Sevgili hemsehrilerim ve Nizip'imizin misafir hemsehrilerimiz,
Konusurken soylediklerimize inanmaktan ziyade muhatabimizdan onay bekledigimizi biliyor musunuz? Peki kullandigimiz kelimeler ve kurdugumuz cumlelerle asil anlatmak istedigimiz maksadi kastetmedigimizi? Ya birbirimizle konustugumuz dilin aslinda muhim olmayip zaten sozsuz jestlerle anlastigimizi ve bu jestlere kendimiz anlam yukledigimizi? Iste 'ifade ozgurlugunu' degerlendirirken bu suallere verdiginiz cevaplari dikkate aliniz. Hatta iletisim kurarken bile, neden olmasin? Gelin isterseniz konuyu evrensel olarak yayip daha genis perspektifte ele alalim.
Birkac defa zikretmisimdir, 'alafranga islere alaturka cozumler bulmaya calisirsak bundan cozumden ziyade sorunlar cikar' diye. Oncelikle sunu bilmemiz gerek, Dogu ve Bati dusuncesi temelde taban tabana zit, biri digerinin 'antitezidir' aslinda. Bati 'analetik' Dogu ise 'sentezcidir'. Ve bizim ozellikle 'Tanzimattan' bu tarafa 'ifade ozgurlugune' bakisimiz da daha ziyade Bati menseilidir velhasil. Bizde olan 'kabul, kanaat, kemal, itaat, teslimiyet ve istibdad' gibi kavram ve elbet erdem sunulan olgular, Batida yerini 'sorgulama, tenkit, inceleme ve degerlendirmeye' birakir ornegin. Bizde 'buyuge saygidan' basliyan kabul zinciri aile, toplum, ileri gelenler ve nihayet genel kultur teslimiyetine varir. Batida tersine toplumdan bireye inilir. Bizde 'susmak erdemdir' Batida konusmak elzemdir. Binanialeyh, bizde 'tartisma ve fikir beyani' ya yoktur ya da mahdud sinirlara hapsolunur. Ancak siirlerde, hicivlerde, taslamalarda gosterir kendini mesela. Kisi eger bati tarzi 'yaklasim ve tartismalarla' karsilasirsa once sasirir, sonra telasa duser ve hatta bu bir noktadan sonra 'ofkeye' donusebilir. Cunku zihni yapisina sifreli bellek herne kadar yuzeysel olarak 'tartismaya ve karsit fikirlere de acigim' dese yine karsidan kendisinin fikrinin 'kabulunu' bekler suuraltinda iste. Fikirlerin 'uyusmadigi' veya itirazlarin artmasi 'ozune yabanci' oldugundan kendisini rahatsiz eder, kisiligine saldiri, tehdit algilar ve bi sekilde mudahale/tepki azmine girer.
Bati dusuncesinde ise tam tersine tartisma 'aleni hakaretlere' bile vardirilsa sonucda 'fikir beyanindan' ote gidilmeyecegi temelinde hicbir sey olmamis gibi hayata devam edilir. Karsidan kabul beklenmez. Maksat sadece dusuncesini ortaya koymaktir bir nevi icini dokmektir cunku. Misal, Amerikan secim surecinde adaylar secim anina dek herturlu ithamlarla birbirini yipratmaya calisirken secim sonucundan hemen sonra birbirlerini korumaya baslar, birbirleri aleyhine taraftarlarinca bile soylenen en ufak soze dahi izin vermezler.
Iste bizim genel durumumuz ve nizip.com icin de soylediklerimizde bati menseili 'tartisma kulturu' ongurulunce kabul ettirmekten ya da kabullenmelerden siyrilip sadece 'fikir beyani' oldugunu dusunmemiz gerekir.
Su yazdiklarimi dahi savunur ya da reddedebilirsiniz. En olmadik sekilde elestirir ya da goklere cikarirsiniz. Ya gecmise dayali insanlari yuceltir medhiyelerle yine 'teslimiyeti' savunur ya da yerden yere vurabilirsiniz. Ve fakat karsinin da cevap verecegini goze almaniz dogru olur kanisindayim.
Sonuc olarak, 'ifade ozgurlugu' Bati'da 'siddete donusmedigi' muddetce sinirsizdir. Ki bence de oyle olmalidir. Tabii siz aslinda yine 'ifade ozgurlugu' altinda bunu da reddebilirsiniz.
Umarim 'ifade ozgurlugunu' ve sitede ve genel manada 'doguda' yasananlari anlamaniza yardimci olabilmisimdir.
Bu cihetle daha guzel 'fikir teatileri' temennisiyle....
