-
Evde Köpek Beslemek
İçinde köpek bulunan eve rahmet meleklerinin girmeyeceği, ev sahibinden her gün bazı sevapların azalacağı, ancak av, sürü ve bekçilik gibi ihtiyaçlar için köpek beslemenin caiz olduğu” gibi hadis-i şerifler vardır. Ayrıca salya ve tüyleri her tarafa bulaşacağından ibadetlerimize ve sağlığımıza zarar verme ihtimali de vardır. Bu sebeple ihtiyaç yoksa evde köpek bulundurmak doğru değildir. İhtiyaç yokken evde köpek beslemek haram değildir fakat hafif mekruhtur. Hukuk dilinde buna “tenzihi mekruh” denilir.
Ancak bununla beraber köpek bulunan evde yaşanır, kılınan namazlar ve yapılan ibadetler de geçerlidir. Yeter ki kıldığımız yer veya seccade temiz olsun.
Resûl-i Ekrem (sav) şöyle buyuruyor: "Av, tarla, bahçe, sürü köpekleri müstesna olmak üzere köpek besleyen kimsenin sevabından her gün bir miktar eksilir."( Buhari, Ez-Zebaih, 6; Müslim, El-Müsakat, 46,50,56-58)
Köpek bulunan eve melek girmediğini bildiren hadislerde göz önünde bulundurulduğunda, koruma ve avlanma gibi bir ihtiyaç bulunmadan evlerde köpek beslemek İslamda menedilmiştir.Çünkü;
a) Köpek besleyecek kadar imkanı olanların bakım ve harcamalarına yoksul ve kimsesiz insanlar daha layıktır.
b) Tıbbın kesin açıklamalarına göre köpeklerden insanlara geçen birçok hastalık vardır.
c) Köpek yoldan gelip geçeni, misafiri korkutur, rahatsız eder.
Günlük Hayatımızda Helaller ve Haramlar, Hayreddin Karaman, (İz Yayıncılık)
-
Sağolun abi aydınlattığınız için....
-
alıntı:
"quote"
Resûl-i Ekrem (sav) şöyle buyuruyor: "Av, tarla, bahçe, sürü köpekleri müstesna olmak üzere köpek besleyen kimsenin sevabından her gün bir miktar eksilir."( Buhari, Ez-Zebaih, 6; Müslim, El-Müsakat, 46,50,56-58)
Ne derse güzel der.
-
Dini islamı mübin asırlar önce, köpegin evde besleneyeceğini duyurmuş ve bildirmiştir. biz tıb desin veya demesin, Emre itaat ettiğimiz zaman doğru hedefe varmış oluruz..
İslamın her emrinde hikmet aramak, doğru sonuca götürmez. Belki hikmetine aklımızın ermediği bir çok mesele vardır. Domuzdaki hastalık çağımızda tesbit edilmiştir. Ama biz Hz. Ademden beri yemeyiz. bunun gibi..
Tam teslimiyet gerekli..
-
Hocam hazır bahis açılmışkene bir soru soracağım .
Köpek bu kadar Sadık olmasına rağmen necis, kedi bu kadar nankör olmasına rağmen Tahir’dir Sebebi hikmeti nedir ?.
-
Sayın Coşkun kardeşim;.
Öncelikle şunu ifade etmek isterimki Biz müslümanlar, hiç bir zaman hikmetine yada sebebine dayanarak bir şeye iman etmeyiz. Zira biz önce Rabbimize tam ve hakiki bir iman ile mutlak iman etmiş insanlarız. Onun Resulu de kendi yanından hiç bir şey söylemez, onun söyledikleri vahiy kaynaklıdır. O halde o öyle demişse doğrudur. Sebebi ne olursa olsun..
Ama bu konuda islam alimlerinin bazı görüşleride mevduttur. Köpek kendisine yiyeceğini veren kim olursa olsun, ona sadakatli diye bilinir. Yani iyiyi kötüyü birbirinden ayırmadan, sırf yeme hırsı ile sahibine bağlıdır. Köpeğin bu yal meselesi yüzünden, en adi ve kalitesiz, ırz düşmanı, namus haini bir sahibi olsa bile sırf o yalı kesilmesin diye, ona sadakat gösterir, iki kemik için her önüne gelene meddahlık yapar. Bunun için bu hayvan necistir, denilmiş olabilir.
Kedi öyle değildir, o öyle sadakat ve yağcılığı, meddahlığı bilmez. kendisine verilen yiyeceğini yer, sen yoluna ben yoluma arkadaş der. Yani iki tike et için sana yağcılık edemem, der adeta.Hatta bir yamukluketmeye kalk, ona eziyet et, çınağı attığı gibielini kana bular. Yani, iki lokma yemekyedirdin diye yamukluk etme, Yerinde adam gibi dur, der sanki. Köpek ve kedi arasında ki fark bu olabilir.Doğrusunu Allah bilir. Allaha emanet olun.
Edited by - İ.H.Er. on 11/18/2006 9:07:24 PM
-
Kediyi bende nankör olarak bilirdim. Yaklaşımınız kafamdaki tabuları yıktı, ilginç bir yaklaşım olmuş. Bediüzzamanında kedileri çok sevdiğini duyduğumdan beri severim zaten. Hatta bir anısıda vardır. Derki; " günde yarımekmek bile bana yetmezdi, taki birkaç kedi evime alışana kadar. O ekmekten onlara pay verdikçe evim bereketlendi ve yarım ekmek bize yeter oldu"
-
Ya Musa! Yanıma bir edna, kötü, günahkâr kul getir dedi. Musa (Aleyhis-selâm) insanları gezdi. Belki tövbekâr olur, Allah affeder kötü dediğim ilerde iyi çıkabilir dedi. İnsanlardan vaz geçti, hayvanları gezdi. Hayvanlardan en edna köpeği gördü. Köpekleri gezdi her tarafı yara, uyuz, hasta kokusundan yanına yaklaşılmaz bir köpek buldu. Boynuna ipi taktı, Tur-u Sina’ya götürüyordu. Yolda düşündü, bu köpeğe uyuzluğu veren Allah’dır. Yaratan da Allah’dır. Bunu kötü diye Allah’ın huzuruna götürsem, bunu yaratan hastalığı veren ben değil miyim? diye sorarsa ne cevab vereceğim, dedi. Köpeğin boynundan ipi çıkardı. Kendi boynuna taktı. Turu Sina’da: <div style="TEXT-INDENT: 1cm" - Ya Rabbi! Ben kendimden (edna), kendimden daha kötü kul göremiyorum dedi. Allahu Teâlâ:</div <div style="TEXT-INDENT: 1cm" - Ya Musa! Eğer o köpeği huzuruma ednadır diye getirse idin, seni peygamberlikten silecektim. İpi boynuna takıp, kendini getirmen seni kurtardı. Musa (Aleyhis-selâm) ulul azim peygamber olduğu halde kulların kâfir-mü’min veya münafık-fasık bunlardan hiç birisini edna kötü göremedi. Hayvanlardan da kötü göremedi. Kendi kendini Tûr-i Sina’ya götürdü. Kendisini ancak o kurtardı. Bize gelince kendisi, annesi ve babası müslüman sadece islam-ı tam yaşamıyor. Sözlerinde de cahilane konuşuyor. Bu yüzden bunlar tağuttur denilmez. Allahu Teâlâ Kur’an-ı Kerim’in hangi ayetinde şeytanı (iblisi), insanlardan felan kimse ile aynıdır gibi nisbet etmiştir. Kur’an-ı Kerim’de:</div <div style="TEXT-INDENT: 1cm" - Onlar, şeytanın askeridir. Bilinki onlar cehennemliktir. (Sure-i Mücadele, Ayet 19)</div <div style="TEXT-INDENT: 1cm" Yine Ayet: Her kim ameli salih işlerse, hangi yaşta ne zaman ameli salih işlemeye başlarsa, Allahu Teâlâ’nın sevdiği en güzel amelleri yaparsa, bunda da sadık kalırsa günahlarını sevaba çeviririm. (Sure-i Furkan, Ayet 70) Bunlar tağuttur şeytandır demek: Allahu Teâlâ’nın bu ayetini küçümsemek, kıymet vermemek, benimsememektir. Bilerek söylüyorsa küfre varır, bilmeyerek söylüyorsa büyük günahkâr olur.</div
-
Kardeşim yukarıda yazdığın şeyin kaynağı nedir bilmiyorum. Önce onun kaynağını bir yazarsan seviniriz. Zira bir kaç satır yazının bile içinde çelişkiler mevcut. Bunları düzeltmek durumundayım. Eğer yorumlar kendi kafanızdan değilse, mutlaka kaynağını yazınız. En azından o kaynak hakkında da bilgilenmiş oluruz..
.
SELAM VE DUA İLE....
-
Şunu ifade etmek istiyorum. İ.Her hocamın dediği gibi islami hükümler ve emirler hikmet’le değil, illet ile kabul edilir. İman edip kabul etmek ve uygulamak illettir. İlletin yapılması ile hasıl olan faideler de hikmet’tir. Örneğin mevlamız "oruç tutun" diye emrediyor. biz o emrettiği için oruç tutuyoruz. Vucuda faydalıdır gibi sonuçlar önemli değil. İşte bu illettir. Fakat oruç tutmanın maddi ve manevi faydaları nazara alındığında ise çıkan sonuç hikmet oluyor. .
Asıl olan emirleri illet olduğu için yapmaktır. Fakat biz günahkar ve aciz kulların nefsi emmaresi olduğu için hikmetler bir nevi burhan (delil) ve teşvik hükmüne hükmüne geçiyor. .
Köpeğin rızkını allah’tan değil de, kuldan bilip ona itaat etmesi ve aksi olarak kedinin rızkını Allah’tan bilip rızkını aldıktan sonra köşesine çekilip mırmırları altında "Ya Rahim, Ya Rahim" diye o’nu zikretmesi hikmetine binaen kedi’nin tahir, köpeğin necis olduğunu okumuştum. Soalsun hocam biraz daha detaylandırarak beliğ bir uslupla açıklaması bu konudaki ilmimi ziyadeleştirdi. .
Hz. Musa’nın olayına gelince keşke bir kaynak olsa da kafamızdaki İsrailiyat mı acaba sorusu ortadan kalksa. Aslında hikaye vermek istediği mesajı çok güzel ifade ediyor. Fakat işin içine Ulul-azm bir peygamber girince biraz tereddüde düşüyoruz. Belki hadise daha farklı bir şekildedir onu da ancak İHer ve Fecrisadık detaylandırabilir. .
-
alıntı:
"quote" fecrisadık demişki:
Kardeşim yukarıda yazdığın şeyin kaynağı nedir bilmiyorum. Önce onun kaynağını bir yazarsan seviniriz. Zira bir kaç satır yazının bile içinde çelişkiler mevcut. Bunları düzeltmek durumundayım. Eğer yorumlar kendi kafanızdan değilse, mutlaka kaynağını yazınız. En azından o kaynak hakkında da bilgilenmiş oluruz..
.
SELAM VE DUA İLE....
.
Yukarıda Hz. Musa diye bahsedilen hadise uydurmadır. Hiç bir sahih kaynağı yoktur. Zira içerisinde sahih kaynaklarla, ayet ve hadislerle çelişen birçok satırlar mevcut. Ululazm bir peygamberin köpek gibi (haşa) gösterilmesi vahiyle bağdaşmaz. .
.
Ayrıca: "Ben seni peygamberlikten silerim gibi bir ifade, çok yakışıksız kalmıştır. .
Yani kısaca mesele tamamen asılsızdır. Hiç bir sahih kaynakta geçmiyor..
Fecri sadık hocam!
-
Ben internetten araştırdığım kadarı ile böyle bir metne www.bilalnadir.com sitesinde rastladım. Fakat orda da kaynak felan belirtilmemiş. Tam adresi http://www.bilalnadir.com/Kitaplar/zhbn6/zhbn6_32.htm .
-
Hocam asıllı mı bilmem ama bu hikayeyi büyüklerimden de duymuştum neyse herkes yanılabilir..
ama yazıdaki ana fikri anlamak gerek .