-
Ýlginç Bir Yazý???
Bir sitede okudum sizlerle paylaþmak istedim!!!?????
Okunmasý Gereken Tarihi Gerçekler 04 Arl 2008, 11:22
OKUNMASI GEREKEN TARÝHÝ GERÇEKLER
Bir dahaki sefer ellerinizi yýkarken suyun sýcaklýðý tam istediðiniz gibi deðilse eskiden Ýngiltere'de bu iþlerin nasýl yapýldýðýný düþünün. 1500'lerde Ýngiltere'de iþler þöyle yapýlýyordu:
Ýnsanlarýn çoðu Haziran'da evleniyordu. Çünkü senelik banyolarýný Mayýs ayýnda yapýyorlar, Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardý. Ama yine de kokmaya baþladýklarý için gelinler vücutlarýndan çýkan kokuyu bastýrmak amacýyla ellerinde bir buket çiçek taþýyordu.
Banyolar içi sýcak suyla doldurulmuþ büyük bir fýçýdan meydana geliyordu. Evin erkeði temiz suyla yýkanma imtiyazýna sahipti. Ondan sonra oðullarý ve diðer erkekler, daha sonra kadýnlar, sonra çocuklar ve en son olarak ta bebekler ayný suda yýkanýyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir þeyleri kaybetmek mümkündü. Ýngilizce'deki "banyo suyuyla birlikte bebeði de atmayýn" (Don't throw the baby out with the bath water) deyimi buradan gelmektedir.
Evlerin çatýlarý üst üste yýðýlmýþ kamýþtan yapýlýyor, kamýþlarýn altýnda tahta bulunmuyordu. Burasý hayvanlarýn ýsýnabilecekleri tek yer olduðu için bütün kediler, köpekler ve diðer küçük hayvanlar (fareler, böcekler) çatýda yaþýyordu. Yaðmur yaðdýðý zaman çatý kayganlaþýyor ve bazen hayvanlar kayarak çatýdan aþaðý düþüyordu. Ýngilizce'deki "kedi-köpek yaðýyor" (It's raining cats and dogs) deyimi buradan gelmektedir.
Yukarýdan evin içine düþen þeyleri engelleyecek hiçbir þey yoktu. Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yataklarýn içine düþmesi büyük bir sýkýntý oluþturuyordu. Etrafýnda yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan Ýngiliz usulü yataklar buradan gelmektedir.
Zemin topraktý. Sadece zenginlerin zemini topraktan baþka bir þeyden yapýlmýþtý. Toprak kadar fakir (dirt poor) tabiri buradan çýkmýþtýr.
Zenginlerin ahþaptan yapýlmýþ zeminleri vardý. Bunlar kýþýn ýslandýðý zaman kayganlaþýyordu. Bunu önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardý. Kýþ boyunca saman sermeye devam ediliyordu. Bir zaman geliyordu ki kapý açýlýnca saman dýþarýya taþýyordu. Buna mani olmak üzere kapýnýn altýna bir tahta parçasý konuyordu ki bunun adý "thresh hold" (saman tutan; Türkçesi "eþik") idi.
Yemek piþirme iþlemi her zaman ateþin üzerine asýlý durumdaki büyük bir kazanýn içinde yapýlýyordu. Her gün ateþ yakýlýyor ve kazana bir þeyler ilave ediliyordu. Çoðu zaman sebze yeniyor, et pek bulunmuyordu. Akþam yahni yenirse artýklar kazanda býrakýlýyor, gece boyunca soðuyan yemek ertesi gün tekrar ýsýtýlarak yenmeye devam ediliyordu. Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalýyordu. "Bezelye lapasý sýcak, bezelye lapasý soðuk, kazandaki bezelye lapasý dokuz günlük" (peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the pot nine days old) tekerlemesinin menþei budur.
Bazen domuz eti buluyorlar o zaman çok seviniyorlardý. Eve ziyaretçi gelirse domuz etlerini asarak onlara gösteriþ yapýyorlardý. Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik iþaretiydi. Bu etten küçük bir parça keserek misafirleriyle oturup paylaþýyorlardý. Buna "yað çiðnemek" (chew the fat) adý veriliyordu.
Parasý olanlar kalay-kurþun alaþýmýndan yapýlmýþ tabaklar alabiliyordu. Asidi yüksek olan yiyecekler kurþunu çözerek yemeðe karýþmasýna sebep oluyor, böylece gýda zehirlenmelerine ve ölüme yol açýyordu. Domatesler buna sýk sýk sebep olduðu için bunda sonraki yaklaþýk 400 yýl boyunca domateslerin zehirli olduðu düþünülmüþtü.
Çoðu insanýn kalay-kurþun alaþýmýndan yapýlmýþ tabaklarý yoktu. Onun yerine tahta tabaklar kullanýyorlardý. Çoðu zaman bu tabaklar bayat ekmekten yapýlýyordu. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanýlabiliyordu. Bunlar hiçbir zaman yýkanmadýðý için içinde kurtlar ve küfler oluþuyordu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanlarýn aðýzlarýnda "tabak aðzý" (trench mouth) denen hastalýk ortaya çýkýyordu.
Ekmek itibara göre bölüþülüyordu. Ýþçiler yanýk olan alt kabuðu, aile orta kýsmý, misafirler de üst kabuðu alýrdý.
Bira ve viski içmek için kurþun kadehler kullanýlýyordu. Bu bileþim insanlarý bazen birkaç gün þuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen insanlar bunlarýn öldüðünü sanýp defnetmek için hazýrlýk yapýyordu. Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasýnýn üstüne yatýrýlýyor¸ aile etrafýna toplanýp yiyip-içerek uyanýp uyanmayacaðýna bakýyordu. Buna "uyanma" nöbeti deniyordu.
Ýngiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya baþlamýþtý. Bunun için mezarlarý kazýp tabutlarý çýkarýyor, kemikleri bir "kemik evi"ne götürüyor ve mezarý yeniden kullanýyorlardý. Tabutlar açýldýðýnda her 25 tabutun birinde iç tarafta kazýntý izleri olduðu görüldü. Böylece insanlarýn diri diri gömüldüðü ortaya çýktý. Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip baðlayýp bu ipi tabuttan dýþarýya taþýyarak bir çana baðladýlar. Bir kiþi bütün gece boyu mezarlýkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlýk nöbeti "graveyard shift") denirdi.
Bazýlarý zil sayesinde kurtulur ("saved by the bell") bazýlarý da "ölü zilci" (dead ringer) olurdu.
Gerçekler bunlar. Kim demiþ tarih sýkýcýdýr diye..
-
Ne diim bir solukta okudum.
Bu günlerde þekiller farklýysada, temizliklerinden pek ödün vermekdiklerini düþünüyorum.
-
Þimdide pek farklarý yok, koku engelleyici deodorantlar bu sebeple icat edilmiþtir. Ýçinizde Arabistana yada Ýrana gidenleriniz varsa oradaki temizliðinde ne derecede olduðunu görürsünüz Dünyada temizlik sadece Türklerde vardýr bende bundan gurur duyuyorum.
-
Temizlik imandan gelir
Ýslâmiyet, beden temezliðini bir nevi ibadet haline getirmiþtir. Namaz kýlmaya baþlamadan evvel su ile
alýnan abdest, cünup halinden sonra ki tüm bedenin yýkanmasý suretiyle yapýlan boy abdesti hep ibadetin ön hazýrlýklarýdýr. Þu halde Allahü Teâlâ'ya yapýlan ibadetler, hem vücut temizliðini ve hem de nefsin temizliðine bir baþlangýç teþkil eder. Su bulunmayan hallerde bile toprak, kum veya taþý el ve yüzlere sürmek suretiyle abdest alma (teyemmüm),denir ki bu da Kur'ân'ýn temizliðe verdiði önemi açýkça belirtir. Biz müslümanlar olarak bu temizligi çok þükür 1400 yýldýr yapýyoruz
-
Okul bitirme tezim Türklerde saglýk hizmeti islamdan önce ve sonra diye ikiye ayýrmýþtým.
islam öncesi HUN diger adýyla AVVAR Türkleri bu günkünkü Bulgarlarýn ve Macarlarýn atalarý Karadeniz üzerinde avrupaya geçerler bir göl kenarýnda 80.000 üzerinde insan
Kilisenin rahibi þöyle der. ( Roma kaynaklarýndan alýntýdýr).
Türkler küçük çuvallarýndan beyaz yumuþak bir madde çýkardýlar bu mafddeden beyaz köpükler çýkýyordu bununla yýkandýlar ve elbiselerini yýkadýlar.Ýþte dostlar atalarýmýz sbunu yýllar önce kullanmýþlardý
Yine islamdan sonra Türk bilgini Mehmet razi kýzgýn taþýn üstüne sirke dökerek FORMALDEHÝTÝ elde etmiþtir
Akþemseddin hz leri þöyle der Durgun sularda oluþan mikro organizmalarýn sebebi gece ay güneþin ýþýgýný alýp dünyayaya yansýtýr bu sebeplede durgun sularda mikrop ürer der.
O kadar çok konu ve buluþ varki anlatsam kitap olur
Biz tarih yapar yazmayýz
Biz ilim içinde yüzer bunu okulllar vasýtasýyla teknik hale getirmeyiz malesef.
Osmanlýya bir baksýnlar devlet hiç okul açmýþmý egitimi özelleþtirmiþtir
Din kiþinin nefsiyle alakalýydý
giyim kuþam serbesti
kiþiler her türlü hürriyete sahipti
Tarým özel ve hür teþebbüs dedigimiz halktaydý. Selamlar
-
Kececizade Fuat Paþa Paris büyük elçisi olarak atandýgý zaman ilk günü bir otelde agýrlanýr agýr ve pis kokudan midem bulandý diyor.Tavana ve duvara baktým bazý kabartýlar var pötür pötür kabarýk duruyordu diyor
Ýhtiyaç için abdeshaneyi sordum yok dediler yabana gideceksin dediler ancak gece oldugu için çýkamadým sonra bana lif gibi bir bez verdiler buna yapýp atýn eksalanslarý deyince anladýmki tavanda oluþan þekiller sallarken tavana yapýþan pisliklerdi bu hal Fransada 18. yüz yýl sonu medeni avrupa bu halada öyle yurt dýþýna çýkanlar bilir tenmizilik yok sadece temiz görüntü var.
Bu ülke ve dinimizin kýymetini bilmek lazým.Selamlar
-
-
Türki Cumhuriyetlerinin bazýsýnda kalýcý olarak bulundum, þirket orada kaldýðýmýz süreler içerisinde bizlere ev tutmuþtu, bölgeye olan yabancýlýðý üzerimizden attýktan sonra þirket yetkililerine "bize kesinlikle Gayri müslümlerin ve Ruslarýn evlerini kiralamamalarý yönünde uyarýlarda bulunduk"
- Tuvaletlerinde su tesisatý yok sadece kaðýt var yine tuvaletin klozeti dýþýnda, tabanda orayý yýkamak istediðinizde suyun gidecek bir akarý yada sifonu yok,
- Tuvaletin önünde el yýkamak için lavabo da yok,
- Domuz eti yedikleri için aðýr ve pis bir koku evin her tarafýna özellikle tuvaletlerine sinmiþ, biz ev sahibinin müslüman olup olmadýðýný eve ilk giriþte burnumuza gelen kokudan anlayabiliyorduk.
-
Kasým bey Müslüman olupta en az gayrýmüslümler kadar pis olan milletlerde var bu temizlik bence Türklerin örf ve adetlerinden ileri geliyor yoksa ben Ýranda 7 gün pislikten peynir ekmek yedim, Suudi arabistanda herkesin bir havuzdan abdest aldýðýný gördüm ve midem bulanmýþtý, hatta mekkede bir otobüs garajýnda ki oraya garaj demeye bin þahit lazým, bazý ülkelerden gelen arap þoforlerle yere çömelip oturup konuþuyorduk konuþma bittiðinde hepimiz kalktýk, birde baktýkki sudanlý þofor oturduðu yere pislemiþ adamý öldürecektik nerdeyse. O yüzden yukarýda da bahsedildiði gibi temizlik Türklerin özelliði.
-
þükretmek lazým halimize
iþin ilginç tarafý bu gün bu adamlar bize medeniyet dersi vermeeye kalkýyorlar ama biz þu an herkesi bilemem ama halimizden memnunuz ben bu yazýyý okuduktan sonrada atalarýmýza bin dua ettim vede rahmet okudum çünkü bizim atalarýmýzýn böyle pis yasantýlarý yoktu asil geldi asil gittiler yani Türk halký olarak kendi yaþantýmýzdan memnunuz tarihe baksýnlarda öyle medeniyet dersi alsýnlar