bir bu kalmışdı elimizde.....

Bir bu kalmışdı elimizde...siirt,iran,amerika derken şimdi de tire çıktı yöresel tarım ürünlerimize sahip çıkmaya kalkan,tarih boyunca yetiştirip dünyaya sunduğumuz zeytin,fıstık ve sabunun bizim yöremizin ürünleri olduğunu ya biz anlatamadık dünyaya ,ya da dünya anlamadı bizi,belki de bizim eksiğimiz bu markalaşamamak.....

2009 İzmir'in Tire İlçesi Belediyesi, ilçeden Türkiye'nin dört bir yanına giden zeytinyağı, sabun, incir, antep fıstığı, kestane, ceviz gibi ürünleri, belediyenin kuracağı veya ortak olacağı bir şirket aracılığıyla markalaştırarak pazarlayacak.

Tire'nin yeni seçilen Belediye Başkanı Tayfur Çiçek , belediyenin projelerine ilişkin yaptığı açıklamada, bölgede organik tarımın önemli bir yeri bulunduğunu kaydetti. Bölge çiftçisinin ürettiği ürünleri, ilçedeki ambalaj sanayinin de desteğiyle ihracat a hazır hale getirmek istediklerini belirten Çiçek, şu görüşleri aktardı: ''Ege bölgesinin en meşhur inciri için İzmir-Aydın kavga ediyor. Ama coğrafi işareti aldıkları birinci sınıf incir Tire Akyurt Başköy inciridir. Aflatoksin oranı en düşük, en ince kabuklu, en kaliteli inciri Tire'nin köyleri yetiştiriyor. Ama Aydınlı, İzmirli tüccar bunu alarak kendi markalarıyla ihraç ediyor.''
Karadutun Türkiye'de sadece Tire'de ve Kastamonu'da yetiştiğini ifade eden Çiçek, şunları söyledi: ''Dağlarımızda yetişen karadut İstanbul'a, Bursa'ya gidiyor. Bu konuda Valiliğin yardımıyla orada bir soğuk hava tesisi kuruldu ama köylülerimiz daha ileriye dönük destek istiyor. Tire'de Türkiye'de sadece ilçemizde ve Kastamonu'da yetişen karadutu işleyecek bir fabrika yapımı gecikti. Bir karadut lokumu, konsantresi veya meyve suyu üretecek tesisimiz olmalı. Şeftalide Bursa'yı geçtik. Balıkesir ile yarışıyoruz. Neden bir fabrikamız olmasın?''

BİR TEK HELVA YAPMAK KALDI
Çiftçinin bu tür tesisler kuracak gücü bulunmadığına değinen Çiçek, 5393 sayılı kanunun belediyelere geniş yetkiler verdiğini söyledi. Çiçek, şöyle devam etti: ''Belediye bu kanun kapsamında, şirket kurabiliyor, açılmış şirketlere ortak olabiliyor. Biz, artık ihracatın, köylünün asli görevi olduğuna inanmıyoruz. Köylü, modern tarım makineleriyle en iyisini üretecek ve istediği fiyattan fabrikaya teslim edecek. Ondan sonrası başkalarının işi olacak. Bu konuda belediye olarak bir misyon üstlenmek istiyoruz. Bu, belediyenin büyük hissedarı olduğu bir şirket olabilir, bir kooperatif olabilir.''
Üretilen ürünlerin ambalajlanıp, paketlenerek Avrupa ve dünya pazarlarına gönderilmesi konusunda belediyelere büyük iş düştüğü kanaatinde olduğunu dile getiren Çiçek, ''Ürünümüz var, toprak, güneş, su var. Geriye helvayı yapacak kişi kalıyor. Biz o helvayı yapmaya talibiz. Bu konuda komisyonlar oluşturduk, çalışmalar için düğmeye bastık.'' diye konuştu. Dünyada bir numaralı Antep fıstığının Kaliforniya'da yetiştirildiğini aktaran Çiçek, şunları kaydetti: ''Tire de enteresandır Kaliforniya ile aynı enlemde. Tire'de idealist bir teknisyen dağlardaki menengiç ağaçlarını aşılamış. Bugün Küçükburun köyünün tek geçim kaynağı Antep fıstığı. Tire'de yetişen fıstık Tire pazarına gelmiyor. Antepliler burayı keşfetmiş, yaş toplanan fıstığı peşin fiyatına satın alıp, Antep'te fırınlayarak piyasaya sürüyorlar. Fırınlamayı biz de yapabiliriz. Bu üründen para kazanılacaksa bizim üreticimiz kazansın

Yan gel osman 1 dönüm bostan.. yatın bakimm daha nereye kadar..

Abiler benim doğuda bir kentte gördüğüm bir ilan içimi acıttı,keza bu doğu olmasaydı belki o kadar sorun olmazdı ama dediğim gibi doğu olunca işin rengi değişti.Bir işletmenin camında aynen şöyle yazıyordu: "Ünlü Ayvalık zeytinyağlı sabunu bulunur." Nizip'i gözümün önüne getirdim ki bir zamanlar bu konuda dev şirketlerle kalite olarak yarışan Nizip sabununun esamesi bile kalmamış...Menes kardeşimiz çok güzel söylemiş yan gel osman... diye :)

Batı da kooparatifçilik çok gelişmiş hemen bütün köylerin kalkınma koparatifi var... sulama birlikleri var. vs.vs. bizim adamlarımız bir araya gelemez ne kendi yer nede başkasına yedirir...

Bunun kooperatifçilikle de alakası yok abi kişisel işletmeler olan bu değindiğim sektördekileri Nizip'te sorun bakalım.1-2 tanesinden başka size kalite olarak referans verbilecekleri isim var mı? Nizipte bile bu sabunlar kullanılmıyor.Ki kaldı ki ne ticaret odası,ne başka yetkili kurumlar bu konuyla meşgul olmak bile istemiyor.Aslında iş taa en baştan başlıyor,ABD bile bizden zeytin alıyor ama zeytinyağı almıyor sağlıklı değil diyor ama ne hikmetse biz bunu üstümüze bile alınmıyoruz,sorun etmiyoruz...Velhasıl Menes abi "yan gel Osman,1 dönüm bostan "tam yerine cuk uturdu... :)

Arkadaşlar,
Adı üstünde ANTEP FISTIĞI bu fıstığın yetiştirme ve yetiştirilme LİSANSI Gazianpep' e ait bence izin verilmemeli başka yerlerde yetiştirilmesine. Bizim topraklarımızda yeterince fıstık üretiliyor zaten gerek yok daha fazla ANTEP FISTIĞI' nın adını öldürmeye... Kaliforniya'da yetişiyorsa adı Kaliforniya fıstığı olsun...

önemli olan bir başka yerde yetişmesi değil servet,önemli olan başlı başına yöremize ait ürünlerin patentinin alınması nerede yetişirse yetişsin ama adı antep fıstığı olarak tescil ettirilmeli bence eksiğimiz bu yetiştirdiğimiz ürünlere sahip çıkamıyoruz aslında üreticiliğin hakkını da veremiyoruz,işçilik desen yok reklam desen yok ne var pekala bir kuruş masraf etmeden kökü kazanç olsun mantığı var yaa işte asıl mesele burada...

antep fıstığı türkiyenin değişik yörelerinde yetişir antebin uyanık tüccarları bunları boz iken alır antep fıstığı diye pazarlıyor sonra antep fıstığının adını karalıyorlar örnek şuan mersin mut ilçesinin dağ köylerinde geçim kaynağı antep fıstığı ve zeytindir en büyük alıcısı ise antepli tüccarlardır