Değişen Dünyada Onlarda değişti!...
Memleketimin cıvıl cıvıl caddelerinde kaldırımların dükkanlara bitişik zeminleri üzerinde vitrinlere baka baka gidiyordum.
Her yer insan kaynıyor, her dükkanda indirim var. Her mağazaya gitmek kolay mı bir ertesi günede kalıyordu muhakkak :)
Bir kadın yaklaştı ben, görmedikler gibi vitrinlere yapışık vaziyetteyken. Eli yüzü düzgün, inci dişli, pak kıyafetli bir kadın. Bakıyorum, tanıyamıyorum.
'' Bakar mısınız'' diye soruyor kibarca, bakıyorum...
''Ben, hastaneden geliyorum da, köye gidecek yol param kalmadı. ''
Yanında 6-7 yaşlarında bir oğlan çocuğu, karnı burnunda bana diyor ki;
''Beni dilenci sanmayın, zor durumda kalmasam inanın istemezdim, siz nur yüzlü olduğunuz için size bir sorayım dedim. İnan kardeş dilenci değilim'' diyor lafını yineleyerek ve sadece 8 lira lazım...
Bir yandan ağlamaklı oluyor gözleri, karnını tutuyor, ne yapsam havalarında acıklı acıklı bakıyor yüzüme!
''Param yok'' diyorum, ''bende buraların yabancısıyım'' derken canım acıyor, içim yanıyor, karnında ki bebek ve yanında ki oğlana acıyorum...
Bende etrafa bakınıyorum ''ne yapsak'' havalarında ama para da veresim yok aslında. ''Olsa verirdim deyip uzaklaşıyorum ama akşama eve döndüğümde vicdanım beni sorguluyor, sorguluyor...
Bir kaç gün sonra ben yine gezmece yollara düşmüşken yine biri tutuyor omuzumdan!...
Geçen karşılaştığım kadın!!! O günkü kelimeleri sıralıyor, ustaca kullandığı yüz mimikleriyle karışık...
''Oğlun nerede'' diyorum gözlerine sertçe bakarak. ''Karnımda bebeğim'' diyor...
''Diğeri, birde 6-7 yaşında oğlan vardı'' diyorum ''o nerde''
Şaşırıyor, afallıyor, ne diyeceğini bilemiyor...
''Köyüne gidememişsin anlaşılan '' daha dilendiğin para 8 lira olmadı mı?
''Seni polise ihbar edeceğim diyorum, pis dilenci seniiii!''
Hastane caddesi üzerinde aynı senaryoyu başkalarına sıralayıp, dilenen başka insanlarada rastlıyorum ve diyorum kendi kendime;
''Değişen Dünyada Dilencilerde Değişmiş'' (alıntıdır)
Halil Acikgoz