradılışı, oluşumu anlamlaştırmama yardım et
Beni sevgiyle, bilinçle, mantıkla, cesaretle yoğur öğretmenim
Bana aydınlıklara giden yolları tarifle
Bana erdemli bir yaşamı örnekle
Emek, değere-yarara nasıl dönüşürmüş
Birlik-dirlik,huzur-mutluluk, barış-kardeşlik nasıl pekişirmiş
Toplum ve de birey nasıl yücelirmiş
Bana bunları öğret
Beni çağdaş ve insancıl bir değer et
Bana insanlık tarihini, medeniyetler tarihini öğret
Bana yaşantımı kolaylaştıracak ve anlamlaştıracak
Bitmez-tükenmez, keşiflerden icatlardan bahset
Kutsal değerlere saygıdan
Doğa sevgisinden
Ve tüm canlıları kollayıp gözetmekten bahset
Nakış nakış işle beni
Mükemmelliğe teşvikle beni
Ama asla
Tek yanlı ve bir o kadarda şaşaalı martavallarla
Pohpohlama beni öğretmenim
Ayaklarımı yerden kesme öğretmenim
Yoksa
Yine üç kıtadan kovulurum
DEH DEH DE
VAAAH VAH!..
Yoksa
Yine tüm kapılar suratıma kapanır
ŞAKIR ŞUKUR DA
VAAAH VAH!..
Yoksa
Yine sömürgeye dönüşürüm
ŞAPIR ŞUPUR DA
VAAAH VAH!..
Eğrisiyle, doğrusuyla
Şimdi neyim
Ne değilim?
Bana bu günümü anlat öğretmenim
Bana geleceğimi göster öğretmenim
Beni çağ içinde bana benzet
Lütfen beni çağdaş birey et.
Aralık 1969
-
Yorumlayan: admin tarih 13.09.2006
Benim doğduğum aylarda yazdığınız bu şiir aslında uzun uzadıya incelenmesi tartışılması gereken konuları içeriyor. Aradan 38 yıl geçmesine rağmen birşeyler hala değişememişse ! Gençlerimizi üretime ve bilimsel buluşlara sevk edememişsek, yine bu gençlerimize kardeşlik, dostluk aşılayamamışsak, bunları perçimleyememişsek ! Paylaşmayı öğretememişsek onlar ve onlar hayatı POP TOP zannediyorlarsa .... Demekki hala yanlışlarımızı düzeltememiş ve bana neciliği bırakamamışız demektir.
Söylemek, yazmak, okumak, tekrar yorumlamak ve tepki vermekle düzelir veya düzelmişe ulaşılır bu sorunlar.
Bu nedenle tepkimizi hep platformda dile getilrelim. Forumlara ve makalelere yorum yazalım, arkadaşlarımızla tepkilerimizi paylaşalım.
--------------------------------------------------------------------------------
Yorumlayan: cengizkrbck tarih 14.09.2006
Şiirin sonunu da okumasam şimdi yazılmış diyecektim.Akif abimin de dediği gibi 43 yılda hala aynı tas aynı hamam yaşayıp-düşünüyorsak demek ki bizde de bir şeyler var hem de yanlış giden bir şey. Kemal abim sonunda güzel demiş "bana bu günümü anlat öğretmenim, bana geleceğimi göster öğretmenim". İlk bakışta Kemal abinin eskiyi bilmeyi istemediğini düşünebilirsiniz -benim gibi- fakat tam tersi..... Kemal abi bu güne bakmanın zamanının geldiğini söylüyor. (hem de 43 yıl önce)
Biz artık ingilizlerin fransızların kendi yazdığı şimdi ise müzelerde sergilediği asırlık kitaplarla düşünemeyiz. Ama malesef durum aynen devam ediyor... Türkiye’de müze yeterli olmadığı için biz hala bu kitaplardan okuyoruz,düşünüyoruz,EZBERLİYORUZ!
Zamanı geldi artık kendi ortaçağımızın kapanmasını sağlayacak bir fethin... Nasıl ki bir fetihle tüm dünyanın ortaçağını kapattıysak…
Ben kendi şahsım adıma bu fetih için elimden gelen her şeyi yapacam elimden gelmeyeni yaptıracam. Gönül böyle söyler nefis başka söyler bakalım ati zaman ne söyler…
--------------------------------------------------------------------------------
Yorumlayan: kkasim tarih 14.09.2006
Kemal Cengiz bey’in 30-40 yıl önce gördüklerinin yüzde üçünü beşini ancak bu gün görebilen ve kendini bu öngörüsü ile ülke yönetimine layık görüp idarecilik yapan vay nefsim vay zihniyetini hayat felsefesi haline getirmiş topluluk ve topluluğun fertleri bizler değilmiyiz, biz bu görüşe katılmasak bile dolaylı olarak buna prim vermiyormuyuz..!
Geçmişimizdeki, tarihimizdeki anlı şanlı sayfalara elbette gururla bakacak ve bize ışık tutması için ders alacağız iyisi ile kötüsü ile, Lakin bu yiğitler nerde, Serhad’lar Bülend’ler nerde..?
Çocukları ve gençleri sınavlarla, modayla, batı taklitçiliği ile avutan, yetişkinleri geçim derdi ile durduran, yaşlıları da hesaba bile almayan sistemde toplumu uyuşuk hale getiren unsurları ilim ile yok edemedikçe bilim’i açığa zor çıkartırız.
--------------------------------------------------------------------------------
Yorumlayan: DERKENAR tarih 16.09.2006
Kemal cengiz beyin makalesi doğrularla yanlışların karışık olarak sunuldugu. Doğruların dominant etkisiyle içindeki yanlış ve uyduyma bilgilerinde zihnimizde kabule zorlayıcı bir etki meydana getirdiği ustaca bir makale. Şiirin gücünden yararlanarak günümüz jakoben seckin pozitivist zihniyetli karanlık aydınlarının fikirleri zihnimize zerk edilmeye çalışılmış.
Ben öyle heeeyt osmanlıya laf yok felan demiyorum.Sadece şunu ifade ediyorum ki Atası hakkında bu kadar sacmasapan bilgilerle zihni kirletilmiş ve atasına küfreder pozisyona getirilmiş ikinci bir millet yoktur. Yukarıdaki makale resmi tarihin dürbününden bir bakış yapmış. HAREM, CARİYELER YAKMA YIKMA TALAN. Evet Osmanlı bunlarla meşgul olmuş öylemi. Bir saniye sevgili öğretmenim. Ben bu yalana inanmıyyorum. Osmanlının ilk 400 yılında veli diyebileceğimiz savaşlardan ve devlet işlerinden saraya hiç ugrayamamış o kadar padişahı silip atamazsınız. Sevgili öğretmenim evet benim de diyebileceklerim var. Avrupa barbar ve emperyalist bir zihniyetle malülken benim atalarım hoşgörüyü adaleti temsil etmişler. Harem kelimesinin tiksindiriciliği içinde oryantalist bir bakış açısıyla OSMANLI yı hakaretemiz ifadelerele ele alan yavuza fatihe kanuniye murat hüdavendigar hazretlerine uçkur düşkünü diyen bu maaleyi şiddetle reddediyorum.
EVET bende davet ediyorum. Okuyun elinize ne geçerse okuyun.Sadece resmi tarihin Osmanlı hakkında takdir buyurdugu iftira kitaplarını değil. TÜRKİYEDE TARİHİN BABASI İLBER ORTAYLI YI OKUYUN. Mustafa armağanı okuyun, Ahmet AKGÜNDÜZÜ okuyun. Susalım da tarihçiler konuşsun lütfen.Olmaz mı kemal bey. Cumhuriyet gazetesinin dürbününden bakınca insan sadece haremi görüyor.
Osmanlının son 2 asrını tenkide varım.Lale devrini.Sefere çıkmayan rahat rehavet düşkünü padişahları.Evet.Son 2 yüzyılı müstekreh bir devredir osmanlının günümüz çağdaş geçinen seküler elit kafalarına çok yakın eğlence içki ve kadın düşkünü padişahlar işte bu son dönemde osmanlıyı bitirdiler. Osmanlının o son devresini anlamak için araba sevdası romanını okumanızı ve o devrenin içtimai hayatını değerlendirmenizi tavsiye ediyorum.Belkide kastettiğim şey m.akif in kafasını zonklatan şeydi.
Osmanlının katıldığı savaşları fetihleri talan ve yağma olarak niteleyen hasta bakış açısını da müsaade ederseniz kınıyorum. Avrupanın çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmış devletleri bunu yapmıyormuydu o zamanlar. Napolyon iskender armut toplamaya mı gidiyorlardı arkalarındaki o kadaraskerle. Onlar ele geçirdikleri ülkeleri sömürüyorlardı. Osmanlı ilayı kelimatullah için gitti. Şu an osmanlıdan miras kalan ortadoğuda kaos hakimse bu bize birşeyler anlatmalı bence.Osmanlı hakimiyetindeki ülkeler dinlerini ve dillerini değiştirmedilerse bu bize birşeyler anlatmalı bence.Bugün afrikada ingilizce ve fransızca konuşuluyor. Bu insanların kendi dilleri yokmuydu zamanında.Vardı.ŞİMDİ.yok.Evet buna emperyalizm denir işte .
Kendi atasını bir türlü sevememiş insanlar var türkiyede.Onu barbar gören kaba gören uçkur düşkünü diye niteleyen insanlar.Her insana ve görüşe sonsuz saygımız vardir.Birileri böyle düşünebilir.Ama allaha şükür tarihten anlayan insanlar yetişmiş ülkemizde.Ben onları okuyarak tarihe bakmayı yeğlerim.Öyle ayaküstü harem edebiyatıyla tarihi bakış olmaz.Buna tarih denmez.Buna toplum mühendisliği denir. Dezenformasyon denir.
Okuyun okuyun Allah aşkına okuyun. Okumadınız için inanmaya mecbursunuz. Bilirseniz uydurma bilgiler sizi atanıza düşman yapamaz. Sizi bilmeye davet ediyorum. Okumaya davet ediyorum. Her konuda her şeyi okuyun. Dogmatik değil objektif okuyun. OSMANLI İFTİRALARA KURBAN VERİLECEK KADAR BASİT BİR DEVLET DEĞİLDİR.
--------------------------------------------------------------------------------
-
Yorumlayan: Kemal Cengiz tarih 16.09.2006
CAN KURBAN, CANAN KURBAN DUYARLI OLANLARA
Gerek forumdaki değinmelerime, gerek makalelerime, gerekse de şiirlerime ve sergi artığı resimlerime duyarlılık gösterip yorumlarda bulunan sayın Mehmet Akif Akpek’e, sayın Cengiz Karabacak’a, sayın Ahmet Karadağ’a, sayın K.Kasım’a, sayın Kızıl Elma’ya, sayın Metal’e, sayın Mami’ye, sayın Sakallı’ya, sayın Gökhan Dokuyucu’ya, sayın Ahmet Aksoy’a, sayın Huzeyfe’ye, sayın Orhan’a, sayın Murat Cankesen’e, sayın Sedat Yapıcı’ya, sayın Babacancan’a, sayın Musa Eken’e, sayın Ramazan Tarhan’a, sayın F. Deliaslan’a TEK CÜMLE İLE diyorum ki, mükemmelliği yakalamak isteyen SİZLERİ samimiyetimle sevip, sayıyorum…
Çünkü sizler bir Niziplide, bir Türkiye Cumhuriyetinde özgür beyanlarda bulunması gereken yurttaşlık ödevini yerine getirmeye çalışan duyarlı bireylersiniz.
Yani sizler, yaşadığım bölgeye, ülkeme ve hatta tüm dünyaya AZDAN ÇOKTAN KATKIM OLSUN diyenlersiniz…
Yani yani sizler, birer DUYARLILIK ABİDESİSİNİZ… Dilerim ki (Mutlu, huzurlu ve sağlıklı olmasını temenni ettiğim) ömür süreniz içinde, asla taviz vermez ve pasifize olmazsınız…
Çünkü bu beldenin ve bu cennet mekan ülkenin SİZİN GİBİ DUYARLI İNSANLARA her konuda ve her dem ihtiyacı vardır.
Çünkü duyarlı insan, (Okuyan, araştıran, gözlemleyen, soruşturan, akıl ve mantık süzgecinden geçiren) düşünen, ki düşüncesini görüşe ve eyleme dönüştüren sıra dışı bir insandır…
Çünkü ‘olumlu da olsa, olumsuz da’ herhangi bir konuda açığa vurulan her türlü fikir, görüş ve alternatif önermeler demokratik katılımcılığın ve de bir yapılanmada asgari müştereklerde birleşmenin mihenk taşıdır…Unutmayınız ki, bu taş ERDEMLİ OLMANIN temel ham maddesidir. Lütfen. Toplumsal bir değere dönüşmesi için bu mihenk taşını sürekli işleyiniz, duyarlı site dostlarım… Ki birliğimiz-dirliğimiz, huzurumuz, sağlığımız ve de iyi, güzel ve yararlı yapılanmalarımız-kapılanmalarımız ARTSIN ve de PEKİŞSİN…
Ve eleştiriniz!... Uzmanlık alanınıza giren veya bilgi sahibi olduğunuz bir konuda dikkatinizi çeken eksik, yanlış, hatalı yada çirkin yapılanmaları, plan-projeleri anında ( ki şu anda zaten yapmaya çalıştığınız gibi) eleştirin. Ama, eleştiri yaparken ASLA yıkıcı olmayınız; yapıcı ve onarıcı olunuz, sabit fikir ahkamcısı kesilmeyiniz… Kılavuz sözcükler kullanınız…Yol-yordam tarifleyiniz, ama küçümseyip-horsunup karşıyı alaya almayınız. Hele de hele alternatif bir çözüm yolu öneremiyorsanız ASLA bir girişimin baltalayıcısı olmayınız.
Eleştiriniz!
İnsana özğü ve insan yapısı olan her şeyi eleştiriniz. Çünkü mükemmellik yalnızca ve yalnızca ALLAH’a mahsustur.
Eleştiriniz!
Çünkü, eleştirinin özünde duyarlılık yatmaktadır.Öyle ise alileri-velileri ve beni eleştiriniz!... Lütfen kendinizin de sık sık özeleştirisini yapınız!.
Ve bir dost tavsiyesi; Okuyunuz, okuyunuz, okuyunuz… Ne bulursanız onu okuyunuz.. Geziniz, inceleyip araştırınız!.. Ve de unutmayınız ki AĞIZ KULAK İÇİN VARDIR.. Ve tüm sitedaşlarım için bir temennide bulunacak olursam, derim ki; Ölünceye dek yalnızca ve yalnızca bir tek bilginin açlığını hissediniz…
Son söz, hepinize teşekkür için;
‘’VAY Kİ NE DESEM
OLANCASI BİR TUTAM CAN
HADİ ONU DA SİZLERE SUNAM…’’ derim.
15 Eylül 2006
****
Ayrıca
18 yaşımda yazdığım bir şiiri akedemik bir doktora tezi gibi "ciddiyetle" ele alıp yorumladığı için sayın DERKENAR’a teşekkürler.
şiirimde doğrularla yanlışların bir arada olduğunu ve uydurma bilgilerin verildiğini "ve ne yazıkki" Osmanlıyı ve atalarımız karalama amacı güttüğünü söylüyor. El insaf! Geçmişi ve atalarımızın (tabiki istisnalar hariç) hatalarını eleştirmeyi HAKARET ve İNKAR gibi görmesi bana ve genele yapılan haksız ve ağır bir ithamdır. Ben soyunun ve sopunun ne olduğunu bilen vede onu asla inkar etmeyenlerin safındayım ama bu demek değildirki eleştiri yaparken atalarım dokunulmaz olsunlar. Yok öyle şey! Atalarım gibi sende bende yeri geldiğinde en yakınımız babamızı bile eleştririz ve eleştirmeliyiz. Atalarımızın geçmişteki ve günümüze yansıyan hatalarını yanlışlıklarını eleştirmek hangi mantık ölçüsü ile onları inkar etmek yada onlara kara çalmaktır.
Sayın DERKENAR yorumunda keşke, yalnızca hareme, cariyelere ve yağma kıtalarına takılı kalmasaydı.
- Atalarım Osmanlının çöküş ve yıkılış nedenlerini sıralasaydı; Ekonomik politik, kültürel, sosyal nedenlerle izah edip bizleri aydınlatsaydı.
- Kaç osmanlı padişahının karısı, anası, Türktü;
Kaç osmanlı padişahı bebek ve çocuk yaşdaki kardeşini boğdurdu deyip araştırsaydı ve yazıp bilgilendirseydi. Daha bilgilendirici bir yorum yapmış olmazmıydı ? Yoksa daha önce inceleyip buldu da yukarıdaki yazdığım önerilere yalan ve uydurma diyor.
- Ve İlber ORTAYLI’yı Mustafa ARMAĞAN’ı ve Prof.Dr.Ahmet AKGÜNDÜZ’ü (ki sanırsam "İslam hukukunda kölelik cariyelik müessesesi ve OSMANLI-DA HAREM"adlı kitabını) tavsiye ediyor. Teşekkürler ama kütüphanemde var ve onları anlayarak okudum. Okumayanlara bende ziyadesiyle tavsiye ederim.
Lüzum ve genel istek üzerine, lüzum hissedilirse konuyu forumda geniş bir platformda tartışmayı arzularım. Her ne seviyede olursa olsun. Sayın DERKENAR’ın yorumları için tekrar teşekkür ederim.