-
nenem,ben ve deccal
çocuk, çocuksu heveslerle evlerinin yanıbaşındaki saha camiine girdiğinde hoca deccali anlatıyordu...yüksek ses tonu ile korkunç bir canavar tarifesini veriyordu hoca.....çocuk kaf dağının arkasından gelen bu ürkütücü tabloyu nefesini tutarak dinliyordu..işte deccalin vasıflarından bazıları; tek gözü kör,ayağı topal,bir kulak sağır,alnının ortasında arapça harflerle kaf,fe,ra ,yani kafir yazılı,ilahlık taslar,HERKES ONA TABİ OLUR,KİMSE KURTULAMAZ,sadece mekke ve medinede yaşayanlar kurtulabilir,ona tabi olanları sol eliyle gösterdiği cennete,tabi olmayanları ise gösterdiği cehennemine atar vb..bir sürü olağanüstü vasıflarla dolu bir tipleme....çocuk korkuyor,kaçma çarelerini düşünüyor,kuranı gögsüme bastırırım,çaprazlama kollarımla sımsıkı sarılırım ,aha şu köşeye de saklanırım .deccalde şu dar sokaktan geçer gider ....diye kurtuluş planları yapıyor...
çocuk eve koşuyor nenesine heyacanla hocadan dinlediğini anlatıyor.nene çocuğun heyacanına ortak olarak ,ilk defa duyuyormuş gibi heyacanlı;;iki şehadet parmağını göğe dikip;töbe,töbe çekiyor.elinden düşmeyen kuranına yöneliyor..yine gözlerinde eksik olmayan gözyaşları ile kuranı okuyor...nene her sabah uyduruk bir kitab olan ahmediye adlı kitabı okur,karakalem çizilmiş kabe etrafında parmağıyla her gün 7 kere tavaf ederdi...öylesine bir kalpki allah deyince burun kemikleri sızlardı....
çocuk biraz büyüyünce sorgalamaya başladı.böylesi bir olay nasıl olabirdi ki?adamın eşğali belli üstelik alnında kafir yazılı,ilahlık taslayacak!kim inanır ki?ama HİÇ KİMSE ONDAN KURTULAMAZmış...neyse soru işaretlerinin cevabını kırmızı kaplı kitaplarda,zamanın güzel insanı lakablı bir alim ,çağa uygun güzel bir yorum yapmıştı.gözün kör olması,,iyiliklerde gözü olmamak,ayağın topal olması;iyi şeylere gitmemek,elin çolak olması;vermeyi bilmemek,,,, diye açıklıyordu..çocukluktan çıkan genç beğenmişti bu yorumu....
bu yorumu biraz daha büyünce iktisat literatüründe buldu....max weber adlı bir sosyoloğ homo ekonomikus adlı bir yaratıktan bahsediyordu..kısaca kapitalist birey diyelim buna...varlık sebebi kar maximizasyonu olan,,,her zaman için ,her konuda karını ,menfaatini düşünen bir birey tiplemesinin günümüz insanı olduğunu yazıyor ve iktisatçılar başta ilim erbabı bunu tartışmasız doğru kabul ediyordu....aman allahım,,işte sana deccalin birebir vasıfları....aynen şak diye uyuyor,,,oyunun kurallarını koyanlar,oyuna uymayanları dünyevi zorluk ve meşakketlere iterken,,oyunu kapitalistçe oynayanlar mis gibi yaşam standarlarında..daha daha daha daaaaaaaaaaaahaaaaa.......HERKES ONA TABİ...
şimdi soruyorum...bende tabiiyim ona??tabi ki değilim!sen sayın okuyucu ! peki sen tabimisin!sen kesinlikle değilsin!ya kim tabi? .....nenem mi ? haklısın ....o hiçbir zaman bu konularda felsefe,münakaşa,münazara,tahlil,terkib ...yapmadı.benim gibi entel dantel söyleşilerde asla bulunmadı.okuduğumun 1000/1 ini okumadı...hatta cahildi....ama bende olmayan,sende olmayan göremediğimiz bir vasfı vardı. ürperen bir kalp,sızlayan bir gönül,gözyaşı dolu bir çift göz....saf ve berrak bir gönül...
iyi insanlarla beyaz atlara binip uzak diyarlara giderken,nenem bana el sallıyor ve işaret ediyordu..deccali gösteriyordu...deccal kıs kıs gülüyordu.Ve bana fısıldadı...ben heryerde ve her zaman varım.ticarette,siyasette,ibadette,aile hayatında ..her yerdeyim...KİMSE BENDEN KURTULAMAZ...
-
İyi insanlarla beyaz atlara binip uzak diyarlara giderken....çok güzel bir yazı.Siz mi yazdınız.Maneviyatı yüksek insan diye tabir size uygun olabilir....değerli üye.
-
Vay be KİMSE BENDEN KURTULAMAZ derken battal gazi aklıma geldi...(yani Cüneyt ARKIN)