- 
	
	
	
		Bilim ve Tahmin 
		Kuranı Kerim Zannın çoğundan kaçınınız der. 
 Zan yani tahmin bilim tarafından yapılınca çoğu zaman
 yanlış tedbir
 boşa giden emek ve para olarak görülür.
 
 Peki bilim tahmin yapar mı?
 Ya da bilim tahmin yapmalı mı?
 İşte asıl problem çou zaman da bu.
 
 Deprem konuda bununla hep karşılaşıyoruz.
 Domuz gribinde de zan çıktı karşımızda.
 
 Teori ile zan aynı şey mi?
 
 
- 
	
	
	
	
		Sevgili  felsefe  bu  meseleye  kelimelerin lügati  manasından çok   kelimenin  ıstilasi  manası ile bakmak lazım
 bir şey hakkında zihnin yargısı:
 1.kesindir
 2.tereddütlüdür
 
 1.kesin yargı:
 a) gerçeğe uygun = ilim
 b) gerçeğe uygun değil = cehalet
 
 2. zihni tereddütün iki tarafından
 a) çoğu = zann
 b) azı = vehim
 c) eşit olursa = şek / şüphe
 Gibi  sonuçlar karşımıza  çıkmakta
 
 ilim  yakin  olursa  bilimsel  degeri olur  yakin olmayan ilim  zan  dan  öteye  gitmez   kısa  ve  öz  olarak  diyecegim bu
 Selamlar
 
 
- 
	
	
	
	
		Siz ne diyorsunuz yine anlamadım. 
 
- 
	
	
	
	
		Þimdi bir motorumuz var diyelim. 
 Bu motor hakkında kullanıcı olarak herşeyi bilemeyiz.
 Motor arıza yapınca bir ustaya gösteririz.
 Usta da tamiri yapabilirse tamir
 değişme yapmak gerekirse parça değiştirme gereğini yapar.
 
 Ancak biz kullanıı olarak veya usta olarak
 motor hakkında herşeyi bilemeyiz.
 Ancak motoru yapan mühendis grubu parçaları bilir.
 Motoru tam anlamıyla bilir.
 Birde bunun üstü vardır.
 Demiri demir yapan
 bakırı bakır yapan
 
 Hiçbirimiz
 Demirden bakır yapamayız.
 Yada demir nasıl var bilemeyiz.
 
 Ancak olan malzemelerden birşey yapabilriz.
 
 Demiri yapan güç ise Allahtır.
 Motoru yapan güç ise Mühendistir.
 Tamir eden ise ustadır.
 Kullanan ise Motorun sahibidir.
 
 İşte herkes kendi yerine göre sorulara cevap verir ve müdahale ederse
 sorun çıkmaz.
 Usta ustalığını
 şoför şoförlüğünü bilmeli.
 Yoksa Motor arıza yapınca
 şoför tamir etme yaparsa yada
 Usta mühendis rolüne
 girerse işler karışır.
 
 
- 
	
	
	
	
		Düşüncemiz aklımızdaki bilgilere göre şekillenir. 
 Doğur karar vermemiz bu nedenle bilgimize dayalıdır.
 
 Ruh Nefis ikli karar vememizde bilgi kadar etkilidir.
 Ruh ve Nefis Aklımıza linde ki bilgi ve isteklerini gönderir.
 
 Hangisi güçlü ve ikna edici ise aklımız o karar verir.
 Konuşmaysa konuşma
 Yazmaya yazma
 Hareketse hareketimiz
 tetiklenir ve biz çalışma prensiplerine sahip bir makine gibi
 her an devam ederiz.
 
 Ruhumuz ve Nefsimiz
 Bilgilerle kendi isteklerini söyler.
 Eğer yine tekrar etmek gerekirse
 bilgi veya isteğimiz eksikse
 o zaman
 yanlış karar veririz.
 Yanlış karar ise başka kararları getirir.
 Bu şekilde olunca zincirleme yanlışlar içinde oluruz.
 Yanlış bir kavram fikir
 etrafında kendimizi sabitleyip
 öylece kendimize
 ve diğer insanlara canlılara zarar veririz.
 
 
- 
	
	
	
	
		ASIL MESELE 
 TED Koleji bir reklam yayınlıyor
 Reklamı hepimiz görüyoruzdur.
 Fatih Sultan Köprüsünü
 Boğaz Köprüsünü
 Hava Kuvvetlerimizin kullandığı uçakları
 İstanbul Metrosunu
 
 Ben birkaç şey daha ekleyeyim.
 Hicaz demiryolunu
 
 Kimşn yaptığını ve
 Eğitimin önemini
 Bunları yapacak eğitimli insanları
 
 
 Giambattista Toderini (1728-1799)
 Adlı papaz Osmanlı devletinde
 6 yıl kadar kalır.
 Osmanlı Dönemi medreselerini anlatırken
 Türkler bilhassa Hukuk ve siyasete önem veriyorlar diyor.
 İşte problemimizde o çağda budur.
 Sadece dini ilimlere önem vermek. Yada nerdeyse sadece bu konuda eğitim veren kurumlar oluşturmak.
 
 1768-1774 yıllar Osmanlı Rus savaşları olur.
 Osmanlı bu savaşlarda hep yenilir.
 Bunun iki nedeni vardır.
 Rus topları daha uzun menzillidir.
 Ve çağ değişmiş
 Gemilerde ahşap yerine metal kullanılmaya başlanmıştır.
 Osman Hükümeti Deniz Kuvvetleri bunları göremez
 Devlet bütün imkanlarını kullanır ve de borçlanır
 Yine büyük bir Donanma yaptırır
 Yapılan Donanma yenilmeye mahkumdur
 Çünkü toplar kısa menzilli ve ahşaptandır.
 Osmanlı Hükümeti bunu görse
 Gemileri metal yapmaya çalışsa ve top menzillini rus seviyesine getirse
 Tarih başka yazılır olacaktı.
 
 Bu örneklerde görmenizi istediğim
 Sorunlar karşısında doğru teşhisle yola çıkmaktır.
 Ted kolejinin reklamında da yanlış teşhis vardır.
 Boğaz köprüsünü
 İstanbul metrosunu
 Savaş uçaklarını
 Bilmemekten yapacak mimarımızın
 Mühendisimizin
 Olmayışından dolayı yabancılara yaptırmadık.
 Bu işi yapacak kadar paramızın sermayemizin olmayışından kendimiz yapamıyoruz.
 Dolayısı ile birinci meselemiz bu çağda para olacaktır.
 
 Artık Osmanlı Devleti zamanı gibi Dini bilimler üniversitelerimizde sadece okutulmuyor.
 Mühendislik Tıp Eczacılık
 Alanında bir hayli uzmanımız vardır.