Teşekkürler Mahsuni...
İbrahim Sadri sesLendiriyor, iyi dinlemeler...
http://www.deringeyik.com/mp3dinle/i...-actigi-zaman/
Teşekkürler Mahsuni...
İbrahim Sadri sesLendiriyor, iyi dinlemeler...
http://www.deringeyik.com/mp3dinle/i...-actigi-zaman/
Dayan be gönlüm!.
Bîçâre değilsin, Yaradan sana yâr..
Kimsesiz değilsin, yanında "Kimsesizler kimse...si" var!
Biliyorum, Sığmazsın hiç bir yere, dünya sana dar!
Ama dayan gönlüm! Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var...
GİTME
"Gitme ne olur
Gözlerimi saklayacak başka yüz bulamam
Hangi yitik mevsimin kırılmış dalıyım ben
Hangi kayıp bomba kulaklarımda uğuldayan
Her çağda aynı mı yaşanmalı sevda dediğin
Neydi o namlı masal sevdalılarını kovalayan
Her asrın Don Kişot'u olur da
Yel değirmenleri değişir belki
Sevdanın değişkeni olmaz fakat
Ferhat'tı, Mecnun'du, Tahir'di ve Şairdi
Benim bütün ütopyalarım sende birleşiyor
Koca bir yanardağ gibi duruyorsun karşımda
Nuh'un gemisi senin lavlarından taşınıyor
Bitmiş tüm zamanlar, yel değirmenlerine çarpıp rüzgar parçalıyor
"Kızıl bir kısrakla geçiyorum mayın tarlalarını
Spartaküs oluyorum durduk yere
Kamçılıyorum öfkemi
Asırlarca geçiyorum zaman tünelini
Karşıma yüzün çıkıyor
Sığınıyorum
Bir kum saati gibi işliyor duygu denizim
Doldukça boşalan
Çoğaldıkça eksilen tanelerle uğraşıyorum
En bilinmedik dehlizlerde dolaşıyorum sana yakın olabilmek için
'Sana! diyorum
Sana kaçarım ama
Senden kaçamam
'Bu yüzyıla aitim ben' diyorsun
'Seninle uğraşamam'
Ve patlayıveriyor beynimde zamanlanmış bütün bombalar
Dağılıyorum evrenin milyonlarca köşesine
Her hücrem seni arıyor
Her hücrem seni bağırıyor
Her hücrem seni soluyor
Yoksun
Derken kirpiklerinde buluyorum kendimi
Demir parmaklıklar gibi kirpiklerin
Almış saklamışlar beni daha ne olsun
Gözlerinden daha emin korunak nerde olsun
Artık ağlayamam,
Ağlayamam artık,
Ağlayamam...
Gitme ne olur
Yüzümü saklayacak başka göz bulamam"
M.Sarı
Gözlerimdeki yansıman Senden öte bir Sen, Sana verecegim o can Benden öte bir Ben...
SEN VE BEN
Bir akşam
Ansızın geleceğim rüyalarına
Veda ederken yaşadıklarıma
Sele çalınacak hayaller
Yıldızlar dereceğim saçlarına
Şehla bakışlarınla ağlayacak
Gölgene sarılarak uyuyacağım
Hüzne çalınca bütün sevmeler
Aşiyanıma seyre dalacağım
/...Ayarı kaçmış hüzün kokar saatler
Akrep sen
Yelkovan ben.../
Bir akşam
Üşüyen ellerimle dokunup ruhuna
Mehtaba yelken açacağım
Usulca mırıldanırken şarkımızı
Cemalini seyre dalacağım
Kelebekler dokunacak tenine
Dudaklarında sessiz bir _ben_ olacağım
Aşkı çalacak bütün zamanlar
Bir es kadar diyez çalacağım
/...tınısı kaybolmuş bir çifte sazdır yüreğim....
Keman sen
Mızrap ben.../
Bir akşam
Ansızın kaybolacak kederler
Istırabı mahşere kadar kovacağım
Gülşene saracağım saçlarını
Gölgende hıçkırarak ağlayacağım
Ruhunun kıyısında bulacağım huzur
Okyanus gibi sana kabaracağım
Nefesi kesilmiş acemi yağmurun altında
Yüreğinin içinde kendimi bulacağım
/...Denizin altında saklanmış hayallerimsin
Med sen
Cezir ben.../
Zekeriya Efiloğlu
Gaziantep
23.2.2009
''Cennet Cennet Dedikleri Bir Kaç Köşkle Bir Kaç Huri İsteyene Ver Onları Bana Seni Gerek Seni"
SEVDA SOKAĞI
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum
gecenin efkarı iniyor perde perde
sevdanın hayali vuruyor arada bir içime
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
hani su perdelerinde mavi kus resimleri olan
ali bakkalın hemen yanında 17 numara
o kırgın hayatin tam ortasında
hani duvarlarında hala yazılar olan o sokakta
biri gurbetin ,biri ihanetin,
biride seni böyle sevmenin hikayesi
sevdanın cami bana bakıyor ben cama
ve bak sen su seren cama
pencere önünde menekşeler ,hatmiler
bide gece sefası ,bide haytalığı adamın
abi bide sevdanın hayali vuruyor arada içime
iyi oluyor diyorum bu sana iyi oluyor
arada bir arkadaşlar geliyor laflıyoruz ordan burdan
anlarsın ya güzel abim
iç cebimde bir umut doğuyor
bide nerden bulduysam resmi sevdanın
resimde sevda inadına gülüyor
sevdam gayri resmi bilmekteyim
gel ki benim abim
birazda üstümüzde macera güzel duruyor
yani yakışıyor adama yakışıklı bir sevda
hayat haybeye vurmuyor yüzümüze belasını
hayat sokağımızda bir kehribar tespih gibi
dokuyor tanelerini takır takır yüzümüze
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum
ağzımda fiyakalı bir islik
zulamda ağır yarası sevdanın
ali bakkalın çırağı metin anlıyor halinden insanin
metin nedir senin niyetin
kap bakalım abine bir taze ekmek biraz zeytin
bu aksam yine odamda efkar var
anlarsın ya metin adamın halinden adam anlar
İbrahim Sadri
http://www.umutfm.com/izle.php?id=5893
''Cennet Cennet Dedikleri Bir Kaç Köşkle Bir Kaç Huri İsteyene Ver Onları Bana Seni Gerek Seni"
Tohdur Beğ
Avrat yeğin sayrı, benim karnım aç,
Keyf için gelmedik bura tohdur beğ.
Fukara harcından yaz da bir ilaç,
Olsun derdimize çare tohdur beğ.
Tama vatandaşık, gardaşık tama...
Bunca pahılm’olur adam adama?
Geldik ta sabahtan, kaldık akşama,
Yarına mümkün mü sıra tohdur beğ?
Yedi baş horanta yıkık hânede..
Tüm kazancım bini bulmaz senede;
Yüz pangunut helâl olsun gene de;
Ben nereyim, beşyüz nere tohdur beğ?
Tek kaşıkla çorba içer dördümüz..
Kul başından ırak ola derdimiz.
Senden, benden esker ister ordumuz.
Candan da mı yeğdir para tohdur beğ?
Dert-belâ tebelleş oldu başıma,
Her gece tahsildar girer düşüme...
Beni mahcup etme can yoldaşıma,
Erkeklik öldü mü bre tohdur beğ?
Büyük oğlan esker, öteki çırak,
Han için param yok, oteli bırak...
Mevsim kış, yollar sarp, köy hayli ırak;
Bir değil, beş değil yara tohdur beğ.
Memur gelir karşılarsın köşeden,
Zengin gelir kırılırsın neşeden.
Öte kaçma bizim garip Eşe’den,
Bakıp boynundaki kire tohdur beğ.
Hemi Müslümanım, insanım hemi;
Hâlimi arzettim darılma e mi?
İçinde mangır yok, gördün kesemi;
Bir de ceplerimi ara tohdur beğ.
Daha sayayım mı? Noksan mı daha?
Yalvara yalvara tükendim aha..
Bu yüzle mi çıkacaksın ALLAH’a?
Vallahi yanarsın nara tohdur beğ.
Abdurrahim Karakoç
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
HEPİMİZ BU YURDUN EVLATLARIYIZ
Bu nasıl kavgalar çirkin döğüşler
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Yolumuza engel olur bu işler
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Birleşiriz bir bayrağın altında
Biz Türklerin ikilik yok aslında
Yanar tutuşuruz vatan aşkında
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Hedef alıp dövüştüğün kardeşin
Seni yaralıyor attığın taşın
Topluma zararlı yersiz savaşın
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Herkes ilim deryasında yüzüyor
Çıkmış ayın çevresinde geziyor
Yazık bize yollarımız uzuyor
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Kitaplar yazılmış nasihat dolu
Birlikte güçlenir gençliğin kolu
Gençliğe emanet Atatürk yolu
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Söyler Veysel sözlerinden vazgeçmez
Bulanık çeşmeden kimse su içmez
Ganadı olmasa kuşlar da uçmaz
Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
AŞIK VEYSEL
Cümleler doğrudur sen doğru isen,
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.YUNUS EMRE
GİDİYORUM
Ben gidiyorum
Sana bütün dünyayı bırakıyorum
Her şeyden vazgeçiyorum
Senden değil
Dünya sana dar gelir, biliyorum
Yanıma seni de bekliyorum…
Ben gidiyorum
Bütün sevgilerimi yarım bırakarak
Masanın üstündeki bütün şiirleri
Senin sevdanı değil
O dünya dar gelir bana
Sevdamızı yanımda götürüyorum…
Ben gidiyorum
Herkeslere veda ediyorum
Sana değil
Güzel kokulu reyhanları
Toprağıma eksinler istiyorum
Ben gidiyorum
Canımın yarısını
Burada bırakıyorum…
MAHSÛN (15 Mart 2009 Pazar)
''Cennet Cennet Dedikleri Bir Kaç Köşkle Bir Kaç Huri İsteyene Ver Onları Bana Seni Gerek Seni"
GEL
Ey benim tarçın kokulu yârim
Kömür gözlerinde kaybolmuştu benliğim
Ellerine baktım mı memleketim
Saçlarında Türkiye’mi sezerdim…
Ey benim tarçın kokulu yârim
Güneşin doğuşu idi seni görüşüm
Ezgilerim, sana duyulan özlemim
Sen, en güzel türkülerim…
Ey benim tarçın kokulu yârim
Firkate mahal vermeden gel
Vuslatı, vuslatı yakın et de gel
Sebebim olmadan, tez elden gel
Ey benim tarçın kokulu yârim…
MAHSÛN (15 Mart 2009 Pazar)
''Cennet Cennet Dedikleri Bir Kaç Köşkle Bir Kaç Huri İsteyene Ver Onları Bana Seni Gerek Seni"
sondan önceki kalenin yıkılışı
içimde sakladığım birçok sözümle
kendime dönerek özümle gidiyorum
geçmişten bu güne bütün izimle
sessiz sedasız bir çözümle gidiyorum
darmadağın oldu billur duygular
şüphe zındanında öldü saygılar
benden miras kalan bütün kaygılar
sonlar, nihayetler, sızımla gidiyorum
şaşırdım, bazen ayları şaşı geçirdim
görüp duymadığım işi geçirdim
gayrı geride kaldı, kışı geçirdim
önüm bahar aldı yazımla gidiyorum
çok yoruldum biraz durmam gerekli
kendime sorular sormam gerekli
zaman tamam, taslak hazır, vermem gerekli
hayata hazırladığım tezimle gidiyorum
cengiz kılıçparlar
ASALET SONRADAN EDİNİLEMeZ.
şiirleriniz cok güzel olmus arkadaslar tebrikler...
Gözlerimdeki yansıman Senden öte bir Sen, Sana verecegim o can Benden öte bir Ben...
Yalnız(ca) sitem
çığlığım boğazımı kesti, kana(ya) madım
-de halindeyim acıların
her şeye susuyorum artık
susuzluğum dilimin ucu, kemiksiz
ölümlerden ölüm beğendim, üzerime olmadı
zor günler için sakladığım bir intihar vardı cebimde
çıkarttım baktım, kurtlanmış
sebebi var elbet bu gözyaşlarının
anlamaya çalışmayın, anlayın
bir ressamın tuvalinden düştüm
hiçbir renk kurtaramadı beni
beyazlar giymiş bir duygunun içinde,
ismim sırdır artık
- bir kaç ince sızım var, görüşlerinize hazırdır üstadım
ne istediğini bilen sevdalarım olmadı hiç
büyük kavuşmalarımda
hep küçük özlemleri sevdim
küçük sarılmaları
küçük bekleyişleri
büyüklerini sevecek kadar zaman verilmedi
arzularıma haber saldım, gelmediler
nerede unuttum ateşli bedenimin alfabesini..?
hangi ketum dil yaladı geçti haykırışlarımı..?
size bir sır vereceğim,
galiba (d) üşüyorum
Pelin Onay
Gözlerimdeki yansıman Senden öte bir Sen, Sana verecegim o can Benden öte bir Ben...
abi şiiriniz güzelmiş uzun zaman sonra sizi burada paylaşım yaparken görmek çok güzel...
Aşkı Ya Yaşarsın Yada Yazarsın...
Diyen Şair Sonra da
Ne Yaza Bildik... Ne de Yaşayabildik...
Demiş...
SaRıma LaRciverRt Ol...
Antep nedir bilene gönül veresim gelir,
Antebi sevmeyene, sersem diyesim gelir;
Köyleri, Baspinari, Kavakligi, sahreyi
Eski güzel günleri nasil göresim gelir.
Beyti yagli kahke var, zenginde tuzluca var,
Zembildeki darilar sicak sicak kokarlar;
Yildizli gecesinde saz sesleri duyarsin,
Anason ve kebapla hülyalara dalarsin.
Etli firik pilavi, yaninda yufka ekmek,
Lokma yaparak yemek, Antebi sevmek demek;
Çig küfte, lahmacun zevkini almak için
Eşki salata yiyip, ayrani içmek gerek.
Bir an evvel bitmeli Gaziantep hasreti,
Yemeli dolmasini, bir balcan bir de eti;
Çok hararet verirse sayet ilik baklava
Bekliyor köpügüyle soguk meyan serbeti.
Antep nedir bilene gönül veresim gelir,
Antebi sevmeyene sersem diyesim gelir;
Köyleri, Baspinari, Kavakligi, sahreyi
Eski güzel günleri nasil göresim gelir.
sen bana ışık ver yeter bende filiz çok
bahar'ın Kadınları (Masal)
Bak bir varmış bir yokmuş… Minnacık bir Bahar varmış.
Bahar yüzlüymüş, Bahar bebek, gül gamzeli, küçük bebek.
El bebek gül bebek, sana kim bakacak bebek?
Haber salınmış her yere, Fatma talip olmuş Bahara,
Gülünce gözleri gülermiş, al yanaklı Fatma’nın
Olmayınca çocukları, ayrılmış kocasından.
Bağrına basmış Baharı, doğmamış çocukları yerine.
Masal bu ya ey dostlar,
Bir gün bir kısmet çıkmış Fatma’ya, evlendirmişler alel acele.
Fatma gelin olanda, bizim Bahar yalnız kalanda.
Sil baştan haber salınmış her yere.
Firdevs hanımla anlaşılmış bu kere.
Memede Bebesi varmış Firdevs’in, ekmek parası işte.
Söz vermiş üstelik bir kere bakacak Bahara.
Ah! Firdevs uykusuz Firdevs!
Gece çocuk uyutmaz, gündüz Bahar yatırmaz.
Günler böyle akıp giderken, uykuya dalmış Firdevs birden.
Bahar yüzlüm çok ağlamış, bizim kadın duymamış.
Bir de annesi gelmez mi aniden, Firdevse yol görünmüş hepten.
Bunu duyan Pınarım teyze, koşmuş gelmiş, dayanamamış bahar yüzlüye:
Ah teyzem, can teyzem, kimlere kaldın gül teyzem,
Bırakır mıyım seni ben sararım sarmalarım, ederim teslim yeni gelene.
Bakarım Bahara demiş Devlet, yayılmış yerleşmiş eve.
Kocaman elleri, kalın dudaklarıyla dev gibiymiş Devlet,
Doksan kiloluk bedeni, taşıyamıyormuş kendini.
Kalınmış sesi üstelik bağırınca korkmuş bizim Baharcık.
Türkan demiş ben geleyim. Ağlatmam severim, olurum ablası bebeğin.
Gel bakalım Türkan demişler, deneyelim seni de, olmazsa eğer bakarız çaresine.
Yollanmış Türkan da üç ay içinde.
Türkan gitmiş, Selma gelmiş, Selma gitmiş, Elif Gelmiş
Günler, günleri, aylar ayları kovalamış, böylece aradan tam üç yıl geçmiş.
Bahar yüzlüm, gül gamzelim büyümüş.
Üç yılda otuz kadın gelmiş gitmiş. Bizim Bahar kadınları eskitmiş.
Pınar Atay 30.4.2008 Gaziantep
sen bana ışık ver yeter bende filiz çok