-
Atam izindeyiz
Günlerden bir gün zaman makinesini icad eden bir mucid denemek amaçlı olarak atatürk'ü , eşi latife hanımı ve annesi Zübeyde hanımı günümüze ışınlar ...tam bu sıra Türkiye’nin aydın insanı ve çap çağdaş rektörü adaşı prof. Dr mustafa akaydın ile karşılaşır ve aralarında şu konuşmalar geçer.......
Rektör:aman tanrım ulu önder Atatürk de burada hoş geldiniz şerefler verdiniz efendim...
Atatürk:sağ ol evladım.. Türkiye cumhuriyetinin muasır medeniyetler seviyesine siz değerli aydınlar sayesinde ulaşacağını biliyordum zaten... Evladım bu kalabalık nedir?
Rektör:çok önemli bir açıklamayı kamuoyuna duyuracağım paşam..
Atatürk: güzeeel. .fevkalade onurlandım ....demek bilimsel buluşlarınızı,uluslar arası makalelerinizi, icatlarınızı buradan ilan ediyorsunuz .zaten üniversiteler bilim yuvaları olmalı herkes fikirlerini özgürce tartışıp;terkipler, tahliller, tasnifler, deneyler ve gözlemler yapılarak bir sonuca ulaşılan yerler olmalı değil mi?
Rektör:şey..şey. . Evet.. Evet öyle tabi mesela ben yaptığım inceleme ve araştırmalarım sonucunda başörtülü öğrencilerin başlarını kopya çekmek için örttüklerini tespit ettim ve bu buluşumla prof olmakla kalmadım üniversiteye rektör bile oldum...
Atatürk:yaaa demek öyle ben de bizim latife hanımın bu kadar okulu nasıl bitirip birçok yabancı dili anadili gibi nasıl konuşabildiğini anlayamamıştım şu senin buluşunla Türkiye muasır medeniyetini yakalamayı bırak çoktan geride Bırakmış tır herhalde?... ..güldürme beni evlat şakanın sırası değil.. Hele birde senin şu üniversiteni bir gezelim bakalım ..düş önüme..
Rektör:hay..hay. . Efendim şeref duyarız... Yalnız eşiniz latife hanım ve pek muhterem valideniz Zübeyde hanım üniversiteye böyle girmeleri yasak...onları almak yasak...çünkü başları örtülü.....Türkiye laiktir laik kalacak...
Atatürk:bre sen benim kim olduğumu unuttun galiba ben bu devletin kurucusu Atatürk’üm..ben ilk cumhurbaşkanıyım ve Çankaya’ya eşim latife hanım bırak baş örtüsünü çarşafla girmiştir ..hem ben bu devletin başında iken cuma namazına da gittim gitmekle de kalmadım..camide cemaate hutbe bile verdim..herhalde Balıkesir hutbemi okumuşsundur. .şimdi beni laik karşıtlığıyla mı suçlayacaksın ?..eşim ve validem laik karşıtı mı demek istiyorsun?. ..
Rektör:şey..kem küm....yani.. . Gak guk..yani öyle demek istemedim ama eeeeeeeeeee. . Türkiye laiktir laik kalacak...ülke bu şekilde yönetilmeye devam edilip ve oy kaygısı ile yasaklar kaldırılıp üniversitelere özgürlük getirtilecek olması beni deli ediyor paşam kurtar bizi...özgürlük beni kudurtuyor yasaklar bol bol yasaklar olmalı ...bundan sonra ey millet !! Tespitim sonucu siyasiler ayakkabı kıydığı ve siyasi simge olduğu gerekçesi ile üniversitelere ayakkabı ile girmek yasaaak... hem yaptığım bilimsel tetkik ve tahliller doğrultusunda siyasi nesne olarak tespit ettiğim su , gazoz,çay,cola turca üniversite ve kamu alanlarında içilmesini yasaklıyoruumm. ....ayrıca siyaseti çağrıştıran ve laikliğe bilmem nereden aykırı olan konuşmayı,çiklet çiğnemeyi,çorbaya limon sıkmayı da yasaklıyoruuuum. ...burada ben ne dersem o olur o kadar .....oh be rahatladım..ş ey özür dilerim sizi unuttum paşam sizi dinliyorum.. .
Atatürk:ben nice harplerde bulundum ve zaferler kazanıp düşmanı mağlup ettim ama senin şu cahilliğin beni mağlup etti.. Ben ''hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir ''dedim sen ''hakimiyet kayıtsız şartsız rektörün, askerindir ''olarak anlamışsın hem anladığım kadarıyla halkı cahil sanıyor ve küçümsüyorsun..unutma ki ben kurtuluş savaşındaki tek dayanağım canımdan aziz bildiğim Türk halkıydı ..şimdi çook müteessirim nasıl oluyor ki kurtuluş savaşının kahraman kadınlarından şerife bacıyı, kara Fatma’yı, elifleri ve daha nicelerini başı örtülü ,tesettürlü olarak düşmana karşı savaştırırken onların torunları Ayşeleri ,elifleri Fatmaları başı örtülü tesettürlü diye üniversiteye almazsıınız..idrakim durdu ümitlerimi yıktınız ama bu necip milletim size gerçek cevabı er veya geç verecektir... ...
Rektör: yaassaak kardeşim yassak
Lleey lley looomm hebele hübülü laiklik dı tıs dım
Mucit alel acele gelen ve bir o kadar yorgun ve mutsuz gördüğü Atatürk’ü zamanına geri gönderir ve atasının ricası üzere zaman makinesini ortadan kaldırır ..
Dalda düşmesi yasaklanan ve laikliğe aykırı kabul edilen üç elma düşmüş..biri yasakçıların başına...biri özgülükçülerin başına ..... Biride sabırla bu yazıyı okuyanların başına
-
İşte Halaa Bazı kesimler Mustafa Kemal Atatürk ü dinsizlikle suçlarlar...
Hele kendileri bir ülke değil bir köy kurtarabilcekler miydi ?. . .