Bir gün Temel Mike Tayson ile unvan maçına çıkmış.Daha ilk yumrukta Temel nakavt olmuş.Hakem bir, iki, üç dört… Sayarken menajeri Temel`in kulağına; “Sakın dokuzdan önce kalkma.”Uzun bir süreden sonra, Temel hafiften gözlerini aralayarak menajerine; “Saat kaç?”Bana Ne
Temelin çocuğu 20 yaşına basmış ama hala sünnet olmamış. Komşuları Temel e
Sormuş:
“Temel hayırdır... Çocuğun 20 yaşına bastı neden halan sünnet ettirmedin...
Temel de:
“Bana ne yahu... Evlenince karısi isteduğu kadar kestursun” dedi.
Zeybek Havası
Temel bir arkadaşının daveti üzerine İzmir’e gitmiş. Orada arkadaşıyla
dolaşırken, birde bakmışlar ki, birkaç efe zeybek oynuyor. Kendilerine özgü ağır
hareketlerle kol vurup diz buken efeleri seyrederlerken, arkadaşı Temel e dönüp
sormuş:
“Ne güzel oynuyorlar değil mi ?”
Temel dudak bükmüş;
“O kadar düşündükten sonra ben de oynarum da” der.
1920–1881=39
Küçük Temel ilkokulda okurken bir sözlü sırasında öğretmeni sormuş:
“Söyle bakalım Temel, 1881 de ne oldu?”
“Atatürk doğdu ögretmenum...”
“Aferin oğlum, peki 1920 de ne oldu?”
“Atatürk 39 yasina basti ögretmenum!”
Çekince Uzar
Öğretmen Temel`e,
“Uzun bir kelime söyle” demiş.
Temel,
“Lastik öğretmenim!” demiş.
Öğretmeni Temel’e,
“Lastik uzun kelime değildir. Ondan daha uzunları da vardır.” Deyince,
Temel,
“Çekince uzar hocam…” Demiş..” demiş.
Temel Mevta
Temel ölmüş. Mezar taşında şunlar yazılıymış:
"Öleceğim dedum dedum da Inanmadunuz.
Ne oldi şimdi?"
Kocasının Ölmesini Bekleyirum
Arkadaşları Temel’e sormuşlar,
“Ula Temel ne zaman evlenecesun?”
Temel de
“Evleneceğum, hem de dul bir kadunla evleneceğum.”
Aradan belli bir zaman geçmiş ama hala bizim Temel evlenmiyor.
Arkadaşları Temel`e dalgacı bir üslupla yine sormuşlar,
“Ula temel, hani evleneceğidun ne oldi senin şu dul hatuna” demişler.
Temel’de,
“Ben sözümden vazgeçmiş değilum. Evleneceğum da o dulla. Kocasinun ölmesini bekleyirum.”
Deniz Bitti
Açık denizde geminin kaptanı ölünce Karadenizli diyerek Temel’i kaptanlığa getirirler. Bir gün, iki gün derken işler iyi gider, fakat üçüncü gün sabaha karsı gemi karaya oturunca bütün tayfalar:
“Ne ettin de karaya oturttun gemiyi kaptan?” Diye sorunca,
Temel cevap verir:
“Pen bişey etmedum... Deniz bitti da...”
Ulan Nereye Gitti Bu Hayvanlar
Temel Avustralya`ya devekuşu avlamaya çıkar.
Bir ara 15, 20 tane devekuşuna rastlar.
Hemen arabayı durdurur. Silahını doğrultur.
Devekuşları silahı görünce ürkerek kafalarını kuma gömerler.
Yani kendi akıllarınca saklanırlar.
Temel etrafa bakar. Ve kendi kendine sinirli sinirli sorar,
“Ulan nereye gitti bu hayvanlar”
Babam Eve Geç Gelecek Dersun
Namaz kılmaya yeni başlayan Temel oğlunu da yanına alarak teravih namazına gider.
Bir iki rekât derken işin uzadığını gören Temel, ceketini çıkartıp oğluna vererek,“Oğlum annene haber ver, merak etmesun, iş iddiaya bindi babam eve geç gelecek dersun”
"Laz Olmadan Gülünmez!"
"Ekranda insanları güldürmenin en garanti yolu Karadeniz güzergahından geçiyor"
Eminim sizin de dikkatinizden kaçmamıştır. Ekrandaki komedi dizilerinin neredeyse tamamında bir Karadenizli karakter var. Avrupa Yakası`nda muhallebiciyi işleten Dursun (Ömür Arpacı), Benim Annem Bir Melek`te durağın büfesini çalıştıran Tursun (Şevket Çapkınoğlu) ve Akasya Durağı`nda yine durağın çaycılığını yapan Ali Kemal (Ateş Fatih Uçan) gibi...
Bu geleneğin ekrandaki ilk temsilcilerinden biri de Bir Demet Tiyatro`daki Laz Bakkal Amca (Rahmetli Aydın Tolan`a Allah gani gani rahmet eylesin) idi. Karadeniz, başlı başına bir mizah cenneti. Bölge insanının kıvrak zekası ve mizaha yatkınlığı yıllardır Karadeniz Fıkraları ile hayat bulup, hepimizi kahkahaya boğmuyor mu zaten? Görünen o ki, ekranda insanları güldürmenin en "garantili" yolu da Karadeniz güzergâhından geçiyor.