Osmandan tık yok yorum,küstürdünüz mahsimi.))
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümanım diyene.
Bencede ammi Felsebe kardeşimizi bir arayıp orğanizasyonu ona göre ayarlasanız daha iyi olur
Nede olsa Koca baragın İstanbul Sefiri
selamlar
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
bir hafta sonra olsaydı istanbul yolumun üzerinde...Bulgaristana gitmeden bi görüşürdük
Ramazan TARHAN/Astronom/HARİTA MÜHENDİSİHayatı Kolaylaştırır
www.tarhanharita.net
Ne oldu len,işlerin altından kalkamadın yurt dışına mı kaçıyorsun bakim.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümanım diyene.
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
"Kuzu kesecem" der..
Sonra kuzu için topladığı millete; 3,5 liraya satılan sucuklardan yedirir.
Üste cemaat donar.
Yollarda telef olurlar..
1.Ramazan Tarhan gazisi olarak, torunların anlatılacak bir olay yaşarlar.
Gelsin babalar gibi kuzuyu kessin Ramazan kardeşim.
Bak Oktay kardeşime..:"Kesiyorum uleeen!!.." dedi.
Dürümü ısmarlıyor.
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
Hepinize iyi bayramlar.
Epeydir girmiyordum siteye,bir koku aldım...doğru koku almışım demek ki.
Birden dürüm konusu ile karşılaştım.
Çok da özlemişim,geleyim bari.
Müslüm beni de alırsın metro dan.
Selamlar.
agam şidi size ne yapmak lazım biliymisiniz hani fransada bir adres sormuştum ya hani bana nasıl tarif etmiştiya işte ondan tutugva
AVRUPANIN TÜM SINIRLARINA AYAKBSAN EMEKLİ TIR ŞOFÖRÜ MUŞLU HACI
Cümleten I love you.. Pazar günü şenlik ateşini yakacağız desenize..
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..