-
Şehri Anlamak
İnsanlar gibi şehirler de ruh taşır.
Nefes alır verir.
Bazen hastalanır bazen sağlıklı olur.
Hayır veya şer kaynağı olur. İyilik veya kötülük merkezi olur.
Sevinir bazen; kaybettiği annesini gören bir çocuk, sevgiliye ulaşan bir aşık, kuru ekmeği yutkunan bir aç, devasına kavuşan bir hasta, ihtiyacını gören bir muhtaç, vatanına dönen bir gurbetçi, öğrencisinin başarısını gören bir öğretmen, hedefine ulaşan her insan gibi…
Ve üzülür şehir…
İhaneti gören bir dost, elenen yarışmacı, zayıf alan öğrenci, kaybeden tüccar, iffetini yitiren günahkar, sevdiğini başkasının kollarında gören sevgili, inancı zayıflayan bir mü'min, harçlığını bulamayan bir genç, geleceğini karartan delikanlı, ne olduğunu, olacağını bilemeyen her şaşkın gibi…
…
Tüm bunların ötesinde şehir medeniyete beşiklik yapmak ister.
İnsanların birbirlerini sevmesini, kavga etmemesini, barış içinde olmalarını ister.
Üzerinde yaşayan insanların aydınlık gelecekler kurmalarını, cehaletten kaçınmalarını ister.
Özgür olmalarını ama bunu başıboşluğa ve hoyratlığa çevirmeden, serseriliğe dönüştürmeden yapmalarını ister.
Canlı bir ticaret hayatı ister.
Ama ticareti; kültürün, sanatın, erdemin, bilginin ve görgünün hizmetkârı olarak görmek, vahşi bir kazanım histerisinden uzak tutulmasını ister.
Gençlerin çalışmasını, iş güç sahibi yetenekli insanlar olmasını ama sömürülmemesini ister.
Patronların üretmesini ama dişliler arasında kimseyi ezmemesini ister.
Misafir etmek ister insanları. Gelip görsünler, düşünsünler, ibret alsınlar diye. Güzel hatıralar bıraksın ve güzel şeyler alsın ister.
…
İstemez şehir, kahrolur şehir, üstünü altına almak ister şehir…
Fuhuşla anılırsa eğer adı.
********lıkla birleşirse ismi.
Zulüm, komplo, ihanet, vurgun, illet, zillet, cehalet, bedeviyet, adaviyet, mahviyet, sathiyyetle sunulursa, çağrılırsa eğer…
Ve her sabah güneşin yükselişiyle bize seslenir şehir:
“Ey sakinlerim, medeni insanlar!
Beni acıtmayın, beni incitmeyin, beni tüketmeyin!
Birinci şehir olayım, bir inci şehir olayım.
Bana yardım edin, beni bozmayın, beni harap etmeyin.
Her bir zerremde iyilik yerleşsin.
Her bir köşemde merhamet yeşersin.
Sığınsın bana ve size tüm mazlumlar.
Kaçsın benden ve sizden tüm zorbalar.
Gül kokuları yayılsın benden sizlere, sizden bana ve tüm şehirlere.
Gül şehri olayım, gül şehirler olsun ve ülke gülistana dönüşsün.”
…
Bu çağrı tüm şehirlilere.
Şehrin sesine kulak verelim…***
Mehmet Nezir GÜL
-
Nezir hocam teşekkürler Nizibimizin eski kültürel degerleri ile çagın sanayileşmesini yakalayıp nice güzel degerler yetişmesini çok arzu ediyoruz amma malesef genç nesilin gerek külürel degerler gerekse sosyal ve içtimai manada geregi gibi sahip çıkanı yok
Nizibin çayı berbat halde sahip çıkan yok
Ticari manada dün aynı tücar ve sanayici bu gün yine aynı isim ve simalar
Kültürel doku ölü bedesten yıkıldı gitti tarihi evler ha keza sahip çıkan yok Toki ev yapsa bunların sahiplerine ev verilse tarihi evler vakıf kurulur vakfa kalır ve korunur
Fırat akıp gidiyor baraj yapılırken Nizibin sulama kanallının proje içinde olması lazım nerede azıcık barak ovası sulanacak ondada gelişi güzel tarım yaılacak Nizip çayını beslemek akıllardan geçmemiş
Eger ben o ilçenin yetkilisi ve ticari yetkilisi olsaydım Valilik Bakanlık nezdinde her türlü girişimde bulunur;
Güzel Nizibin Tarım ,Hayvancılık ve Sanayi haritasını çıkartır 50 yıl sonranın her türlü yatırımını hazırlardım.
amma elimizden gelen bir şey yok
aynı araziyi özel şirkete veriyorsunuz 3 dönüme mükemmel 200 yataklı hastane kuruyor
Aynı işi kamuya yani Devlete veriyorsunuz 100 dönüm arazi istiyor
Örnek verecek olursak Cumhuriyet ilk okulunun yerini özel şahıslara devretsek o arazi üstüne öyle bir İlk ögretim tesisi yapar aklı durur insanın biz ise hapishane gibi İlk ögretim kurmuşuz güzelim arazi üstüne sebep çocuk bahçede oynasın 50 yıl öncenin sosyal kafası
Belediye binası Ha keza o güzelim bina yıkılıp yerine öyle mükemmel bina ile ticaret nerkezi ve otopark yapılırki anlatamam
geçen yıl Nizip çalıştayına bir öneri sunduk 50 yıl sonrası Nizip için büyük proje diye sallayıp attılar
Malesef Romenler gibi günlük yaşayıp günlük politika izlemek bu ülkeyide Şehirleride KATLETTİK
Selamlar