KARASABAN
Topraðýn altýný üstüne getirmek(sürmek) için yapýlmýþ, genellikle sert iki aðacýn birleþmesinden oluþan basit tarým aletidir.Aðacýn sivri olan yerine takýlan özel yapýlmýþ saban demiri denen parçayla topraðýn aktarýlmasý saglanýr.Ýkinci parçanýn ucuna boyunduruk denilen sabaný çekecek hayvanlarýn baðlanacaðý bir düzenek takýlýr.
Teknolojik yeniliklerin ardý arkasý kesilmemesine raðmen; modern tarým aletlerine yenik düþmeyen karasaban kýrsal kesimde yaþayan çiftçilerin halen vazgeçilmez tarým aletleri arasýndaki yerini koruyor. 1927 yýlýnda basýlan 1 TL'nýn önyüzünde karasabanla çift süren bir köylü kompozisyonu vardýr.
Þuan pulluk tarafýndan yapýlan iþi, eskiden karasaban yapardý. Metin Bey'in söylediði gibi karasaban günümüzde de kullanýlan bir tarým aracý. Bunun neden lerini sýralayacak olursak.
*Cýzý tutmak denilen bir terim vardýr. *Tarlaya ekilecek mahsulu, kararý ile ekmek için, tarlaya önce cýzý tutulur. Cýzý tutmak tarlayý belli aralýklarla, düzgün bir çizgi þeklinde bölmeye denir. Traktör tarlaya girmeden önce , tohum saçýlmýþ olmalý.
Köylüler bu cýzý tutma iþini genellikle karasaban ile yaparlar. Sonrasýnda da tarlaya ekilecek ürünü saçar ve traktör ile sürülmesini beklerler.
*Ýçinde çok fazla aðaç bulunan tarlalara traktör giremez, örneðin viþne bahçeleri, ya da elma bahçeleri vs... Aðaçlara zarar vermemesi için bu tür tarlalar karasaban ile sürülür.
*Traktör ile tarla sürdürecek kadar parasý olmayan kiþiler de, tarlalarýný karasaban ile sürmeye devam etmekte.
*Özelikle bahçelerde, bel ile topraðý kabartama iþlemi yapýlmayacaksa! Tarktör ile sürüm deðilde karabasan tercih edilir. Çünkü dar alanlarda, traktör topraðý sürmekten ziyade, sýkýþtýrýr.
*Karasabanýn arka tarafýnda ayak basýlabilecek bir yer vardýr. Bu ayak yerine tarlayý süren kiþi basar, bu þekilde karasaban topraða daha iyi saplanýr, ve toprak daha derinden sürülmüþ olur.
Dedem, ilerleyen yaþýna raðmen tarlalardan kopamamýþ. Bir gün babam yeni aldýklarý öküzler ile tarla sürmeye gidince, dedem de peþine takýlmýþ. Bir taraftanda yeni aldýklarý öküzlere bakacak ya... Babam tarlayý sürmeye baþladýktan bir süre sonra, dedem tutturmuþ birazda ben süreyim diye.
Babam, baba, bu öküzler çok dinç, sen bunlarýn arkasýndan yetemezsin düþer bir tarafýný sakatlarsýn desede, dedeme fayda etmemiþ söyledikleri.
Dedem geçmiþ karasabanýn ve öküzlerin arkasýna, ayaðýný sokmuþ sabanýn arasýna, ve baþlamýþ elindeki öðündereyi öküzlere dürtmeye. Dedem eski kocamýþ öküzlerine gidiyor, habire ho ho, diye baðýrýyormuþ.
Yeni öküzler, zaten dinç olduklarý için aslýnda hiç dürtülmeye ihtiyaçlarý yokmuþ. Ama dedem alýþkanlýk yapmýþ habire baðýrýyor, ho ho diye o baðýrdýkça öküzler hýzlanmýþ. Tabi bu hýza yaþý 70'i geçmiþ olan dedemin dayanmasý mümkün deðil, ve dedem ayaðýný da sabandan çýkartamadýðý için, öküzlerin arklasýnda sabana takýlý olarak sürüklenmeye baþlamýþ. Þimdi dedenin sürüklenmesi çok mu hoþuna gitti? ne gülüyorsun demeyin, çünkü bizi tanýyanlar bilir, biz aðlanacak olaylardan bile, gülünecek þeyler bulan bir aileyiz Tarlanýn alt ucuyla üst ucu arasýnda yaklaþýk 200 metrelik bir mesafe var, ebem ve babam olayý farkettiklerinde, öküzler arayý epey açmýþlar. Onlar yetiþinceye kadar, deyim yerindeyse dedemin üstünde elbise kalmamýþ, hepsi kafasýndan çýkmýþ Babam öküzleri zor durdurmuþ, dedem de bir daha karasabanýn baþýna geçmemiþ.
NOT :ALINTIDIR