Her iki kardeşimide kutlar,Başarılarının artarak devamını dilerim.
Her iki kardeşimide kutlar,Başarılarının artarak devamını dilerim.
kazanan arkadaslari basarilarindan dolayi tebrik ederim....
benim teklifim: kim hangi okulu kazandiysa burda yazip halen o okulda olan ogrencilerle irtibat saglamalarina yardimci olalim...
bir tablo seklinde kimin nerde okudugunu baslik altinda yayimlayalim, her turlu yardim bilgilerini o tabloda gosterelim, gerekli irtibat telefon ve adresleri vs vs....
ben kendi adima sunu soyleyebilirim, herkim ne gerekceyle Amerikaya gelecekse ya da gelmek isterse bile cekinmesine gerek yok, buyursun....
BELKİ DE BU, GENÇLİĞİN
SİZE SON MESAJIDIR!
Geçen seneydi, bu sıralar...Okul yeni başlamıştı, ilk haftalardı. Bir arkadaşımla görüştük.
- Nasılsın M..?
- İyiyim, sen?
- H.. ne yaptı bu sene?
- Öldü, duymadın mı?
- Ne! Demek öldü ha!...
- Dün defnettik, sizin oradaki mezarlığa.
(Bir miktar sessizlik...)
- Valla hiç duymadım, duysam gelirdim cenaze namazına.
- Ya!..Ne olmuş H..ye?
- Kendini vurdu, tüfekle.
- Ama, niçin?
- İkinci kez sınıfta kalınca bunalıma girmiş. Müdüre gitmişler, müdür "sınıfı geçmen kesinlikle mümkün değil" deyince,
"anne babamın bana verdiği emekler boşa gitti" demiş ve vurmuş kendini...
Evet yukarıdaki konuşma tam bir sene önce benimle bir arkadaşım arasında geçti. Tatile gitmeden önce görüştüğümüz gencecik fidan şimdi yoktu. Akrabasının dediğine göre son anda pişman olmuş ancak kan kaybına daha fazla dayanamamış ve hastaneye yetişemeden can vermiş. Koskoca bir hayat, 17 yaşında dalyan gibi bir delikanlı artık yoktu. Söylenecek fazla şey yoktu. Sonuçta olay salt bir ölüm değildi ki teselli verebilesin. Mecburen sustum.
Yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Kolay değil, kaza olsa ne biliyim kanserden filan ölse bu kadar dokunmaz sanırım yakınlarına. Ama maalesef hadise çok acı verici.Sadece bu kadar mı? Ne gezer, ölmekten daha kötü hallere düşen körpeler; fuhuşhane bataklıklarına itilen, ********** bağımlısı yapılan daha sayısı meçhul bir yığın genç insan... Onu da geçin bugün satanizm, ateizm ve benzeri birçok zararlı akımın etkisi altına girerek heba olan koca bir genç insan topluluğu.
Peki nasıl oluyor da bir genç hayata en sıkı sarılacağı bir zamanda acımadan canına kıyabiliyor? Bunda toplumun, devletin, yetişkinlerin hiç mi etkisi yok? Nasıl oluyor da bir genç kız farkında olmadan kendisini fuhuş ve ********** bataklığa itmelerine mani olamıyor? Veya nasıl oluyor da bir genç insan zararlı akımları yararlıymış gibi kendisine rehber edinebiliyor? Bunu yapmasında sadece o genç mi etkili oluyor. Annelerin-babaların, toplumun, devletin hiç mi etkisi yok?
Anne-babalar bu insanlar sizin yavrularınızdı, onlar aciz bir varlıkken onları siz beslediniz. Ağzına lokmayı bile siz götürdünüz. Siz elinden tutup okuluna götürdünüz. Beslenme çantasını siz hazırladınız. Üşümesin diye kış geldiğinde onlara kalın gocukları siz giydirdiniz. Siz yazdırdınız LGS-ÖSS Hazırlık Dershanelerine bir yığın para verip... Siz verdiniz harçlığını, siz gönderdiniz üniversiteye... Hepsini siz yaptınız anne-babalar. Peki bu kadar emek, uğraş, yorgunluk niye? "Evladım, yavrum, canımın parçası eziyet çekmesin diye. Mutlu olsun, bizim gibi zor kazanmasın parayı.Biz yokluk gördük, biz sıkıntı çektik ama onlar çekmesin" diye.Hep bunlar için diye değil mi?
Ama yanıldık sayın anne-babalar, maalesef yanıldık! Keşke çocuğumuzun rahat yaşaması için harcadığımız emeğin onda birini de onun iç dünyası için harcayabilseydik? Keşke onu ÖSS'ye hazırladığımız kadar Ölümden Sonraki Sınava da iyi hazırlayabilseydik. Böylece yavrumuz bu dünyada da çok mutlu ve huzurlu olurdu. Keşke yavrumuzun tenine bir dikenin batmasından rahatsız olduğumuz kadar onu etkileyen yanlış akımlardan, yanlış arkadaşlardan, yanlış düşüncelerden ne bileyim yanlış ve zararlı olan diğer tüm manevi etkilerden de rahatsız olabilseydik. Keşke çocuğumuz için çocuk kaçıran fidyecilerden endişelendiğimiz kadar; televizyonda izlediği kötü programlardan, arkadaş olduğu kötü insanlardan, aldığı kötü mecmualardan da birazcık olsun endişelenebilseydik. En azından "gençlikte olur böyle şeyler" diye geçiştirmeyi bırakıp veya "karnını doyurdum ya daha ne bana, kendi hayatı" demeyip biraz olsun onları gaileye alabilseydik.
Siz anne baba olarak onların bir sıkıntılarında en önce çekinmeden başvuracakları bir ebeveyn olsaydınız... Siz onları adam yerine koyup tatlı tatlı onlarla konuşsaydınız..Siz işinizden biraz da onlara vakit ayırıp onların sıkıntılarına bir arkadaş gibi ortak olabilseydiniz...Siz "bu gençler para yemekten başka hiçbir işe yaramaz" gözüyle bakmasaydınız onlara...Siz onlara en sıkıntılı zamanlarında da olsa onların her halinden haberdar olan Biri'nin olduğunu anlatabilseydiniz... Siz yaşama amacımızın sadece yeyip içip eğlenmekten ibaret olmadığını, asıl amacımızın ne(!) olduğunu sinelerine yerleştirebilseydiniz onların... Hayır, hayır o zaman böyle arkasından gözyaşı döktüğümüz veya bize gözyaşı döktürten milyonlarca genç insan olmayacaktı. Ama onları körpecikken elimizden kaçıran yine biziz. Evet hem aileler, hem de tüm toplumun bu gidişatta hissesi var. (Her aile böyledir diye değil, yanlış anlaşılmasın.)
Vakit geç değil, ama geçebilir. Daha solmamış nice filiz var. Onları bari kurtaralım bu zararlı haşerelerden. Devlet yeni politikalar üretsin gençlik için, toplumun bakış açısı değişsin gençlere, aileler bilinçlensin. O zaman gençlerimizin içindeki o potansiyel nükleer enerjinin nasıl sağlam temeller üzerine kanalize edildiğini, nasıl mutlu yarınlara gidildiğini hepimiz görürüz. Hepsi bizim elimizde yeter ki gençlerimize sahip çıkalım.
Genç insanın neler yapabileceğini merak ettiniz değil mi? Onu da gelecek yazımızda (Perşembe günü) okuyacaksınız İnşallah.
Ne olur gençliğe biraz daha önem verin. Siz büyüklerimizden istediğimiz sadece bu... Size belki de ilettiğimiz son mesaj bu. Gelecek yazımızda buluşmak dileğiyle, herkese kucak dolusu sevgiler...
"Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunları Allah rahmetiyle yargılayacaktır. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir" (Tevbe 71)
"Biz insana ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik. Anası onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun ana karnında taşınması ile sütten kesilme süresi otuz aydır. Nihayet insan olgunluk çağına ulaşıp, kırk yaşına geldiğinde der ki: "Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi ve senin hoşnut olacağın salih amel işlememi ilham et. Benim neslimden gelenleri de salih kimseler kıl. Doğrusu ben tevbe edip sana yöneldim. Ve ben gerçekten müslümanlardanım."(Ahkaf 15)
Konu nizip.com tarafından (26.07.08 Saat 11:32 ) değiştirilmiştir.
281 EA la buraya geldim.çok komik yaaa
Kazananlara hayırlı ugurlu olsun
İnsanlar İçin En Güzel Hediye Hiç Masrafı Olmayan
Ama Degeri Çok Olan Ufacık Bir Gülümsemedir...
okullarda sağlam eğitim olmazsa dershaneye gidemezse ve kazanamazsa yaşıda 20 yi aşmışsa bunalıma girer tabi bende girdim zamanında kaç defa intaharı düşündüm ama çare değil. fakat yaş geçiyo elden bişeyde gelmeyince saolsun nizp zihniyetide durumu anlamaz azıcık kazanamadın mı yok olmadı allah seni netsin niye len der. ne bilecek kazanmanın ne kadar zor kolay olduğunu durumu varda kazanamadımı. sanki o sorsun diye kazanmadı. bir de kazanamadığını duyunca ağzını iki metre açar güler . teselli vereceğine.Saygılarımla..