- 
	
	
	
		Kadınlarımız... 
		Kadınlarımız
 
 
 Martta kutlanır kadınlar günü her sene
 Övgüler kadına, senaryo aynı yine
 Kadına önce saygı göstermeyi dene
 Bebekken konuştuğun ilk kelime, anne.
 
 Kadınlardır, bizim eşimiz ve anamız
 Onlardır sağımız, solumuz her yanımız.
 Kadınlar ekmeğimiz, suyumuz, aşımız.
 Temel ihtiyacımız, hayat kaynağımız.
 
 Kadınlarımıza saygı, Hakk’a saygıdır
 Þefkat ve de sevgi onun dayanağıdır
 Sözü, eli, teni hep şifa kaynağıdır
 Sıkışsa başın, yetişen yine anadır.
 
 O gece bekçidir, uykuyadır hasreti
 O evinde karıncadır, bitmez gayreti.
 O hep yanımızdadır, yoksa da takati
 O kutsal varlıktır, kazandırır cenneti
 
 Bir güne sığmaz, büyüktür kadınlarımız.
 Onlar dünümüz, günümüz, yarınlarımız
 Akmaz onlarsız damardaki kanlarımız
 Bu can feda size, sevgili canlarımız
 
 
- 
	
	
	
	
		çok güzeldi nekadar düsünceli birisiniz.. tesekkürler bu anlamlı şiir adına yine duygulandım 
 
- 
	
	
	
	
		Konu kadın olunca ilham alan çok olur. Ama babalar gününde hep babaya geliyoruz.
 Aşkı muhabbet kardeşim de çok hassas hemen ilham almış  nedense...
 
 
- 
	
	
	
	
		hayırdır nerden çıktı bu konu kadınlar günümü yoksa habrim mi? yok yoksa:D
 emeğine sağlık
 
 
- 
	
	
	
	
		Þükrüü heralde anneler gününe ithafen yazmıştır kardeşimiz. Ama bir ilham kaynağıda vardır mutlaka.
 ilhamsızda şiir olmazkii...
 
 
- 
	
	
	
	
		Mayıs ay'ının 2. pazar'ı Anneler günü.
 Bu vesile ile Tüm Annelerimizin, annelre gününü kutluyor, selam ve sevgilerimi iletiyorum.
 Bu şiir de her ne kadar kadınlar günü vesilesi ile yazılmış olsa da. Her kadın anne veya anne adayı olması hesabı ile yayımlama gereği duydum.
 Tüm Anne ve kadılarımıza ithefen.
 Sevgiler...
 
 
- 
	
	
	
	
		kadın kendi başına ne gül goncasıdır nede diken,
 koklamasını bilirsen gül tutmasını bilmezsen diken olur..
 
 
- 
	
	
	
	
		ne güzel  insanlarsınız bu sayfadaki siz degerli kişiler evet kadınların yeri önemlidir... 
 
- 
	
	
	
	
		KADINLARIMIZ 
 
 Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
 sanki gidenler hiçbir zaman
 hiçbir menzile erişemeyecekti.
 Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
 Ve onlar
 ayın altında dönen ilk tekerlekti.
 Ayın altında öküzler
 başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
 ufacık kısacıktılar
 ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
 ve ayakları altından akan
 toprak,
 toprak,
 ve topraktı.
 Gece aydınlık ve sıcak
 ve kağnılarda tahta yataklarında
 oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
 Ve kadınlar
 birbirlerinden gizleyerek
 bakıyorlardı ayın altında
 geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
 Ve kadınlar
 bizim kadınlarımız:
 korkunç ve mübarek elleri
 ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
 anamız, avradımız, yarimiz
 ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
 ve soframızdaki yeri
 öküzümüzden sonra gelen
 ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
 ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
 ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
 ışıltısında yere saplı bıçakların
 oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
 kadınlar,
 bizim kadınlarımız
 şimdi ayın altında
 kağnıların ve hartuçların peşinde
 harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
 aynı yürek ferahlığı,
 aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
 Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
 ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
 Ve ayın altında kağnılar
 yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.
 
 NAZIM HİKMET