Nizip'teki taziye geleneği
Bilindiği gibi taziye,Vefat eden birinin,ailesine başsağlığı dilemek,onları teselli etmek,acılarını paylaşarak hafifletmeye çalışmak demektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v),vefat eden din kardeşimizin evine gidip tâziyede bulunmamızı tavsiye etmiş,bizzat kendisi de vefat edenlerin evlerine giderek tesellide bulunmuştur.Nitekim İbni mes’ud (r.a)den gelen bir rivayete göre,,efendimiz (s.a.v)bir hadis-i şeriflerin de mealen"Kim (bir belâya) mâruz olana taziyede bulunursa, ona öbürünün sevabının bir misli verilir." Buyurmaktadır.(Tirmizî, Cenâiz 71, 1073).
Bundan dolayıdır ki,islam âdetinde bir Müslüman,diğer bir Müslümanın ölümünden sonra yakınlarının evine gidip onları ziyaret eder,tesellide bulunur.
Nizip ilçemizde de bu gelenek,geçmişten günümüze değin ufak birkaç değişiklik dışında aynen devam etmektedir.İlçemizde merkezi ezan sistemine geçilmeden önceki dönemde,Öncelikle vefat edenin ismi,aynı anda belediye hoparlöründen ve merkez de en az 7 camiden salası verilerek duyurulurdu.Ancak merkezi sisteme geçişten sonra,bu ilan sadece merkez çarşı camiinden yapılarak ölü yakınlarının yükü bir nebzecik de olsun hafiflemiş oldu.Zira merkez camiinden yapılan ilanla Nizip merkez ve köylerin tamamı,hatta Karkamış köylerinin bir bölümü aynı anda vefat edenin kim olduğundan haberdar olmaktadırlar.
Bu duyulma ile beraber eş,dost ve tanıdıklar vefat edenin evine akın ederler.herkes üzerine düşen görevi en ince detayına varıncaya kadar,kusursuz bir şekilde ifa etmeye çalışır.kimi,kefen almaya,kimi rapor için hastaneye,kim defin işlemleri için mezarlık müdürlüğüne doğru yol alır.Ve adeta tabiri caizse,dost böylesi günde belli olur kuralı işler.
Mezarlıktaki gasil hane de veya hastane de yıkanıp kefenlenen Cenaze,genellikle ya öğle,ya da ikindi namazına müteakip cemaatin en çok toplandığı cami olan,merkez çarşı camiinde namazı kılındıktan sonra kaldırılır.Namazı kıldıran imam,merhum ya da merhume adına halktan helallik diler,onlar da hep bir ağızdan “helal ediyoruz,Allah rahmet eylesin” diye ikrar da bulunurlar.
Ardından cenaze arabasına konan cenaze,defin işlemleri için mezarlığa getirilir.mevta daha önceden hazırlanmış olan mezara konurken,imam efendi Yasini şerifi okur cemaat de oturarak onu huşu içinde dinler.mezar tamamıyla kapandıktan sonra telkin verilir.
Telkin ( cemaatin dağılmasından sonra sual meleklerinin gelerek ölüye yöneltecekleri bir dizi sorunun cevaplarını içeren bir hatırlatmadır)
Bu işlemden sonra cenaze sahibi yasını paylaşmaya gelenlere teşekkür eder ve taziye yerinin neresi olduğunu bildirir.Ardından ölünün yakınları mezar başındaki uygun bir yerde ayak üstünde taziyeleri kabul ederler. böylece ilk taziye daha mezardayken yapılmış olur.katılanlar dağılırken,cenaze sahibi bir müddet daha kabrin başında durarak kur’an okur,dua eder.
Ondan sonra taziye ziyaretleri başlar.Cenaze evinde kadınlar oturur. Yakın akrabalardan birinin evinde de erkekler oturur.Ancak Nizip belediyesinin başlatıp yaygınlaştırdığı taziye evleri,bu hususta büyük bir eksikliği gidermiştir.Artık bayanlar cenaze evinde,erkekler de belediyenin faaliyet gösteren taziye evlerinden birinde,bunu ifa etmektedirler.Bu,ölü yakınları için bulunmaz bir imkandır.tam donanımlı mutfağı ve içerisindeki klimasıyla,yaz-kış serin ve sıcak olan taziye evini ücretsiz bir şekilde kiralayan cenaze sahibi,Gelen misafirlere ikram etmek üzere çay,şeker zahter v.b.içecek malzemeleri alır.Duruma göre 3 gün ya da bir hafta süreyle misafirlerini,bu güzel ortamda ağırlar.daha fazlası zaten uygun değildir.
Yemek vaktinde ise,Nizip’in geleneği olarak dost ve akrabalar sırasıyla yemek işlerini üstlenir.yemek işi rasgele getirilmez.ilk günden itibaren taziye sahibinin bilgisi ve koordinesi dahilinde sıraya konulur.Böylelikle israf önlenir.Fazlası da yakın çevreye ve yurtlara dağıtılır.yemek haricinde,çay,şeker,taylı benzeri ikram çeşitleri de taziyeye gelenlerce ikram edilmek üzere getirilebilmektedir.Böylece, cenaze sahipine bu hususta destek olunur.Yani,zaten acı içerinde kıvranan cenaze sahibinin,bir de yemekle meşgul olmaması için azami derece de gayret gösterirler.Bu süre zarfında taziye sahipleri tarafından yemek pişirilmesi uygun karşılanmamaktadır.
Köyler de de aynı durum söz konusu olmakla beraber,burada da,taziyeye gelenler boş gelmezler.Genellikle şeker,çay,pirinç,yağ v.s.yi beraberlerinde getirirler.Hatta bazen misafirler için kesilmek üzere,canlı koyun getirenler de olmaktadır.Burada önemli olan hediyeler değil,geçmişlerimizin ruhlarına fatihalar gönderebilmek ve taziye sahibinin acısına ortak olabilmekteki yarışımızdır.
Taziye evine gelenler,mevtanın ruhuna fatihalar okurlar,hayır dualar ederler,ailesine başsağlığı ve sabır dileğinde bulunurlar.Gelenler genelde beraberlerinde bir hoca efendiyle gelirler.Hoca efendi Mevtanın ruhuna ithaf olunmak üzere ku’an-ı kerimden bölümler okur. Bulunulan ortamın mana ve ehemmiyetini anlatan bir sohbette bulunur.Ardından dualar eder böylece taziye sahıbıne Allahtan sabırlar diler.
Taziye süresince cenaze sahipler,akrabaları ve dostları matem içinde olurlar.Bu süre zarfında televizyon,radyo,teyp gibi müzik aletleri açılmaz ve traş olunmaz.Bu onların taziye sahibİne ve vefat edenin anısına gösterdikleri saygıdan kaynaklanır.
kişinin vefatını takip eden ilk Cuma gecesi,her hangi bir cami de
kelime-i tevhid çekilir.bu da şu şekilde olur:Merhumun günahlarına kefaret olacağı düşüncesiyle nohut taneleri üzerine, 70 bin defa kelime_i tevhid okunur.Toplanan cemaat sayılır.cemaatin sayısına göre tevhidi çeken kişi sesli bir şekilde,cemaat de sessizce içinden “Lailahe illallah”der.Sayı 100 e tamamlanınca “muhammedürresulullah” denir ve tekrar başlanır.Nihayet 70 bin sayısı tamamlanınca yapılacak bir dua ile okunanlar mevtanın ruhuna hediye edilir.getirilmiş olan nohutlar,o gece su da bekletildikten sonra sabah vakti mevtanın mezarına ekilir.yeşillenip rüzgarda savrulan bu nohutlar la da azabın hafifleneceği umulur.
Vefat edenin 7.gününde de ölünün hayrına helva yapılıp dağıtılır.mevtanın 40.gününde ve her yıl vefat yıldönümünde mevlit okunur.Ramazan da ruhuna ithaf olunmak üzere hatim okutulur.Ayrıca Perşembe ve Cuma günleri mezarlıklar ziyaret edilip kur’an-ı kerim okunur.
Yine güzel bir gelenek,mezarlık müdürlüğü,mezarlığı kapsayan alana yerleştirdikleri hoparlörlerden kaset aracılığıyla kur’an-ı kerim dinletmektedirler.
Netice itibariyle şunu diyebiliriz;Bir çok yörede unutulan,basite indirgenen,bir telefonla ya da bir çelenkle geçiştirilmeye çalışılan taziye geleneği,Nizip ilçesinde bütün bunların aksine o eski saf ve tazeliğini korumakta paylaşmanın,katlanmanın ve birlik olmanın canlı örneklerini hala sergilemektedir.unutulmamalıdır ki,Acılar paylaşıldıkça hafifler...
Hasan YAZAR/Nizip Merkez Camii İmamhatibi