Sana yeni bir dünya gerek!
Fatalizm, kadercilik ve yazgıcılık aynı anlamda kullanılan terimlerdir. Bütün olguların, olayların, durumların önceden belirlendiği ve asla değiştirilemeyeceği tezinden yola çıkarak insan iradesini yok sayan bir felsefi görüşü anlatır.
İlginçtir, bu akımı savunanlar, irade yok sayılırsa inanmanın ya da inanmamanın bir anlamı kalmaz, diye düşünmemişler. Kuşkusuz çarpık bir düşüncedir kadercilik, bu nedenle şiddetle eleştirilmiş ve yıpratılmıştır. Günümüzde adı anılmaz olmuştur artık.
Oysa doğru kader inancına sahip bir insan, “Nasılsa kaderim değişmeyecek, ne yapsam nafile, çalışmak anlamsız” deyip oturamaz. Hiçbir gayret göstermeden beklemek tevekkül değil, tembelliktir.
İradesini kullanır, sebeplere teşebbüs eder, çalışır, çabalar, sonra da elinden gelen her şeyi yapmış olmanın gönül rahatlığıyla sonucu bekler. Çünkü bilir ki, insan seçim yapabilir, çaba harcayabilir ama sonucu yaratamaz. Bu konuda eli kısadır. Bekleneni vermek ya da vermemek Rahmanın iradesine bağlıdır.
Fakat çoğunlukla çalışıp çabalama biçimindeki duanın sonuçsuz kalmayacağını da bilir. Mesela, tarlasını sürer, eker, sular ve bekler. Bilir ki, bitkileri yaratmak yaratıcının elindedir.
Evet, yeri gelince, “Kaderim böyleymiş” demeyi de bilir. Ne zaman olur bu? Başına bir bela geldiğinde, olaylar olup bittikten sonra, başka bir deyişle, elinden hiçbir şey gelmediği, sonucu asla değiştiremeyeceği durumlarda. “Kader” der, teslim olur. Bu teslimiyet, ümitsizliğin, karamsarlığın ve üzüntünün ilacıdır.
Yoksa günah işleyen bir adam, “Kaderimde günah işlemek varmış, ne yapayım, ben hep böyle yaşamaya mecburum” diyemez. Tembel bir talebe, “Belli oldu, tembellik benim kaderimmiş” deyip oturamaz. Çünkü insan geleceği önceden bilemez.
“İnananlar kadercidir” diyen adam, ya kadere imanın ne olduğunu bilmiyor, ya da biliyor ama iftira ediyor. Sahih kader inancıyla kimi inananların kendine özgü yanlış tavrı birbirine karıştırılmamalı.
Sözün kısası, inanmış kişi kaderin ve iradenin tanımı gereği “kaderci” ya da “yazgıcı” değildir, ancak “kadere iman etmiş” bir insandır. Bu ince farkı görmek gerekir.