Sen dalganı geç, bir şiir yazalım dedik..........![]()
Sen dalganı geç, bir şiir yazalım dedik..........![]()
İnsanlar İçin En Güzel Hediye Hiç Masrafı Olmayan
Ama Degeri Çok Olan Ufacık Bir Gülümsemedir...
ESTAFİRULLAH KONT VALLA ÖYLE İŞTE KAR DEYİNCE AKLIMA ERZURUM GELİYO.....
Aslında söylediklerimden çok sakladıklarımda gizliyim ben bu yüzden anlamak için konuştuklarımdan çok sustuklarıma kulak ver!!!
.
Bir zamanlar altı güzel kızı olan bir kral varmış. Ama bu kral insanların kralıdeğilmiş. Ülkesi dalgaların altında balıkların değerli taşlar gibi parıldadığı bir ülkeymiş. Genç prenseslerin anneleri çoktan ölmüş ve onları büyükanneleri büyütmüş. İçlerinde en güzelleri, en küçük olanıymış. Saçları altın bukleler halinde omuzlarına dökülüyormuş. Kızlar büyükannelerinin anlattığı yeryüzüyle ilgili masalları çok seviyorlarmış. Bu masallarda "bacak" adlı iki şeyin üzerinde yürüyen garip insanlar varmış. Küçük denizkızı da bu anlatılanları görmek istiyormuş. "On beş yaşını beklemen gerekir" demiş büyükanneleri. "O zaman gidip görebilirsin..."
En büyük denizkızı yaşı geldiğinde yüzeye çıkmış ve gördüğü ilginç şeyleri kardeşlerine anlatmış. Yıllar geçmiş ve sonunda küçük denizkızının da yüzeye, insanların dünyasına çıkabileceği gün gelmiş. Şimdiye kadar hep merak ettiği dünyayı artık kendi gözleriyle görebilecekmiş. Yüzeye doğru yüzerken güneş batıyormuş. Yakınlarda bir gemi demir atmış. Küçük denizkızı yüzeye çıktığında güvertedeki yakışıklı prensi görmüş. Prens kendisini birisinin gözlediğini de, prensesin ondan gözlerini ayıramadığını da bilmiyormuş tabii. Birden hava kararmış, gemi çıkan fırtınayla sallanmaya başlamış. Çok geçmeden yelkenleri parçalanmış, direği kırılmış ve gemi sulara gömülmüş. Küçük denizkızı sularda çırpınan prensi son anda görüp kurtarmış. Onu kucaklayıp kıyıya götürmüş ve sahile bırakmış. Sabah olduğunda prens hala yattığı yerde uyuyor, denizkızı da başucunda onu bekliyormuş. Az sonra birkaç kız koşarak gelmiş. Prens gözlerini açmış ve kalkıp yürümüş. Küçük denizkızı oracıkta üzüntüsüyle baş başa kalmış.
O günden sonra küçük denizkızı prensi görebilmek umuduyla birçok kez yüzeye çıkmış. Artık dayanamıyormuş. Su cadısına gidip akıl almaya karar vermiş. Cadı onu görünce bir kahkaha atmış: "Niçin geldiğini biliyorum deniz kızı" demiş. "İnsana dönüşüp karaya çıkmak istiyorsun. Böylece prensle daha yakın olacağını düşünüyorsun. Ama bunun bir bedeli var, biliyor musun?" "Bilmiyordum" demiş küçük denizkızı, "ama insan olabilmek için neyse öderim." "Sesini istiyorum" demiş cadı, "şu şarkılar söyleyen güzel sesini. Bana sesini verirsen ben de seni iki ayaklı güzel bir genç kıza çeviririm. Ama unutma, prens seni bütün kalbiyle sevmeli ve evlenmeli. Yoksa bir deniz köpüğüne dönüşüp sonsuza dek yok olursun." "Çabuk" demiş küçük denizkızı. "Ben kararımı çoktan verdim zaten." Bunun üzerine su cadısı küçük denizkızına içmesi için büyülü bir ilaç vermiş.
Küçük denizkızı prensin karşısına dikildiği an prens bu hiç konuşmayan kızdan çok hoşlanmış ve onsuz yapamayacağına karar vermiş. Küçük denizkızı da prensi her geçen gün daha çok sevmiş, ama prens ona bir türlü evlenme teklif etmiyormuş. Prensin annesi ve babası, kendine eş bulması için baskı yapıyorlarmış. Prens sonunda yakındaki bir ülkenin prensesiyle tanışmaya karar vermiş. Yanında küçük deniz kızını da götürmüş. Zavallı kız çok acı çekiyormuş. Prens komşu ülkeye gidip prensesle karşılaşınca aklı başından gitmiş ve hemen evlenmek istemiş. Düğünleri muhteşem olmuş. Her yer çiçek, ipek ve mücevherle kaplıymış. Mutlu çifti görmeye gelen herkes coşku içindeymiş. Yalnızca küçük deniz kızı sessizmiş. Gözyaşları sessizce süzülüyormuş yanaklarından.
O gece küçük denizkızı güvertede dikilmiş karanlık sulara bakıyormuş. Gün doğarken bir deniz köpüğü olup o sulara karışacakmış. Birden suların dibinden deniz kızının kardeşleri çıkmışlar. Saçları kısa kısa kesilmiş. "Saçlarımızı su cadısına verdik, karşılığında da bu bıçağı aldık. Eğer bu gece bu bıçağı prensin kalbine saplarsan büyü bozulacak." Küçük denizkızı bıçağı almış ama prense asla zarar veremeyeceğini biliyormuş. Güneş doğduğunda kendini ağlayarak denize atmış. Ama denize düşmemiş. Kendini havada uçarken bulmuş. Çevresinde altın renkli ışıklar dans ediyormuş. "Biz havanın kızlarıyız" demişler. "Artık bizimle mutlu olursun." Küçük denizkızı gökyüzüne doğru yükselirken aşağıya, prensin gemisine bakmış ve gülümsemiş. .
Anneler genelde böyle masallar anlatmayı çok sever ve hep sonları böyle biter....
Sizinde masallarınız varmıydı böyle?.
paylaşırsanız sevinirim....
"postbody"![]()
"FONT-WEIGHT: bold" Hüzün yıldızları parlıyor yine gecemde, ne tarafa çevirsem başımı,
bir "COLOR: blue" SEN bakıyor bana…
Ne zaman kahretse yüreğim, ağlamaya susasa ve ne zaman iki damla belirse göz bebeklerimde, bir "COLOR: blue" SEN akıyorsun, sessiz çığlıklarıyla şehri uyandıran kaldırımlara…
"COLOR: red" ‘ Ne zaman seni düşünsem’ desem yalan olur… Hep aklımdasın ya! Her saniye bir "COLOR: blue" SEN "COLOR: red" daha çakılıyor aklıma…
Ellerimi her uzatışımda "COLOR: blue" Mavi ye umut dilenmek için, "COLOR: blue" SEN batıyorsun avuçlarıma "COLOR: blue" SEN bakıyorsun bir çocuğun gözlerinde, bir bebeğin kokusunda "COLOR: blue" SEN kokuyorsun, bir "COLOR: blue" SEN seviliyorsun onca yüreğin arasından…
Her şey "COLOR: blue" SEN oluyorsun da, o kadar "COLOR: blue" SEN , bir "COLOR: blue" BEN olamıyorsun sevdiğim.. Bir benim gibi sevmeyi beceremiyorsun…
Her tohum ekişimde toprağa, birkaç gün sonra "COLOR: blue" SEN filiz veriyorsun. Gittiğinde bir asma ekmiştim evimin önüne, gün geçtikçe büyüdü, çardak yaptım kendi kendime.. Şimdi kapımın tam önüne düşen bir dalı var, sanırım onu kesmeliyim. Çünkü kapımdan dışarı her adım attığımda bir "COLOR: blue" SEN çarpıyor yüzüme…
Neden yağmurlara benzettim ki seni? Şimdi her yağmurda, "COLOR: blue" SEN yağıyorsun bu koca kente…
Sana güneşim demeseydim keşke… Her sabah yatağıma "COLOR: blue" SEN vuruyorsun penceremden…
Lanet olsun! Keşke Kalbim demeseydim sana… Şimdi her an "COLOR: blue" SEN atıyorsun içimde…
"COLOR: blue" SEN den kurtulmanın bir yolu yok mu yar? "COLOR: blue" SEN imkansızsın… "COLOR: blue" BEN imkansızlıklar denizinde cılız kulaçlar atıyorum hayata dair, boğuluyorum arada bir… Yine de kıyamıyorum sana…
Keşke, ‘Bu can seninle yaşıyor’ demeseydim sana. Şimdi her boğuluşumda "COLOR: blue" SEN dirhem dirhem ölüyorsun, öldürüyorsun !
"COLOR: red" Yani her şey "COLOR: blue" SEN "COLOR: red" oluyorsun da, o kadar "COLOR: blue" SEN , bir "COLOR: blue" BEN "COLOR: red" olamıyorsun sevgili… olamıyorsun!
Yaşayabilmen için benden gitmen lazım…
Yaşayabilmem için benle olman lazım…
"COLOR: darkblue" imkan’SızıM’
Cok güzel bir yazi
<font size=\"3\" color=\"#8b0000\"><br> <div align=\"center\"><font face=\"Courier New\"><font color=\"#8b0000\"><img src=\"https://img489.imageshack.us/img489/527/yagmur4embr1.gif\" border=\"0\" width=\"546\" height=\"208\" id=\"ncode_imageresizer_container_10\" /></font></font></div></font>
<table width="780" align="center" border="0" <tbody <tr <td align="center" ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU</td </tr <tr <td Anne Ördek sabırla yumurtalarının kırılmasını bekliyordu. Vakit tamamlanınca ördek yavruları yumurtalarından çıkmaya başladılar. Fakat en son ve en büyük yumurta bir türlü kırılmıyordu. Sonunda yumurtanın beyaz kabuğu çatladı. Diğerlerinden daha gri ve farklı olan ördek yavrusunun küçük kafası göründü. Anne ördek yeni doğan yavruya bakarak ; "Umarım değişir.." dedi şefkatle. Zaman ilerliyordu ama ördek yavrusunun rengi hala griydi. Kümesin bütün hayvanları onunla alay ediyorlar, ona "çirkin ördek yavrusu" diye sesleniyorlardı.
.<p style="TEXT-INDENT: 50px; LINE-HEIGHT: 150%" http://www.dersimiz.com/masal/cirkinordek/ordek1.jpg[/IMG] .<p style="TEXT-INDENT: 50px; LINE-HEIGHT: 150%" align="justify" Zavallı yavru o kadar mutsuzdu ki sonunda uzaklara gitmeye karar verdi. Gün boyunca yürüdü gece olunca ise çok yorulmuştu. Mola verdi. Bir yanda açlık, bir yanda korku...Ama yapabileceği hiç bir şey olmadığından derin bir uykuya dalmakta gecikmedi..<p style="TEXT-INDENT: 50px; LINE-HEIGHT: 150%" align="justify" Ertesi sabah su sesleriyle gözlerini açtı. Geceyi yaban ördeklerinin çılgınca eğlendiği küçük bir göl kıyısında geçirdiğini anladı. Bu gürültücü arkadaşlarına kendini tanıtmaya hazırlanıyordu. Birden bir tüfek sesi ile irkildi. hiç zaman kaybetmeden oradan uzaklaştı. Çok geçmemişti ki küçük ördek kendini bir çiftlikte buldu. Çiftliğin sahibi yaşlı kadın onu doyurdu. Ateşin yanında uyumasına izin verdi. Fakat yavru ördek bir göl bulabilme umuduyla oradan da uzaklaştı. http://www.dersimiz.com/masal/cirkinordek/ordek2.jpg[/IMG] .<p style="TEXT-INDENT: 50px; LINE-HEIGHT: 150%" align="justify" Günlerce bir göl bulabilmek için rasgele yoluna devam etti. Sonunda bir göl kıyısına ulaştı. Bu arada yalnız başına yaşamayı öğreniyordu. Bu göl kıyısında yavru ördek gün geçtikçe büyüyordu. Kendisi farkında olmadan görüntüsü değişiyordu. Geçen kuğuları gördükçe onların asil duruşları ve güzel görünüşlerinden dolayı iç çekiyordu..<p style="TEXT-INDENT: 50px; LINE-HEIGHT: 150%" align="justify" İlkbaharda bir kuğu sürüsü gölün kıyısına yuva yapmaya geldi. Çirkin ördek yavrusuyla tanışmak için yaklaştılar. Fakat kendisini bu zarif kuşlarla arkadaşlık etmek için çok çirkin ve kaba buluyordu.Birden bire suda aksini gördü. O da ne!....<p style="TEXT-INDENT: 50px; LINE-HEIGHT: 150%" align="justify" Kendisini güzel bir kuğuya dönüşmüş olduğunu fark etti. Kuğu sürüsüne katıldı ve ömür boyu mutlu oldu..</td </tr <tr <td align="right" height="24" <div align="center" </div </td </tr </tbody </table
<font size=\"3\" color=\"#8b0000\"><br> <div align=\"center\"><font face=\"Courier New\"><font color=\"#8b0000\"><img src=\"https://img489.imageshack.us/img489/527/yagmur4embr1.gif\" border=\"0\" width=\"546\" height=\"208\" id=\"ncode_imageresizer_container_10\" /></font></font></div></font>
bi daha gönül bahçesine girmeyeceğimmmbu ne ya herkeste bi hüzünnnn
masal güzeldi. teşekkürler.
Sizde kullanıcı adınızla ilgili bir hikaye atarsanız seviniriz..
ilgilin için sağolun....
gözümden dem be dem bağrım ezip yaşım gibi gitme!.
seni terketsem dahi beni sen terketme....
GÖZÜM CANIM SULTANIM.
biri görürse şeytana söylesin..!! TÜYÜ BENDE KALMIŞ :))
"FONT-WEIGHT: normal; FONT-SIZE: 10pt; COLOR: #9933cc; FONT-STYLE: normal; FONT-FAMILY: Tahoma; BACKGROUND-COLOR: #ffffff; TEXT-DECORATION: none; layer-background-color: #FFFFFF" Evet olabilir,ilerde atmaya çalısıcagım Gokhan.
İnsanlar İçin En Güzel Hediye Hiç Masrafı Olmayan
Ama Degeri Çok Olan Ufacık Bir Gülümsemedir...
ası sen gel bırde ısparta yı gor walla orası kadar olmasda çok soguk
Aşkı Ya Yaşarsın Yada Yazarsın...
Diyen Şair Sonra da
Ne Yaza Bildik... Ne de Yaşayabildik...
Demiş...
SaRıma LaRciverRt Ol...
denız kızı hosgeldın herhalde yenısın sıtede
Aşkı Ya Yaşarsın Yada Yazarsın...
Diyen Şair Sonra da
Ne Yaza Bildik... Ne de Yaşayabildik...
Demiş...
SaRıma LaRciverRt Ol...
Deniz Kızı
Deniz koktu sabaha kadar saçları dudakları
Yükselen göğsü deniz gibiydi
Yoksuldu biliyordum
Ama boynumda yoksulluk lafı etmezki ya
Kulağımın dibinde yavaş yavaş aşk türküleri söylendi
Neler görmüş neler öğrenmişti kim bilir
Denizde buğaz buğaza gecen hayat
Olta yapmak yem çıkarmak kayık temizlemek
Dikenli balıkları hatırlatır
Elleri ellerime deydi
O gece gördüm onu
Ne güzel doğarmış açık denize güneş
Onun saçları öğretti dalgayı
Çalkalandım durdum rüyalar içinde .
Aşkı Ya Yaşarsın Yada Yazarsın...
Diyen Şair Sonra da
Ne Yaza Bildik... Ne de Yaşayabildik...
Demiş...
SaRıma LaRciverRt Ol...