Güzel bir yazı ( O Bir Karga )
> > 80'ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu
> > ziyarete gelen -45
> > yaşında ve saygın bir işi olan- oğlu salonda
> > oturuyorlardı.
> > Hal-hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sahbet
> > ettikten sonra oğlu
> > susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti. O anda üzerinde
> > oturdukları
> > sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
> >
> > Yaşlı baba kargaya gülümserek biraz baktıktan
> > sonra oğluna
> > sordu: 'Bu ne oğlum?'
> >
> > Oğlu şaşkın, cevapladı: 'o bir karga baba.'
> >
> > Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine
> > sordu: 'Bu ne oğlum?'
> >
> > Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: 'Baba, o bir
> > karga'
> >
> > Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa
> > sola çeviriyor,
> > başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını
> > yine onlara
> > çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu: 'Bu
> > ne?'
> >
> > Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü:
> > 'O bir karga baba, üç oldu
> > soruyorsun. Beni işitmiyor musun?'
> >
> > Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı
> > taştı ve sesini
> > yükseltti: 'Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört
> > defadır onun ne
> > olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ
> > sormaya devam
> > ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?'
> >
> > Babası -yüzünde hâlâ bir gülümseme- yerinden
> > kalktı, içeri odaya gitti
> > ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi.
> > Oturdu,
> > sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu.
> > Sevgiyle gülümseye devam
> > ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna
> > uzattı ve o sayfayı
> > okumasını söyledi.
> >
> > 'Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde
> > otururken
> > yanıbaşımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
> > Oğlum tam 23
> > defa onun ne olduğunu sordu. 23 soruşunda da ona sevgiyle
> > sarılarak,
> > onun bir karga olduğunu söyledim. Rahatsız olmak mı?
> > Hayır! Onun
> > sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle
> > doldurdu.'
> >
> > 'Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi,
> > ana-babanıza iyi
> > davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri,
> > ya da her ikisi
> > senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın
> > onlara 'öf' bile deme;
> > onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.'
> > (İsra, 23)