Orhan abi dememdeki gaye senin sözün vardı bizi nizip.com olarak urfaya menzile götürecektin baktım senden ses seda çıkmıyor bi çıtlatayım bakalım ne diyeceksin vede arkadaşlar ne diyecek nasıl olur gidelim mi???
konu ile ilgili bir yazı buldum sizinle paylaşmak istedim
saygılarımla...
Gavs'ın Misafiridir Her Giden ki Mahrum Olmaz...!
MAHRUMMİYYET YOKTUR GİDEN İÇİN
Dostlar diyorlarki her giden için hangi niyet ile gitmiş ise karşılığını
görmek ya da almak vardır bu kapıda. Kimisi görmek için gider. ki-
mi Allahh için bir ziyaret yapar. Kimi tevbe-i nasuh niyeti ile gider ki
Allahh dostunun elinden makbul bir tevbesi olsun...Kimisi ise mürid
olmak için gider.
Herkes niyetinin karşılığını alır gelir ve de ona göre muamele görür.
Orada hiç kimsenin niyyeti zayi edilmez.
Namaz vakti oldumu her yer kapanır namaza koşulur...Hatme vakti
herkes hatmeye çağrılır...(Babam diyor ki bir defasında hatme anında
dediler ki "acemiler çıksın" ben çıkmak istemedim ve kendi kendime
dedim ki "Benim acemi olduğumu nerden bilecekler şunca kalabalıkta"
çıkmadım ve kaldım. Biraz sonra baktım ki sakallı heybetli bir yiğit bana
doğru geliyor. Dedi ki "Sofi sen acemisin şartları yapınca girersin" ba-
bam der ki "şok oldum nasıl bildi" ben de gülmüştüm.) Hatme sonrası
herkes çorbaya denir. Herkesin çorba içmesi için özel ihtimam gösterilir.
O çorba kuyruğunda sıranı beklemek ayrı bir himmet ve feyz kaynağıdır.
Akşam oldumu adabını yapmak için herkes banyolar akın eder. Sonra
Battaniye ve yastık alınır. Görevliler özellikle araştırı kimse açıkta kal-
masın diye.
Dostlardan biri diyor ki; Özellikle geç saatlere kadar beklerdim. Herkes
yattıktan sonra gider bakardım. Şayet battaniye varsa alırdım kalmamış-
sa uygun bir yere kıvrılır yatardım. Yine böyle bir zamanda geç saatlere
kadar kalmıştım mevsim de kış idi. Baktım battaniye kalmamış uygun bir
yer aramay başladım ki yatayım. Gördüm görevlilerden biri o saatte ge-
ziyor ve üstü açılanları battaniyesiz olanları kontrol ediyor. Üstü açılanı
örtüyor, battaniyesiz kalana battaniye ayarlıyor.
Özellikler seyre daldım. Çünkü onun her halinden muhabbet akıyordu.
Öylesine bir şefkat ve merhamet ile Gavsın sofilerine ihtimam gösteriyor-
du. Birinin yanına geldi ve baktı ki iki battaniye altına, iki battaniye de
üstüne almış beyim fokur fokur uyuyor. Hemen kaldırıverdi ve hiddetle
"Gurban Allahh razı olsun sofiler battaniyesiz yastıksız kalmış sen ikişer
ikişer ooohhh ne keyif, ver bakalım şunları" dedi. Sofi mahçup olmuştu.
Helallık diledi görevli de durumu izah edip battaniyeleri aldı. Sonra beni
farketti ve bana dönerek "Allahh bilir dedi senin battaniyen yoktur" ben
bonumu büktüm bir şey demedim battaniye ve yastığı bana verdi başka
yer olmadığı için ayakkabılığa yatıverdim.
Dostlar derler ki bu sadace zahiren gördüklerimiz ya manen neler neler
oluyor Allahu Alem (c.c.). Ey garib korkma ki seni senden iyi bilen dost-
lar arasındasın. Yaranı saracak, ihtiyaçlarını görecek yiğitlerle berabersin.
Ne mutlu ve ne de kutlu mübarek olsun.
kaynak:http://www.cafeonbes.com/modules.php...&p=39528#39528