Yeniçeri necip fazıl kısakürek
YENİÇERİ 396 Sayfa Büyük Doğu Yayınları
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Kitap üstadın üslubuyla, yani akıcı şiir gibi derin, bilgi dolu ve hikmet veren bir şekilde yazılmış.
Tarihte ki önemli olumsuz Yeniçeri olayları kronolojik şekilde işlenmiş.
Ustad bu eseri niye yazdığını şöyle açıklar;
Bu eser, sadece Yeniçeriyi anlatmak için yazılmış değildir. Bu eser, en fakir bedahet duygusunun bile kestirebileceği şekilde, tarihimizdeki Yeniçeri rezalet ve fecaatlerinin satıh üstü hikâyesi olarak kaleme alınmış bulunmaktan uzaktır.
Bu eser, dünyada ilk teşkilâtlı, meslekî orduyu temsil eden Yeniçerilerin ise nereden başlayıp isi nerede bitirdiğini göstermek ve bunun ruhî ve içtimaî müessirlerini çerçevelemek gayesiyle yazıldı.
Bu müessir, İman ve İslâm nurunun gönüllerde sararıp solması, İman ve İslâm vecd ve askının uçup gitmesi, İman ve İslâm ruh ve ahlâkının porsuyup kurumasından ibaret ve Yeniçeri, bu korkunç tecelliyi göstermekte sadece bir vesile...
Eser olayları Genç Osman la anlatmaya başlar.
Genç Osman, Anası ile girdiği konuşması çok veciz ve anlam yüklüdür. Buradan da anlıyoruz ki. Herhangi bir görevde Milletimiz ve devletimiz için alacağımız kararları yapacağımız çalışmalarda Kalbimize danışmak önce ondan onay almak daha güzelmiş;
— Gece yine tebdil gezmişsin! Galata meyhanelerini basmış, birkaç yeniçeriyi oralarda
Boğdurmuş, birkaçını da tas gemisine ve denize attırmışsın! Hatta birini elinle öldürmüşsün!
Genç Osman'ın kaslarında ani bir öfke düğümü:
— Bunları kim haber verdi sana?
— Yerin kulağı olduğunu bilmez misin? Hem böyle bir şey olur da bütün İstanbul duymaz olur mu?
— Bu kadar çabuk?
— Ne fark eder?
— Yoksa benim arkama hafiyeler mi salıyorsun?
— Hayır; halkın görüp işittiğini ilk haber alan ben olmak istiyorum!
— Neymiş söyleyeceğin bir çift söz? Ona gelelim!
Valide Sultan, canını dişine takmış bir tavırla, çığlık koparırcasına atıldı:
— Osman’ım, aslanım! Ocaklı kullarını böyle ezme! Sana sevgi ve bağlılıklarım örseleme! Bir fitneden, ayaklanmadan sakın! Bu genç yasında kendini padişahlıktan, beni de padişah analığından yoksun bırakma! Bilmiyor musun yeniçerilerin dillerindeki pelesengi: «Osmanoğulları taht'a geçemez; meğerki kılıçlarımızın altından geçe!»
Genç Osman, birden, öfkesini zapt etme ve sakin görünme gayretinde... Sesi müthiş, fakat pest
Perdeden:
— Sen çekil valide, simdi buraya erkekler gelecek. Keyfine rahatına bak! Devlet isleri nene gerek senin?
Valide Sultan, pırlantalı elini ağzına götürmüş, oğlunun ilk defa gösterdiği, Valide Sultan nüfuzunu köstekleyici celâdet ve şahsiyetten hayrette, hatta dehşette, geri çekilerek dönüp çıktı. Valide Sultan dönüp çıkarken, topuklarına doğru sarkan, çift örgülü açık kumral saçları oğlunun gözünden kaçmamıştır.
Genç Osman, Devletin düştüğü bu duruma çözüm aramaktadır Hocası ona şunu tavsiye etmektedir.
— Yeniçeri ocağını yıkmak, kökünden kazımak, yele vermek, arsasını dümdüz etmek, sonra o
Arsaya yepyeni bir bina çıkmak, yepyeni bir asker tertiplemek lazım, Sultanım!
Genç Osman Hoca Ömer Efendiyi uzun uzun süzdükten sonra, onu, sedirde yanma oturttu. Öğle vaktine kadar konustular.
Ustad 17. Sayfadan itibaren önce Yeniçeri tarihini kısaca anlatır.